"İçimizdeki Almanlar"

"İçimizdeki Almanlar"

İnternethaber yazarlaırından Süleyman Özışık köşesinden "içimizdeki Almanlar" başlıklı bir köşe yazısı kaleme aldı...

Süleyman Özışık / İnternet Haber

"İçimizdeki Almanlar"

Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck günlerdir ülkemizde toplantı üstüne toplantı yapıyor. İçimizdeki Almanlar zil takıp oynuyor adeta...

Dersiniz babaları Hac'dan gelmiş!

Elin Hans'ı Türkiye'yi aşağılamaya çalıştıkça bizimkiler sevinç naraları atıyor. Kemal Kılıçdaroğlu'na bakıyorsun, Gauck'un karşısında bir tebessümü var, neredeyse eriyip gidecek!

Dersiniz ki ömrü hayatında ilk kez bir insanla karşılaşmış. O nasıl hayranca bir bakış, o nasıl bir tebessümdür Yarabbi!  Seçimlerden sonra ilk kez kendisini böyle gülümserken gördüm.

"Benim Alman versiyonum bir iki kelam etse de Erdoğan zor durumda kalsa" diye bir melül bakışı, bir heyecanlı bekleyişi var ki anlatamam...

Ya ODTÜ'lü bazı süper zeka öğrencilere ne demeli?

Gauck, "Erdoğan tekrar buraya uydu fırlatmaya falan gelirse taşlayın tamam mı?" diye nasihat veriyor, bizimkiler avuçlarını patlatırcasına alkış tutuyor.

Tepinerek alkışladıkları adam başka neler diyor, bir de ona göz atalım.

"Cemevleri Almanya’da resmen ibadet yerleri olarak kabul edilirken neden Türkiye’de ibadet yeri değil" diyerek Alevi vatandaşların hassasiyetini kaşıyor.

"Twitter ve Youtube yasaklanmak zorunda mı? Anayasa Mahkemesi Başkanı neden bu kadar eleştirel konuştu? Hükümet, önemli bir seçim zaferiyle bu kadar büyük bir güce sahipken neden yargıya müdahale etmeli? Bu gerçekten demokrasiyi güçlendirecek mi?" diye soruyor.

"Bu kadar güçlü bir hükümet; yargıya medyaya karşı niye girişimde bulunuyor?" diye ekliyor.

O öttükçe bizimkiler deliriyor resmen! Gak diyor seviniyorlar, guk diyor gülüyorlar!

Niye?

Adam AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan aleyhinde konuşuyor da ondan.. Ellerinden gelse bizim Cumhurbaşkanlığı seçimimizde onu aday gösterecekler.

Oysa demokrasi havarisi olarak alkışlayıp kutsadıkları adam, bildiğiniz Almanya'nın Kemal Kılıçdaroğlu'su...

Ülkesinde cemevleri ve camiler ancak ve sadece dernekler kanununa göre açılabiliyor. Bundan haberi yok, gelmiş bizimkilere özgürlük teraneleri satıyor.

Böylesi ancak Türkiye'de oluyor işte!..

Hamburg olaylarında sokağa çıkma yasağı ilan edenler, Youtube sitesine video koyulmasını yasaklayanlar, insanlar iletişim kurmasın diye telefon şebekelerini kapatanlar, 2 saat içinde Türk polisinden fazla gaz kullananlar gelmiş insan haklarından, özgürlüklerden ve demokrasiden bahsediyor, kimsenin sesi çıkmıyor.

Kendi ülkesinde ayaklanma olunca televizyonların yayınlarını kestiren, canlı yayınlıyor diye TRT'nin yayın lisansını iptal eden ülkenin başındaki adam, benim ülkemde medya özgürlüğünden dem vurabiliyor.

Ülkesindeki 9 Türk'ün ırkçı saldırılar sonucu öldürülmesini örtbas etmeye çalışan, bu katliamları araştıran mahkemeleri bile baskı altına alıp susturan ülkenin Cumhurbaşkanı, benim ülkemde"Mahkemeler niye baskı altında" diyor. Bir insan evladı çıkıp da, "Sen önce benim katlettiğin kardeşlerimin hesabını ver. Sen önce ülkendeki ırkçılığı önle Nazi yavrusu" demiyor.

Yanı başımızdaki Ukrayna'yı kışkırtmalarla parçalayan Alman asıllı boksörün Cumhurbaşkanı olan zat, benim ülkemde Gezi ve 17 Aralık benzeri eylemlerin devam etmesi gerektiğini söylüyor, küfür yiyeceğine alkış alıyor.

Adam gözümüzün içine baka baka, "Biz yıllarca PKK terör örgütünü besledik. Başbakanınız çözüm süreci diye bir şey çıkardı ve akan kanı durdurdu.Şimdi elimizde olanı kullanacağız. Alevileri kışkırtıp yeni bir cephe açmamız Türkiye'yi kendi içinde sürekli kavga halinde tutmamız lazım" diyor ama eğitimli şehir iguanaları bunu anlamıyor, anlamak istemiyor.

Irkçılığın, soykırımın, katliamın kitabını yazan onun ülkesi. Onun ataları 50 milyon insanı diri diri yakıp sabun yaparken, benim atalarım "Yaratılanı severiz yaratandan ötürü" diyordu ama kimse bunu hatırlatmıyor.

Adam Mısır'daki idam kararları hakkında tek laf etmiyor. Derdi tasası Türkiye ve Türkiye'deki özgürlükler.

Kimsenin tepki göstermediği adama yine Başbakan Erdoğan cevap veriyor.

"Dün Alman cumhurbaşkanı gelmiş, benimle konuştuğu şeylerden sonra ODTÜ’ye gidiyor garip garip şeyler konuşuyor. Kendilerine neler öğretildiyse onu ifade ediyor. Biz O'nun Almanya'da Alevileri nasıl kışkırttığını biliyoruz. Herkes haddini bilsin. Biz İçişlerimize karışılmasına tahammül edemeyiz" diyor.

Sonra ne oluyor dersiniz?

Alman Cumhurbaşkanı çıktığı bir Türk televizyon programında Erdoğan'ın bu şamarı andıran sözleri kendisine hatırlatılınca "Beni bazı sivil toplum kuruluşlarınız yanlış yönlendirdi" diye itirafta bulunuyor, Erdoğan ve Türkiye'ye övgüler yağdırıyor.

Ve bu hainliği yapan alçaklar hala, "Yahu bu Erdoğan neden çok seviliyor" sorusunun cevabını arıyor.

Kömür ve makarna yüzünden akıllım, başka niye olacak!