Gazzeli Hastalar Hem Kansere Hem Siyonist Ablukaya  Savaşıyor

Gazzeli Hastalar Hem Kansere Hem Siyonist Ablukaya Savaşıyor

Gazzeli hastalar hem kansere hem siyonist ablukaya direnmeye çalışıyor: 'Çaresiziz yardım edin'

Hamas’ın seçimleri kazanmasından sonra Amerika ve Avrupa’nın desteği, Mısır ve Filistin Yönetimi’nin de teşvikiyle işgal rejiminin ambargo uygulamaya başladığı Gazze Şeridi'ndeki meme kanseri hasta kadınlar, Filistin hükümetine ve uluslararası kuruluşlara seslenerek, tedavileri için gerekli ilaçların sağlanmasını ve Gazze Şeridi dışına tedaviye gidebilmelerinin kolaylaştırılmasını istedi.
 
On yıldır kuşatma altında olan Gazze’de tedavi imkânı bulamadıkları gibi, dışarıya çıkmalarına da izin verilmeyen meme kanseri hastaları adına 10 Ekim Pazartesi günü basın toplantısı düzenlendi.
 
Neval Sellum isimli hasta bir bayan tarafından okunan bildiride, Gazze Şeridi hastanelerinde meme kanseri hastalarının tedavisi için gerekli imkânların bulunmadığına dikkat çekildi.
 
Bildiride, Gazze Şeridi'nde radyoterapi bulunmadığı, meme kanserinin tespitinde kullanılan cihaz sayısının yetersiz olduğu ve sadece 4 mamografi cihazı bulunduğu belirtildi.
 
Gazze’deki “Basın Evi”nde okunan basın açıklamasında, abluka nedeniyle Gazze Şeridi'nden çıkamayan meme kanseri hastası kadınların yeterli ilaç olmamasından dolayı hayatlarının tehlikede olduğu ifade edildi.
 
Gazze Şeridi dışında tedavi olmak isteyenlerin başvurularının da reddedildiğini veya geciktirildiğini; geç tarihlerde verilen izinlerin ise Erez veya Rafah kapılarına giderken ve buralardan hastanelere ulaşırken uygun aracın bulunamamasının sıkıntılarını artırdığını kaydeden Sellum, kendilerinin de yaşama ve gerekli tedaviyi görme haklarının olduğunu ifade ederek “hastaların dışarı çıkmalarının engellenmesi toplu bir cezalandırma olduğu gibi, hiçbir şahsın işlemediği suçla cezalandırılamayacağını belirten ve toplu cezalandırmaları mahkûm eden, her türlü tehdit ve baskıyı reddeden Cenevre Anlaşmasının 33. Maddesine aykırıdır” dedi. 
 
Sellum, uluslararası toplumdan özellikle meme kanseri hastalar konusunda üzerine düşen görevi yerine getirmesini, işgalcinin uluslararası hukuk ve sözleşmelere aykırı bir biçimde yaptığı uygulamalara dur demesini, Gazze Şeridi’ne uyguladığı ve toplu cezalandırmadan başka bir şey olmayan ambargoyu sonlandırması için Siyonist rejime baskı yapılmasını istedi.
 
Hastalıkların ağırlaşmasında, işgalciyle bazı bölge ülkelerinin ambargoyu ağırlaştırıp Rafah kapısını da kapatmasına fırsat veren iç bölünmenin taraflarına da pay düştüğünü hatırlatan Sellum, bütün İslami ve ulusal çevrelerden işgalcinin işlediği suçlar nedeniyle yargılanıp cezalandırılmasına yardımcı olmak için iç bölünmeye son vermelerini istedi.
 
Ulusal Tümörleri Gözetleme Merkezi’ne bağlı Gazze’deki Sağlık Bilgileri Birimi’nin verdiği verilere dayanarak bazı istatistiki rakamlar veren Sellum, kayıtlı kanser hastalarından 1283’ünün meme kanseri olduğunu ve bunun toplam hastaların %18’ini oluşturduğunu, kanser hastaları arasında ise her 100 kanser hastasından 78’inin meme kanseri olduğunu ifade etti.
 
Yine açıklamaya göre, Gazze’de ölüme neden olan kanser vakaları arasında meme kanseri hastaları %24,4 oranını oluştururken, Sağlık Bakanlığı 2014 yılında 260 kanser vakasını tespit etmiş ve bunlardan 69’u hayatını kaybetmiştir.
 
2015 yılında ise 748 meme kanseri hastası Kudüs ve Batı Yaka’da tedavi görmek için izni almıştır. Bunlardan 293’ünün tedavi masraflarının karşılanması işlemi geciktirilirken, 74 hasta güvenlik nedeniyle geri çevrilmiştir. 219 hastanın talebine ise işgal rejimi cevap vermemiştir.
 
2016 yılıyla ilgili rakamları da veren Sellum, Batı Yaka ve Kudüs hastanelerinde tedavi görmek isteyen 548 hastanın müracaatta bulunduğunu, bunlardan 287’sine izin verilmediğini, 125 hastanın ise güvenlik nedeniyle reddedildiğini söyledi.
 
Kanser hastalarının seslerini duyurmasına fırsat veren Basın Evine teşekkür eden Kadın Sağlığı Merkezi müdürü Feryan Sabit ise yaptığı açıklamada, kuşatma altındaki kanser hastası kadınlara gereken önemin verilmesini talep ederek, bunların en basit haklardan mahrum edildikleri gibi sınır kapılarında da işgalciden sürekli azar işittiklerini söyledi.
 
Birkaç seans ışın tedavisi gören hastaların daha sonra bunu tamamlayamadıklarına dikkat çeken Sabit, işgalcinin hastalara zorluk çıkarmasından dolayı bunların dışarıda tedavi görmelerine izin verilmesi gerektiğini ifade etti.

Kaynak : Filistin Enformasyon Merkezi