“Eskiden ‘Biz’Dik, Şimdi ‘Ben’e Döndü”

“Eskiden ‘Biz’Dik, Şimdi ‘Ben’e Döndü”

Bülent Arınç, AK Parti’nin kuruluşundaki ‘biz ruhu’nun ‘ben’e dönüştüğünü söyledi. Kendisi ve Abdullah Gül’e herhangi birisi gibi görev verilemeyeceğini belirterek “Biz dolgu malzemesi değiliz” dedi.

 Parti kurucularından Bülent Arınç, AK Parti 5. Olağan Büyük Kongresi öncesinde Habertürk TV'ye konuştu. Arınç, AK Parti’nin ilk dönemlerinden bu yana gördüğü değişimi şu sözlerle anlattı:

“AK Parti'nin kuruluşunda Tayyip Bey'le, Abdullah Bey'le belki Abdüllatif Bey'le birlikte çalıştık. Birlikteydik, kol kolaydık ve çok ümit içindeydik. Zulüm görüyorduk, haksızlık vardı, mağduriyet vardı. Yargıtay kendi kararlarını çiğneyerek Tayyip Bey'in kurucu olamayacağını, kurucu olamayınca milletvekili sıfatını da kazanamayacağını söyleyerek milletvekilliği adaylığını iptal etti. O gün dünya başımıza yıkıldı bizim.

Katıldığım bir mülakatta sordular: ‘Tayyip Bey milletvekili olamayacak, milletin karşısına kiminle çıkacaksınız?’ Buna cevap vermek zor iş, zaten içim yanıyor. Alacağı cevaptan da çok eminler. Ben de Yaradan’a sığınarak dedim ki ‘Ben size 10 tane başbakan adayı sunarım.’ Allah'tan ki ağzımdan ilk Abdullah Gül'ün ismi çıkmış. Biz böyleydik. O zaman ‘biz’dik, şimdi üzülüyorum ki ‘ben’e döndü.

‘Biz hepimiz birlikte Türkiye'yiz’ diyoruz ya; şimdi ‘biz’ ruhunun neye dönüştüğünü her AK Partilinin, her vicdan sahibinin biraz görmesi lazım. Ama AK Parti milletin kabul olunmuş duasıdır. İnşallah bu seçimlerde de çok başarılı olur. Bizim bu davanın içerisinde mutlaka olmamız gerektiğini söyleyen milletin vicdanıdır.”

‘Abdullah Gül de, ben de dolgu malzemesi değiliz’

Bülent Arınç, Abdullah Gül’ün AK Parti’nin kuruluş yıldönümü etkinliklerine çağırılmaması ve Kongre’ye çağrılmasına karşılık katılmayacağını açıklaması yönündeki tavrının sorulmasına cevap verdi:

“Bu iki tavrı da saygıyla ve anlayışla karşılıyorum. Bu yaptığı doğrudur. Şunu düşünmemiz lazım, geçen sene 10 Ağustos’ta Sayın Cumhurbaşkanımız seçildi. 28 Ağustos’ta da görevi devraldı. Sayın Gül İstanbul’a gitti. Partiyle ilgili herhangi bir görev kendisine tebliğ edilmedi. Ama o da benim gibi, ‘Ben AK Partiliyim, AK Parti’nin hizmetindeyim, koşarım, gelirim’ dedi.

Siz herhangi birisi gibi görev veremezsiniz, bir miting malzemesi yapamazsınız. ‘İstanbul’un Kurtuluşu'na gel, sen de orada bulun.’ Biz dolgu malzemesi değiliz. Tam içinde olmadığımız bir şeyi, şu bardak gibi bir dekor gibi bakanlar olursa, biz buna kızarız, üzülürüz. Bizim değerimiz bu değil. Birilerinin değeri bu olabilir. Ama bu partiye dışarıdan gelenlere bile belki gönüllerini kazanmak için bizden daha fazla değer verilmiştir. Ona da itirazım yok.

Ama dışarıdan gelenlere bunu gösterirlerken, ilk başbakanımız, ilk cumhurbaşkanımız ve cumhurbaşkanlığını da 7 sene çok mükemmel yapan bir insanı ‘Sen de gel şurada bir görün, birileri de bundan bir anlam çıkarsın’ demek, ben biraz tok sözlüyüm, çok yanlış bir hareket. Bu yanlışlıkları fark etmiş olabilir.

‘AK Parti’de senin mutlaka hizmet etmen lazım, senin AK Parti’de şu, şu, şu görevleri yapman lazım. Biz ileriye dönük olarak AK Parti’de seninle şu güçlü vizyonu yapmak istiyoruz’ demen lazım.

Birileri ‘E gelsin de canım, bu partide grup başkanvekilliği yapsın’ demek istemişse, ona öyle bir görev veremezsiniz. Partinin üç kurucusundan biri, cumhurbaşkanlığı yapmış bir insanı ‘Sen gel bakalım da ondan sonra bir şey düşünürüz’ diyemezsiniz. Derseniz, yanlış olur, çirkin olur.

Abdullah Bey dünya iyisi bir insan. Bilgilidir, birikimlidir, dindardır, ahlaklıdır, iyi bir aile yapısı vardır, dünyanın saygı duyduğu bir insandır. Bunu hiç kimse bir miting veya kongre malzemesi yapmamalıdır. ‘Sen gelme ama sadece şu gün gelsen iyi olur’. Böyle bir şey olmaz.

Gelmesine de ihtiyaç yoktu. O mesajını gönderecekti. Okunur okunmaz, onu da bilmiyorum. Ama ‘Günün birinde, Abdullah Bey, senin bu partide önemli bir görev alman lazım. Bu partinin geleceği şöyle, bunu böyle planlıyoruz’ diyecek bir çağırıcıya ihtiyaç var. Bu çağrı da, telefonla, faksla, SMS’le, tweetle yapılmaz.   

Gidersiniz, konuşursunuz veya davet edersiniz, görüşürsünüz, önünüze planı koyarsınız. Ben onun onda biriyim diyeyim. Ben kendim için böyle gördüğüme göre, cumhurbaşkanlığı yapmış birisine karşı, Sayın Davutoğlu böyle düşünmemiştir, buna yürekten inanıyorum, onu ne kadar sevdiğini, saygı duyduğunu biliyorum, yan yana da mesai arkadaşlığı yaptılar ama birileri bu gözle baktığı için onlar biraz daha düşünsünler diye düşünüyorum.

AK Parti tabanında ona büyük bir saygı var. AK Parti’yi daha ileriye götürmek için Abdullah Bey’e ihtiyaç var derse büyüklerimiz, o zaman kendisine bu izah edildiğinde, görevden kaçmaz. Biz görev insanıyız."

“Sayın Gül bir parti kurar mı?” sorusuna "Kurmaz" yanıtını veren Arınç, "AK Parti'ye dönüşü mü veya daveti mi bekler?" sorusunu şöyle yanıtladı:

"Biz AK Parti'yi kurduk. AK Partiliyiz, gözümüz başka bir yerde değil. Ancak sen bunu sordun, söylüyorum. Birileri bizi bununla imtihan etmeye kalkmasın. Eskiden 'Fırıldak Kubi'ler vardı. Beş parti dolaşmış, altıncısı için ömrü yetmemiş. Biz böyle değiliz. Bizim partimizin en kötüsü, öbür partilerin en iyisinden daha iyi. Benim bildiğim Abdullah Gül bir melek kadar temiz bir insandır ve sözünün eridir."

Arınç aktif siyasete ara vereceğini belirtti. “Ama siyaset bizim yaşam tarzımızdır, yine görüşlerimi ifade edeceğim” dedi.

Kaynak: Habertürk