"Hakan Albayrak'ın kendisini özdeşleştirdiği Osmanlı egemenleri"

"Hakan Albayrak'ın kendisini özdeşleştirdiği Osmanlı egemenleri"

Atılım gazetesi, "Biz asla sömürgeci olmadık ve olamayız. Bu bizim hamurumuzda yok" dediğim için beni tefe koymuş.

Şöyle:

"Üzerinden çok geçmedi. 29 Mayıs'ta İstanbul'un fethinin bilmem kaç yüzüncü yıl dönümü kutlanırken, Hakan Albayrak Afrika'da mıydı acaba?! / Olsun, o fetih ama! Öyle yok, orada duracaksın! Bakalım geçmişin, pardon 'hamurun' nasılmış? / Evet, Osmanlı egemenleri tarihin kapitalizm döneminin sömürgecileri değillerdi. Ne de olsa Osmanlı egemenleri hep kapitalizm öncesinde yaşadılar! Ve onlar Avrupa'yı fethetmeye çalışırken, Avrupa'da Osmanlı'yı da yutacak yeni bir sınıf-burjuvazi, yeni bir toplumsal düzen-kapitalizm gelişiyordu... Kapitalist üretim ve kapitalist sömürgecilik, feodal fetihçilikten, feodal fetihçiliğe dayanan askeri emperyalizmden daha yüksek bir düzendi. Hakan Albayrak'ın kendisini ziyadesiyle özdeşleştirdiği Osmanlı egemenlerini Viyana önlerinde durdurdular! / Evet, doğru, Osmanlı egemenleri kapitalizm döneminin sömürgecileri değillerdi! İyi de bu onların sütten çıkmış ak kaşık oldukları anlamına mı geliyor? / Osmanlı düzeni fetihçiliğe, fethedilen ülkelerin halklarının yağmalanıp talan edilmesine ve haraca bağlanmasına dayanıyordu""

Ne diyeyim, bilmiyorum ki.

Mısır, Filistin, Suriye, Bosna-Hersek, Makedonya, Kosova vs, vs, vs'deki muhteşem Osmanlı eserlerine bakıyorum, o eserlerin bolluğunu görüyorum, Osmanlı'nın Ortadoğu ve Balkanlar'a ne kadar çok yatırım yaptığını müşahede ediyorum, sonra bir de Anadolu'ya bakıyorum, Osmanlı'ya başkentlik etmiş olan Bursa ile bazı şehzade şehirleri haricindeki Anadolu'nun Osmanlı eserleri bakımından ne kadar gariban kaldığını görüyorum ve o satırların yazarına şaşkın şaşkın soruyorum:

Osmanlı nasıl bir "yağma"cı ve "talan"cı idi ki, fethettiği memleketlere, bağrından çıktığı Anadolu'nun yüz misli hizmet götürdü?

"Tarihte Türk-Arap İlişkileri ve Arap Milliyetçiliğinin Doğuşu" adlı eserinde (Gelenek Yayınları) Arap yurtlarının Osmanlı hâkimiyetinden kârlı çıktığını yazan Lübnanlı tarihçi Ziyn, işkembeden atmıyor.

Osmanlı'yı rahmetle anan Cemaleddin Latiç gibi Boşnak ve Muhammed Aruçi gibi Arnavut aydınları da boş konuşmuyorlar.

Makedonya'da bir Arnavut televizyonunda şakacıktan şöyle bir şey söylemiştim:

"Arnavut milliyetçilerinin 'Osmanlı emperyalist bir devletti' görüşüne katılıyorum. Evet, Osmanlı emperyalistti; ama Türk emperyalisti değil Arnavut ve Slav emperyalistiydi. Anadolu'ya yapmadığı yatırımları Balkanlara, Arnavut ve Slav yurtlarına yaptı. Zaten padişah dışındaki Osmanlı idarecileri -16. yüzyıldan itibaren- genellikle Balkan kökenliydi."

Tamam, Osmanlı'ya "sütten çıkmış ak kaşık" demeyelim, ama Osmanlı düzeninin yağma ve talana dayandığını ileri sürecek kadar insafsızlaşmanın da âlemi yok be kardeşim!

Saçmalık bu.

Yeni Şafak

Bu yazı toplam 1942 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar