Erdoğan: Seçimde Milli İrade Tecelli Edecek

Erdoğan: Seçimde Milli İrade Tecelli Edecek

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, tekrar seçim sürecine ilişkin olarak, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na görev vermeme gerekçelerini yineleyerek, "Beştepe'nin adresini bilmeyenlere, koalisyona hayır diyenlere, bu makama hakaret edenlere ben hangi görev

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, tekrar seçim sürecine ilişkin olarak, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na görev vermeme gerekçelerini yineleyerek, "Beştepe'nin adresini bilmeyenlere, koalisyona hayır diyenlere, bu makama hakaret edenlere ben hangi görevi verecektim" dedi. Erdoğan, "Seçimde milli irade tecelli edecek, inşallah bunlara fırsat vermeyecek sonuç çıkacak ve istikrar devam edecek" diye konuştu. 

"Ekonomik krizin yansımalarını ülkemizde de hissediyoruz" diyen Erdoğan, "1 Kasım istikrar mı istikrarsızlık mı, bunun seçimi olacaktır" ifadesini kullandı. 

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda düzenlenen 10. Muhtarlar Toplantısı'nda konuşuyor.

Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:

Hopa'da hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmen yakınlarına başsağlığı diliyorum. Çok kısa sürede yağan, çok büyük miktardaki yağmur can kaybıyla birlikte ciddi zarara da neden oldu. Devletimiz ilgili tüm birimleriyle vatandaşlarımızın yanındadır, gerek herşey yapılmaktadır. 

Bölücü terör örgütünün eylemlerine karşı güvenlik güçlerimiz etkili bir mücadele veriyor. 

'Ekonomik krizin yansımalarını ülkemizde de hissediyoruz'

Seçimlerin yenilenme kararını almak zorunda kaldım. Bu anayasal bir mecburiyettir. Bütün yollar denenmiştir. Yetkiyi vermiş olduğum Başbakan bütün siyasi partileri dolaşıp, gerekli görüşmeleri yapmıştır. Ekonomik krizin yansımalarını ülkemizde de hissediyoruz. Tüm bu meseleleri değerlendirmek istiyorum.

Ülkenin ve milletin meselelerini muhtarlarımızla paylaşmamızı bir alay konusu haline getirmek isteyenler rahatsız olacaktır. Varsın olsunlar. Bugünlere milletimizle geldik. Muhtarlar milletimizin iradesiyle seçilmiş olan kişilerdir. Seçilmişler atanmışların fevkindedir.

Doğrudan milletin seçtiği Cumhurbaşkanı da bu piramidin en üstünde yer alıyor.

Muhtarlarımızı aşağılayan, istiskal ettiklerini sananlar aslında kendilerini küçük duruma düşürdüklerinin farkında değildir. Sırtlarını vesayet odaklarına, terör örgütlerine, paralel yapılara dayayanlar aramızdaki gönül bağını anlayamadılar, anlayamayacaklar. Onlar ne derlerse desin. Ülkemizin tüm meselelerini milletimizle istişare etmeye devam edeceğiz. 

Milletimizin desteği sürdükçe, Allah da ömür verdikçe, ülkemize hizmet etmeye devam edeceğiz. Bilindiği gibi 7 Haziran seçimleri hiçbir partinin tek başına iktidarına imkan tanımayan bir dağılımla neticelendi. En başından itibaren Türkiye’nin yeni hükümetine kavuşması konusundaki samimi temennilerimi sürekli ifade ettim. Tüm siyasi partileri sorumlu davranmaya, egolarını bir kenara koymaya, yeni döneme uygun hareket etmeye davet ettim.

Anayasadaki süreci harfiyen işleterek teşvik edici bir tutum içinde oldum. Milletvekillerinin yemin etmesinin, Başkanlık Divanı’nın oluşmasının ardından süreci başlattım. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu görevlendirdim. Meclis’te temsil edilen siyasi partilerin de koalisyonla ilgili tavırları yavaş yavaş belli olmaya başladı. En çok oyu alan partiyi peşinen dışlayan, diğer ihtimalleri de ortadan kaldıran açıklamalar koalisyon imkanını büyük ölçüde zorlaştırdı.

 

'Beştepe'nin adresini bilmeyenlere, koalisyona hayır diyenlere ben hangi görevi verecektim'

 

Buna rağmen Sayın Başbakan tüm partilere giderek görüşlerini aldı. Ana muhalefetle yapılan görüşmelerin anlaşmayla sonuçlanamadığını da takip ettik. Sayın Başbakan son bir gayretle MHP’yle de görüştü. Siyasi partilerin açıklamaları, genel başkanların beyanları artık farklı koalisyon hükümeti kurma ihtimalini ortadan kaldırdığı için yeni bir görevlendirmeye ihtiyaç duymadım.

Cumhurbaşkanlığı’nın adresini bilmeyenlere, koalisyon davetlerine hayır diyenlere ben hangi görevlendirmeyi yapacaktım? 

 

'Seçimde milli irade tecelli edecek, inşallah bunlara fırsat vermeyecek sonuç çıkacak ve istikrar devam edecek'

Her türlü hakareti yapanlar, şahsıma küfür hariç her türlü hakareti yapanlara hangi görevi verecektik? Kaldı ki, koalisyon hükümetine yanaşmayanlar, bırakın hadi bir erken seçim için beraber koalisyon oluşturalım davetine hayır diyenlere neyin görevini verecektik? Kaybedecek zamanımız yok.

Anayasada belirtilen 45 günlük sürenin bitmesiyle seçimlerin yenilenmesi sürecini başlattım. Anayasa gereği TBMM Başkanı’yla görüşmemi yaptı. Dün de Sayın Başbakan’ı davet edip, seçim hükümetini kurma görevini verdim. Yine dün YSK tekrar seçimin, yani erken seçimin tarihini 1 Kasım 2015 olarak açıkladı. Sayın Başbakan yeni Bakanlar Kurulu listesini onayımıza sunacak ve böylece süreç devam edecek. 1 Kasım 2015 erken seçimin, tekrar seçimin şimdiden hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.

Ben inanıyorum ki milletimizin iradesi, zaman zaman milli iradeyi tanımayan yakıştırmasını yapanlar var. Önce aynaya baksınlar. Bir defa, ben bu makama milletin iradesiyle geldim. Milletin iradesiyle geldiğim halde, ana muhalefetin başkanı ne diyor, parlamentoda Cumhurbaşkanı’nı seçelim. Eskiye dönüş gibi bir defteri var. Biliyorlar ki milletin iradesi onlara hiçbir zaman teveccüh etmeyecektir. Kendilerine göre yorumlar yapıyorlar. İşte Sayın Başbakan’la ilgili, aramızdaki ilişkilerle ilgili birçok garip garip yaklaşımlar yapıyorlar. Görev alanım neyse, o görev alanı içinde hareket ederim. Başbakan’ın da görev alanı bellidir.

Bu süreçle ilgili şahsıma yöneltilen eleştirilerin hiçbiri doğruyu yansıtmıyor. Milletin önüne ikna edici çözüm koyamayanlar şahsımı hedef alarak sorumluluktan kaçmaya çalışıyorlar. Varsa, yoksa Erdoğan aşağı, Erdoğan yukarı. Ya seçime ben girmeyeceğim ki. Seçimde milli irade tecelli edecek, inşallah bunlara fırsat vermeyecek sonuç çıkacak ve istikrar devam edecek.

Bütün bunlar ortada olmanın yanında Türkiye’nin güçlenmesini bu dönemde hazmedemeyenler çıktı. İçeride de dışarıda da çıktı. Hala var mı bunlar. Var. Türkiye’ye ayrımcılığı sokmanın gayretinde olanlar var. İşte buna fırsat vermemek için tekrar inanıyorum ki önümüzdeki 1 Kasım istikrar mı, istikrarsızlık mı, bunun seçimi olacaktır. Buna gayret etmemiz lazım.

TDK sözlüğünde siyaset “devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış” olarak tanımlanıyor. Siyaset insanları yönetme sanatıdır. Ben Cumhurbaşkanı olarak böyle davranıyorum. Sizler,  mahallenizin, köyünüzün muhtarı olarak bu şekilde hareket ediyorsunuz. En küçük bir hazırlığı olmayanlar parti içi mücadeleyi siyaset yapmak sanıyorlar.

Asıl önemli olan ne söylediğinizdir, nasıl, kime söylediğinizdir. Ülkenin ve milletin hayrına hiçbir söz söylemiyorsanız, ağzınızdan küfür ve hakaretten başka bir şey çıkmıyorsa o sözün bir kıymeti yoktur.

Bir kısmı bir yerden aldıkları emri hemen ortaya koyuyorlar. Seçim sonrası ilk konuşmamda egoların bir kenara bırakılarak süratle hükümet kurulması gerektiğini açıkça ifade etmiştim.

Birileri de “hodri meydan, erken seçim” demişti. Şimdi “erken seçim olmaz” diyor.

Bu ülkede milletin iradesine saygı konusunda kardeşinizden daha ileride kimse yoktur. Bunu biliniz.

Aksini iddia edenler dönüp kendi geçmişlerine, kendi partilerine nasıl geldiklerine baksınlar. Seçimin yenilenmesinin faturasını şahsıma çıkartanlar kendi kabahatlerini gizleme peşindedir. Meclis’te güvenoyu alacak  hükümet kurulmuş da ben mi buna engel oldum? Milletin desteğini alarak kavuşamadıkları imkanları şark kurnazlığıyla elde etmeye çalışanlara, kusura bakmasınlar, geçit vermedim, vermem.

Anayasaya da saygıları yok. Hadi koalisyon şartlarında anlaşamadınız. Peki, seçim hükümetinde yer almaktan niçin kaçıyorsunuz? Sayın Başbakan seçim hükümeti kuralım dedi, ondan niye kaçıyorsunuz? Yapmaya çalıştığınız kurnazlığın, milletimiz farkında değil mi sanıyorsunuz? Dert başka, dert başka. Hadi buyur, bir erken seçim var. Hadi buyrun hepiniz burada, TBMM sayıları belirledi, 5,3,3 dedi. Görev alacaksınız, buyurun. Hadi 2 ay, 1 Kasım’a kadar beraber yürütün, niye yürütmüyorsunuz? Bunların derdi bu ülkeye hizmet değil, terörle mücadele değil. Dertleri, 1 Kasım’da hangi tuzakla biraz daha karlı çıkarız. Dertleri bu. Bunlar hiçbir zaman bir yük alalım, bir risk alalım, bu ülkeye hizmet edelim, asla böyle bir şeyleri yok. Geçmişe baktığınızda da bunların dikili ağacı yok.

Açık konuşmak zorundayım. 2002’de göreve geldik, 3,5 yıl bu ülkeyi yönetenler vardı. Kim olduğunu biliyorsunuz. Niye 5 yıl yönetmediler de bırakıp kaçtılar? Neden? Yönetemediler. Yine aynı havada dolaşıyorlar. Samimi olalım samimi. Bu millete hizmetin bir bedeli var. Ne diyoruz, halka hizmet, Hakk’a hizmettir.

'Yatıyor kalkıyor, Erdoğan da Erdoğan, Erdoğan da Erdoğan... '

Yatıyor kalkıyor, Erdoğan da Erdoğan, Erdoğan da Erdoğan... Başka bir şey duydunuz mu konuşmada? Niye bu kadar bana sevdalı anlamadım. Çok garip. Yetmediği zaman hakaret, çok çirkin yollara düşüş, anlamak mümkün değil. Türkiye’yi Cumhurbaşkanı’nın değil, TBMM’nin seçime götürmesini sağlayan tüm yolları kapattığını milletin anlamadığını mı sanıyorsunuz?

Anayasa gereği nasıl kurulacağı belli olan seçim hükümetinde yer almayarak ortaya çıkardığınız tablonun milletimiz idrakinde değil mi sanıyorsunuz?

Bu millet asla dayatmaya, alavereye, dalavereye gelmez. Dürüst olacaksınız, harbi olacaksınız. Parti içi mücadele yöntemlerini tüm Türkiye’ye teşmil etmeye kalkanlar bu sinsiliğin bedelini ödeyecektir.