Ebu  Mezruktan   Çarpıcı Açıklamalar

Ebu Mezruktan Çarpıcı Açıklamalar

Al-Monitor'e özel bir röportaj veren Hamas liderlerinden Musa Ebu Merzuk, ateşkes anlaşmasının şartlarının Hamas'ın savaş sırasında elde ettiği başarılara uygun olduğunu belirtirken gelecek müzakerelerde daha fazlasını almayı beklediğini açıkladı.

Hamas liderlerinden Musa Ebu Merzuk 11 Eylül günü Gazze'de bazı tartışmalar başlattı. Açıkça İsrail ile doğrudan müzakere ihtimalinden söz etti. Al-Monitor'e özel bir röportaj veren Ebu Merzuk bunu Gazze’nin taş ve kan yığınına dönmesinden sonra “endişe etmesi gerekenlere yönelik bir çığlık” olarak nitelendirdi. Musa Ebu Merzuk, ateşkes anlaşmasının şartlarının Hamas'ın savaş sırasında elde ettiği başarılara uygun olduğunu belirtirken gelecek müzakerelerde daha fazlasını almayı beklediğini açıkladı. Ebu Merzuk İsrail ile dolaylı müzakerelerin zor olduğunu söylerken buna sebep olarak da isim vermeden arabulucuların kendi çıkarlarını da işin içine katmaya çalışmasından bahsetti. Yine de Hamas'ın İsrail'i tanımadığının ve doğrudan görüşme yapmayacağının, bunun halen sürdürülen bir siyaset olduğunun altını çizdi. Hamas'ın liman ve havaalanı şartları yerine getirilmeden neden ateşkesi onayladığı sorusuna Ebu Merzuk savaşın bu aşamasında daha fazlasının elde edilemeyeceğini söyledi. Hamas yöneticisi ambargonun tamamen kaldırılması konusunda Kahire'deki görüşmelerin olumsuz sonuçlanması durumunda alternatif planların ne olacağı konusunda ise net bir açıklama yapmadı ve “Taleplerimizin tamamını bugün elde edemezsek bir kısmını da yarın elde ederiz” ifadesini kullandı. Toplumun kendisine zarar verenleri cezalandırmasının doğal bir hak olduğunu söyleyen Ebu Merzuk, İsrail casuslarının idamını savundu. Bu ajanların halka yönelik saldırganlığın en önemli araçları olduğunu belirtti ve idamı hak ettiklerini söyledi. Bu casusların verdiği zararın tahminlerin de ötesinde olduğunu belirtti. İran'a teşekkürlerini sunan Ebu Merzuk bu ülkenin önceki savaşlarda direnişin silah yeteneğinin önemli bir kısmını karşıladığını belirtti. Katar'ın İhvan'ı sınırdışı etmesinden fazla bahsetmeyen Ebu Merzuk bu durumun Katar ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerle ilgili olduğunu ve Hamas'ın Katar'daki durumunu etkilemesini beklemediğini söyledi. Röportajın tamamı şu şekilde: Al-Monitor: İsrail ile olası görüşmeler hakkındaki açıklamanız pek çok tartışmayı da beraberinde getirdi. Bu hareketin bakış açısı mı yoksa sizin şahsi görüşünüz mü? Ebu Merzuk: Bugüne kadar hareketin izlediği siyaset işgalcilerle doğrudan görüşmeme şeklindeydi. Bu siyaseti şekillendiren sebepler halen mevcuttur. Benim açıklamam Gazze Şeridi'nde yaşayan insanların çıkarlarını düşünmemiz içindi. Ayrıca savaşın oluşturduğu siyasi şartlara bir cevaptı. İsrail bu savaşın yasal, insani ve uluslararası tüm sonuçlarından sorumludur; zira ölüm ve yıkıma yol açan bu savaşın sorumlusu kendisidir. İsrail'in son saldırganlığı Gazze Şeridi'ni moloz yığını ve kan denizine döndürmüştür. Yani benim açıklamam endişe etmesi gerekenlere yönelik bir çığlıktı. Al-Monitor: İsrail ile dolaylı görüşmeler konusunda tecrübeleriniz size ne söylüyor. Hamas'ın tüm siyasi stratejisini değiştirmesi mümkün mü? Ebu Merzuk: İsrail ile dolaylı görüşmeler birden fazla aşamadan geçmiştir. 2008 ve 2012 yıllarında görüşmeler olmuştu. Ayrıca mahkûmların değiş-tokuşu ile ilgili de beş yıl süren görüşmelerimiz olmuştu ki bize göre en zorlayıcısı buydu. Biz biliyoruz ki birileri aracı olduğu zaman işin içine onların çıkarları ve başka şeyler de girmektedir. Yani biliyoruz ki dolaylı görüşmeler zordur. Doğrudan görüşmeler daha da zor olabilir ancak reddetmemizin tek sebebi bu değil. Bu daha çok İsrail'i tanımamamız ile ilgilidir ve bu siyasetimiz devam etmektedir. Al-Monitor: Hamas kararlı bir duruş sergilese de etrafındaki baskının görüşmelerde başarıya ulaşması konusunda onu siyasi olarak zayıflattığına katılıyor musunuz? Ebu Merzuk: Harekette siyasi bir zayıflık söz konusu değildir. Böyle düşünülmesinin birkaç sebebi olabilir; direnişin ve halkın kazandığı bu savaşın sonunda Gazze'deki kuşatmanın kaldırılmasını bekleyenler vardı. Bu kişiler mevcut durumdan memnun olmadıkları için böyle düşünüyorlar. Son savaşta en dikkat çekici şey savaştan en fazla etkilenen vatandaşların direnişe geçmişte görülmemiş şekilde bir bağlılık göstermesiydi. Bu durum takdir topladı. Kuşatmanın kaldırılması, liman ve havaalanlarının açılması gibi taleplerin de zafere uygun bir biçimde karşılanması beklendi. Ancak ateşkes sonrası bunları elde edemedik. Gelecek müzakerelere kadar bunlar ertelendi. Al-Monitor: Savaşın başında Hamas liman, havaalanı ve mahkûmların serbest kalması talepleri karşılanana kadar İsrail hedeflerini vurmaya devam edeceğine dair ant içti. Sonra niçin pozisyonunuz değişti? Ebu Merzuk: Bana göre her şey bizi ateşkese götürdü. Bu aşamada daha fazlasını yapabilmek mümkün değildir. Savaşın bu aşamasında daha fazlasını elde edemezdik. Ancak müzakereler yaklaşıyor ve koz hala başkalarının değil bizim elimizde. Al-Monitor: Gelecek ay Kahire'de yapılması planlanan görüşmelerde özellikle liman ve havaalanı konusundaki talepler karşılanmadığı takdirde Hamas'ın alternatif planı nedir? Ebu Merzuk: Bizim esas taleplerimiz bunun çok daha fazlasıdır. Biz Filistin'in özgürlüğünü ve mültecilerin geri dönmesini istiyoruz. Aslında mevcut talepler bunun yanında çok önemsizdir. Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nde Kudüs'ün başkent olduğu bir Filistin devleti istiyoruz. Yani önümüzde daha çok raunt var. Taleplerimizin tamamını bir günde alamayız. Eğer taleplerimizin tamamını bugün alamıyorsak bir kısmını yarına bırakabiliriz. Yarın da tamamını elde edemezsek daha sonraki güne bırakırız. Haklarımızın tümü üzerindeki ısrarımız sürmektedir. Al-Monitor: Gazze halkı yeni bir savaştan korkarken siz de çatışmadan mı bahsediyorsunuz? Ebu Merzuk: Halk tabii ki her zaman haklıdır. Ve tabii ki insanlar gerçekten savaş istemiyorlar. Ve ben diyorum ki sadece Gazze değil diğer taraf da savaş istemiyor. Hatta onlar savaştan daha fazla korkuyorlar. Belki de ateşkesin en önemli sebebi iki taraftaki insanların da savaşın sona ermesini ve 51 günlük çatışmaların yeterli olmasıydı. Araplar ile İsrail arasındaki en uzun ve en korkunç savaş buydu. En yoğun ve acımasız saldırılar bu savaşta gerçekleşti. Şucaiye ve Refah şehirlerine yönelik saldırılar eşi görülmemiş bir çirkinlik ve acımasızlıktaydı. Huzaa’nın durumu da farklı değildi. Aynı zamanda eşi benzeri görülmemiş bir kahramanlık ve zafer de yaşandı ve 1400'den fazla İsrail askeri yaralandı. İsrail ile aramızdaki savaşların tarihine baktığımızda daha önce hiç görülmemiş taktikler kullanıldı. Al-Monitor: Katar Müslüman Kardeşler liderlerini ülkeden çıkardı. Bunun arkasında sizce ne var? Ebu Merzuk: Arap ülkelerinde özgürlük ve demokrasi talebiyle, popüler ve devrimci akımlar ortaya çıkmıştır. Bunun akabinde de siyasal İslam olarak adlandırılan özel bir durumu ortaya çıkaran özgür ve benzersiz seçimler gerçekleştirilmiştir. Bu konuda bölgesel ya da uluslararası bir konsensüs yoktur ve belirtiler de kesin değildir. Bu şartlar altında toplumsal tepkilerle tanışmamış ülkelerde ters tepkiler oluşmuştur. Bölgedeki bu iki güç arasında ciddi bir çatışma mevcuttur. Gazze Şeridi’nin de bu denklemde kesinlikle bir yeri vardır. Filistin seçimlerini halkın isteği doğrultusunda Hamas önde bitirmiştir. Bu da daha sonraki aşamalarda insanlara örnek ve ilham kaynağı olmuştur. Yani bu savaşı tüm detaylarıyla birlikte düşünürsek en önemli sonuç İsrail'in mevcut siyasi durumu değiştirmedeki başarısızlığıdır. Bence Gazze'de kazanılan bu zafer tüm bölgeyi etkilemiştir. Al-Monitor: Peki Katar neden şimdi İhvan'ı ülkeden çıkardı? Ebu Merzuk: Körfez'deki politika kendi içinde pek çok karmaşaya sahiptir. Bence mevcut durum Katar ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin değişmesiyle ilgilidir. Al-Monitor: Katar'ın yakında Hamas'ı da sınır dışı edeceğini söyleyebilir miyiz? Ebu Merzuk: Bence Katar'ın Hamas politikasını etkileyecek bir şey yoktur. Al-Monitor: Devlet Başkanı Mahmut Abbas Hamas'ın ajanları halka açık biçimde idam etmesini mantıksız bulduğunu açıkladı. Bunun Hamas'ın uluslararası imajını olumsuz etkilediğini düşünmüyor musunuz? Ebu Merzuk: Abbas'ın eleştirisi bu idamların toplumun hakkı olduğu gerçeğine değil eylemin reddine yönelik. Biz olaya bu açıdan bakmıyoruz. Ama bize göre bu idamlar toplumun doğal bir hakkıdır. Temelsiz ve düşüncesiz bir olay değildir. Bu insanlar halka yönelik saldırıların en önemli dayanakları ve aracılarıydı. Verdikleri büyük zarar dolayısıyla idamı hak ettiler. Sebep oldukları hasar herkesin tahmininden fazladır. Al-Monitor: Hamas'ın uluslararası medyadaki imajı ne olacak? Ebu Merzuk: İdamlarla ilgili farklı görüşler olabilir. Bazıları bunun başkalarını da halka zarar vermekten caydıracağını düşünüyorlar. Bazıları ise yabancı medyanın bu durumu kullanacağını ve böyle bir imajdan kaçınılması gerektiğini düşünüyor. Tek anlaşmazlık budur. Gazze'de bu idamları onaylamayan iki kişi bile bulamazsınız. Al-Monitor: Refah'ta üç askeri liderin suikast ile öldürülmesinde bu ajanların parmağı olduğunu düşünüyor musunuz? Ebu Merzuk: Şüphesiz. Onların ikamet ettikleri bölgede ajanlardan birinin izleri bulundu. Girdikleri daireyi tespit edemediği için üç bina bombalandı. Bence İsrail'e kaçan ajan da buydu ve sonra yardımcıları yakalandı. Ayrıntılar daha sonra açıklanacaktır. Muhammed ed-Dayf’ın ailesi de bir ajan ve kız kardeşi yüzünden bombalandı. Bu ajan da idam edildi ve kız kardeşi de hapiste olup onu da aynı son beklemektedir. Al-Monitor: 12 günlük ateşkesin bu suikastların arkasındaki esas sebep olduğunu düşünüyor musunuz? Bu direnişin mi yoksa aracıların mı hatasıydı? Ebu Merzuk: Ateşkes kararı insanların ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri ve enkaz altındaki bedenleri çıkartabilmeleri veya müzakereye ihtiyaç duyulması gibi sebeplerle alındı. Doğru kararların altındaki yegâne sebep bunlardır. Direniş ve üyeleri İsrail'i ajan kullanmaya zorlamış ve söz konusu kayıplar yaşanmıştır. Al-Monitor:  Yani direniş savaşçılarının dikkatsizliği mi söz konusuydu? Ebu Merzuk: Her husus değerlendirilmelidir. Genel bir şablon alıp herkese uygulayamayız. Direniş savaşçılarının yaşadığı kayıplar dâhil pek çok olayda çeşitli sebepler olabilir. Ancak bu olay da sonuçta açığa çıkacak ve ona göre de tavır alınacaktır. Savaşın başında kullandığımız iletişim aygıtları da araştırma kapsamındadır. Al-Monitor: Basından doğrulanan bilgilere göre Mısır ile İsrail ateşkes esnasında temasa geçtiler. Hamas niçin Katar ya da Türkiye yerine Mısır'ın arabulucu olmasını kabul etti? Ebu Merzuk: Mısır'ın arabuluculuğunu kabul etmekten başka seçeneğimiz yoktu. Savaş ve nasıl sona ereceği konusunda özel bir çaba gösterdiler. Arabulucu iki tarafça da kabul edilmelidir. Savaşın durması ve Filistin halkı ile direnişin hedeflerine ulaşmasına yardım etmek isteyenlerin arabuluculuğunu şüphesiz ki reddedemeyiz. Ama İsrail, Mısır dışındakilerin arabuluculuğunu veto etti. Bize de başka bir seçenek kalmadı. ABD'nin arabuluculuğu bile o sırada mümkün değildi. Al-Monitor: Müzakereler sırasında sızan haberlere göre Mısır kendi çıkarları dolayısıyla liman ve havaalanı konusunda İsrail'den daha katı bir duruş sergiledi. Ebu Merzuk: Ben bunu söyleyemem ancak şüphe yoktur ki Mısır istihbarat başkanı şu aşamada Filistinlilerin bazı taleplerinin karşılanamayacağını, karşılanması için kapsamlı bir barış anlaşması gerektiğini açıkça dile getirmişlerdir. Liman ve havaalanı da bu talepler arasındadır. Ateşkes müzakereleri esnasında bu taleplerin yerine getirilemeyeceğini belirtmiştir. Al-Monitor: Bazı dedikodulara göre ateşkes müzakereleri sırasında silahsızlanma karşılığında liman ve havaalanı açılabileceği önerilmiş. Ebu Merzuk: Aslında İsrail silahsızlanmayı talep etti ancak Mısır tarafı öneriyi bize sunmadan reddetti. Silahsızlanma bizim gündemimizde olan bir mesele değildi ve Mısır da bu yüzden bizimle görüşmeden bu öneriyi reddetti. İsrail liman ve havaalanı için bunu bir şart olarak ortaya koydu. Bu durumda Mısır da meselenin kapsamlı bir anlaşmanın parçası olması gerektiğini düşündü. Ama biz bu taleplerin gelecek sefer gündeme alınmasında ısrarlıyız. Al-Monitor: Gazze Şeridi sakinleri üç savaş, kuşatma ve Hamas ile Gazze'nin ayrılmasına karşı durabildiler. Artık Gazze'nin de dünyadaki diğer şehirler gibi yaşama vakit gelmedi mi? Ebu Merzuk: Haklısınız, artık bu gerçekleşmeli. Ama raunt daha bitmedi. Bunun anlamı karşılanmayan taleplerin iptali ya da gündemden çıkarılması değildir. Bunları dile getirmeye devam edeceğiz. Gazze şeridinde yaşayan Filistinlilerin ihtiyacı çoktur ve ödedikleri bedel de çoktur. Henüz bir şey elde edememişlerdir. Ayrıca savaş ve barış, yaşam ve ölüm aynı anlama gelmektedir. Bu da daha fazla gerilim, savaş ve istikrarsızlığa yol açmaktadır. Yani diyorum ki bu insanlar çok fazla şey hak ediyor ve tüm ihtiyaçları karşılanmalıdır. Al-Monitor: Savaştan sonra Fetih ile Hamas arasında tartışmalar oldu. Eğer tekrar ayrılık yaşanıyorsa ve direniş bir kenara atıldıysa Gazze'nin yeniden inşası nasıl olacak? Ebu Merzuk: Direniş bir kenara atılmadı ve siyasi şantaj da kabul edilemez ve kısa ömürlüdür. Gazze yeniden inşa edilecektir ve başka seçenek yoktur. Bu bir zaman meselesi. Çalışmalar başladı ve BM, Filistin Yönetimi ve İsrail arasında pek çok toplantı yapıldı. Bence BM yardımı ve diğer fonlar gelecek. Arazi üzerinde veri toplama çalışmaları başladı. Eğer Filistin Yönetimi işi ağırdan alır ve şantajlara devam ederse Gazze'deki halkın tek seçeneği ve kaderinin bu olmadığını düşünüyorum. Filistin Yönetimi bunu dikkate almalıdır. Hamas bu atışma ve medya saldırılarına cevap vermemiştir. Hala Filistinlilerin birliği için bir şans olduğuna inanıyoruz. Filistin Yönetimi’ndeki kardeşlerimize birlik ve istikrarın temelinin adalet ve eşitlik olduğunu ve bunlar olmadan Gazze Şeridi'nde hiçbir şeyin gerçekleşmeyeceğini öğretmeliyiz. Al-Monitor: Anladığım kadarıyla Hamas hiçbir şeyi garanti etmiyor. Ebu Merzuk: Bana göre Hamas'ın ve direnişin elindeki kozlar dışında hiçbir şeyin garantisi yoktur. Tek garanti budur. Al-Monitor: Mısır sınırındaki tüneller yıkıldıktan ve savaş sırasında en azından tarafsız olan İran desteği ve ilgisi bittikten sonra Hamas roket stokunu nasıl yenileyebiliyor? Ebu Merzuk: İran'a karşı adil olmalıyız. Bence direnişin vHamas liderlerinden Musa Ebu Merzuk 11 Eylül günü Gazze'de bazı tartışmalar başlattı. Açıkça İsrail ile doğrudan müzakere ihtimalinden söz etti. Al-Monitor'e özel bir röportaj veren Ebu Merzuk bunu Gazze’nin taş ve kan yığınına dönmesinden sonra “endişe etmesi gerekenlere yönelik bir çığlık” olarak nitelendirdi. Musa Ebu Merzuk, ateşkes anlaşmasının şartlarının Hamas'ın savaş sırasında elde ettiği başarılara uygun olduğunu belirtirken gelecek müzakerelerde daha fazlasını almayı beklediğini açıkladı. Ebu Merzuk İsrail ile dolaylı müzakerelerin zor olduğunu söylerken buna sebep olarak da isim vermeden arabulucuların kendi çıkarlarını da işin içine katmaya çalışmasından bahsetti. Yine de Hamas'ın İsrail'i tanımadığının ve doğrudan görüşme yapmayacağının, bunun halen sürdürülen bir siyaset olduğunun altını çizdi. Hamas'ın liman ve havaalanı şartları yerine getirilmeden neden ateşkesi onayladığı sorusuna Ebu Merzuk savaşın bu aşamasında daha fazlasının elde edilemeyeceğini söyledi. Hamas yöneticisi ambargonun tamamen kaldırılması konusunda Kahire'deki görüşmelerin olumsuz sonuçlanması durumunda alternatif planların ne olacağı konusunda ise net bir açıklama yapmadı ve “Taleplerimizin tamamını bugün elde edemezsek bir kısmını da yarın elde ederiz” ifadesini kullandı. Toplumun kendisine zarar verenleri cezalandırmasının doğal bir hak olduğunu söyleyen Ebu Merzuk, İsrail casuslarının idamını savundu. Bu ajanların halka yönelik saldırganlığın en önemli araçları olduğunu belirtti ve idamı hak ettiklerini söyledi. Bu casusların verdiği zararın tahminlerin de ötesinde olduğunu belirtti. İran'a teşekkürlerini sunan Ebu Merzuk bu ülkenin önceki savaşlarda direnişin silah yeteneğinin önemli bir kısmını karşıladığını belirtti. Katar'ın İhvan'ı sınırdışı etmesinden fazla bahsetmeyen Ebu Merzuk bu durumun Katar ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerle ilgili olduğunu ve Hamas'ın Katar'daki durumunu etkilemesini beklemediğini söyledi. Röportajın tamamı şu şekilde: Al-Monitor: İsrail ile olası görüşmeler hakkındaki açıklamanız pek çok tartışmayı da beraberinde getirdi. Bu hareketin bakış açısı mı yoksa sizin şahsi görüşünüz mü? Ebu Merzuk: Bugüne kadar hareketin izlediği siyaset işgalcilerle doğrudan görüşmeme şeklindeydi. Bu siyaseti şekillendiren sebepler halen mevcuttur. Benim açıklamam Gazze Şeridi'nde yaşayan insanların çıkarlarını düşünmemiz içindi. Ayrıca savaşın oluşturduğu siyasi şartlara bir cevaptı. İsrail bu savaşın yasal, insani ve uluslararası tüm sonuçlarından sorumludur; zira ölüm ve yıkıma yol açan bu savaşın sorumlusu kendisidir. İsrail'in son saldırganlığı Gazze Şeridi'ni moloz yığını ve kan denizine döndürmüştür. Yani benim açıklamam endişe etmesi gerekenlere yönelik bir çığlıktı. Al-Monitor: İsrail ile dolaylı görüşmeler konusunda tecrübeleriniz size ne söylüyor. Hamas'ın tüm siyasi stratejisini değiştirmesi mümkün mü? Ebu Merzuk: İsrail ile dolaylı görüşmeler birden fazla aşamadan geçmiştir. 2008 ve 2012 yıllarında görüşmeler olmuştu. Ayrıca mahkûmların değiş-tokuşu ile ilgili de beş yıl süren görüşmelerimiz olmuştu ki bize göre en zorlayıcısı buydu. Biz biliyoruz ki birileri aracı olduğu zaman işin içine onların çıkarları ve başka şeyler de girmektedir. Yani biliyoruz ki dolaylı görüşmeler zordur. Doğrudan görüşmeler daha da zor olabilir ancak reddetmemizin tek sebebi bu değil. Bu daha çok İsrail'i tanımamamız ile ilgilidir ve bu siyasetimiz devam etmektedir. Al-Monitor: Hamas kararlı bir duruş sergilese de etrafındaki baskının görüşmelerde başarıya ulaşması konusunda onu siyasi olarak zayıflattığına katılıyor musunuz? Ebu Merzuk: Harekette siyasi bir zayıflık söz konusu değildir. Böyle düşünülmesinin birkaç sebebi olabilir; direnişin ve halkın kazandığı bu savaşın sonunda Gazze'deki kuşatmanın kaldırılmasını bekleyenler vardı. Bu kişiler mevcut durumdan memnun olmadıkları için böyle düşünüyorlar. Son savaşta en dikkat çekici şey savaştan en fazla etkilenen vatandaşların direnişe geçmişte görülmemiş şekilde bir bağlılık göstermesiydi. Bu durum takdir topladı. Kuşatmanın kaldırılması, liman ve havaalanlarının açılması gibi taleplerin de zafere uygun bir biçimde karşılanması beklendi. Ancak ateşkes sonrası bunları elde edemedik. Gelecek müzakerelere kadar bunlar ertelendi. Al-Monitor: Savaşın başında Hamas liman, havaalanı ve mahkûmların serbest kalması talepleri karşılanana kadar İsrail hedeflerini vurmaya devam edeceğine dair ant içti. Sonra niçin pozisyonunuz değişti? Ebu Merzuk: Bana göre her şey bizi ateşkese götürdü. Bu aşamada daha fazlasını yapabilmek mümkün değildir. Savaşın bu aşamasında daha fazlasını elde edemezdik. Ancak müzakereler yaklaşıyor ve koz hala başkalarının değil bizim elimizde. Al-Monitor: Gelecek ay Kahire'de yapılması planlanan görüşmelerde özellikle liman ve havaalanı konusundaki talepler karşılanmadığı takdirde Hamas'ın alternatif planı nedir? Ebu Merzuk: Bizim esas taleplerimiz bunun çok daha fazlasıdır. Biz Filistin'in özgürlüğünü ve mültecilerin geri dönmesini istiyoruz. Aslında mevcut talepler bunun yanında çok önemsizdir. Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nde Kudüs'ün başkent olduğu bir Filistin devleti istiyoruz. Yani önümüzde daha çok raunt var. Taleplerimizin tamamını bir günde alamayız. Eğer taleplerimizin tamamını bugün alamıyorsak bir kısmını yarına bırakabiliriz. Yarın da tamamını elde edemezsek daha sonraki güne bırakırız. Haklarımızın tümü üzerindeki ısrarımız sürmektedir. Al-Monitor: Gazze halkı yeni bir savaştan korkarken siz de çatışmadan mı bahsediyorsunuz? Ebu Merzuk: Halk tabii ki her zaman haklıdır. Ve tabii ki insanlar gerçekten savaş istemiyorlar. Ve ben diyorum ki sadece Gazze değil diğer taraf da savaş istemiyor. Hatta onlar savaştan daha fazla korkuyorlar. Belki de ateşkesin en önemli sebebi iki taraftaki insanların da savaşın sona ermesini ve 51 günlük çatışmaların yeterli olmasıydı. Araplar ile İsrail arasındaki en uzun ve en korkunç savaş buydu. En yoğun ve acımasız saldırılar bu savaşta gerçekleşti. Şucaiye ve Refah şehirlerine yönelik saldırılar eşi görülmemiş bir çirkinlik ve acımasızlıktaydı. Huzaa’nın durumu da farklı değildi. Aynı zamanda eşi benzeri görülmemiş bir kahramanlık ve zafer de yaşandı ve 1400'den fazla İsrail askeri yaralandı. İsrail ile aramızdaki savaşların tarihine baktığımızda daha önce hiç görülmemiş taktikler kullanıldı. Al-Monitor: Katar Müslüman Kardeşler liderlerini ülkeden çıkardı. Bunun arkasında sizce ne var? Ebu Merzuk: Arap ülkelerinde özgürlük ve demokrasi talebiyle, popüler ve devrimci akımlar ortaya çıkmıştır. Bunun akabinde de siyasal İslam olarak adlandırılan özel bir durumu ortaya çıkaran özgür ve benzersiz seçimler gerçekleştirilmiştir. Bu konuda bölgesel ya da uluslararası bir konsensüs yoktur ve belirtiler de kesin değildir. Bu şartlar altında toplumsal tepkilerle tanışmamış ülkelerde ters tepkiler oluşmuştur. Bölgedeki bu iki güç arasında ciddi bir çatışma mevcuttur. Gazze Şeridi’nin de bu denklemde kesinlikle bir yeri vardır. Filistin seçimlerini halkın isteği doğrultusunda Hamas önde bitirmiştir. Bu da daha sonraki aşamalarda insanlara örnek ve ilham kaynağı olmuştur. Yani bu savaşı tüm detaylarıyla birlikte düşünürsek en önemli sonuç İsrail'in mevcut siyasi durumu değiştirmedeki başarısızlığıdır. Bence Gazze'de kazanılan bu zafer tüm bölgeyi etkilemiştir. Al-Monitor: Peki Katar neden şimdi İhvan'ı ülkeden çıkardı? Ebu Merzuk: Körfez'deki politika kendi içinde pek çok karmaşaya sahiptir. Bence mevcut durum Katar ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin değişmesiyle ilgilidir. Al-Monitor: Katar'ın yakında Hamas'ı da sınır dışı edeceğini söyleyebilir miyiz? Ebu Merzuk: Bence Katar'ın Hamas politikasını etkileyecek bir şey yoktur. Al-Monitor: Devlet Başkanı Mahmut Abbas Hamas'ın ajanları halka açık biçimde idam etmesini mantıksız bulduğunu açıkladı. Bunun Hamas'ın uluslararası imajını olumsuz etkilediğini düşünmüyor musunuz? Ebu Merzuk: Abbas'ın eleştirisi bu idamların toplumun hakkı olduğu gerçeğine değil eylemin reddine yönelik. Biz olaya bu açıdan bakmıyoruz. Ama bize göre bu idamlar toplumun doğal bir hakkıdır. Temelsiz ve düşüncesiz bir olay değildir. Bu insanlar halka yönelik saldırıların en önemli dayanakları ve aracılarıydı. Verdikleri büyük zarar dolayısıyla idamı hak ettiler. Sebep oldukları hasar herkesin tahmininden fazladır. Al-Monitor: Hamas'ın uluslararası medyadaki imajı ne olacak? Ebu Merzuk: İdamlarla ilgili farklı görüşler olabilir. Bazıları bunun başkalarını da halka zarar vermekten caydıracağını düşünüyorlar. Bazıları ise yabancı medyanın bu durumu kullanacağını ve böyle bir imajdan kaçınılması gerektiğini düşünüyor. Tek anlaşmazlık budur. Gazze'de bu idamları onaylamayan iki kişi bile bulamazsınız. Al-Monitor: Refah'ta üç askeri liderin suikast ile öldürülmesinde bu ajanların parmağı olduğunu düşünüyor musunuz? Ebu Merzuk: Şüphesiz. Onların ikamet ettikleri bölgede ajanlardan birinin izleri bulundu. Girdikleri daireyi tespit edemediği için üç bina bombalandı. Bence İsrail'e kaçan ajan da buydu ve sonra yardımcıları yakalandı. Ayrıntılar daha sonra açıklanacaktır. Muhammed ed-Dayf’ın ailesi de bir ajan ve kız kardeşi yüzünden bombalandı. Bu ajan da idam edildi ve kız kardeşi de hapiste olup onu da aynı son beklemektedir. Al-Monitor: 12 günlük ateşkesin bu suikastların arkasındaki esas sebep olduğunu düşünüyor musunuz? Bu direnişin mi yoksa aracıların mı hatasıydı? Ebu Merzuk: Ateşkes kararı insanların ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri ve enkaz altındaki bedenleri çıkartabilmeleri veya müzakereye ihtiyaç duyulması gibi sebeplerle alındı. Doğru kararların altındaki yegâne sebep bunlardır. Direniş ve üyeleri İsrail'i ajan kullanmaya zorlamış ve söz konusu kayıplar yaşanmıştır. Al-Monitor:  Yani direniş savaşçılarının dikkatsizliği mi söz konusuydu? Ebu Merzuk: Her husus değerlendirilmelidir. Genel bir şablon alıp herkese uygulayamayız. Direniş savaşçılarının yaşadığı kayıplar dâhil pek çok olayda çeşitli sebepler olabilir. Ancak bu olay da sonuçta açığa çıkacak ve ona göre de tavır alınacaktır. Savaşın başında kullandığımız iletişim aygıtları da araştırma kapsamındadır. Al-Monitor: Basından doğrulanan bilgilere göre Mısır ile İsrail ateşkes esnasında temasa geçtiler. Hamas niçin Katar ya da Türkiye yerine Mısır'ın arabulucu olmasını kabul etti? Ebu Merzuk: Mısır'ın arabuluculuğunu kabul etmekten başka seçeneğimiz yoktu. Savaş ve nasıl sona ereceği konusunda özel bir çaba gösterdiler. Arabulucu iki tarafça da kabul edilmelidir. Savaşın durması ve Filistin halkı ile direnişin hedeflerine ulaşmasına yardım etmek isteyenlerin arabuluculuğunu şüphesiz ki reddedemeyiz. Ama İsrail, Mısır dışındakilerin arabuluculuğunu veto etti. Bize de başka bir seçenek kalmadı. ABD'nin arabuluculuğu bile o sırada mümkün değildi. Al-Monitor: Müzakereler sırasında sızan haberlere göre Mısır kendi çıkarları dolayısıyla liman ve havaalanı konusunda İsrail'den daha katı bir duruş sergiledi. Ebu Merzuk: Ben bunu söyleyemem ancak şüphe yoktur ki Mısır istihbarat başkanı şu aşamada Filistinlilerin bazı taleplerinin karşılanamayacağını, karşılanması için kapsamlı bir barış anlaşması gerektiğini açıkça dile getirmişlerdir. Liman ve havaalanı da bu talepler arasındadır. Ateşkes müzakereleri esnasında bu taleplerin yerine getirilemeyeceğini belirtmiştir. Al-Monitor: Bazı dedikodulara göre ateşkes müzakereleri sırasında silahsızlanma karşılığında liman ve havaalanı açılabileceği önerilmiş. Ebu Merzuk: Aslında İsrail silahsızlanmayı talep etti ancak Mısır tarafı öneriyi bize sunmadan reddetti. Silahsızlanma bizim gündemimizde olan bir mesele değildi ve Mısır da bu yüzden bizimle görüşmeden bu öneriyi reddetti. İsrail liman ve havaalanı için bunu bir şart olarak ortaya koydu. Bu durumda Mısır da meselenin kapsamlı bir anlaşmanın parçası olması gerektiğini düşündü. Ama biz bu taleplerin gelecek sefer gündeme alınmasında ısrarlıyız. Al-Monitor: Gazze Şeridi sakinleri üç savaş, kuşatma ve Hamas ile Gazze'nin ayrılmasına karşı durabildiler. Artık Gazze'nin de dünyadaki diğer şehirler gibi yaşama vakit gelmedi mi? Ebu Merzuk: Haklısınız, artık bu gerçekleşmeli. Ama raunt daha bitmedi. Bunun anlamı karşılanmayan taleplerin iptali ya da gündemden çıkarılması değildir. Bunları dile getirmeye devam edeceğiz. Gazze şeridinde yaşayan Filistinlilerin ihtiyacı çoktur ve ödedikleri bedel de çoktur. Henüz bir şey elde edememişlerdir. Ayrıca savaş ve barış, yaşam ve ölüm aynı anlama gelmektedir. Bu da daha fazla gerilim, savaş ve istikrarsızlığa yol açmaktadır. Yani diyorum ki bu insanlar çok fazla şey hak ediyor ve tüm ihtiyaçları karşılanmalıdır. Al-Monitor: Savaştan sonra Fetih ile Hamas arasında tartışmalar oldu. Eğer tekrar ayrılık yaşanıyorsa ve direniş bir kenara atıldıysa Gazze'nin yeniden inşası nasıl olacak? Ebu Merzuk: Direniş bir kenara atılmadı ve siyasi şantaj da kabul edilemez ve kısa ömürlüdür. Gazze yeniden inşa edilecektir ve başka seçenek yoktur. Bu bir zaman meselesi. Çalışmalar başladı ve BM, Filistin Yönetimi ve İsrail arasında pek çok toplantı yapıldı. Bence BM yardımı ve diğer fonlar gelecek. Arazi üzerinde veri toplama çalışmaları başladı. Eğer Filistin Yönetimi işi ağırdan alır ve şantajlara devam ederse Gazze'deki halkın tek seçeneği ve kaderinin bu olmadığını düşünüyorum. Filistin Yönetimi bunu dikkate almalıdır. Hamas bu atışma ve medya saldırılarına cevap vermemiştir. Hala Filistinlilerin birliği için bir şans olduğuna inanıyoruz. Filistin Yönetimi’ndeki kardeşlerimize birlik ve istikrarın temelinin adalet ve eşitlik olduğunu ve bunlar olmadan Gazze Şeridi'nde hiçbir şeyin gerçekleşmeyeceğini öğretmeliyiz. Al-Monitor: Anladığım kadarıyla Hamas hiçbir şeyi garanti etmiyor. Ebu Merzuk: Bana göre Hamas'ın ve direnişin elindeki kozlar dışında hiçbir şeyin garantisi yoktur. Tek garanti budur. Al-Monitor: Mısır sınırındaki tüneller yıkıldıktan ve savaş sırasında en azından tarafsız olan İran desteği ve ilgisi bittikten sonra Hamas roket stokunu nasıl yenileyebiliyor? Ebu Merzuk: İran'a karşı adil olmalıyız. Bence direnişin ve halkın yanındaydılar. Şunu da bildirmeliyim ki geçen savaş ve daha önceki savaşlarda direnişin silah kapasitesinin önemli bir kısmı İran'dan geliyordu. Yani İran'ın olumlu bir duruş sergilediğini ve teşekkürü hak ettiğini söyleyebiliriz. Direnişin nasıl tekrar silahlanacağına gelince herkes biliyor ki biz her zaman silah bulmayı ve sorunlarla başa çıkmayı başarmışızdır. Bu konuda endişeye gerek yoktur. ,

İSLAMİ ANALİZ