Dokuz soruda: Ukrayna'daki krizin perde arkası

Dokuz soruda: Ukrayna'daki krizin perde arkası

Ukrayna'nın başkenti Kiev, Kasım ayında hükümet karşıtı gösterilerin başlamasından bu yana en büyük şiddet olaylarına sahne oldu.

Ölenler arasında 10 polis ve bir gazeteci de bulunuyor. Yüzlerce kişinin de yaralandığı belirtiliyor.

Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç, dün gece muhalefet liderleriyle bir araya geldi ancak görüşmelerden bir netice alınamadı.

Yanukoviç, muhalefet liderlerini şiddet olaylarını körüklemekle suçluyor.

Ukrayna'da protestolar, Yanukoviç'in Avrupa Birliği'yle ortaklık anlaşmasını imzalamayı reddetmesinin ardından Kasım ayında başlamıştı.

Dünkü çatışmalar öncesinde ne oldu?

Hafta sonunda taraflar arasında uzlaşıya varılmış, işgal altındaki kamu binalarının boşaltılması, protestocuların salıverilmesi ve haklarındaki kovuşturmaların düşürülmesi hususlarında anlaşılmıştı.

Dolayısıyla muhalefet cephesinde, Salı günü parlamentoda 2004 Anayasası'na geri dönüş konusunun tartışılması yönünde bir beklenti bulunuyordu.

Bu, muhalefetin başlıca taleplerinden biriydi.

2004 Anayasası, parlamentoya ve başbakana daha fazla yetki tanıyor.

Cumhurbaşkanı Yanukoviç seçimle iktidara geldiğinde bu anayasa yürürlükteydi. Ancak iktidara gelmesinin ardından anayasada değişiklikler yaptı ve cumhurbaşkanlığı yetkilerini arttırdı.

Çatışmaları alevlendiren neydi?

Aslında parlamentoda basit bir oturum yapılması planlanıyordu. Yasa tasarısı meclisin gündemine alınacaktı.

Ancak Yanukoviç'in destekçisi Meclis Başkanı Volodimr Ribak, tasarının tartışılmasını dahi reddetti.

Parlamento üzerinde baskı kurmak amacıyla yürüyüş düzenleyen protestocular gelişmelerden haberdar oldu.

Polis kordonunu yarmalarının ardından da çatışmalar başladı. Polis göstericilere plastik mermilerle müdahale etti.

Kimi haberlere göre, polis bazı binaların çatılarından kalabalığa gerçek mermilerle de ateş etti.

Ayrıca ses bombaları ve göz yaşartıcı gaz da kullanıldı.

Protestoların başlamasından bu yana en büyük can kaybının yaşandığı gün Salı günü oldu.

Polisin Bağımsızlık Meydanı, yani Maidan'a müdahalesi yerel saatle 18:00'de başladı.

Görüşmelerden ne sonuç alındı?

Cumhurbaşkanı Yanukoviç gece geç saatlerde üç muhalefet lideriyle bir araya geldi.

Yanukoviç, dünkü ölümlerden muhalefet liderlerini sorumlu tuttu; muhalefetin protestocular içindeki radikal unsurlar ile aralarına mesafe koyamamalarının olayları kışkırttığını söyledi.

Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamada, olaylar "saçma" olarak nitelendirildi.

Muhalefet liderleri Yanukoviç'in kendilerine ultimatom verdiğini, "silahlarınızı bırakın ve teslim olun" dediğini açıkladı.

Adalet Bakanlığı yeni görüşmelerin planlandığını belirtti ancak görüşmelerin kimlerle ve ne koşullarda yapılacağı hakkında bilgi vermedi.

Diplomatik kanallarda ne yapılıyor?

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Cumhurbaşkanı Yanukoviç'le telefon görüşmesi yaptı ve polisin Kiev'in merkezinden çekilmesini istedi. Ancak Biden'a ne yanıt verildiği bilinmiyor.

Almanya Başbakanı Angela Merkel da Yanukoviç'le görüşmeye çalıştı, ancak çabaları sonuç vermedi.

Birçok diplomatın benzeri girişimleri de sonuçsuz kaldı.

Rusya, Batı'nın protestocuları kınamayarak şiddet olaylarını körüklediğini söylüyor.

Yanukoviç'in uyarılara kulak verip polisi, jandarmayı ve yüzlerce hükümet yanlısı paralı milisi sokaktan çekmesi beklenmiyor; zira böylesi bir adımın siyaseten elini zayıflatacağı düşünülüyor.

Yanukoviç'in yakın çevresi güç kullanımıyla gösterilerin bastırılmasından yana ve cumhurbaşkanının tutumu da bu yönde gibi görünüyor.

Hükümet yanlısı milislere Ukrayna'da "tituşki" deniliyor.

Polisle iş birliği yapan bu silahlı milislerin, dün gece Bağımsızlık Meydanı yakınlarında bulunan kişilere saldırılar düzenledikleri belirtiliyor.

Ölü sayısı kaç?

Şu ana kadar 26 kişinin öldüğü belirtiliyor. Bunların arasında bir gazeteci de var.

Rusça yayın yapan Vesti gazetesinde çalışan Vyaçeslav Veremyi'nin maskeli kişiler tarafından bir arabadan zorla çıkarıldığı ve vurulduğu belirtiliyor.

Çatışmalarda 10 polis de hayatını kaybetti.

Yaralı sayısının ise 400'ün üzerinde olduğu söyleniyor.

Çatışmalar yayılıyor mu?

Ukrayna'nın batısındaki Lviv, Teropil ve Ivano-Frankivsk kentlerinde polise ve kamu binalarına yönelik saldırılar düzenlendi.

Harkiv ve Odesa'da Meydan'daki protestocularla dayanışma eylemleri yapıldı.

Ülkenin güneyinde ve doğusunda ise protestolarda yer alan aşırı sağcı, milliyetçi Svoboda (Özgürlük) partisi ile Vitali Klitçko'nun Udar (Yumruk) partisinin binaları saldırıya uğradı, ateşe verildi.

Ana yolların trafiğe kapatılmasına karşın Lviv'den Kiev'e otobüslerle protestocular akın etti.

Gece boyu devam eden çatışmalarda bazı trafik polisleri de vurularak öldürüldü.

Medyanın tutumu ne?

Polisin Meydan'a müdahalesinin başladığı sırada, muhalefeti destekleyen başlıca televizyon kanalı Kanal 5'in karasal yayını engellendi.

Kanal internet ve uydu üzerinden yayınlarını sürdürdü. Gece Kiev'in bazı kesimlerinde kanalın yayınına karasal erişim yeniden sağlandı, ancak Ukrayna'nın doğusunda erişim mümkün olmadı.

Especo TV ve Euronews olayları canlı yayınlarına taşıdı.

Birçok haber kanalı ise gelişmelere haber bültenlerinde yer verdi.

Radikal unsurlar kimler?

Protestocular arasında aşırı sağcı Svoboda (Özgürlük), Bratstvo (Kardeşlik) ve Sağ Kesim gibi gruplar da bulunuyor.

Bu gruplar sık sık polisle sert çatışmalara giriyorlar.

Hükümet cephesinde de silahlı ve tehlikeli milislerin varlığı söz konusu.

Bu paralı milislerin şiddet olaylarını kışkırttığı söyleniyor.

Ancak protestocuların büyük bölümünün bu radikal gruplarla hiçbir ilişkisi yok.

Çatışmaları kim durdurabilir?

Bunun yanıtını vermek zor.

Ukrayna'da faaliyet gösteren Ortodoks ve Katolik Kiliseleri arabuluculuk yapmaya çalıştı ancak başarılı olamadılar.

Kravçuk, Kuçma ve Yuşçenko gibi bazı eski cumhurbaşkanları da arabuluculuk yapma teklifinde bulundu, ancak bu teklifleri dikkate alınmadı.

AB yetkililerinin girişimleri de sonuçsuz kaldı. Rus yetkililerin arabuluculuk önerileri ise muhalefet tarafından reddedildi.

Ahmetov, Pinçuk ve Firtaş gibi bazı güçlü oligarklar da uzlaşı çağrısında bulundu ancak bu da bir işe yaramadı.

Çatışmaların durmak bir yana daha da şiddetlenmesinden endişe ediliyor