Selâhaddin Çakırgil

Selâhaddin Çakırgil

Erdoğan, AB’ye, ‘efendi-uşak’ değil; ‘eşitler arası’ ilişkiyi öğretiyor

24 Kasım günü, Avrupa Parlamentosu, ‘AB ile Türkiye arasındaki üyelik müzakerelerini geçici olarak dondurma’ kararı alınca, Avrupalı liderleri bir korku kapladı. Anlaşılıyor ki, kendi aralarında görüşürken, Türkiye’ye ders vermek için yarışa giren Avrupa’lı liderler, yalnız başlarına ya da Türkiyeli yetkililerce başbaşa kalınca, o havalı konuşmalarını terkediyorlar ve mâkul görünmeye çalışıyorlar.

Nitekim, AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker de, Alman Başbakanı Merkel de, diğer birçok ülkelerin yetkilileri de, Türkiye’yle ilişkilerde dikkatli olunması yönünde açıklamalar yapmaya başladılar. AB’den ayrılma yönünde karar almış olan İngiltere bile, ‘Türkiye’nin kopmasının AB için felaket olacağını’ söylüyor. Hele de Tayyip Erdoğan’ın, ‘Türkiye’den gitmek isteyen sığınmacılara kapıları açarız..’ tehdidi, Avrupalı liderleri dehşete düşürdü.

Rusya'nın etkin gazetelerinden Argumentı Faktı ise, 25 Kasım günkü sayısında, ’Dünya tekrar güçlü liderlere gereksinim duyuyor. Rusya'da Putin, Türkiye'de Erdoğan ve Amerika'da Trump.. Üçü de anlaşarak birlikte dünya düzenini sağlamalı’ diyor ve amma,‘Lâkin, yapabilirler mi’ diye sormadan da edemiyordu.

***

Bunlar olurken,  Türkiye iç siyasetinde, ‘Avrupa’nın, emperyalist dünyanın yerli temsilcileri’ konumundaymışcasına bir söylem geliştiren CHP lideri başta olmak üzere laik çevrelerde bir telaş başladı,‘200 yıllık emekler boşa gidecek..’ diye..

200 yıldır, emperyalist dünyanın karşısında hep alttan almaya alışmış olan bu çevreler, Tayyib Erdoğan, 2009 yılında, İsrail rejimi C. Başkanı Şimon Perez’e Davos’da ‘One minute’ çektiğinde de, CHP’nin kurmayları, ‘Eyvah, 80 yıllık dış politika geleneğimiz havaya uçuruldu..’ diye feryadlar yükletmeye başlamışlar, ama,  Erdoğan’ın o sözleri halkımızı coşturunca, kendi sözlerini te’vil etmeye ve D. Baykal hiç değilse, halkın o coşkusuna karşı bir direnç sergilememeyi akledip, ‘Erdoğan’ın tavrını biz de benimsiyoruz..’ deyivermiş ve yardımcıları durumu nasıl kurtarabileceklerini bilememişlerdi. 

Şimdikilerin öyle bir söz söyleyecek idrakleri de yok gibi.. ‘Eyvah, Avrupa Parlamentosu bize tavır koydu. Bunu daha ağırları da takip edecek..’ demeye başladılar.

***

Onların bu tavrını da anlayışla karşılamak gerek.. Çünkü, onların partilerinin kurucu liderleri Avrupalı olmaya baştan karar vermişlerdi ve daha AB’ye ortak olmak ümidiyle yaptıkları anlaşmaya imza atarken, hedefin aslında ekonomik değil, Avrupalı olmakrüyasının gerçekleşmesi olduğunu açıkça belirtiyorlardı.

‘Avrupalı olmak, Avrupalılaşmak..’onlar için en büyük hedef ve idealdi.. Ama içinden çıktıkları ve yönetimine tâlip oldukları halktan yana olmayı akıllarına bir türlü getiremiyorlardı. 

Halbuki, bir coğrafyaya mensubiyetten kendisine bir şeref payı veya utanmak duygusu çıkarmak, insanlara o doğdukları coğrafyalara veya tiplerine, renklerine, dillerine, şekillerine göre ayrı bir itibar vermek sefil bir anlayıştır, bir zavallılıktır.  Ve, mes’elenin temelinde, ‘kendi özünden kaçmak, kendisine, kendi halkının aslî hayat değerlerine, inanç ölçülerine yabancılaşmak ve kendisinden üstün gördüğü bir kişi veya toplumun değerlerine benzemeye çalışmak’  şeklindeki aşağılık duygusu yatmaktadır.

***

Osmanlı şairinin, ‘İslam imiş devlete pâ-bend-i terakki (ilerlemenin ayakbağı)/ Evvel yoğidi, işbu rivayet yeni çıktı..’  diye hayıflanması, işte o şekilci, ‘Tanzimat kafası’sığlığına kinayeli bir işaret idi. Bu aşağılık duygusu, maalesef, bizim toplumumuzda son 200 yıldır daha bir yaşandı ve nice nesiller bu hastalığın pençesinde eriyip gittiler. O kadar ki, başına Avrupalılarınki gibi bir şapka geçirmekle medenî ve deileri olunacağını zanneden gardrob devrimcileri bile görüldü. O dar görüşlü ve sefil mantığın gerisini artık siz hesap ediniz.

Şimdi, dünyaya karşı soylu, asil bir tavır gelişiyor ve Tayyip Erdoğan, emperyalist ruhlu dünyaya, ilişkilerin, ‘efendi- uşak’ değil, ‘eşitler arası’ olduğunu öğretiyor.

stargazete

Bu yazı toplam 696 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar