Dokuz DHKP-C Yöneticisine Yakalama Kararı

Dokuz DHKP-C Yöneticisine Yakalama Kararı

Savcı Kiraz'ın katledilmesi ile ilgili DHKP/C yöneticisi olduğu iddia edilen 9 şüpheli hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarıldı

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın İstanbul Adalet Sarayı'ndaki odasında rehin alındıktan sonra katledilmesine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, DHKP/C'nin 9 yöneticisi hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarıldı. 
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca, Kiraz'ın katledilmesiyle ilgili yürütülen soruşturmada, yeni gelişmeler yaşandı. 
Kiraz'ın katledilmesi talimatının kimlerden geldiğine ilişkin yeni bulgulara ulaşan savcılık, bu doğrultuda DHKP/C yöneticisi olduğu iddia edilen 9 şüpheli hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasını talep etti. 
Hakimliğe gönderilen talepte, savcı Kiraz'ın DHKP/C'liler Şafak Yayla ve Mustafa Doğruyol tarafından rehin alındığını, ikna çabalarına rağmen şüphelilerin Kiraz'ı katlettikleri hatırlatılarak, söz konusu saldırıyla ilgili, ''Cebir ve Şiddet Kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Öngördüğü Düzeni Ortadan Kaldırmaya veya Bu Düzen Yerine Başka Bir Düzen Getirmeye veya Bu Düzenin Fiilen Uygulanmasına Önlemeye Teşebbüs'' ve ''Tasarlayarak Kamu Görevlisini Öldürme'' suçlarından soruşturma başlatıldığı anımsatıldı. 
Savcılığın talebinde, DHKP/C'nin "Türkiye'deki anayasal düzeni silah zoru ile değiştirerek yerine Marksist Leninst ilkelere dayalı bir düzen getirmeye çalışan ve bu amaca ulaşmak için birçok eylemler gerçekleştiren silahlı bir terör örgütü" olduğu vurgulanarak, örgüt hakkında geniş bilgilere yer verildi. 
Örgütün liderliğini ve genel sekreterliğini yapan Dursun Karataş'ın 2008 yılında öldükten sonra örgütün ''Merkez Komite-Genel Komite'' üyeleri tarafından yönetildiği ifade edilen talep yazısında, örgütün Türkiye'de gerçekleştirdiği eylemlerin örgüt güdümündeki dergide/sitelerde yer alan üstlenme yazılarının, yüzde 70-80'inin yurtdışındaki yöneticiler tarafından yazıldığının tespit edildiği kaydedildi. 
Örgütün Türkiye'de yapılması planlanan faaliyetlerinin sorumlular vasıtasıyla genel komiteye, genel komite aracılığıyla merkez komiteye ulaştırıldığı aktarılan talep yazısında, merkez komitenin verdiği onay doğrultusunda ise eylem boyutuna geçildiği belirtildi. 
''EYLEMİN TALİMATI, YURTDIŞINDAN'' 
Talep yazısında, örgütün komitelerine değinilerek, şunlar kaydedildi: 
''Örgütün merkez komitesi içerisinde, şüpheli Faruk Ereren, Zerrin Sarı ve Nuri Eryüksel (Almanya ve Hollanda'da bulundukları değerlendiriliyor) yer alıyor. Örgütün genel komitesi içerisinde ise Mesut Demirel, Şerafettin Gül, Seher Demir  (Almanya ve Hollanda'da bulundukları değerlendiriliyor) ile Hüseyin Fevzi Tekin (Yunanistan'da tutuklu), Şadi Naci Özpolat (Almanya'da tutuklu), Ercan Kartal (Edirne Cezaevinde), Hüseyin Özarslan (Ankara Cezaevinde) ve Musa Aşoğlu, (Belçika'da bulunduğu değerlendiriliyor) örgüt içindeki konumları, daha önce haklarında çok sayıdaki adli soruşturmalar ve örgüt içindeki etkinlikleri dikkate alınarak, DHKP/C silahlı terör örgütünün Merkez Komite-Genel Komite yapılanmasını oluşturuyorlar.''
Kiraz'ın katledilmesinin örgüt komitesinin bilgisi ve onayı olmadan gerçekleştirilmesinin mümkün olamayacağı belirtilen savcılık yazısında, olayın gerçekleştiği odada örgüt üyelerine ait olduğu tespit edilen malzemelerin, eylemi gerçekleştiren şüphelilerin merkez ve genel komite ile irtibatlı olduklarının göstergesi olduğu vurgulanarak, ''Öte yandan eylemi gerçekleştiren şüphelilerin eylem sürecinde ve müzakereler devam ederken, Yunanistan ve Bulgaristan ile süreklilik arz eden irtibatlarda bulundukları, söz konusu yurtdışı kaynaklı bu telefonların terör örgütüne müzahir yayın organlarınca kullanıldıkları belirlenmiştir. Bütün bu tespitler karşısında merkez komite ve genel komite üyesi konumundaki örgüt yöneticilerinin sürecin planlama, devamı ve sonuçlandırılmasında etkili olduklarının kabulü gerekmektedir. Örgüt yönetici şüphelilerin, bu olaydan sorumlu oldukları sonuç ve kanaatine varılmıştır'' denildi. 
''KIRMIZI BÜLTEN VE İADESİ İÇİN...'' 
Savcılık talep yazısında, şüpheliler Nuri Eryüksel, Zerrin Sarı, Seher Demir, Faruk Ereren, Mesut Demirel, Hüseyin Fevzi Tekin, Şerafettin Gül, Sadi Naci Özpolat ve Musa Aşoğlu hakkında DHKP/C silahlı örgütünün yöneticileri olduklarına dair kuvvetli suç şüphesi varlığını gösterir somut delillerin bulunması, şüphelilerin yurtdışında bulunmaları, haklarında eski yıllara ait aranma kayıtlarının varlığı ve devam ediyor olması, kendilerine çağrı yapılmasının mümkün olmayacağı, şüpheliler hakkında ''kırmızı bülten'' ve akabinde ''iade talebinde'' bulunulması için Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğünün yerleşik uygulamaları bakımından tutuklamaya yönelik yakalama emri çıkartılması istendi. 
Talebi değerlendiren nöbetçi İstanbul Sulh Ceza Hakimliği, soruşturma kapsamında düzenlenen tutanaklar, olay yeri inceleme raporları, HTS raporları, kamera kayıtları, tanık ve gizli tanık beyanları, kuvvetli suç şüphesinin bulunması, bir kısım şüphelilerin tüm aramalara rağmen bulunamaması ile şüphelilere atılı ''Cebir ve Şiddet Kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Öngördüğü Düzeni Ortadan Kaldırmaya veya Bu Düzen Yerine Başka Bir Düzen Getirmeye veya Bu Düzenin Fiilen Uygulanmasına Önlemeye Teşebbüs'' ve ''Tasarlayarak Kamu Görevlisini Öldürme'' suçlarının tutuklama nedeni varsayılan suçlar arasında olduğunun anlaşıldığını belirtti. 
Savcılığın talebinin kabulüne karar veren hakimlik, şüpheliler Nuri Eryüksel, Zerrin Sarı, Seher Demir, Faruk Ereren, Mesut Demirel, Hüseyin Fevzi Tekin, Şerafettin Gül, Sadi Naci Özpolat ve Musa Aşoğlu hakkında, ''Cebir ve Şiddet Kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Öngördüğü Düzeni Ortadan Kaldırmaya veya Bu Düzen Yerine Başka Bir Düzen Getirmeye veya Bu Düzenin Fiilen Uygulanmasına Önlemeye Teşebbüs'' ve ''Tasarlayarak Kamu Görevlisini Öldürme'' suçlarından tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasına hükmetti. 
SÜREÇ 
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz, İstanbul Adalet Sarayı'ndaki odasında, 31 Mart 2015'te DHKP/C üyesi kişilerce rehin alınarak katledilmişti. Olayın ardından soruşturma başlatan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu, aralarında Özdemir Sabancı suikastı sanığı DHKP/C üyesi İsmail Akkol'un da bulunduğu bazı kişilerin ifadesine başvurmuştu.