Erdoğan: Biz Stratejik Ortak Değil miyiz ?

Erdoğan: Biz Stratejik Ortak Değil miyiz ?

Erdoğan: ABD ile yaşananları sağlıklı ve samimi bulmuyorum; biz stratejik ortak değil miyiz?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TV 360 ve 24 TV ortak yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde güvenli bölge oluşturulması talebiyle ilgili gelinen aşamanın sorulması üzerine Erdoğan, eski ABD Başkanı Barack Obama'nın başkanlığı döneminde bu konuyu kendisinin ABD'ye teklif ettiğini belirterek şu bilgileri verdi:

"ABD ile beraber kuzeyde böyle bir bölge oluşturalım ve bu bölgede de bizdeki mültecileri buralara yerleştirelim. Yani biz bu konutların yapımı noktasında adımı atarız ama bize mali destek noktasında da Amerika'nın veya Batılı ülkelerin bu desteği vermesi lazım. 'Bu çok güzel bir düşünce filan' demişlerdi ama bu konuda bir adım atılmadı. Şimdi bu yeni dönemdeyse bu güvenli bölge veya bizim sınırdan şöyle 30 kilometre derinlikte atacağım böyle bir adımın kesinlikle Türkiye'nin kontrolünde olması lazım. Türkiye'nin dışında birisine buranın kontrolünün verilmesine biz 'evet' diyemeyiz. Çünkü her an buradan bize saldırı olur. Peki bunlar ne yapacaklar şöyleyeyim; YPG'ye, PYD'ye kalkıp buranın kontrolünü verecekler. Bizim buna 'evet' dememiz mümkün değil. Amerika, 'biz 400 asker bırakacağız' diyor. Fransa ise 'biz 200 tane bırakacağız' diyor. Bunlarla bu olacak iş değil. Eğer siz burayı güvenli bölge olarak düşünüyorsanız, biz burada Özgür Suriye Ordusu ile burayı güvenli hale getiririz ki biz sizin bir stratejik ortağınız olarak rahat edelim. Biz NATO'da beraber değil miyiz? NATO'da berabersek bir stratejik ortak olarak bize karşı vecibeleriniz yok mu? O zaman bunu halledin".

'KONTROLÜ BİZ ALIRSAK HUZURLU OLURUZ'

YPG'nin kontrol ettiği 50 bin kilometrekare alanın Suriye'nin yaklaşık yüzde 27'sine tekabül ettiğine dikkati çeken Erdoğan, "Burada da bu kontrolü biz ele alırsak, biz de huzurlu oluruz. Yoksa bizim burada güvende olmamız mümkün değil. Kaldı ki şu anda Suriye'nin tüm tarım arazilerinin yüzde 60'ı PKK/YPG'nin kontrolünde. Özellikle Deyrizor o bölgede petrol yatakları var. Bu petrol yatakları da DEAŞ'ın kontrolündeydi, kısmen bunların kontrolünde. Ham alıyorlar, tamda mütekamil bir yapıları yok ama onu işleyip 650-700 dolara bunu satma durumundalar. Kaynakları da özellikle buralardan elde ediyorlar. Bütün bunlara karşı Türkiye olarak biz bu gelişmeleri çok daha güvenli kılmamız lazım ki adımlarımızı güvenli bir şekilde atalım" diye konuştu.

'ABD'NİN İLİŞKİSİNE SON VERMESİ ŞART'

"Türkiye'nin güvenli bölge talebinden neden korkuyorlar? Türkiye'yi neden bu bölgede istemiyorlar?" sorusu üzerine Erdoğan, şunları söyledi:

"Bu süreç içerisinde Trump kararlı bir duruş sergilemedi dersem yanlış olur, sergiledi. Fakat tabii her liderin etrafında da birileri var. Sürekli bir şeyler sufle ediyor. Burada da böyle bir şeyler var. Bu noktada Amerika'nın bir müesses nizamı var, buna bir derin devlet de diyebiliriz, bunların engellemeleri söz konusu. Bu engellemeler özellikle bizim için de en temel sıkıntılardan bir tanesi. Nitekim Amerika'nın bir defa PYD/YPG terör örgütüyle olan ilişkisine son vermesi şart. Bunlarla ilişkiyi kesemezse bu sıkıntı bizim devam eder ama bunu ortadan kaldırırsa benim kendilerine daha önce de söylediğim gibi gelin burada beraber hareket edelim, biz buraya iki tugay sokarız, Özgür Suriye Ordusu ile beraber de bu işi çözeriz dedik. Ne yazık ki bunlar bu işe sıcak bakmadılar. İşte o dediğim, etrafındaki generallerin de yaklaşımıyla ki bazıları etrafında değil zaten, onları da görevden aldı, maalesef şu anda kayıplar".

'BU SİLAHLAR KİME TESLİM EDİLECEK?'

Erdoğan, ABD'nin Suriye'den çekilmesinin ne aşamada olduğunun ve burada Amerika'nın verdiği silahların akıbetinin ne olacağının sorulması üzerine şu cevabı verdi:

"Bütün silahların seri numaraları vesaire bizdedir, sözlerini pek sağlıklı bulmuyorum. Bu silahlar kime teslim edilecek, Türkiye'ye mi teslim edilecek veya kendileri mi alıp götürecekler? Biz bunu Irak'ta yaşadık, böyle bir şey olmadı. Tam aksine orada işte yine PKK'ya ve aynı şekilde terör örgütlerine bunları verdiler. Biz burada bu yaşanmasın istiyoruz. Eğer böyle bir şey yapacaksanız gelin bunları bize verin, bölgenin güvenliğini de biz bunlarla sağlayalım. Biz Amerika'nın Suriye'den çekilme sürecini sıcağı sıcağına takip ediyoruz. Şu anda henüz bu adımlar atılmış değil. Amerika'nın Suriye'den çekilme kararının bölge ülkelerinin güvenliğine, ayrıca Suriye'nin güvenliğine de yansımasını çok çok önemli buluyoruz. Suriye'nin toprak bütünlüğü bizim baştan beri iddia ettiğimiz bir konu. Buna bizim de Rusya'nın da İran'ın da Amerika'nın ve Koalisyon Güçleri'nin de uymasının gereğini hep ifade ettik. Biz bunu Soçi'de, Ankara'da, Tahran'da ifade ettik. İkinci tur Soçi'deki sonuç bildirgesinde de bunları yine oraya derç ettik. Bugün de bizim düşüncemiz yine böyle. Bundan sonraki süreçte de ikinci Soçi'den sonra Ankara olacak. Bunlar bizim gündemimizin önemli başlıkları, buna böyle devam edeceğiz".

'ABD BU SİLAHLARI GÖTÜRMEYECEKSE BİZE VERSİN'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD'nin verdiği silahlarla ilgili Türkiye'nin tavrıyla ilgili bir soruya, "Amerika bu silahları kendisi alıp gidecekse malıdır, alsın götürsün ama yok kendisi alıp götürmeyecekse bize versin, gerekirse otururuz masaya pazarlığımızı yaparız, işimize yarayanı veririz parasını alırız. O ayrı mesele ama kalkıp bunu teröristlere vermesin. Teröriste bunu parasız veriyor, bunların birçoğunu kendilerinden paramızla istediğimiz halde bize vermediler. Teröriste bunları parasız veriyorsunuz, ondan sonra da Kongre'de şurada burada diyorsun ki 'şu kadar para harcadık'. Buyurun sizin yaptığınız iş bu, neticesi de bu." karşılığını verdi.

'S-400 KONUSUNDA BİZ İŞİ BİTİRDİK, KONUŞMAYA GEREK YOK'

S-400 füze sistemi konusunda bazı çevrelerin Türkiye'ye yönelik baskılarıyla ilgili bir soru üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:

"S-400 konusunda biz işi bitirdik, o bitmiş bir şey. Onu artık konuşmamızın anlamı yok. Çünkü gerek Sayın Putin ile gerekse Rusya ile biz bu anlaşmayı bitirmiş vaziyetteyiz. Yani kredi şartlarından ortak üretime varıncaya kadar bütün bunlar konuşuldu, anlaşıldı, imzalar atıldı bitti. Şimdi bizim bir geri dönüşümüz asla olamaz. Çünkü bize böyle bir ahlaksızlık yakışmaz, bu ahlaki değildir. Çünkü biz bir anlaşma yaptıysak onun arkasında dururuz. Kimse bizden tükürdüğümüzü yalamamızı beklemesin. Alışılmış liderlerden de değiliz. Bunu da herkesin bilmesi lazım. Kaldı ki biz Patriot olayını bunlardan ne zaman istedik? Obama dönemi. Obama döneminde bu işi halledemediler. Sayın Trump ile de bunları konuştuk. Bu dönemde de maalesef 17 ay oldu, buradan da yine olumlu bir şey çıkmadı. Biz yine onlara dedik ki hala verebiliyorsanız siz de verin bize. Biz şartlar uygunsa, fiyatlar uygunsa, kredi uygunsa, ortak üretime girebileceksek sizle de yaparız. Ama ortak üretim, kredi şartı, teknoloji bunların olması şart. Ben sana vereyim ama anahtar benim elimde olsun, kusura bakma biz böyle bir şeye artık giremeyiz. Bunlar tarih oldu. Şimdi biz Ruslarla anlaştık, ortak üretime gireceğiz. Belki S-400'den sonra S-500'e gireceğiz. Bize S-400'de dayatma yapanlar, niçin Yunanistan'a yapmıyor S-300 için? Niçin Bulgaristan'a yapmıyor S-300 için? Niçin Slovakya'ya yapmıyor S-300 için? Bunlar da aynı zamanda NATO ülkesi, yapın onlara da niye yapmıyorsunuz?"

'TEMMUZ AYINDA İLK PARTİ S-400'LERİ ALACAĞIZ'

NATO Genel Sekreterinin S-400 tedarikiyle ilgili "Bu ortaklarımızın en doğal hakkıdır, biz buralarda müdahale edemeyiz" dediğini aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:

"Şimdi bizi nereden tehdit ediyorlar, F35'lerin radarları noktasında sıkıntı doğurur. Biz bunların da incelemesini yaptık. Böyle bir şey de yok. Biz F35'lerin taksidini tıkır tıkır ödeyen bir ülkeyiz. Şu ana kadar 1 milyar doları aştı bizim ödediğimiz para. Biz bu noktada da samimiyiz. Ben her şeyi senden alacağım diye bir kaide olamaz ki. Sen aldığın her ürünü bize sorarak mı alıyorsun, hayır. İstediğin ürünü istediğin yerden alıyorsun. Bizim de böyle bağımsızlığımız var, biz bağımsız Türkiye'yiz, köle değiliz. Dolayısıyla burada da bizim özgürlük alanımız neyse, bu özgürlük alanımızın içerisinde her alanda adımlarımızı atıyoruz. Rusya ile bu konuda adımımızı attık, imzalar tamam. Çok çok uygun şartlar altında da S-400 anlaşmamızı yaptık. Bize bunun gönderimini de temmuza kadar çektiler. Temmuzda da ilk partiyi de inşallah alacağız".

'ABD İLE OLANLAR SAĞLIKLI VE SAMİMİ DEĞİL'

Trump'ın, Türkiye'yi GTS kapsamındaki "gelişmekte olan ülkeler" statüsünden çıkarma kararının hatırlatılarak, "Bunu ekonomik anlamda bir hamle olarak görmek mümkün mü? ABD S-400'den dolayı bir arıza çıkarır mı?" sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda gerekli cevapların verildiğini belirtti.

Olanları "sağlıklı ve samimi" bulmadığını ifade eden Erdoğan, "Bir taraftan biz Sayın Trump'la 75 milyar dolarlık bir hedef koyacağız, ondan sonra damadını Türkiye'ye göndereceksin, hem 'bu ekonomik ilişkileri görüşelim' diyeceksin. Ben de damadı kabul ettim. Bizim damatla da oturdular, etraflıca konuştular vesaire, arkasından hemen bunun olması tabii düşündürücü. Tabii büyük ihtimalle Berat Bey bu hafta içinde arar, belki kendisiyle bunları konuşacaktır. Belki de şu anda mesajlaşmıştır, bilemiyorum. Bu konuda köprü iyi çalışıyor ama bunlar yakışık şeyler değil. Sene 1974, sene 2019, böyle bir şeyin adımı atılmış, şimdi de bunun kaldırılma noktasına gelmesi doğru bir şey değil." ifadelerini kullandı.

O dönemde Polonya ve Türkiye olarak iki ülkeye böyle bir uygulama başlatıldığını anımsatan Recep Tayyip Erdoğan, "Şimdi bunu geri çekme, böyle bir yanlış adım atılmasını doğru bulmamız mümkün değil ama bu tür şeyler son zamanlarda Amerika-Türkiye arasında maalesef oluyor. Türkiye her türlü tedbirini kendine göre alıyor, bunlara alışığız. Bizi bunlarla kimse terbiye etmeye de kalkmasın. Bu tür terbiye etme metotlarına karşı bizim bağışıklığımız var, bunu da herkesin bilmesi lazım" değerlendirmesini yaptı.

'BENİM DE TRUMP'A YÖNELİK TEVECCÜH DOLU SÖZLERİM VAR'

ABD'li bir yetkilinin, "Trump kendisini Erdoğan'a yakın hissediyor, sempati duyuyor, çok seviyor, iletişim kurmaktan keyif alıyor." şeklindeki açıklamasının hatırlatılıp, "İkili ilişkinizi nasıl görüyorsunuz? ABD'nin bu değişken tavrı, iki lider ilişkilerinde sıkıntı yaratmıyor mu?" şeklindeki soruyu Erdoğan, Trump'ın şahsına yönelik teveccüh dolu sözleri gibi kendisinin de ona karşı aynı şekilde teveccüh dolu sözleri olduğunu aktardı.

'ABD'NİN S-400 DİYE TUTTURMASI YANLIŞ'

Liderler olarak ülkeler yönettiklerini ve kavga edecek hallerinin olmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Türkiye sıradan bir ülke değil. 82 milyon nüfusuyla, kendi altyapısını güçlendirmiş, gelişmekte olan sanayisiyle, ileri teknolojisiyle farklı bir konumda. Kaldı ki biz S-400 konusundan F35'e varıncaya kadar, bu konulardaki attığımız adımların yanında şu anda bizim bir defa Türk Hava Yolları olarak filomuzun yarısı neredeyse Boeingdir. Filo genişliyor. Geniş gövdeli uçaklar, bunun yanında dar gövde uçaklar vesaire, 100'ü aşkın 4 sene içinde bedeli de 10 milyar doları bulacak bir alım yapıyoruz. Şimdi Türkiye bu noktada Amerika'ya bir güven içerisindeyken, Amerika'nın kalkıp da farklı bir şeyle S-400 tutturup gitmesi yanlış bir şey. Biz S-400'ü senden almayız da öbür tarafta bak Boeing'de senden alım yapıyoruz. Bunu nereye koyacaksın? Burada karşı taraftan biz aynı hassasiyeti tabii ki bekliyoruz".

'BİZİM BURADAN TAVİZ VERMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL'

Kendine, "Biz Türkiye olarak S-400'ü neden almayalım?" diye sorduğunu belirten Erdoğan, "Biz şu anda S-400 ile ilgili bütün maliyet hesaplarını yaptık. Bunun yanında bütün operatif hareket yeteneği nedir, ne değildir bunlar üzerinde hassasiyetle durduk. Menziline bakıyoruz, 400 kilometre menzilli ve bunun 30 kilometre irtifası var. Aynı anda 36, gerektiğinde de çift batarya ile 72 hedefe bağlanabiliyor. Bütün bunlar bizim modern savunma sistemlerine ihtiyacımızın olduğu dönemde attığımız adımlardır. Biz bunu atacağız ki terörle mücadelemizi de başarılı bir şekilde verelim. Aksi takdirde biz terörle mücadelede yaya kalırız. Bizim buradan taviz vermemiz mümkün değil" şeklinde konuştu.

"Boeingle ilgili 10 milyarlık bir alımdan bahsettiniz, zora sokulursa biz de bu siparişlerden vazgeçebiliriz anlamına geliyor bu söyledikleriniz" şeklindeki değerlendirmeye ise Recep Tayyip Erdoğan, "Şu anda tabii doğmamış çocuğa don biçmenin hiçbir anlamı yok. Ben onun için bu şeylerin hiçbirini ciddi bulmuyorum. Şu anda bizim kendisiyle yapacağımız görüşmeler, Berat Bey'in aynı şekilde Kushner'le yapacağı görüşmeler bunların hepsi bu işi yoluna koyar, ben böyle inanıyorum." yanıtını verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tanzim satışlara ilişkin bir soruya da 31 Mart'a kadar bu iş yoluna girmediği takdirde bu konuda Türkiye'deki iki önemli esnaf kuruluşuyla masaya oturarak, bunu 81 vilayete yayacaklarını vurguladı.

 

 

Kaynak : Sputnik