Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Diktatörün şaşkını!

Bu diktatörlerin hepsi mi böyle.. Bu kadar ahmakça işleri nasıl yapıyorlar.
Öte yandan bakıyorsunuz her türlü entrikaya akılları eriyor..
Hani bir zamanlar Rusya uzaya füze fırlatabiliyor ama buzdolabı yapamıyordu ya, işte böyle bir şey..
Son günlerde yaşanan iki önemli olay dikkatlerimi çekiyor. Biri Suudi kralının Hüsnü Mübarek"i arayıp "diren" demesi, öteki de, Hüsnü Mübarek"in, istihbarat başkanı Ömer Süleyman"ı başkan yardımcısı yapması ile ilgili.. O da eğitimi Rusya"da yapan, Müslümanlara kan kusturan bir zalim.. Aynı zamanda asker kökenli bir isim.. İsrail"e karşı kuzu kesilip, Müslümanlara karşı sırtlan kesilenlerden.. Mübarek"in yardımcılığına yakışıyor aslında..
Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA, Suudi Kralı Abdullah"ın Mısır lideri Mübarek ile telefon görüşmesi yaptığını, Mübarek"e desteğini ifade ettiğini ve "Hiçbir Arap veya Müslüman, Arap ve Müslüman olan Mısır"ın güvenlik ve istikrarına karışmaya izin veremez. İnsanların arasına ifade özgürlüğü adı altında girerek onları yıkıcı nefret enjekte etmelerine yol verilemez."
Bu sözler "kaşınmak" değilse nedir?
İsrail bile daha dikkatli hareket ediyor. ABD dengeli bir dil kullanma çabasında..
Öyle anlaşılıyor ki, Suudi kralı, Tunus diktatörünü, mecburen değil, isteyerek ülkesine kabul etti. O zaman şimdi onun yanında bir yer daha açması gerek.. Ve bunun arkasının geleceğini de düşünmesinde yarar var..
Arap liderlerin korkularını anlıyorum.. Onların da artık şunu görmeleri ve öğrenmeleri gerekiyor: "Korkunun ecele faydası yoktur."
Birileri ya artık meşruti krallık dönemine geçmesi ya da olacakları beklemesi gerekir.. Katılımcı, çoğulcu, şeffaf bir yönetim istiyor insanlar.. Adalet istiyor, barış istiyor, özgürlük istiyor.. Birileri bu sözleri duymak istemese de..
Bana kalırsa Hüsnü Mübarek atamaları ile halkla dalga geçmiştir.. Bu olanları Mısır halkının kabul etmesi mümkün değildir..
Herkes için en iyi olan, zorla alaşağı edilip içeri atılmasıdır.. Ya da bir an önce Mübarek"in bu ülkeden defolup gitmesidir.. Daha sonra da yurtdışına kaçan işbirlikçilerinin ve kaçırdıkların servetin geri döndürülmesi için çalışmalar başlatmaktır.
Ama daha önce olması gereken, Baraday"ın bir an evvel geçici bir hükümet kurması ve seçime gidilmesidir. Ardından kurucu meclis görevini yapacak olan meclisin anayasa ve yasaları yeniden düzenlemesi.
Bunun da aylar alacağı hesaba katılmalı..
Ve tabi süreç içinde ekonominin yeniden işler hale getirilmesi gerekiyor..
Mübarek İsrail"le iyi ilişkiler içinde bir adamı yardımcılığına getirmekle, aslında işleri İsrail"e emanet etmek istediğini de göstermiş oluyor.. O zaman bundan sonraki gelişmelerin MOSSAD"ın gözetiminde yapılma ihtimali hiç de göz ardı edilmemelidir..
İngitere, Fransa, ABD himayesindeki, varlığını dünki işgal kuvvetlerinin himayesine borçlu aşiret yönetimleri için gelecek günlerin, geçen günleri aratacağından kuşku yok..
Öte yandan Hüsnü Mübarek, emirle istifa ettirdiği hükümetin yerine yeni hükümeti kurma görevini eski bir asker olan, Hava Kuvvetleri eski Komutanı Ahmet Şefik"e verdi.
İsrail"in kucağında bir diktatör düşünün, yardımcısı istihbaratçı, Başbakanı ise bir general.. Gerçekleştirdiği reform hükümeti bu.. Mısır"da Mübarek"in "açılım"ı da böyle oluyor. Söz verdiği değişim böyle bir şey.. Ha! Bu ara Kahire"deki İsrail elçiliği kapandı ve görevliler ortalıktan kayboldular..
Diktatörün şaşkını böyle oluyor demek ki.. Aklını kaybetmiş olmalı.. Mübarek"in yapacağı daha kötü tek seçenek vardı, o da, İsrail büyük elçisini, hükümeti kurmakla görevlendirmek..
Bu arada Gannuşi Tunus"a döndü. Yeni hükümetin Türkiye"yi örnek almasını istedi. Mısır"da istenen de o. Mübarek ise Ergenekoncuların, Balyozcuların, CHP"nin kafası ile hareket ediyor.
Laikçiler, darbeciler, diktatörlük heveslileri kaybetmeye devam ediyor..
Mübarek"in cumaya kadar vakti var. Zaman onun ve onun gibi düşünenlerin, ona destek verenlerin aleyhine işliyor.. Kendileri için tarihin sonu.. Gelecek nesiller için yeni bir tarihin başlangıcı.. Yeni bir dünya kuruluyor.. Tarih yeniden yazılıyor. Selâm ve dua ile.


 
AKİT

Bu yazı toplam 1951 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar