Filistinlilere Türk pasaportu

Gerçek Hayat Dergisi Suriye Temsilcisi Adem Özköse vasıtasıyla yıllardır uzaktan uzağa 'paslaştığımız' Eymen Halid'le dostluğumuzu nihayet gıyabiden vicahiye çevirebildik.

Geçen hafta Şam-ı Şerif'te –yine Adem vasıtasıyla- buluştuk, kucaklaştık, halleştik.

Eymen Halid: El-Kuds El-Arabi, El-İstiklâl, El-Vefak gibi gazetelerdeki makaleleri ve El-Cedit televizyonundaki yorumlarıyla Arap kamuoyunu "Türkiye merkezli yeni bir Ortadoğu"ya hazırlayan Filistinli gazeteci-yazar.

Filistinli; ama Ürdün doğumlu, Yemen vatandaşı, Suriye'de mukim.

Doğma-büyüme mülteci.

Babası, Siyonist İşgal Rejimi'nin kuruluş günlerinde Hayfa'dan sürülmüş.

Kendisi Hayfa'yı hiç görmedi, ama ısrarla "Hayfalıyım" diyor.

Bir de, "Osmanlıyım" diyor.

Ve, "Osmanlı Devleti'nin varisi Türkiye olduğuna göre, Türkiye benim de devletim" diye ekliyor.

Bunun, sadece duygusal olarak değil, hukuki olarak da böyle olduğunu / böyle olması gerektiğini söylüyor.

Meramı şundan ibaret:

"Filistin, Osmanlı toprağı idi. 1917'de İngiliz mandasına girdi, ama İngiliz toprağı olmadı. Filistinliler Osmanlı vatandaşları olarak kaldılar. 1948'de İngiliz mandasının sona ermesiyle beraber, Filistinlilerin Türkiye tabiyetine geçirilmeleri gerekirdi. Kalben ve hukuken bağlılık duyduğumuz Türkiye'nin bizi kendi vatandaşları olarak görmesini ve bunun gereğini yapmasını rica ediyoruz. Muhterem Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, 'Filistin'in tapusu bizde' demişti. Gerçekten de Filistin'in tapusu Türkiye'de. Dolayısıyla biz Filistinliler Türkiyeliyiz ve Türk vatandaşlığını hak ediyoruz."

Kayda değer, ciddi bir tez.

İşgal altındaki Filistin topraklarında kalan ve İsrail tâbiyetine geçen Filistinlilerin hukuki durumu farklı olabilir, ama 1948 ve öncesinde yurtlarını terk etmek zorunda kalan Filistinlilerin -özellikle de o zamandan beri hiçbir devletin tabiyetine geçmeyip / geçirilmeyip Ürdün ve Lübnan gibi ülkelerdeki mülteci kamplarında çile dolduranların- Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına alınmaları pekâlâ düşünülebilir.

Hiç değilse Türk pasaportu verilebilir sürgündeki Filistinlilere.

Suriye, Yemen ve Sudan hariç, mülteci olarak bulundukları Arap ülkelerinin yönetimleri tarafından genellikle itilip kakılan Filistinli mültecilerin 62 yıldır çektikleri çileyi bir nebze olsun hafifletecektir Türk pasaportu.

Çoğunun ailesi paramparça; bir kısmı Filistin'de, bir kısmı Ürdün'de, bir kısmı Lübnan'da, bir kısmı Suriye'de, bir kısmı Yemen'de, bir kısmı Mısır'da, bir kısmı Sudan'da, bir kısmı Amerika'da, bir kısmı Avrupa'da...

İltica ettikleri Arap devletlerinin kendilerine verdiği seyahat belgeleri genellikle 'kifayetsiz' olduğu için –veya hiçbir seyahat belgesi edinemedikleri için- komşu ülkelerdeki akrabalarını bile yıllarca göremeyebiliyorlar...

Suriye pasaportu taşıyan bir Filistinlinin Ürdün'deki akrabasını ziyaret edebilmesi için, o akrabasının bir ev ipotek ettirmesi gerekiyor...

Yemen'in -Filistinlilere sahip çıkma siyaseti çerçevesinde- pasaport verdiği ama Yemen'de yaşamayan Filistinli bir mülteci, isterse Eymen Halid gibi aşk ve şevk ile Türkiye'yi savunan tanınmış bir gazeteci-yazar olsun, Türk konsolosluğundan bile vize alamıyor, "Git müracaatını Yemen'deki konsolosluğumuza yap" diye geri çevriliyor...

Filistin Özerk Yönetimi pasaportu taşıyan ama İsrail engeli yüzünden Batı Şeria'ya giremeyen –dolayısıyla Ramallah veya Kudüs'teki konsolosluğa müracaat edemeyen- Filistinlilere de vize yok...

Filistinli mültecilere ve dahî bütün Gazze ve Batı Şeria ahalisine Türk pasaportu verilsin, evet.

Verilsin ki, bari Türkiye'ye vize uygulamayan ülkelere rahatça gidip gelebilsinler, akrabalarını ziyaret edebilsinler.

Gösterilerde bayrağını taşıdıkları Türkiye'ye de rahatça gelebilsinler.

Filistinlilerin kendi başbakanları olarak gördükleri Başbakan Erdoğan, Filistinlilerin kendi hükümetleri olarak gördükleri AK Parti Hükümeti, Filistinlilerin kendi devletleri olarak gördükleri Türkiye Cumhuriyeti bu işi mutlaka gündemine almalı.

Kıbrıs'ta İngiliz mandası sona erince Türkiye Kıbrıs üzerinde hak iddia etti, eski Osmanlı vatandaşları olan Kıbrıs Türklerine garantör oldu, rahat seyahat edebilmeleri için onlara Türkiye Cumhuriyeti pasaportu verdi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşları oldukları halde hâlâ da vermeye devam ediyor... Türkiye Cumhuriyeti etnisiteye dayanan bir devlet değilse (ki anayasaya göre değil), Kıbrıslı Türklerle Filistinlilerin durumu arasında bir fark görmemesi gerekir.

***

NOT: Kısa vadede yapılması gereken ilk iş, Filistin Özerk Yönetimi vatandaşlarına vize muafiyeti getirmektir. Suriye, Lübnan, Ürdün ve Libya vatandaşlarına gösterilen kolaylık, onlara niye gösterilmiyor ki?

Bu yazı toplam 1952 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar