Gülen Neden Dönmüyor

Gülen Neden Dönmüyor

Yazar Ali H. Aslan'a göre Gülen, ülkeyi istikrarsızlaştırıcı provokasyonlar yapılabileceği endişesiyle vatan hasretini kalbine gömüyor.

aman gazetesi yazarı Ali H. Aslan, Türkiye'nin tek global sivil hareketi olarak gördüğü cemaatin, ABD ile ilişkilerini ve Gülen'in neden Amerika'da bulunduğunu köşesinde kaleme aldı.

DIŞ DÜNYAYLA BARIŞIK DİKLENMEYEN ERDOĞAN GİTTİ

"Zaman içinde o mütevazı, halkını kucaklayan, dış dünyayla barışık, diklenmeyen Erdoğan gitti. Meydanlardan ABD dâhil tüm devletlere ve halklara adeta nizamat vermeye çalışan bir Erdoğan geldi. Milli Görüş gömleğini çıkarmış yenilikçi imajıyla Batı’da sempati toplayan AB rotalı eski Erdoğan’ın yerini, her büyük siyasi krizi Batı güdümlü iç düşmanlara bağlayarak giderek marjinalleşen bir figür aldı. Bunda Başbakan’la kendi partisi arasında bile duvarlar ören oligarşik danışman çetesinin, hoşlarına gitmeyenleri Amerikan ve İsrail uzantılı gibi takdim etmesinin de etkisi büyük."

GÜLEN NİYE DÖNMÜYOR?

17 Aralık operasyonunu cemaat ve ABD'ni tezgahı olarak gören hükümete tepki gösteren yazar, "Fethullah Gülen niye Amerika’da?” diye soranlara da cevap verdi:

"Hocaefendi’nin aidiyetini sorgulayanlar onu ya tanımıyor ya da tüm dertleri karalamak. Onun kadar Türkiye sevdalısı insan bulmak çok zordur. Zaten uzatmalı gurbeti de, bu sevdasından. Dönerse ülkeyi istikrarsızlaştırıcı provokasyonlar yapılabileceği endişesiyle vatan hasretini 15 yıldır kalbine gömüyor. Hocaefendi’yle misafir olduğu vakıf binasında The Atlantic dergisi için röportaj yapan Jamie Tarabay, geçen hafta NPR radyosunda yaşam alanının ne kadar “mütevazı” olduğunu anlatıyordu. İktidar yanlısı bir operasyon gazetesi ise aynı mekânı Gülen’in “malikhane”si olarak tasvir etmişti. Türkiye’ye dönse, bu çilekeş insana çamur atmak ve taciz etmek için daha neler yapabileceklerini varın siz tahmin edin."

ÇATIŞMAYA ÖTEDEN BERİ SICAK BAKMAZ

Cemaate yönelik "dış güçlerin piyonu" suçlamasına cevap verdiği yazısında Aslan, Hizmet hareketinin dış politikaya bakışını anlattı ve Batı dünyası ile uyuma böyle dikkat çekti.

"Hizmet’i sevenler, uluslararası ilişkilerde gerilim ve çatışmaya öteden beri sıcak bakmaz. Bu bağlamda, ABD’yle Türkiye arasında da ciddi sorunlar çıkması tercih edilmez. Zira hırçınlıklar Türkiye’nin bölgesel ve global profilini yükseltmesine engel olabilir. Haddizatında, siyasetçilerin popülist öfke nöbetleri bir yana, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kadim dış politika geleneği de aynı prensiplere dayalıdır. O halde, Türkiye’nin tek global sivil hareketinin ABD dahil tüm dünya ülkeleriyle yapıcı ilişkiler kurmak istemesinden daha doğal ve meşru ne olabilir?

Fethullah Gülen Hocaefendi ve Hizmet’e “Amerikan uşağı” türü iftiralar atanlar, Başbakan Erdoğan ve yakın arkadaşlarının eski söylemlerine, eylemlerine, özgeçmişlerine ve bağlantılarına  baksalar acaba biraz insafa gelirler mi? Yoksa vicdanları öfke ve nefretten tamamen körleşmiş mi? Allah aşkı, Türkiye sevdası ve insanlık sevgisiyle hareket eden bu insanlara yapılanlar reva mıdır?"