Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Dünya dönüyor..

Dünya hem kendi etrafında dönüyor ve hem de güneş sisteminin etrafında, o da galaksinin çevresinde dönüyor, o da samanyolunda bir spiral sarmal içinde akıp gidiyor.. Makrokozmoz böyle bir şey. Sonra yeryüzüne iniyorsunuz, her şey dönüyor, hücrelere, atom zerreciklerine iniyorsunuz, nötron, proton, her şey dönüyor..

Her an bir yeni oluşum ve yeni bir son.. Kâinat bizim için aklımızın sınırlarını zorlayan bir muamma ve onun bir sahibi var.. Başını ve sonunu bilmediğimiz bu âlemdeki tüm bilgilerimiz, kutsal kitaplarda Allah’ın bize verdiği bilgilerle sınırlı.. Bilim kâinatı laboratuara sokamadığı için, bu devasa büyüklükten kopardığı bir parçacıktan yola çıkarak bir hipotez geliştirebiliyor ancak..

İnsan zübde-i kâinattır. 

Kaç aydır paralel yapıyı konuşuyoruz.. Gerçek büyük ölçüde ortaya çıktı. Şimdi işin yargıya aktarılması noktasındayız.. CIA, MOSSAD ve Vatikan’ın, İngiltere’nin merkezinde yer aldığı bir fitne kazanı hâlâ kaynamaya devam etse de, artık, yolun sonuna gelindi. Kendini kâinat imamı sanan birileri için artık yolun sonu… Mensupları  üzerlerindeki büyü, ipnotik etki dağılana kadar, gözlerindeki at gözlüklerini çıkartana, kafalarını kiradan kurtarana kadar bu işler daha bir süre devam edecektir..

Asıl sorun görmek, bilmek değil gelinen noktada. Görmek bilmek, duymak istemiyorlar.. Kafalarında gerçekle hayal yer değiştirdi.. Çeyrek asırdır yaşadıkları bir hayal olamazdı..

Bu olayları tartışırken yine Çanakkale kutlamaları yapıldı.. Kırım Rusya’ya katıldı ve daha neler neler.. Suriye’de Esad zulmü 3 yılını doldurdu.. Bilad-ı Şam platformu, Çanakkale’de şehid olan binlerce Suriye’liyi andı bu arada.. Çanakkale’ye gönüllü giden gencecik çocukları, gidip de bir daha haber alınamayan çocukları hatırlattı bize..

Ukrayna ayaklanması ve Kırım’ın Ukrayna’dan ayrılmasının ardından batı ile Rusya arasında restleşme devam ediyor.. Rusya batıyı gaz vanaları ve Amerikan hazine bonoları ile tehdit ediyor..

Bir ağacı kurtarma bahanesi ile bin ağacı katleden gezicileri, bir ölümü protesto ederken başka insanların ölümüne sebeb olanları, çocuklarının cesedi üzerinden siyaset yapanları gördük.. Yine CNN, BBC erketede bekliyorlardı, Türkiye Suriye, Türkiye Mısır, Türkiye Ukrayna olur mu diye. Ama olmadı..

Şimdi seçimlere kadar her gün yeni, bir takım kasetler servis edeceklermiş.. Ahlak dışı ilişkileri, yolsuzluk, laubali, kutsal dışı, kutsalı alay konusu eden edepsizlikleri deşifre edeceklermiş..

Hani bu rezillikleri arşivleyip “sakla samanı gelir zamanı” diye bekletenlerin yaptıkları iş, aslında o işi yapanların rezilliklerinden çok daha vahim.. Dertleri gerçeğin ortaya çıkması değil, birini ortaya atıp, öteki dosyası, kasedi bulunanları kendi yanlarına çekip, teslim alıp, rakiplerine karşı tetikçi olarak kullanmak..

Sanki kendileri çok temiz.. Hani derler ya, “dinime tan eden bari müselman olsa”..

25 milyar dolarlık, kimine göre 50 milyarlık bir fonu yönetenler bu parayı nerden, nasıl buldular ve nasıl transfer ettiler. Bu hesaplar kimin üzerinde, onu açıklayabiliyorlar mı? Bu ortaya çıkmazsa, bu işe gönül desteği veren, sponsorluk yapan, bunlara destek verenlerin mal ve mülkleri de cemaatin malıymış gibi algılanacak. Çünkü bu piyasada kimin elinin, kimin cebinde olduğu belli değil..

Sempatizanları geçerseniz, bir de az ücretle çalışan fedakâr profesyonelleri, belli bir dereceden sonrakilerin ahlaki durumları da çok temiz değil.. Zaten kripto tipler için Şia geleneğinde Mut’adan daha önemli bir yer tutan takiye onlar için bu konuda önemli ölçüde kolaylaştırıcı bir faktör..

Cemaat için 2014 bir kırılma noktası olacak.. Seçimden sonra davalar başlayacak ama, kim bilir, belki de bu süreç 2020’ye kadar sürebilir.. Henüz tam olarak “kim kimdir” biliyoruz.. Ama şifre çözüldü, önemli bilgilere ulaşıldı.. İçeriden çözülme başladı.. Kimin eli kimin cebinde.. Bu işin uluslararası istihbarat örgütleri ile bağı ne?

Konu dershane, okul ve yurt değil. Türkçe olimpiyatları oltaya takılan yem, vitrin dekoru. O entelektüel forumlar, diyalog ve hoşgörü törenleri de öyle... 

20.07.2013’de Cemaatin CHP ve MHP’ye oy vereceğini yazmışım ve ardından bana Gazeteciler ve Yazarlar vakfı “hizmet hareketinin önümüzdeki seçimlerde kurulacağı iddia edilen CHP-MHP koalisyonuna vereceği söylemleri tamamen asılsız ve iftiradan ibarettir” diye açıklama göndermişti.. Ben kâhin değilim. Gayb âleminden haber de almıyorum.. Artık kendi içlerinden birileri oynanan oyunun farkına varmaya başladıkları için bu bilgileri güvendikleri kişilere aktarıyor, ya da akıl danışıyorlar.. Gelinen noktaya ortaya çıkan gerçekle, o gün söylenenleri karşılaştırın..

Sikke-i tasdiki gaybiden yola çıkacak olursak, Gülen’in kendi yorumu, hareket için “zafer” vaadetse de tahsiye.com’daki Rumuzul Kur’an 4. Cilt’teki yoruma göre, 2014 Yahudi ve Hristiyanlara karşı diyalog ve hoşgörü anlayışı ile hareket edip, diğer Müslümanları dışlayanlar için sonun başlangıcı olacak.. Arzu ederlerse Risale-i Nur’a kaynaklık eden Ahmedi Hani’nin Mem-u Zin şerhi ile Cezeri divanının şerhine de bakabilirler.. Samanyolu’nun malum dizisindeki Tahşiye örgütü” diye takdim etmeye çalıştığı dini topluluk da esasen Risale-i Nur geleneğini sürdüren onun yeni bir versiyonu olarak kendini ifade eden bir hareket.. Gülencilerin kendileri gibi düşünmeyen diğer Risale-i Nur mensuplarına karşı öfkesini anlamak için Mustafa Kaplan’ın başına gelenlere bakmak yeter sanırım.  Selam ve dua ile..

yeniakit

Bu yazı toplam 1426 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar