Hamas'dan Suriyeli Muhaliflere Sert Tepki

Hamas'dan Suriyeli Muhaliflere Sert Tepki

Suriyeli muhaliflerin Hamas’a ‘değişim’ tepkisine Hamas'dan sert yanıt geldi: “Suriye muhalefeti, kendi halkına yıkım ve sefaletten başka bir şey getirmedi”...

Geçtiğimiz günlerde Suriyeli muhalif gruplardan İran’la yakınlaşan Hamas’a sert eleştiriler yöneltilmişti. Suriye İhvanı ve İslam Ordusu kaynaklı açıklamalards, Hamas’ın Suriye politikasında değişikliğe gittiği belirtilmiş, son açıklamasından ötürü Halit Meşal’e İrancı suçlaması yapılmıştı. Konuyla ilgili Al-Monitor’e konuşan Hamas liderlerinden Besim Naim, Suriyeli muhaliflerin Halit Meşal’e sözlü saldırısını kınayarak “Suriye muhalefeti, kendi halkına yıkım ve sefaletten başka bir şey getirmedi” yorumunda bulundu.

Adnan Abu Amer/Al-Monitor

Hamas'ın Hizbullah ve İran'la hızlı bir yakınlaşma sürecine girdiği artık sır değil. Hamas Siyasi Büro Şefi Halit Meşal'in Tahran'ı ziyaret etmesi bu yakınlaşmayı taçlandırır ve Hamas, Direniş Ekseni'ne tam anlamıyla dönmüş olur.

Hamas-Hizbullah ilişkilerindeki yeni gelişmeleri Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah 15 Ocak'ta televizyonda açıkladı. Hamas'ın Hizbullah ve İran'la ilişkileri düzeltmek için ciddi bir irade ortaya koyduğunu anlatan Nasrallah, bunun Hamas'ın içeride ve dışarıdaki liderlerince alınan merkezi bir karar olduğunu ve ikili ilişkilerde büyük ilerleme kaydedildiğini söyledi.

Nasrallah'ın Hamas'dan bahsederken kullandığı dil Hamas tarafından olumlu karşılandı. Bu uzlaşmacı dil, bir gecede ortaya çıkmamıştı, iki taraf arasında Beyrut'ta gerçekleşen bir dizi görüşmenin meyvesiydi. Hizbullah, bu görüşmelerde Hamas'ın Suriye meselesi nedeniyle soğuyan ilişkileri gerçekten düzeltmek istediğini gördü. İlerleyen günlerde yakınlaşma yönünde başka olumlu adımlar da gelebilir.

İki tarafın artan yakınlaşması Hamas'a bir miktar nefes aldırdı. Mısır'ın boykotu, Katar-Körfez uzlaşması ve Hamas yetkililerine ev sahipliği yapan Türkiye'ye uygulanan baskılar nedeniyle son aylarda siyaseten tecrit olan Hamas bu tecritten kısmen kurtulabildi.

Hamas da İzzeddin El Kassam Tugayları lideri Muhammed El Deyf'in Nasrallah'a hitaben yazdığı bir mektupla yakınlaşma haberlerini çok geçmeden doğruladı. Mektubunda 18 Ocak'ta Kuneytra'da öldürülen Hizbullah liderleri için taziyelerini sunan Deyf, ilerideki mücadeleyi birlikte göğüslemeleri için Nasrallah'a silahları İsrail'e doğrultma çağrısı yaptı.

Al-Monitor'un gözlemlerine göre Hamas'ın, Kuneytra saldırısı üzerine Hizbullah'a gönderdiği taziye mesajı hareketin mensupları arasında farklı tepkilere yol açtı. Kimileri Facebook sayfalarından bu adımı desteklerken kimileri de eleştirdi.

Hamas Siyasi Büro üyelerinden Sami Hatır ise Al-Monitor'a şöyle konuştu: “Hizbullah, Hamas ve İran arasında mutabakat vardır. Bizim onlara yönelik siyasetimizde herhangi bir değişiklik olmadı. İlişkilerimiz hiçbir zaman kesilmedi. Hamas, Filistin davasına destek için Hizbullah ve İran'la daima iyi ilişkiler sürdürme gayretindedir.”

Hamas ile Hizbullah arasındaki somut yakınlaşmanın sonuçlarından biri de Meşal'in Suriye muhalefetine ilişkin kafaları karıştıran açıklamasıydı. Meşal, haklarını kazanmak için “barışçıl yöntemlerle” ayaklanan Arap halkını desteklediğini söyledi. Meşal'in bu sözleri, Suriye'deki muhalif militanlara dolaylı bir göndermeydi.

Hamas Dış İlişkiler Sorumlusu Besim Naim de Al-Monitor'a şöyle dedi: “Hamas, Suriye krizine ilişkin ahlaki duruşunun bedelini çok ağır ödedi.” Naim, Suriye muhalefetinin kendi halkına yıkım ve sefaletten başka bir şey getiremediğini söyledi ve Meşal'i İran eksenine bağlı olmakla suçlayan muhalefetin Hamas liderine saldırısını kınadı.

Hamas Siyasi Bürosu'nun iki numarası İsmail Haniye İsrail'in düzenlediği suikastların ardından 20 Ocak'ta Hizbullah'la dayanışma içinde olduklarını ve bu olayın İsrail'e karşı yeniden birlik olma ve ortak doğrultuda çalışma gereğini gösterdiğini belirtti.

Hizbullah ile Hamas arasında arabuluculuk çabalarına katkıda bulunan Lübnanlı bir yetkili, isminin açıklanmaması kaydıyla Al-Monitor'a şu yorumda bulundu: “Parti (Hizbullah), son suikastlara cevaben İsrail'le gireceği herhangi bir çatışmaya Hamas'ın da katılmasından memnun olur. Bu, Hamas'ı İran eksenine geri getirir. Ancak Hizbullah şunu çok iyi biliyor ki her an patlak verebilecek yeni bir savaşta partiyle birlikte mücadele etme konusunda Hamas mensupları arasında mutabakat yok.”

Hamas'ın İran eksenine dönüşünü güçlü şekilde savunan Hamas'ın Gazze'deki önde gelen liderlerinden Mahmud El Zahar 25 Ocak'ta şu açıklamayı yaptı: “Hizbullah'ın gücü İsrail'le savaşmaya yeter. Gazze sadece imkân dâhilindeki yöntemlerle onu destekler.”

Buna karşın Naim'in değerlendirmesi şöyle oldu: “Hangi cephede olursa olsun İsrail düşmanıyla mücadele bir bütündür. Bunun illa da bir siyasi parti tarafından ilan edilmesi gerekmez. Bir sonraki savaşa katılıp katılmama kararı lehte veya aleyhte bir siyasi karara bağlı olmaz, sahadaki çatışmanın doğasına bağlı olur. Gazze kısa süre önce bir savaş yaşadı. Ancak Batı Şeria, Hamas'ın durumu alevlendirme çabalarına rağmen harekete geçmedi. Aynı şey Hizbullah için de geçerli. İsrail'e karşı bir çatışmada Hizbullah'a katılma kararı, sadece sahadaki şartlara bakılarak alınır. Yani Gazze, Güney Lübnan'da patlak veren her savaşa otomatik olarak katılamaz.”

İsimlerinin açıklanmaması kaydıyla Al-Monitor'a konuşan Hamas kaynakları Hamas'ın bu yakınlaşma çerçevesinde hareketin askeri liderlerinden Salih El Aruri'nin bürosunun Türkiye'den Beyrut'a taşınması talebinin Hizbullah tarafından reddedildiği haberlerini ne doğruladı ne de yalanladı. Kaynaklar bunların basınla paylaşılmaması gereken gizli askeri konular olduğuna işaret etti.

Hamas, Nasrallah'ın yakınlaşma açıklamalarını hareketin İran eksenine dönmesini istemeyen bazı Arap ülkelerine, bilhassa Suudi Arabistan ve Mısır'a karşı bir baskı aracı olarak da kullanıyor olabilir. Bu, hareket üzerindeki baskıyı bir nebze azaltabilir.

Naim ise Al-Monitor'a şöyle konuştu: “Hamas'ın İran ve Hizbullah'la yakınlaşmaya devam etmesi Katar ve Türkiye ile ilişkileri olumsuz etkilemez. Türkiye ve Katar açık bir siyasi hoşgörü sergiliyor ve Hamas'ın Tahran ve Beyrut'a yönelik hamlelerini anlıyor.” Naim, bu yakınlaşmayı anlamayan bölgesel aktörlerin ismini ise vermek istemedi.

Hamas, hızla Hizbullah-İran eksenine dönüyor olsa da hareketin içinde askeri ve siyasi liderlere yavaşlamayı telkin edenler de var. Bu kaynaklara göre Hamas, kendisine fazla bir şey vaat etmeyen bu eksene dönmek için aceleci davranmamalı.

Eski müttefiklerle ilişkilerin onarılmasında yavaşlamayı savunan Hamas mensupları, İran'ın borç ve ekonomik krizlerle boğuştuğunu, Hamas'a verebilecek kaynağı olmadığını düşünüyor. Boğazına kadar Suriye bataklığına batmış olan Hizbullah ise kendini Arap dünyasının önünde temize çekmek için Hamas'a ihtiyaç duyuyor olabilir ve bu ihtiyaç da Hamas'ın Hizbullah'ın askeri ve silah yardımına duyduğu ihtiyaçtan fazla olabilir.

 
Kaynak: Al-Monitor