Fethullah Gülen'i sarsan uyarı

Fethullah Gülen'i sarsan uyarı

Hz. Muhammed'den bahsederken rahat konuşan Gülen, arkadaşının sert uyarısıyla neye uğradığını şaşırmış.

Hz. Muhammed'den bahsederken rahat konuşan Gülen, arkadaşının sert uyarısıyla neye uğradığını şaşırmış.

 

Gülen, duygularını "Böyle bir ikaz karşısında, ilk anda fren yemiş araba gibi biraz zangırdadım. O anda içimde hâsıl olan sarsıntıyı tam ifade edemem; fakat çok sarsıldığımı söyleyebilirim." sözleriyle ifade etti. 

Fethullah Gülen Hocaefendi'nin, “Hayırhah Arkadaş ve Mâbeyn-i Hümâyûn” konulu yeni sohbeti Herkul.org’da yayınlandı. Gülen'in sohbetinin satırbaşları bugün Zaman gazetesinde yayınlandı.

İstişarenin önemine dikkat çeken Hocaefendi, arkadaş seçimi konusunda çeşitli tavsiyelerde bulundu.

"Herkes, kusurlarını kendisine söyleyebilecek hakperest bir arkadaş edinmeli!.." diyen Gülen, Gülen, konuyla ilgili geçen bir olayı sohbetinde böyle aktardı:

"YAHU SEN NE OLMUŞSUN BÖYLE!"

Talebelik arkadaşlarımdan biri, bir Ramazan-ı şerifte Edirne’ye uğramıştı. Ziyaretime geldiği bir gün pencerenin kenarına dayanmış konuşuyorduk. Ben bir münasebetle,“Hazreti Muhammed böyle buyuruyor, Hazreti Muhammed şöyle buyuruyor…”gibi bir-iki söz ettim. Haddizatında, bugün çoğu kimse öyle bir ifadeyi saygı sayıyor, kimi İlahiyatçılar dahi “Peygamber” deyip geçiştiriyor.

"FREN YEMİŞ ARABA GİBİ BİRAZ ZANGIRDADIM"

Fakat son dönemde “Sen kimsin?” diye bağıran birine adeta “Sahi, Sen kimsin?” diyerek ilk cevap verenlerden olan o arkadaşım yüzüme garip garip baktı, gözlerini gözlerime dikti ve “Yahu, sen ne olmuşsun böyle! O senin babanın oğlu mu ki, O’ndan bu kadar rahat bahsedebiliyorsun?” dedi. Böyle bir ikaz karşısında, ilk anda fren yemiş araba gibi biraz zangırdadım. O anda içimde hâsıl olan sarsıntıyı tam ifade edemem; fakat çok sarsıldığımı söyleyebilirim. Ne var ki, biraz düşününce, -Rabbim şahit- içimden ona “Allah senden razı olsun! Gerçekten ben ne olmuşum!..” dedim. Evet, söylediğim sözlerde, şimdikilerin hürmet ifadesi için fazla bile buldukları “Hazret” tabiri vardı; ama o, benim nazarımda Rasûl-ü Ekrem Efendimiz’i (aleyhi ekmelüttehâyâ) tebcile yetmemeliydi ve medrese arkadaşım haklı olarak beni ikaz etmişti.