Gülen'den Okunmuş Eşarp

Gülen'den Okunmuş Eşarp

17-25 Aralık kumpasına kadar FETÖ evlerinde kalan kadın, örgütün iç yüzüyle ilgili çarpıcı bilgiler verdi

FETÖ evlerinde yaşananları ve 'ablalık' sistemini anlatan Ayşe isimli kadın, pişman olduğu için 2013 yılında zor da olsa FETÖ evlerinden kendi isteğiyle ayrıldığını söyledi.
Yıllarca FETÖ evlerinde 'ablalık' yapan Ayşe isimli kadın CNN Türk canlı yayınında konuştu.
Yüzünün görünmesini istemediği için silüeti ekrana yansıtılan Ayşe isimli kadın, 17-25 Aralık darbe girişiminin ardından örgütten ayrılmaya karar verdiğini söyledi ve şöyle devam etti:
"Oradayken göremiyorsunuz"
Benim burada anlatacaklarımı vatana millete borç biliyorum. İnsanlar yanlış şeye hizmet ediyor ama bunu oradayken anlatamıyorsunuz, göremiyorsunuz.
"İtaat et, kurtul"
Örgütte şöyle bir şey var, burada kalmak istiyorsan itaat edecek ve kurtulacaksın. Hiçbir şekilde sorgulama yok. Misal, 'Gazete abonesi bulmak zorunda mıyım?' diyorsun, 'Evet bulmak zorundasın' deniyor. Ama neden, niçin yok. Sorularım var cevaplarını alamıyorum. 'Buradan çıkmak istiyorum, kalmak istemiyorum' diyorsun, bu sefer de 'Eğer sen buradan çıkarsan cehennemliksin, yanacaksın' şeklinde bütün psikolojisini mahvediyorlar.
"Çok zor ayrıldım"
Ben çok zor ayrıldım. Onlara güven kazandırdığınız için sizi kolay kolay bırakmıyorlar. Tehdit yok. 'Yanlış yapıyorsunuz, ben bu şartar altında kalamam, dinlenmem lazım' diyerek ayrıldım.
Büyük bir yurt ve az sayıda insan vardı. Keşke sorgulasaydım da atsalardı beni. Ailem bana çok kez 'gitme yapma' dedi ama içinde olduğum için anlayamadım.
"Gülen'in rüyalarını öğrencilere anlatıyorduk"
(Gülen'in rüyasında Hz Muhammed'le konuştuğu safsatası) Onlar bize şefk verme adına anlatılıyordu. Bize de 'Siz de itaat eden öğrencilere anlatın' deniyordu. Bana çok ütopik geliyordu, inanmıyordum. Ama öğrencilere anlatmak zorundaydım, soruyorlardı. Evleri dolaşan kişiler oluyordu, BTM deniyordu. Evleri dolaştığı zaman öğrencilere 'Ablanız bu rüyayı size anlattı mı?' diye soruyordu. Anlatmadıysanız eğer 'Neden anlatmadın?' diye sorguya çekiliyordunuz. İnanmasam da anlatıyordum.
Bulduğun kurbanla, burs ve himmetler ile terfi ediyorsunuz. Bunlarla cemaate kazanımlarınız oluyor, başka bir kademeye çıkarsınız. Yurt müdürü, il ablası...
"Gülen'den okunmuş eşarp geliyordu"
(Toplanan kurban paraları) Kurban kesildiğini görmedim. Amerika'dan gündem geliyordu. O ilde 500 tane kurban kesilecek. Bunu ilin ablası söylüyor ve ardından bayanlar içindeki yapılanmalar içerisinde ,öğretmenler ayrı, doktorlar ayrı, avukatlar ayrı, öğrenciler ayrı...' Bu sadece bayanların bulması gereken kurban sayısı, bana gelen sayı ise 5. Öğrencilerin zaten maddi durumları yok. Nereden bulacağım, kimsen isteyeceğim? Eğer hedefini tamamlarsan 'Gülen'in saatini alacaksın, bu çok büyük bir şey. Bana da verdiler. İmam hatip öğrencileri gelip gidiyordu, anlatıyordum. Hoşlarına gitmiş herhalde, verdiler. Saat bir örnek sadece. Gülen'den okunmuş eşarp geliyor mesela. Bu büyük bir şey. Eşarbı almak için ya gazete abonesi buluyor, kurban buluyor, burs buluyor, öğrenci getiriyor. Sen kaç tane öğrenci aldın eve? 50 tane, 100 tane... Bu büyük bir rakam yani.
FETÖ'den gelen talimatlar
İlin abisi, yani imamı Fetullah Gülen ile ilgili talimatları bayan hizmetinden sorumlu olan ablaya söyler, o abla da eğitimle ilgilenen ablaya söyler. Eğitimle ilgilenen abla da bize söyler. Benim bağımlı olduğum abla eğitim danışmanı ablaydı.
"Fetullah Gülen'in Mehdi olduğuna inanıyor muydunuz?"
Hayır. Benim bulunduğum yerde bunu konuşan kimse yoktu. Ama aşırı derecede yüceltiliyordu. 'Kesinlikle doğru söylüyor, şu zamana kadar hiç yanlışı olmadı, olsaydı çıkardı.' Diyerek yüceltiliyordu. Öğrencilere de böyle anlatılıyordu.
Ev anneleri maddi noktada çok iyi oluyorlardı. Seçilmiş oluyorlardı. O bölgede maddi açıdan çok iyi oluyordu ve eve maddi açıdan yardım ediyordu.
"Darbe kelimesini çok kullanırlardı"
İsim sürekli değiştirilirdi. Biz bilmezdik. Bize 'Fatma' denirdi ismi, ama adı Fatma değildir. Sonradan öğrenirdik. Başka bir ile gider, ismi değiştirdi. Gidene kadar ismi bilinmezdi, gittikten sonra 'bu ablanın ismi şuymuş' denirdi. Ben il değiştirmediğim için gerçek adımı kullandım.
Tedbir çok önemli. Zaman gelince bir darbe olunca ya da hizmetin okullarına, kolejlerine polis baskın yaptığı zaman siz nasıl cevap vereceksiniz? Darbe kelimesini çok kullanırlardı. 'Darbe olduğu zaman sen hizmetin neresinde olacaksın?' diye seni hazırlıyorlardı.
Abiler çantaları karıştırırdı
Yılda 2 ya da 3 kez o ile bir abi gelirdi. O abi, görevli bayanları toplardı. Çantanızda ne varsa her şeyi o kişiye vermeniz gerekirdi. Telefonunuzu karıştırırdı, hizmete zarar verecek bir mesaj yazdı mı diye bakarlardı. Hiçbir mahremiyetiniz yok. Mesela oradan rastgele birisini sorar, 'Ayşe abla kim?' Hizmete zarar gelmesin diye hazırlıklı olunurdu. Polis bir gün baskın yaptığı zaman o kişi için nasıl cevap vereceksin... Bize tedbir diye söylenirdi ama gizlilikti bu.