Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Demokrasinin münafığı nasıl olur?

Ozan Ceyhun geçenlerde “AB, yeni düzene ayak uydurabilecek mi?” diye bir makale kaleme aldı ve dedi ki: “ABD’de Donald Trump’un seçilmesi AB’de büyük bir şok oldu. O ana kadar “eski dünya düzeninin değişmeyeceğinden emin olan” AB ülkelerinin politikacıları ilk tepkilerinde de bunu belli ettiler. Donald Trump’ın demokratik bir seçim sonucu ABD Başkanı olması AB’de birçok ‘demokrasi üzerine ahkâm kesen’ politikacıyı oldukça rahatsız etti. AB’deki politikacılar artık bu ikiyüzlülüğe son vermeliler.”

Biz batıyı 40 yıldır tanırız. En son Mısır’da Sisi cuntasına destek verirken gördük onu.. Nobel barış ödülü verdikleri Baradey’i Sisi’ye danışman yapmaya kalktılar, olmadı İngiliz Başbakanı Tony Blair’i danışman yaptılar. Hoş o da daha fazla dayanamadı bu trajikomik oyuna o da kaçtı..

Zırva te’vil götürmüyor zira..

İşlerine gelince “çoğunluk demokrasi icabı”, işlerine gelmeyince “çoğunluk herşey değil”. Hatta duruma göre “çobanın oyu ile profesörün oyu bir sayılır mı canım” havasındalar.. Nasıl işlerine gelirse öyle. Çıkarları söz konusu olduğunda ilkeleri helvadan bir puta dönüşüyor. O cici kavramları kurumları birer paravana, makyaj malzemesine dönüşüveriyor..

Söz konusu Ruanda ise, Myanmar ise insan haklarının lafı mı olur canım..

Seçmen Erdoğan’a oy veriyorsa seçmeni de tartışabilirsiniz, seçim yasasını da.. Trump’a sövenler, Avusturya seçimlerinden çıkan sonuca hiç itiraz etmediler..

BM Güvenlik Konseyi’nde beşli daimi üyenin veto yetkisinin ne kadar demokratik olup olmadığını hiç sorguluyorlar mı? Ya da tek kutuplu bir dünya ne kadar insani, ahlaki!

Ceyhun uyarıyor: “Fransa, İngiltere’nin yolunu seçerse bu AB için bir kriz değil ‘son’ anlamına gelebilir.

Hollanda ve İtalya bir yola girdi gidiyor. Bakın Euro çatırdıyor.. Ortak bir savunma politikası yok. Ortak bir istihbarat ve polis gücüne de sahip değil.. AB, ayı Yogi gibi boşlukta yürüyor.. PKK için, FETÖ için bir müttefikini harcamayı göze alan bir AB’den söz ediyoruz..

AB’de çatırdamayan ne var ki, siyaset, ekonomi, kültür, aile, neyi tutsanız elinizde kalıyor..

AB bu hali ile savaşı da, barışı da taşıyamaz..

Yeni bir uluslararası düzen kurulacak, bu kaçınılmaz. “Eski hal muhal, ya yeni hal, ya izmihlal”. AB ciddi bir gelecek vizyonuna sahip değil. Uygarlık umutla kurulur korku ile değil. Batılıların korkuları umutlarından, nefreti sevgisinden, öfkesi aklından büyük. Batılılar öyle anlaşılıyor ki, bundan sonra mevcudu muhafazaya çalışacaklar.. Daha fazla kazanmak değil, mevcudu muhafaza ya da daha az kaybetmek..

Batılı insanı bir arada tutacak bir değer de kalmadı. Demokrasi bir illüzyonmuş. Hristiyanlık da öyle. Bir ideolojileri de yok bunların.. Peki, neye sığınacaklar. Irkçılık, şovenizmi, düşmanlığı besliyor.. Kendi kıyametlerini hazırlıyorlar, kaçtıklarını sandıkları şeye doğru koşuyorlar, kendi cehennemlerine kendi sırtlarında odun taşıyorlar.. Evet, evet, “Tarihin sonu” geliyor onlar için, bu akılla giderlerse..

On sene sonra Avrupa’ya insani yardım göndermek ya da Avrupa’dan göç almaya başlamak bana uzak bir ihtimal gibi gelmiyor..

2017’de işin rengi belli olur.. 2017 bu gidişle yeni bir milat olacak.

ABD, AB ve İsrail bir sacayağı.. İngiltere kokuyu alıp erken kaçmış olmalı, ama henüz AB’den yakasını kurtarmış değil.. Bu yapıların hepsi domino etkisi ile birbirinin üzerine devrilecek..

ABD’de koltuğa kim oturursa otursun, Ortadoğu, NATO, İsrail konusu sıcak gündemin ilk başında yer alacak.. Kim gelirse gelsin, halkın % 50’si ona karşı olacak..

Batı için “geliyorum” diyen bir felaketi haber vermek için çanlar çalmaya devam edecek.. Amerikan ekonomisi göründüğü kadar sağlam değil. Ayı Yogi gibi boşlukta yürüyor. Aşağı bakınca düşecek. Dünyanın en borçlu ülkesi. “Kaydi para” diye bir para çıkarttı. Ürettiği bu paranın basılı kâğıt maliyeti de yok. Sadece bilgisayarda iki satırlık bir kayıt, hepsi o kadar.. Bu böyle gidemez, bir yerde patlayacak. ABD geleceğini rehin etti, ipotek altına soktu. Uluslararası bir düzenden söz ediyorlar ama öyle bir düzen falan da kalmadı. ABD’nin S&P, Moody’s, Fitch gibi şirketleri dünyaya kredi notu veriyor, ama aynada kendilerine baktıkları yok. Güya ıslah ediciler ama yaptıkları bozgunculuk. Laf ile âleme nizam vermeye kalkıyorlar ama kendi evlerinde yaşananları görmüyorlar. Daha doğrusu görmek istemiyorlar..

Bu gidiş felaket. Bunlar bir yerde patlayacaklar. Dünyanın başına bela olacaklar.. Para politikaları, bankacılık sistemi, LIBOR, kur, faiz manipülasyonları ile dünyayı haraca bağladılar..

Dolar nerede ise Euro ile eşitlendi.. Bu hem Euro hem de Dolar için felaket.. Dolar aslında karşılıksız bir kâğıt. Dolar yüksek değerden, Euro düşük değerden çökecek sanki. Ama ikisi de çökecek. Çünkü Kapitalizm çöküyor.

Gelecek günler batı dünyası için ciddi tartışmalara ve olaylara gebe..

Batıdaki kriz Türkiye, Rusya, Çin’le kıyaslanamayacak kadar büyük, derin ve yıkıcı etkiye sahip.. Ve bu krizden çıkış, kurtuluş yok. İnceldiği yerden kopacak.. Onun için global sermaye göreceksiniz kriz bölgesinden kaçış için arayışa girecek.

Çöküşleri sanıldığından daha çabuk olacak. Zararın neresinden dönerlerse kâr oradadır ama, laf anlamaz, söz dinlemez bir topluluk bunlar..

Selam ve dua ile.

yeniakit

Bu yazı toplam 928 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar