Demokrasi aktivisti değil istihbaratçıymış!

Demokrasi aktivisti değil istihbaratçıymış!

Bir çok ülkede rejim değişikliği talep eden hareketlerin arkasında olduğu belirtilen, Türkiye'de ismi Gezi olayları ile gündeme gelen Otpor'un kurucusunun, CIA'ya yakınlığı ile bilinen Stratfor için çalıştığı Wikileaks belgeleriyle ortaya çıktı

1990'lı yılların sonlarından beri Doğu Avrupa başta olmak üsere bir çok ülkede rejim değişikliklerinin baş mimarı olarak gösterilen ABD destekli Otpor kurucularından biri olan Sırp aktivist Srdja Popoviç 'ajan' çıktı.
Son yayınlanan WikiLeaks belgelerine göre, Otpor! ve yan kuruluşu CANVAS'ın (Şiddetsiz Eylem ve Stratejiler Uygulama Merkezi) Goldman Sachs ve eözel istihbarat şirketi Stratfor'un yanı sıra, ABD hükümeti ile de yakın ilişkiler kurduğunu ortaya koydu. Popovic'in eşinin de CIA'ya yakınlığı ile bilinen Stratfor için çalıştığı kaydedildi.
Wikileaks tarafından yayımlanan binlerce e-posta, Popovic'in müşterileri Dow Chemical'den Intel ve Coca-Cola'ya uzanan Texas merkezli özel istiharat firması Stratfor için jeopolitik olaylar ve aktivistler hakkında istihbarat topladığını belgeliyor.
E-postalarda "SR501" olarak şifrelenen Popoviç'in Stratfor ile yollarının 2007 yılında kesiştiği belirtilirken, bir mesajda Popoviç'in 2011 yılının sonbaharında ahreyn'de öldürülen demokrasi yanlısı aktivistlerle ilgili bilgiler aktarıyor. Popoviç 2010 Eylül ayında gönderdiği bir mesajda ise o zamanki Venezuella Devlet Başkanı Hugo Chavez'in nasıl görevden alınacağına dair planını Stratfor'a gönderiyor.
İSTİHBARATI AKTİVİSTLERLE BULUŞTURAN İSİM
WikiLeaks belgeleri, konumu ve ünü sayesinde Popovic'in küresel eylemcileri "tanımak" isteyen Stratfor için birçok kapı açtığını kaydediyor. Kendini "Gölge CIA " olarak firma, bu bilgileri kurumsal müşterileri için kullanılmak üzere "istihbarata" dönüştürüyor.
Popoviç'in Filipinler, Libya, Tunus, Vietnam, İran, Azerbaycan, Mısır, Tibet, Zimbabwe, Polonya, Beyaz Rusya, Gürcistan, Bahreyn, Venezuela ve Malezya gibi ülkelerdeki "demokrasi yanlısı aktivistler" ve planları hakkında  Stratfor'a bilgi geçtiği kaydediliyor.
Otpor ile istihbarat arasındaki ilişkileri araştıran aktivist Carl Gibson, General Electric karşıtı bir eylem planı hakkında Popovic'e verdikleri yanlış bilginin Stratfor raporunda yer aldığını anlatıyor. 
Arap Baharı sırasında Ocak 2011'de Mısır'la ilgili CNN'den röportaj talebi alan Popovic, yayında söyleyeceklerini Stratfor'dan aldığı e-posta talimatıyla belirliyor.
Stratfor, Popovic'i dünyadaki aktivist gruplara ulaşmak için kullandığını ifade ediyor.
ISMARLAMA DEVRİMLER
Eski Stratfor Avrasya Analisti Marko Papic tarafından Mayıs 2010 tarihli bir e-postada, Popovic'in "dünyada sorun çıkaranlara ulaşmalarını sağlayacak kişi olduğu" notu düşülüyor. Ancak Sırp aktivistin istihbarat şirketi için daha önemli bir özelliği de var: Popovic, gerekirse, ABD'nin jeopolitik ve mali çıkarlarına düşman ülkelerin liderlerini devirmeye yardımcı olabilecek biri olarak lanse ediliyor. Stratfor analisti Papic Haziran 2011 tarihli bir e-postada Popoviç'i "devrimleri kışkırtmak için dünyayı dolaşan Sırp aktivist" olarak niteliyor.
"Diktatörleri ve otokratik hükümetleri (ABD'nin sevmediklerini) devirmek için çalışıyorlar" diyen Papic, "gidip bir ülkede dükkan açıyorlar ve hükümeti alaşağı etmeye çalışıyorlar. Uygun kullanıldığında, bir uçak gemisi muharebe tugayından daha güçlü" ifadesini kullanıyor. Bu e-posta'ya cevap yazan Stratfor başkan yardımcısı Fred Burton, alaycı bir şekilde, "belki de İran'a gönderilmeleri gerektiğini" söylüyor.
E-postalar, Popovic'in ABD hükümeti ile İranlı aktivistler arasında aracılık yaptığını, ABD'nin "demokrasi programlarına" mali desteğine yardım ettiğini, aktivistler ve planlar hakkında Stratfor'a bilgi aktardığını da ortaya koyuyor.
Burton'a gönderilen Mart 2010 tarihli e-postada ise Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez'den "kurtulmak için" CANVAS'ın aktivistleri eğittiği anlatılıyor.
TÜRKİYE'DE GEZİ PARKI OLAYLARI İLE DUYULDU
Canvas ve Otpor örgütlerinin ismi Türkiye'de Gezi Parkı eylemleri sırasında gündeme gelmiş ve birçok ülkenin darbesinde arka planda yer aldığı iddia edilmişti. Dünyanın farklı bölgelerinde yönetimi istikrarsızlaştırma ve çökertme amacıyla kurulmuş bir örgüt olduğu deşifre edilen Otpor'un Tahrir meydanındaki eylemlerde de rol aldığı belirtilmişti. 
Demokrasi gibi taleplerle biraraya gelen insanları ve hareketleri manipüle ettiği savunulan örgütün benzer sloganlar, semboller ve sponsorlarla çalıştığı da ifade edilmişti. Otpor'un özellikle sosyal ağları kullanarak gençleri örgütlediği, medya yoluyla belli imajları zihinlere kazıdığı da ortaya dökülen bilgiler arasında...
Gezi Parkı olayları sırasında Twitter üzerinde #occupyturkey etiketinin açılmasının da eylemde Otpor'un varlığını kanıtladığı ifade edilmişti.