Ey cemaat hadi dökül sokağa

Ey cemaat hadi dökül sokağa

Edirne'den Diyarbakır'a insanların devlet zorbalığına boyun eğmediğini söyleyen Ekrem Dumanlı, tartışmalara yol açtı.

Kimilerince "halkı isyana çağırdı" denilen Ekrem Dumanlı'nın dünkü "Despotizmin tükenişi" yazısı konuşulmaya devam ediyor.

İktidarı isim vermeden eleştiren ve mazlumların isyan ahlakını keşfettiğini yazan Zaman'ın tepesindeki isim, eleştiri oklarının hedefinde.

Akşam gazetesi yazarı Turgay Güler, Dumanlı'nın sert çıkışını bugünkü köşesinde"Gitti ‘İslam ahlakı’ geldi ‘isyan ahlakı’" diye yorumladı. 

Zulme uğradığını düşünen cemaatin neden sokaklara dökülmediğini soran Güler,"Madem ki zulme uğradığınızı düşünüyorsunuz; o vakit dökülün sokaklara. Dökülün de bir de “isyan ahlakınızı” görelim. " diye yazdı. Yazar, ayrıca Ergekekon ve benzeri davalarda mağdur olan sanıkları ve ailelerini hatırlattı.

"BAŞKALARINA MI İHALE ETTİNİZ İSYAN AHLAKINI"

(...)Hükümet devrilsin, Erdoğan gitsin için. 
Böylece paralel yapıya müdahale edilemesin için. 
Başkaları sokaklara dökülsün, cemaat kaymağını yesin için. 
Beyim, hadi siz de dökülün sokağa. 
Sizde yok mu o ahlak? 
Neydi; “isyan ahlakı!”
Ey cemaat hadi dökül sokağa. 
Niye dökülmüyorsunuz? 

Dumanlı ne demişti?
Artık her fert ve her kitle, kendi hakkını müdafaa edecek kadar demokratik bir şuur ortaya koyabiliyor. Edirne'de, Rize'de, Antep'te, Adana'da, Diyarbakır'da, İstanbul'da insanlar devlet zorbalığına boyun eğmiyor; eğmeyecek de! Belki de ilk defa bu ülke temel hak ve özgürlüklerin sade vatandaş tarafından yürekli bir şekilde savunulduğu yeni bir döneme girdi. Belki de ilk defa 'kutsanmış devlet' mazeretiyle örülen suni korunaklar yıkılıyor ve halkın her kesimi, mazlumlar dayanışmasına örnek olacak çapta 'isyan ahlakı'nı keşfediyor. Toplumdaki demokratik hukuk devleti arayışlarını fark edemeyen her yönetici kendi adını tarihe zalim diye kaydettirecek; üstelik hem bu dünyada hem öbür alemde rezil rüsva olacak...

Başkalarına mı ihale ettiniz bu “isyan ahlakını”? 
Taşeron isyancılarınız mı var? 
Bu paralelcilerin top sakallı yazarlarından biri 30 Mart seçim sonuçlarının ardından sükutu hayale uğramıştı. 
Sağda solda şöyle diyordu: 
“Göreceksiniz, Gezi’nin yıldönümünde ortalık savaş alanına dönecek. Bu hükümet kaçacak yer arayacak. DHKP-C’yi çok hafife alıyor bu hükümet!”. 

KAÇ ASKER İNTİHAR ETMİŞTİ?

1 Mayıs’a da, Soma’ya da, Gezi’ye de çok umut bağlamışlardı. 
Aleviler ölsün, solcular ölsün, Geziciler ölsün; yeter ki hükümet devrilsin. 
Bu nasıl bir insafsızlıktır? 
“İslam ahlakına” sığar mı bu? 
Bir polis memurunun intiharını bile kendi emellerine alet etmeye kalkıştılar. 
Oysa Ergenekon, Balyoz operasyonları sırasında; yaptığınız haberler, attığınız manşetler, yayımladığınız tapeler yüzünden kaç asker intihar etmişti? 
Kaç aile perişan olmuştu? 
Gün hesap verme günüdür. 
Hukuk önünde çok yakında hesaba çekileceksiniz. 
Yaptığınız, sebep olduğunuz zulümler nedeniyle hem bu dünyada, hem de öbür dünyada rezil rüsva olacaksınız. 
Ve son bir not. 
Ey cemaat! 
Madem ki zulme uğradığınızı düşünüyorsunuz; o vakit dökülün sokaklara. 
Dökülün de bir de “isyan ahlakınızı” görelim. 
Hadi!