Nureddin Şirin

Nureddin Şirin

“Hizbullah Kadın ve Çocukları Boğazlıyor” İddiasını Ortaya Atanlara...

"Hizbullah Kadın ve Çocukları Boğazlıyor" İddiasını Ortaya Atanlara Çağrı

Bazı internet sitelerinde El Kusayr"da çatışmalarla ilgili Türkçeleştirilmiş bir video yayınlandı.

Video"da Suriye-Lübnan sınırındaki Kusayr kentindeki çatışmalara katılan Hizbullah savaşçılarının ellerindeki bıçaklarla kadın ve çocukların boğazlarını kestikleri, El Kusayr"a, kadın ve çocukları öldürmeye geldikleri ileri sürülüyor.

Hizbullah El Kusayr"daki çatışmalarla ilgili olarak tavrının ne olduğunu şimdiye kadar defalarca açıkladı.

El Kusayr"da Lübnan asıllı Şii Müslümanların "Özgür Suriye Ordusu" militanları tarafından sürekli olarak saldırıya uğradığı ve katliama tabi tutulduğu belirtilerek, bu insanların sürekli olarak kendilerinin korunması için Hizbullah"tan yardım istedikleri kamuoyunun gündemine gelmişti.

Nitekim EAl Kusayr"daki Şii Müslümanların birçok akrabası da Lübnan"daydı.

El Kusayr"daki bu katliamlarla ilgili tepki verenlerin başında Lübnan"ın önde gelen Ehl-i Sünnet alimlerinden Şeyh Mahir Hammud geliyordu.

Lübnan"dan bazı alimlerin Kusayr"da "Ehl-i Sünnet Müslümanların katledilmesini önlemek" (!) için savaş fetvası yayınlamaları üzerine, Bilal bin Rabah Camii imamı Ahmet el-Esir başta olmak üzere Lübnanlı bazı alimlerin cihad çağrılarına tepki gösteren Şeyh Hammud şu önemli açıklamada bulunmuştu:

" Sünnileri savunmak için verilen cihat fetvaları, siyasi ve şer'i şartları karşılamıyor. Onlar bu fetvaları verirken, el-Kusayr'daki sünnilerin tehlikede olduğu ve kurtarılmaları gerektiği zannına dayandılar. Oysa, el-Kusayr'da tehlikede olanlar, Şii mezhebine mensup olanlardır. Bu kişiler hem mezhebi aidiyetlerinden hem de Suriye rejimini destekleyen duruşlarından ötürü hedef alındılar. Bu kişiler, herhangi birisine saldırmamıştır. Bundan ötürü savunulması ve korunması gereken, el-Kusayr'daki Şiilerdir. Eğer el-Kusayr'daki Sünniler, mezhebi aidiyetlerinden ötürü tehlikede olsaydı, onları da savunurduk."

Kusayr ile ilgili o kadar yoğun bir dezenformasyon yapıldı ki, Hizbullah savaşçılarını "bıçak ve satırlarla" kadın ve çocukları katlettiği iddiaları da ileri sürülebildi.

Daha önce de kamuoyuna yansıdığı üzere; Suud rejimi istihbarat bakanı Prens Bender Bin Sultan"ın, "Suriye ile ilgili videoların hazırlanıp hızlıca yaygınlaştırılması" stratejisi doğrultusunda sürdürülen bu kampanyanın asıl amacı "Hizbullah"ı Müslümanlar nezdinde itibarsızlaştırmak"tı kuşkusuz.

Şimdilerde sıklıkla "sivilleri katleden, kadın ve çocukları boğazlayan bir Hizbullah" imajı oluşturabilmek için nasıl bir kampanya sürdürüldüğünü, yayınlanan bu son videoda açıkça görmekteyiz.

Halbuki başta Şeyh Adnan Arur gibi Suud televizyonlarında gece gündüz katliam fetvaları veren mezhepçi provokatörlere son olarak Şeyh Yusuf el Kardavi eklenmiş, Suriye"deki silahlı gruplara, sivillerin katledilmesi için fetva vermişti.

Suriye"de sivillerin katledilmesi için kimlerin fetva verdiği, kimlerin bu katliamları gerçekleştirdiği, kimlerin boğaz kestiği apaçık ortada iken, Hizbullah"ın asla yapmayacağı bir şeyi yapmış gibi kamuoyuna servis edenler, hakkaniyet, insaf ve adaletten ne kadar şaştıklarını ortaya koyuyor.

El Kusayr"da ne olup bittiğini, kimlerin nasıl katliama uğratıldığını, sivilleri, kadınları, çocukları gerçekte kimlerin katlettiğini öğrenmek için gelin bir komite oluşturalım ve sonuçlarını bir rapor halinde kamuoyuna yansıtalım.

Eğer, Hizbullah"tan birisi, masum bir insanın, bir kadın veya bir çocuğun kanına girdiyse, hep birlikte en güçlü bir şekilde Hizbullah"ı telin edelim ve hatta Hizbullah"a karşı eylemler protestolar düzenleyelim. Eğer aksi ise, o zaman da bu gerçek dışı iftiraları ortaya atanları yayınlayanları telin edelim ve onları protesto edelim.

Adalet ve hakkaniyet bunu gerektirmez mi?

Ne gariptir ki, Şeyh Yusuf el Kardavi"nin başkanlığını yürüttüğü Dünya Müslüman Alimler Birliği, Kusayr"da Hizbullah"ın durdurulması için İslam İşbirliği Teşkilat"na çağrıda bulunarak "Suriye'deki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Yaşananlar, tahminlerin de ötesindedir. Özellikle Kusayr ilçesinde Hizbullah militanlarının desteğiyle Esed birliklerinin yaptıkları, düşmana karşı birleşme ihtiyacı doğuruyor. Tüm Müslüman hükümetlerin ve halkların, her imkanını kullanarak Suriye'deki kardeşlerimize yardım etmesi gerekmektedir" diyor.

Bu "Dünya Müslüman Alimler Birliği" denen yapı, eğer sivillerin katledilmesini önlemekte samimi ise, "Kimler tarafından yapılırsa yapılsın, Suriye"de sivil insanların katledilmesinin durdurulması için İslam İşbirliği Konferansı acilen harekete geçip masum insanların öldürülmesinin önünü almalıdır" demesi gerekmez miydi?

Hem siz bir taraftan üst üste sivil katliamların gerçekleştirilmesine fetva vereceksiniz, hem de kalkıp "Hizbullah katliam yapıyor, durdurun" şeklinde tek yanlı, kışkırtıcı ve asılsız iddiaları ileri süreceksiniz?

İslami adalet ve muhakeme bu mudur?

Not: Kusayr"daki çatışmalarla ilgili olarak, hazırlayacağımız bir dosyayı yakında yayınlayacağız...

nureddin@kudustv.com

https://twitter.com/NureddinSirin

Bu yazı toplam 2792 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar