"HDP'nin Duruşu Değişti!"

"HDP'nin Duruşu Değişti!"

Başbakan ve AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, HDP ziyaretinin ardından bir açıklama yaptı.

HDP ziyaretinin ardından bir açıklama yapan Başbakan Ahmet Davutoğlu, "HDP'nin TBMM'ye 80 vekille girmiş olması fırsattır" diyen Başbakan, "Bir aylık süreçte HDP'nin duruşunun değiştiğini gördük" yorumunda bulundu.

Başbakan ve AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, 1. tur koalisyon görüşmeleri kapsamında gerçekleştirdiği HDP ziyaretinin ardından bir açıklama yaptı. Davutoğlu, görüşmede "daha önce çözüm süreci kapsamında verilen tüm taahhütlerin yerine getirilmesi ve Türkiye'deki tüm silahlı grupların ülke dışına çıkması" konusunun da gündeme geldiğini söyledi.

"Bir aylık süreçte HDP'nin duruşunun değiştiğini gördük" diyen Davutoğlu, koalisyon seçeneğiyle ilgili olarak ise şunları söyledi: "Her konuyu görüşürüz fakat koalisyon ortaklığı çerçevesi oluşmuş değil. Ama görüşmeye de devam ederiz. Kuracağımız hükümet Türkiye'nin bütününü temsil etmesi açısından önemlidir. CHP, MHP ile görüşülürken HDP'nin ne düşündüğü önemlidir. Ancak bu çerçevede HDP ile (CHP ile oluşturduğumuza benzer) oluşturulmuş bir mekanizma yok."

Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

Halkın verdiği oya duyduğumuz saygı gereği herkesin herkesle konuşabileceği ortam olmalı. Vatandaşlarımızın tercihinin dışlanmasını doğru görmem. Bu demokratik bir tavırdır. HDP ile yaptığımız görüşmede özellikle üzerinde durduğumuz konu şu oldu: 7 Haziran'da ortaya çıkan tablo ile herkesi kendi yerini doğru konumlandırmak zorundadır.

Demirtaş'ın açıkladığı 3 ilke üzerinde duruldu. Barış, demokrasi, adalet ilkeleri kapsamında görüşlerimizi kendilerine aktardık. Barış söz konusu ise kimse silahla barışı tehdit edecek şekilde ülke topraklarında yer alamaz. Gelin HDP olarak bu tavrı sergileyin.

Biz tek parti iktidarı olma şansı bulamadık. Ama demokrasiyi bağlılığımızı gösteriyorum ve kaç oy almış olursa olsun kimseyi dışlamadan siyasetimizi TBMM çatısı altında alıyorum. HDP'nin TBMM'ye 80 vekille girmiş olması fırsattır. Silahlı grupların Türkiye içindeki varlığı çelişki teşkil eder. Demirtaş'ın dünkü açıklamalarını da dinledim ve görüşlerimi ifade ettim. Çevredeki çatışmaların Türkiye'ye gelmesini istemiyorsak bütün bu baskılara şiddete karşı ortak tavır belirleme sorumluluğumuz var.

Hangi terör grubu olursa olsun Türkiye'nin duruşunun bilindiğini istişare ettik. Türkiye'nin ve çevre bölgelerdeki sorunları istişare ettik. İletişimi her an açık olmamız gerektiğini ifade ettik. Koalisyonla ilgili görüşlerimizi paylaştık. Gelecekteki gelişmeler bağlamında bizim ilkesel tutumumuzu anlatma imkanı bulduk. Türkiye'deki tüm silahlı unsurların Türkiye dışına çıkma hususundaki sözlerin yerine getirilmesi gerektiğini konuştuk. Kamu düzeninin tartışma konusu olmadığını açık yüreklilikle konuşma imkanı bulduk. Misafirperverlikleri nedeniyle kendilerine teşekkür ediyorum.

'LÜTFEN HDP'YE BU SORUYU SORUN'

Daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Davutoğlu, "Demirtaş dün PKK silah bırakmalıdır, bunun muhatabı Öcalan'dır, dedi Nasıl değerlendirdiniz?" sorusu üzerine şunları söyledi: Biz çözüm sürecini çok iyi niyetle başlattık. Neydi ekonomik geri kalmışlık var, halka hizmet edilmiyor, Kürtçe şarkı dinlemiyoruz gibi şikayetler vardı. Sıralamıyorum ama çok geniş bir demokratikleşme süreci hayata geçirildi. Bu gerçeklik üzerine bugün HDP güçlü bir grup olarak TBMM'de bulunuyor. Bütün bu argümanlar birer birer yok olmuşken hala silahlı grup bulundurmanın anlamı nedir? Bu soruyu HDP'ye soruyoruz. HDP oy verenlere de söylüyoruz lütfen bunu sorun. Biz size silahlı mücadele için oy vermedik.

Bu soru daha çok sorulmalı. HDP'ye destek veren aydınların bu soruyu gündeme getirmesi lazım. Barış ve demokrasi derken silaha ihtiyaç duyuluyor. Açık ve net tavır almanın tam vaktidir. Kendisinde ifade ettim. Demokratik bir zafer kazandınız. Zafer derken, kendisinin 'iki katı oy aldık' ifadesini kastettim.

'BÜTÜN SİLAHLAR TESLİM EDİLSİN'

Bu silahsızlanma öyle ya da böyle gerçekleşecek. Siz çağrıda bulunun, Türkiye'de bütün silahlar teslim edilsin. Demokrasi arttıkça silahların azalması, sonra da sıfıra inmesi lazım. 12 yıl içinde Türkiye'de demokrasi arttı, silahların sayısı azaldı mı? Bu soruları sormanın vakti.

Kimseye tepeden bir dil kullanmadım. Dün MHP ile görüşürken de bugün de. 'Biz söyleriz ama onlar dinlemezler...' Birincisi onlar dinleyene kadar söylemeye devam etmeniz gerekiyor. Süreç devam edecekse etkili olduğunuz varsayılır. Etkiniz yoksa görüşmelerin anlamı ne? Etkiniz yoksa sürece hangi yolla katkıda bulunacaksınız. Biz dörtlü parti olarak hep birlikte çağrı yapacaksak, buradan da çağrıda bulunayım: "Bizler demokratik standardın en üste çıkması için hazır olduğumuz ama terör ve şiddet içeren müdahaleye karşı ortak tavır alacağımızı bildiririz" diye bir deklarasyon imzalayalım.

1 AY İÇİNDE HDP'NİN DURUŞU DEĞİŞTİ

Yüzde 13 oy almış bir partiyi yok sayamam. Aldığım görev gereği görüşmem gerekir. 7 Haziran'ın ertesi günün Demirtaş, "Asla Ak Parti'nin içinde olduğu hükümete içerinden ve dışarıdan destek vermeyeceğiz" dedi. Bu ifade açık ve net. AK Parti'nin dışındaki ihtimaller çalışıldı. Bu ifadeye cevap vermedim. Yüzde 41 oy almış bir partiyi dışlayacak formüller yürümez. 1 aylık süreçte HDP'nin duruşunun değiştiğini gördük. Doğrusu da budur.
Her konuyu görüşürüz fakat koalisyon ortaklığı çerçevesi oluşmuş değil. Ama görüşmeye de devam ederiz. Kuracağımız hükümet Türkiye'nin bütününü temsil etmesi açısından önemlidir. CHP, MHP ile görüşülürken HDP'nin ne düşündüğü önemlidir. Ancak bu çerçevede HDP ile (CHP ile oluşturduğumuza benzer) oluşturulmuş bir mekanizma yok.

/Radikal