Fethullah Gülen BBC'ye Konuştu

Fethullah Gülen BBC'ye Konuştu

ABD'deki konutunda İngiliz televziyonu BBC muhabirinin sorularını yanıtlayan Gülen, 17 Aralık operasyounyla başlayan cemaat-hükümet polemiğinde 'Arkadaş' diye söz ettiği Erdoğan'ın yanlış yönlendirildiğini söyledi.

Türkiye'de yaşanan 17 Aralık süreci, 'Sulh' mektubu ve yakın zamanda hizmet hareketinin geleceğiyle ilgili soruya Fethullah Gülen, fırtınanın hemen dinmeyeceğini ancak inancını da yitirmediğini söylerken 'Allah'ın izni ve inayetiyle. İcabında sükût dururuz' dedi.

İŞTE GÜLEN'İN BU KONUDAKİ BBC MUHABİRİNE VERDİĞİ YANIT

BBC: Hem Hizmet hareketinden hem de karşı taraftan bazı figürler, Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar gerginliğin durulmayacağını ve Türkiye'de sulhun hâkim olmayacağı anlamında ifadelerde buldular. Siz Türkiye'nin ve Hizmet'in yakın geleceğini nasıl görüyorsunuz bu anlamda?

Hali hazırdaki bu isyan ruhu, bu kin ve nefret ruhu çabuk bastırılamaz. Bir yönüyle, kırılan onurlar oldu, dokunulan gururlar oldu. Bu birden bire bastırılamaz.

Yeniden her şey böyle endazeden geçirilmiş gibi ahengine getirilemeyebilir. Fakat ümidimi hiç yitirmedim ben, yine olacağına inanıyorum.

O mektup, son mektup meselesi de o istikamette bir şeydi yani, Cumhurbaşkanı'nın gönderdiği bir arkadaş vasıtasıyla. Benim talebeliğinden tanıdığım, Fehmi Bey, siz de bilirsiniz. Onlar da onu tasvip ettiler, Sayın Cumhurbaşkanı da tasvip etti.


Fakat muhatabın cumhurbaşkanı olarak seçilmesi mi, yoksa mektupta öyle işte, karşılıklı, değişik kesimlerin, medyadan değişik kesimlerin birbirlerini, sövüp saymamaları, bu işe bir son verilmesi meselesi mi, Sayın Başbakanı rahatsız etti bu.

Bunu açıktan açığa konuştu, toplantıda konuştu. Toplantıda konuştu. Bir mabeyni hümayun var herhalde zannediyorum çevresinde. Mabeyn, padişahların etrafındaki insanlara deniyordu. Çevresinde zannediyorum meseleleri farklı intikal ettiriyorlar.

Arkadaşı yanlış sevkediyorlar

Ben hâşâ bir insanda öyle bir dengesizlik, hele paranoya falan var, buna ne kalbim ne de vicdanım, ne de dilim varmaz böyle bir şey söylemeye. Ama bir yönüyle, böyle rahatsız edici şeylere sevk ediyorlar sanıyorum arkadaşı.

Fethullah Gülen'in odasının girişine yakın bir duvarda bulunan tabela.

Fakat bu fırtınaların dineceğine inancımı hiç kaybetmedim. Allah'ın izni ve inayetiyle. İcabında sükût dururuz.

Yani şuna kadar yolu var: dünyanın, geçen sene 140 ülkesinde falan okullar var dediler, dostluk bağları, dostluk köprüleri atılmış. Türkçe olimpiyatlarda bu mesele baş döndürücü şekilde sergileniyor. Kimse buna hayır demiyor, çok mükemmel bir şey.

'Çevik Bir gibi bunlara da haber gönderdim'

Yani arzu ederlerse o okulları bile kapatabilirler, devlet kapatabilir, kapatsınlar, ben sadece kapatmayın, sahip çıkın yani, bu öğretmenleri çekin dedim.

Çevik Bir'e de demiştim bunu, bunlara da haber gönderdim defaatle. Siz müdürünü, öğretmenini tayin edin. Bu Türkiye'nin açılımıdır, yani milletimizin değişik dönemlerde, insani değerler adına, böyle açılımları olmuştur. Bu da onlardan bir tanesidir, hatta devlet-i aliye, belki 200 milyon insan vesayetinde bulunduğu dönemde böyle bir şey yapmaya muvaffak olamamış, bu yapılamamıştır.

Şimdilerde belki 160 ülkede fahri konsoloslar gibi, yabancı misyon şefleri gibi insanlar yetişmiş. Hatta önemli, hayati yerlere gelmiş bu insanlar. Bir yönüyle bu şu hakikate de dayandırılıyor.

Dünyanın her yerinde olmazsanız, olmak istediğiniz yerde olamazsınız. Küreselleşen bir dünyada, bunun için bunlar çok önemli, falana falana mal ediyor diye, çekememezlikten dolayı, kapamaya kalkmayın bunları, sahip çıkın.

Sizin olsun yani, o öğretmeni siz tayin edin. Müdürü siz tayin edin. Devam edegelsin. Askerler, Çevik Bir, buna cevabı sevap vermediği gibi. 16-17 sene evvel. Bunlar da cevabı sevap vermediler. Yani açığız.

İnsanlık adına yapılması gerekli şeyler. Kim yaparsa yapsın. Bu meselede ilk defa tohumu atan, bu dostlar taraftarlar, muhipler sempatizanlar olmuştur.

Yine genel felsefemiz, sen tohum at git, onu kim hasat ederse etsin. Kim tımar ederse etsin. Genel düşüncemiz bu. Sadece milletimizin bütün insanlıkla münasebetleri adına, yapılması gerekli olan şeyleri yapmak gibi bir misyonumuz, bir mefkûremiz var.

Mefkûre tabirini Ziya Gökalp terminolojiye soktu. Gaye-i hayalimiz başka biri diyor, Fransızca idealimiz var. Bundan da durulmayacağız. Bunu hep yapmaya çalışacağız. İnsanlık adına, milletimiz adına…