Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Devrimden çıkarılacak dersler

Tunus ve Mısır"daki halk hareketinden söz ediyorum.. CHP umutlanmasın. Ergenekoncular da. Tam tersine bu sonuç darbecilere ders olmalı.. CHP"lilerin hoşuna gitmeyecek ama bu işten yine dindarlar ve AK Partililer kârlı çıkar..
Bu hareketler tek parti sistemine karşı bir baş kaldırıdır.. Kimsenin laiklikten filan söz ettiği yok. Aksine laikçilere karşı, Müslüman kimlikli insanların, insan hakları talep eden çevrelerle işbirliği sonucu, yoksul halkın, baldırı çıplakların desteği ile hayata geçirilen hareketlerdir..
Bu diktatörlerin arkasında batılı ülkeler vardı. İsrail vardı. Mason locaları vardı..
Bu olaylardan çıkarılacak bir başka ders de, kimse askere, polise güvenmesin. Müslüman bir halkın ordusu, polisi, kendi halkına silah çekmez..
Türk ordusu, Mısır ordusundan daha aşağılık değildir!..
Mısır ordusu, Mübarek çetesinin muhafız alayı gibi çalışıyordu. Seçme isimlerden oluşuyordu. Mısır ordusu, Mübarek çetesinin polis şeflerini devre dışı bıraktı.. Asker polisle çatıştı. Asker kendi halkına karşı tavır almadı. Tavır alan, kendi başındaki çetelerin işbirlikçi subaylarının emrine itaat etmek yerine onları alaşağı etti. Ordu önce kendi içinde devrim yaptı..
Çetenin tetikçiliğini yapan gardiyanlar bile, hapishane anahtarlarını mahkûmlara atıp, kapıları açıp kaçtı..
Mübarek"in cellatları Mübarek"ten daha akıllı ve dürüst..
Kurdukları düzen, çocukların, deniz kenarında kumdan yaptıkları şatolara benziyor..
Mısır"daki devrimden bölge halklarının ve Türkiye"nin çıkaracağı önemli dersler var..
İsrail için gelecek günler geçen günleri aratacak gibi.. İsrail artık Arap dünyasında, Irak"ta, eskisi kadar, istediği gibi at koşturamayacak. Bu durum Türkiye"deki Yahudi lobisi, MOSSAD işbirlikçileri ve Masonları açısından da büyük önem taşıyor.
Mısır"da yeni düzenin kurulmasının ardından, Mısır bürokratlarının ve entelektüellerinin İsrail"le ilişkiler dönemindeki bilgi ve belgeleri yayınlaması ile, aslında bölge ülkeleri ve halkları açısından Wikileaks"dan çok daha önemli bilgi ve belgelere ulaşacağız..
Mısır"daki bu devrimin Arap dünyasında, sonuçları itibarı ile, İran devriminden daha az etkisi olmayacaktır.. Tahran, Ankara, Kahire üçgenindeki altın hilalin yıldızı, tam da, kalbinde Mekke"nin bulunduğu Hicaz bölgesi gibi gözüküyor..
Bakalım Mübarek şimdi nereye kaçacak?.. Suudi Arabistan onu da kabul edebilir mi? Herhalde Kabe"ye sığınacak halleri yok, ama Mekke"yi ziyarete gelen hacıların ve umrecilerin laneti hep bu insanların, onların işbirlikçileri ve yardımcılarının üzerinde olacak. Mekke"de şeytana atılan taşlar onların da başlarını yaralayacak.. Kutsala en yakın yerde durup lanet toplayan dilenciler gibi orada Azrail"i bekleyecekler.. Hayat, sırtlarında taşımaya mahkûm oldukları sıkıntı veren bir kambura dönüşecek.. Bir cüzzamlı gibi, kendine yardım edenlere akıbetlerini bulaştıracaklar..
Tunus ve Mısır"ın bize öğrettiği şu: Darbecilere karşı sokağa çıkacaksınız.. Direnirseniz kazanacaksınız..
CHP"lilerin halkı sokağa çağırmalarını anlamak mümkün değil. Eğer bu halk bugün sokağa çıkacaksa, CHP"ye ve çetelere karşı çıkar sokağa.. Derin devlete, insan hakları ve hukuk devleti önünde tıkaç olanlara, darbecilere avukatlık yapanlara, yüksek yargıda karar pazarlığı yapanlara karşı çıkar..
CHP"lilerin cesareti varsa, Tunuslulara, Mısırlılara laiklik çağrısı yapsınlar. Mübarek"e ve bin Ali"ye sahip çıksınlar.. Tunus ve Mısır hareketi, diğer tüm Arap ülkeleri için cesaret aşılayan, yön gösteren bir hareket olacaktır.. Bu hareketi doğru okuyup, gereğini yapmayanların akıbetleri aynı olacaktır..
Mısır tecrübesi, İsrail kadar işbirlikçi Arap hükümetleri için de korkulacak bir durumdur. Tunus halkı yapıyorsa, Mısır halkı da başarabilir demektir. Tunus halkının ve Mısır halkının başardığını başaramayacak başka bir Arap ülkesi var mıdır..
İran devrimi, Şii geleneğine sahip olması dolayısı ile, Sünni dünyada model oluşturması kolay değildi.. Türkiye tecrübesinden sonra Müslümanlar, artık iktidar olabileceklerini, bunu başarabileceklerini gösterdiler. Şimdi başlarındaki beladan kurtulmaları gerekiyordu ve bunu başardılar..
Mısır ve Tunus devrimi, İran devriminden bu yana, İslam dünyasında bütün bu olup bitenlere rağmen sessiz kalmış bir ümmet için yeni bir heyecan kaynağı oluşturdu.. Bana kalırsa, Mübarek, daha ilk günden pes etse idi, devrimin İslami rengi bu kadar netleşmeyecekti.. Cuma günü, caminin devrimi sahiplenmesi ile birinci aşama gerçekleşti. Hapishanelerin yıkılması ve siyasi mahkûmların serbest kalması ile dini önderlik ihtiyaç duyduğu kadrolarına kavuştu. 3. Aşamada ise, devrim sırasında şehid olanlar tekrar camilere taşındı.. Cenaze namazları, aynı zamanda rejimin çöküşünün ilanı anlamını taşımakta ve üç aşamada da dini duygusallık ve sloganlar devrime kendi damgasını vurmaktadır.
Selâm ve dua ile.

 

 
akit

Bu yazı toplam 2498 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar