Hilal Kaplan : 'Babaannem Gibi Örtünmem'

Hilal Kaplan : 'Babaannem Gibi Örtünmem'

Sabah gazetesi yazarı Tarz-ı Bahar'ı yerden yere vurdu.

İşte Hilal Kaplan'ın o yazısı;

Eskiden, başörtüsü takma biçimleri tartışma konusu edildiğinde ve 'iğnesiz, çene altından bağlanır' gibi dayatmalar yapıldığında, 'babaannelerimiz gibi örtünmek zorunda mıyız?' diye haklı olarak çıkışan genç kızlar vardı.

Şimdiyse, başörtüsü yasağının büyük çoğunlukla kalktığı bir ülkede yaşayan ve binlerce dolarlık günlük kıyafetler giyip, kendilerini eleştirenlere karşı 'babaannelerimiz gibi örtünmek zorunda mıyız?' diye çıkışan genç kızlar var.

Kim derdi ki, başörtülü kadınları hayatın her alanından kovan bir yasağa karşı kurulan cümlenin aynısı, öznelliğini moda fanatiği tüketicilere indirgeyip 'hayatın her alanında' olmak isteyen başörtülü kadınlar tarafından da kurulacak?
Davet şöyleydi:

"... Cumartesi günü, abiye ve gelinlik modellerinin sunulacağı Tarz-ı Bahar Defilesi ile muhafazakâr kesimin moda tutkunları ilk kez böylesine kapsamlı bir etkinlikte buluşuyor.

Tüm gün sürecek etkinlik kapsamında, Hüsn-ü Hat Sergisi Açılışı ve Mücevher Defilesi de yer alacak." "Tarz-ı Bahar" diye Osmanlıca terkip kullanıp, araya bir de hüsnü hat sıkıştırınca, olmuş size 'muhafazakâr defile'...

Geçtiğimiz yıl, 'muhafazakâr Vogue' olarak sunulan bir derginin düzenlediği benzer etkinlik tepkiler üzerine iptal edilmişti. Sanırım onları 'ele veren' Osmanlıca terkip kullanmayıp, adını dürüstçe 'fashion party/ moda partisi' koymaları olmuş. Hüsnü hattın, kadınların podyumda başkalarının göz zevki için arzı endam etmesiyle alakasını kuracak kadar da 'uyanık' olamamaları belki de...

Hayır, kimsenin kimseyi 'süslüman' diye aşağılamaya veya dindarlığını sadece israf ölçütü üzerinden tartıp ahkâm kesmeye hakkı yok. Sadece şu: "Bu benim bireysel tercihim" diyerek kendinizi kandırmayın. Moda, her şeyden evvel öznesi olunan değil, maruz kalınan bir süreçtir. Birileri, ihtiyacınız olmayan şeylere ihtiyacınız olduğu yanılgısını oluşturarak, sizi her sene belli model ve renklere yönlendirir. Gardrobunuzu doldurup doldurup boşaltmanıza sebep olur. Siz de seçeneklerden tercihinizi yapıp, kendinizi 'özne'ymiş hissedersiniz. Ancak sonuçta size sunulana maruz kalan ve kolayca güdülenen nesnelerden ibaretsinizdir. Moda, bir özneleşme biçimi değildir, asla da olmamıştır.

Ayrıca Müslümanın 'duru ve şık' görünmesinin yolu her yıl gardrobunu yenilemesinden de geçmez. Kabul etmek gerekir ki binlerce dolarlık kıyafetlerle ve artık anlaşılan ağır ağır makyajlarla sokağa çıktığınızda 'duru ve şık' göründüğünüzü size düşündürtmeleri bir başarıdır. Ancak bunun 'Müslümanca' olduğuna bir dakika bile kendinizi inandırabildiğinizi sanmam.
Evet, babaanneleriniz gibi görünmek zorunda değilsiniz ama Heidi Klum gibi görünmek zorunda da değilsiniz.

Ha bu arada, 2000'lerin başından itibaren, gittikçe GQ erkeklerine benzeyen dindar erkekler de başörtülü kadınlar hakkında ağızlarını açmasalar daha isabetli olur.