Dilipak: Erdoğan'ı Ele Geçirselerdi...

Dilipak: Erdoğan'ı Ele Geçirselerdi...

"Tasfiye etseniz bile, paralel yapının arkasındaki uluslararası sistem başka çıkış yolları arayacaktır"

Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, TSK içindeki bir grup cuntacı askerin gerçekleştirdiği darbe girişimiyle ilgili olarak "EğerErdoğan’ı ele geçirselerdi, şimdi kendi yanında gördüğü bir çok adam darbecilerin safına geçecekti.. Erdoğan’ın ve halkın direnişi oyunu bozdu" diye yazdı.

Abdurrahman Dilipak'ın Yeni Akit gazetesinin bugünkü (25 Temmuz 2016) nüshasında yayımlanan "ABD, Gülen, vs.." başlıklı yazısı şöyle:

Darbe tarih olarak öne alınmış, saat olarak da öne almak zorunda kalmışlar. Bu arada senkronizasyonu kaybetmişler.. Beklemedikleri durumlar karşısında bocalamışlar, bu arada birlikler içinde direnişler var, Erdoğan teslim olmuyor, teslim alınamıyor. Olaya halk el koyuyor.Oysa her şey planlanmış. Hatta Cumartesi günü yapacakları kutlamalar, halk desteği ve arkasından uluslararası kuruluşların destek mesajları bile.. Gülen âlây-ı vâlâ ile İstanbul’a gelecekti. Ülke geneli bayraklarla donatılacaktı. Bayraklar basılmış, rulolar halinde asılacak yerlere gönderilmiş. Ama olmadı işte.. Gülen’le birlikte ABD, batılı devletler, uluslararası örgütler, STK’lar, batı medyası hepsi suçüstü oldu..

Seküler ve Laik çevreler de bu “Euro İslam”ı destekleyeceklerdi bir şekilde.. Her şey bütün ayrıntıları ile not edilmişti. Tankın önüne yatan adam, yaşlı teyze, o engelli genci kimse hesaba katmadı..

Münafıklar çeyrek asırdır bu günü bekliyorlardı. Batman İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Hüseyin Topuz, 15 Temmuz günü darbe girişimi sırasında, kendi emrinde görev yapan ve en çok güvendiği 4 binbaşı ve 1 üsteğmen tarafından 12 saat rehin tutulduğunu belirterek, en çok güvendiği ve ödüllendirilmesini istediği subayın başına silah dayadığını söyledi.

Korkaktılar. Albay Topuz, kendisini rehin alanlardan birinin, eşi ve 5 çocuğunu bırakıp kaçmaya çalışırken yakalandığını söyledi.

ABD’de Fetullah Gülen›e karşı yürütülen soruşturmada Türkiye'nin avukatlığını üstlenen Robert Amsterdam, Cemaat’in mafyatik bir örgütlenme olduğunu ve ABD derin devleti tarafından korunduğunu “Yalnızca Türkiye için değil ABD için de ulusal bir tehdit. Gülen grubu 35 yıllık kariyerimde gördüğüm en karmaşık yapı” diyor.

Gülen başarısız olunca, “Askeri müdahaleye hiçbir zaman olumlu gözle bakmadım. Demokrasi bu yöntem ile sağlanmaz” diye açıklama yaptı.

Kerry yalancının biri. O ABD’nin darbe girişimiyle bağlantılı olduğunu biliyordu. Kerry bölgeye yakın bir yerde idi o saatlerde. Rusya Siyasi Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Sergey Markov, başarısız darbe girişiminden saatler önce Moskova’da temaslarda bulunan ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’in aniden görüşmelere ara verdiğine dikkat çekti. Markov, Kerry’nin ABD’nin darbe girişimiyle bağlantılı olduğunu bildiğini öne sürdü. İyi mi?

CIA darbe öncesi kiralık kalemlerini devreye almıştı. İngiltere’nin Independent gazetesinin İstanbul muhabiri Patrick Cockburn bunlardan biri. Darbe girişimi sonrası kaleme aldığı yazısında “Türkiye’yi tam ölçekli bir İslamileşmeye doğru götüren Erdoğan’ın kendisine karşı darbe yaptırarak bu gidişatı hızlandırmak istediği gibi bir iddiada bulunuyor. Cockburn’un Gülen ile aynı dili kullanıyor. Çünkü akıl hocaları aynı. Murat Belge, Graham Fuller, Gülen aynı kaynaktan besleniyor..

Bakın bu darbe girişimi önlendi diye süreç bitmedi. Gülen’i bozguna uğratmış olabilirsiniz. Ama uluslararası sistem iddiasından vazgeçmeyecek.. Bu anlamda süreç devam edecek. İçimizdeki başka paraleller üzerinden yeni komplolar üretecekler.. Her yolu deneyecekler.

Bakın, Beştepe, orduya, polise sızanlar, sizin aranıza sızmamış olamaz. Ya bu anlamda ciddiye alınmıyor, bir önem taşımıyorsunuz, ya da mutlaka içinizde bir takım uyuyan ajanlar mevcuttur.. Onlara dokunacak olursanız, birileri örgüt/kurum milliyetçiliği adına hemen onlara sahip çıkacak.. Bu uyuyan ajanlara, kriptolara dikkat..

Şimdi bu noktada yanlışı görüp dönenler de olacaktır. Ama döner gibi yapanlar da olacaktır.. Bakın astlarını, üstlerini açıklamayanlara, ne yaptıklarını anlatmayanlara inanmayın.. Eğer itirafçı olmuyorlarsa, kendilerini kandıranları ihbar etmiyorlarsa bunların hidayetine asla itibar edilmemelidir. Her türlü yalanı söylerler, iftirayı yaparlar, gerçekleri çarpıtırlar. İnanmayın, kanmayın.. Bunlar biyonik robot gibi. Bunların akılları kirada, medyum bunlar.. Hipnotik etki altındalar..

Bakın, eğer Erdoğan’ı ele geçirselerdi, şimdi kendi yanında gördüğü bir çok adam darbecilerin safına geçecekti.. Erdoğan’ın ve halkın direnişi oyunu bozdu. 

Batı şimdi bir ikilem içinde “Giderek daha otoriter olan bir lider mi, diyalog, hoşgörü, işbirliği ve demokrasi vadeden bir darbe mi?” sorusunu soruyor Richard N. Haass ve “bu cevabı zor bir soru” diyor.

Bakın, tekrar söylüyorum, henüz paralel yapı iddiasından vazgeçmedi. Paralel yapıyı tasfiye etseniz bile, paralel yapının arkasındaki, AB, ABD, NATO, İsrail, İngiltere, Fransa, Almanya, Vatikan, İtalya, yani uluslararası sistem başka çıkış yolları arayacaktır. Diğer “Cemaat”ler, AK Parti ve diğer partiler, STK’lar, iş dünyası, ideolojik ve politik gruplar, medya, sermaye içindeki uyuyan ajanlarını ilk fırsatta harekete geçireceklerdir..

Ele geçirilen erlerin bir kısmı olaydan habersiz kullanılan kişiler olabilir. Ama bunların içinde erbaşlar dahil, bir takım isimler kesinlikle Paralelci’dir.. Halka ateş açanların kesinlikle dikkatli bir şekilde sorgulanması gerekir.. Eğer ihbarda bulunmuyor, itiraf etmiyor, sadece reddediyorsa yalan söylemeleri büyük bir ihtimaldir. Paralel medya hâlâ Gülen’e sadakatlerini göstererek, “darbe planının hükümetin komplosu” olduğu mesajını vermeye çalışıyorlar. Buna sağdan soldan destek verenler de var.. Hükümetin darbe operasyonunu “cadı avı”na, “karşı darbe”ye dönüştürme kaygısını ifade ediyorlar ve kendilerince bir takım sorular sorarak akılları karıştırmaya olayı sulandırmaya çalıştıkları gözleniyor..

İşin bam teli şu. Bu darbe sadece Türkiye’ye karşı değil, Türkiye üzerinden İslam dünyasına karşı bir darbedir. Paralel devletten daha önemli olan “Paralel din”dir. Gülen Mehdi olarak gelecekti. Bugün bölgede bir Mehdi savaşının içinde de olabilirdik. Eğer darbe başarılı olsaydı İHH’ya el konacak, bir çok STK kapatılacak, BOP yeniden hayata geçirilecekti. 20 milyon fişleme yapmışlar, binlerce kişilik infaz listeleri hazırlanmış. Erdoğan, Davutoğlu, Fidan sadece Türkiye’de değil, UCM’de terörist olarak yargılanacaktı.. Allah korudu.

Selam ve dua ile.