Hizmet-İş ile ilgili iddialar gerçeği yansıtmıyor

Hizmet-İş ile ilgili iddialar gerçeği yansıtmıyor

Hak-İş ve Hizmet-İş Sendikası Genel Başkanı Arslan, Hizmet İş Sendikası Genel Merkezindeki usulsüzlük iddialarıyla ilgili yargı sürecinin devam ettiğini bildirdi.

Hak-İş  ve Hizmet-İş Sendikası Genel Başkanı Mahmut Arslan, Hizmet İş Sendikası Genel Merkezindeki usulsüzlük iddialarıyla ilgili yargı sürecinin devam ettiğini bildirdi. Arslan, "Burada sadece iki kişiden bahsedilmiyor. Sendikanın hiç bir ilişkisinin bulunmadığı, sendikamızın tanımadığı ücüncü şahıslara da bir kısım kaynakların aktarıldığı bu ön rapor tarafandan tespit edilince bu üçüncü şahıslarla ilgili ayrıca bir dava açtık. Bu davalar devam ediyor ancak sendikamızın ilkeli duruşu sonucu, sendika hukuk müşavirliğinin de yoğun çalışmaları sonucu  hem muhasebe elemanlarından hem de üçüncü şahıslardan yaklaşık 2 milyon 800 bin TL geriye tahsil edilmiştir" dedi. 

Arslan, ''Sendikal bakış açısıyla genel işler işkolunun ve yerel yönetimlerin sorunları'' ve gündemdeki diğer konulara ilişkin Hizmet -İş Sendikası Genel Merkezinde bir basın toplantısı düzenledi. Hizmet İş Sendikası Genel Merkezindeki mali inceleme ile ilgili de açıklamalarda bulunan Arslan, sendika ile ilgili bazı medya organlarında farklı yorumlarla yer alan haberlerin gerçeği yansıtmadığını, söz konusu iddialar ile kamuoyunun yanlış yönlendirilmesinden üzüntü duyduğunu dile getirdi.

"Alacak davası açtık"

Kendisine sendikanın muhasebesinde görev yapan bazı kişilerin dikkat çekici şekilde banka hesaplarında para hareketi olduğuna ve bir takım usülsüzlükler olduğuna  ilişkin 22 Mart 2013 tarihinde bir ihbar mektubu geldiğini anlatan  Arslan, kendisinin derhal sendikanın 1. hukuk müşavirini çağırarak  bir görevlendirme yaptığını bu görevlendirme sonucunda evrakların dosyaların incelendiğini ifade etti.

Yapılan inceleme sonucunda 30 Nisan 2013 tarihinde hazırlanan raporda ihbar mektubunda yer alan hususların doğruluğunu ortaya çıkan bazı verilere ulaştığını anlatan Arslan, kendilerinin  de yönetim kurulunu toplandığını , derhal yeminli bir mali müşavirlik firması aracığıyla kayıtlar üzerinde inceleme yapılması, bir acil olarak bir ön raporun hazırlanması ve buna bağlı yargı sürecinin başlatılması konusunda karar alındığını kaydetti. Yeminli Mali Müşavirlik firması ile bir sözleşme yapıldığını, firmanın ayrıntılı bir çalışma sonucu bir ön rapor sunduğunu, ifade eden Arslan, bu raporu alır almaz, Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu ve nöbetçi iş mahkemesinde alacak davası açıldığını belirtti. 

Raporda, 3 milyon 400 bin liralık bir rakamın sendika hesaplarından muhasebe servisinde çalışan bir müdür ve şef tarafından çeşitli muhasebe teknikleri kullanılarak çeşitli profesyonel oyunlarla sendikanını hesabından bu paraların aktarıldığının tespit edildiğini anlatan Arslan bunun üzerine sendikanın bunun yargıya intikal ettirdiğine dikkat çekti. Arslan, "Burada sadece iki kişiden bahsedilmiyor. Sendikanın hiç bir ilişkisinin bulunmadığı, sendikamızın tanımadığı ücüncü şahıslara da bir kısım kaynakların aktarıldığı bu ön rapor tarafandan tespit edilince bu üçüncü şahıslarla ilgili ayrıca bir dava açtık. Bu davalar devam ediyor ancak sendikamızın ilkeli duruşu sonucu, sendika hukuk müşavirliğinin de yoğun çalışmaları sonucu  hem muhasebe elemanlarından hem de üçüncü şahıslardan yaklaşık 2 milyon 800 bin TL geriye tahsil edilmiştir" diye konuştu. 

Yargı sürecinin devam ettiğini belirten Arslan, iddialarda yer aldığı şekilde, "20 milyon lira gibi yolsuzluk..." gibi ifadelerin gerçeği yansıtmadığını vurgulayarak, muhasebe servisini de yeniden yapılandırdıklarını, bu tip usulsüzlüklere bir daha imkan vermeyecek yeniden yapılanmaya gittiklerini sözlerine ekledi.

- Taşeron uygulaması hızla yaygınlaşıyor

Hak-İş  ve Hizmet-İş Sendikası Genel Başkanı Mahmut Arslan, taşeron uygulamalarının artık istisna olmaktan çıktığını sadece belediyelerde değil, kamunun bütün alanlarında, taşeron uygulamasının hızla yaygınlaştığını belirterek, '''Taşeron işçilerin hangi kurumun işçisi olduğuna  bakılmaksızın iş yerinde yapılan toplu iş sözleşmesi hükümlerinin alt işveren işçilerine de uygulanmasını sağlarsak sorunu önemli ölçüde çözmüş olacağız''dedi.

Arslan, ''Sendikal bakış açısıyla genel işler iş kolunun ve yerel yönetimlerin sorunları'' ve gündemdeki diğer konulara ilişkin Hizmet -İş Sendikası Genel Merkezinde bir basın toplantısı düzenledi.

Toplantının açılışında bugün açıklanan işsizlik rakamlarına değinen Arslan, Eylül ayında işsizlik oranının yüzde 9,9 olduğunu ve toplam işsiz rakamının da 2 milyon 831 bin kişiye ulaştığını belirterek, Türkiye'de dünyadaki kriz bölgelerine göre işsizlik oranları biraz düşük olsa da Türkiye'nin hedeflerini gerçekleştirme konusunda ciddi bir rakamla karşı karşıya kalındığını söyledi.

Türkiye'nin 2023 yılı için yüzde 5 işsizlik hedefi olduğunu hatırlatan Arslan, ''Hedeften bugün çok uzak bir yerde durduğumuzu biliyorum. Alınan bir çok tedbire rağmen işsizlik oranlarının artış göstermesini Türkiye açısından, çalışanlar açısından, geleceğimiz açısından önemli bir risk olarak değerlendiriyoruz. İşsizlikle mücadele konusunda hükümetin daha somut, daha sonuç alıcı yeni tedbirler alması gerekiyor'' dedi.

-Asgari Ücret Tespit Komisyonuna eleştiri

Bugün Asgari Ücret tespit komisyonunun ikinci toplantısının yapılacağını belirten Arslan, Komisyonun yapısından kaynaklı bir sorunla karşı karşıya kalındığını, yapısı itibariyle işveren ve hükümet ağırlıklı bir yapıdan sağlıklı bir asgari ücretin çıkmasının mümkün gözükmediğini söyledi.

İşçileri temsil konusunda da sorun yaşandığına işaret eden Arslan, Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun yapısının daha demokratik daha katılımcı daha çok sonuç almaya yönelik bir yapıya dönüştürülmesi, kriterlerin ayrıntılı bir şekilde ortaya konulması ve bunlarla ilgili yasal zemin oluşturulması, komisyonun daha şeffaf bir çalışma yapması ve kamuoyunun bunu bilmesi gerektiğini vurguladı.

Arslan, ''Bu hususlar gerçekleşmediği müddetçe Asgari Ücret Tespit Komisyonu'ndan beklediğimiz arzu ettiğimiz istediğimiz bir sonuç almak ne yazık ki mümkün değil. Komisyonun bundan sonraki çalışmaları bu yapı devam ettiği sürece bir komediye dönüşür. Böyle bir komedinin gerçekten Türkiye'nin bir ay gündemini meşgul etmesinden de rahatsızız açıkçası.Bu yapı bu anlayış bu hukiki zemin değişmediği sürece asgari ücretten beklentilerimiz ne yazıkki bir türlü gerçekleşmeyecektir'' şeklinde konuştu. 

Vize konusundaki gelişmelere de değinen Arslan, geri dönüş anlaşması ile vize konusunun 3,5 yıl içinde çözülecek olmasının Türkiye için önemli olduğunu, vize konusunun bir gelişmişlik göstergesi olduğunu bununla da Türkiye'nin önemli bir eşiği aşmış olacağını söyledi.

-Kamuda taşeron uygulaması yaygınlaşıyor

Hizmet -İş Sendikasının faaliyette bulunduğu ''genel işler'' iş kolu çalışanlarının sorunları konusunda da değerlendirmelerde bulunan Arslan, genel işler iş kolunda belediyelerin çalışanları açısından bugün gerçekten ağır bir krizle karşı karşıya kalındığını, belediyelerin 5393 sayılı Belediye Yasasında sayılan ve görev ve sorumlulukları arasındaki hizmetlerin tamamına yakınının ihaleye yoluyla ve hizmet alımı suretiyle götürdüğünü bildirdi.

Belediyelerin yeni kadrolu işçi almak ve yeni istihdam oluşturmak yerine daha ucuz kolay olan taşeron yoluna gittiğini anlatan Arslan, 2005 yılında belediyelerde çalışan kadrolu işçi sayısı yaklaşık 400 bin iken bugün bu sayının 70 bine düştüğünü bildirdi.

Belediyelerin nüfusunun artması, hizmet alanlarının genişlemesi, yeni ihtiyaçlara göre yeni istihdam imkanları olmasına rağmen, kadrolu işçi sayısının azalmaya devam ettiğine işaret eden Arsan, belediyelerdeki kadrolu işçilerin dışında kendi şirketlerinde taşeron firmalarda çalışan işçilerin sendikalara üye olamadığını, toplu sözleşme hakkından yararlanamadığına dikkati çekti.

Taşeron uygulamalarının artık istisna olmaktan çıktığını, sadece belediyelerde değil, kamunun bütün alanlarında,  bakanlıklarda Meclis'te, Başbakanlık'ta Cumhurbaşkanlığı'nda bile taşeron uygulamasının hızla yaygınlaştığını öne süren Arslan bu konuyla gerçekten mücadele edilmesi ve engellenmesi gerektiğini ifade etti.

Arslan, bu sorunun çözülmesi noktasında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı nezdinde sendikanın ciddi bir mücadele gösterdiğini vurguladı.

Türkiye'nin 1960 yılında imzaladığı 94 sayılı İLO sözleşmesi bulunduğunu, bu sözleşmeye dayalı olarak mevzuatta düzenleme yapılırsa  bu sorunun çözüleceğini bildiren Arslan,'' taşeron işçilerin hangi kurumun işçisi olduğuna bakılmaksızın iş yerinde yapılan toplu iş sözleşmesi hükümlerinin alt işveren işçilerine de uygulanmasını sağlarsak sorunu önemli ölçüde çözmüş olacağız'' diye konuştu.

Sendikanın 24 Ocak 2014 tarihinde  35. kuruluş yıl dönümünü alt işveren işçilerin örgütlenmesine yönelik bir kampanya düzenleyerek kutlayacaklarını belirten Arslan, taşeron işçilerinin tamamının, Hizmet-İş Sendikası bünyesine dahil ederek toplu sözleşme düzeninin içine dahil etmeyi istediklerini söyledi.