HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş iki gün önce bakanlar ve HDP'li vekillerle birlikteCizre'ye doğru yola çıktı ancak heyete izin verilmediği için İdil'e geri döndü. Cizre'ye geçişlerine izin verilmeyen HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile milletvekilleri İdil Belediyesi Kültür Merkezi'nde halkla birlikte grup toplantısı için bir araya geldi. Demirtaş toplantıda 'Cizre'de tek bir sivil kayıp yok' diyenBaşbakan Davutoğlu'na meydan okudu. Cizre'deki sivillerin tek tek ismini okuduktan sonra, "Ölen sivil yok diyorlar. Listesi var ölenlerden birinin PKK militanı olduğunu ispatla istifa edeceğiz." dedi.

Demirtaş, "Batı'da yaşayan kardeşim Cizre'ye karşı sussak, yollarda olmasak inanın ki bu ateş her tarafı yakar. Zannediyor musunuz Cizre Bodrum'a çok uzak?' Cizre yanarkenBodrum'daki mutlu olabilir mi?" diye sordu.

"KARDEŞ KARDEŞE KIRDIRILMAK İSTENMİŞTİR"

Partisinin karşılaştığı saldırılara dikkat çeken Demirtaş, "Yaşananlar 9 günlük mevzu değil. Cizre Botan, Mir Bedirxan'dan beri bu topraklar aynı uygulamalarla karşı karşıya. Merkezi otoritenin zulmünü kabul etmediği için bu topraklara girilmiş, ya da kardeş kardeşe kırdırılmak istenmiştir" dedi.

"BARIŞ BİZİM İÇİN YAŞAM GEREKÇESİ"

Yaşananları normal karşılamadıkları barış arayışına girdiklerini anlatan Demirtaş, "Çalışanlarımıza çok büyük bedel ödetilmiş olmasına rağmen, vazgeçemeyeceğimiz ilkeli bir duruştur. Barış söylemi bizler açısından yaşam gerekçesidir. Sadece Cizre'de olağanüstü durum var diye taktik olarak söylediğimiz bir şey değil. Barışın ne kadar hayati olduğunu yaşayarak öğrendik. Barış bizim için bir slogandan çok ötedir. Kimisi barış kavramını kullanırken, altını doldurmadan, önünü arkasını görmeden kullanıyor ki, biz de hayret ediyoruz. Bu topraklarda barışı arayan insanlar tam da yangının en yakıcı olduğu yerde, barış söyleminin karşılığının insan hayatının özdeş olduğu yerde barış mücadelesi yürütüyorlar." dedi.

"PARTİMİZE 400 SALDIRI GERÇEKLEŞTİ"

Son 3 günde gerçekleşen ırkçı saldırılara dikkat çeken Demirtaş, "Parti binalarımız, sivil toplum kuruluşu, mevsimlik işçi araçları, şehirler arası yolcu otobüslerine 400 saldırı gerçekleşti" dedi. Demirtaş, saldırıların "terörü kınıyoruz" adı altında yapılmasının gerçekçi olmadığını belirtti, "Saldırılar MİT organizasyonuyla hükümet eliyle gerçekleştirildi" diye konuştu.

"BU IRKÇILIKTIR, DÜNYANIN HER YERİNDE FAŞİZMDİR"

Demirtaş, şöyle konuştu:

"Bizi inciten onlar değil. Alanya'da, Bursa'da, İstanbul'da on yıllardır çalışanlar, esnaflar, bitişik komşularınca saldırıya uğradı. Beraber konfeksiyonculuk yapanlar, beraber lokantacılık yapanlar, bir baktılar dükkanları yakılıyor.

Mevsimlik işçiler, doğdukları yerden dolayı saldırıya uğradı. Çocukların aileleriyle birlikte evleri, çadırları, minibüsleri ateşe verildi. Bu ırkçılıktır. Şiddet karşıtlığıyla alakası yok. Dünyanın her yerinde faşizm olarak adlandırılır."

"KÜRT HALKINA HADDİNİ BİLDİRME SALDIRILARIDIR"

Faşizmi Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın birlikte izlediğini kaydeden Demirtaş, "Bu toplumun üçte birini oluşturan Kürt halkına olmadık saldırılar yapılırken, Türkiye'nin bütün devlet kurumları olup bitenleri izlediler. 1915'te Ermenilere yapıldığı gibi, 6-7 Eylül'de Rumlara yapıldığı gibi. Bu topraklarda resmi ideolojinin tek dili tek dini kabul etmeyenlere boyun eğdirme saldırılarıdır. Bu da Kürt halkına haddini bildirme, boyun eğdirme saldırılarıdır" dedi.

"PARTİMİZE 400 SALDIRI OLDU BİR TEK BANA SORUŞTURMA AÇILDI"

TCK'nın meşru müdafaa hakkını düzenleyen maddesini hatırlattığı için hakkında soruşturma açıldığını hatırlatan Demirtaş, "AKP talimatı, MİT organizasyonunda partimize 400 ırkçı saldırı yapıldı. Çok şükür, bütün bu olanlardan sonra bir kişiye soruşturma açıldı. Kime? Bana. TCK'nın bir maddesini hatırlattım diye bana soruşturma açıldı. Partinizi evinizi yakmaya gelen biri varsa o an da kendinizi savunma hakkınız var, TCK bu hakkı veriyor. TCK'nin bir maddesini hatırlattım diye soruşturma açtılar" diye konuştu.

İŞTE DEMİRTAŞ'IN AÇIKLAMALARI:

"ESNAFI YAKANLARA SORSANIZ BARIŞ NEDİR AÇIKLAYAMAZLAR"

"Hür ve kardeşçe yaşam konusunda ısrarlıyız. Şu esnaflarımızı yakanlara inanın barış nedir diye sorsanız, açıklayamazlar. Çünkü böyle bir dertleri olmadı. Çünkü hiçbir zaman özel TİM'leri tarafından köyleri basılmadı, çünkü hiçbir zaman bir gece evleri basılıp kaybedilmediler. İşkence tezgahlarındaki uygulamaları görmediler, yaşatmadılar. Allah yaşatmasın. Bu halk bunu gördü ve barış diyor. Korktuğu için barış demiyor. Barışın önemini bildiği için barış diyor. Biz de barış arayışı gerçekleştiriyoruz.

"SURİYE BÖYLE BAŞLADI, IRAK BÖYLE BAŞLADI"

Bir acziyetten dolayı değil, korkudan değil, inandığımız barış diyoruz. Barış gelmezse ne kadar felaketin, bölgede yaşayan insanların başına geleceğini bildiğimiz için barış diyoruz.

BU ATEŞ HER YERİ YAKAR! CİZRE YANARKEN BODRUM MUTLU OLABİLİR Mİ?"

"Batı'da yaşayan kardeşim Cizre'ye karşı sussak, yollarda olmasak inanın ki bu ateş her tarafı yakar. Zannediyor musunuz Cizre Bodrum'a çok uzak? Cizre yanarken Bodrum'daki mutlu olabilir mi? İstanbul'daki, Edirne'deki Cizre'ye sessiz kalırsa nasıl kardeşiz diyeceğiz.

"ELLER TETİKTEN ÇEKİLMELİ"

'Bedeli ne olursa olsun canımızla öderiz' diyenler şimdi nerede? 'Bedenimizi taşın altına koyduk.' diyenler nerede. Kolay günlerde "Baldıran zehri içerim" demek kolay. Şimdi içelim. Hani bedeli ne olursa olsun çözümden geri dönülmeyecekti?

Barış böyle aranır diyoruz. Sorunlarımızı diyalog yoluyla çözme duruşumuzdan vazgeçmedik. Gelin beraber önce bu kanı durduralım. Çiller'den daha sert politikalara sarıldınız. Silahla barışa ulaşılır mı? Silah er geç devre dışı kalır. Eller tetikten mutlaka çekilmeli. Savaşın kime nasıl bir faydası olabilir? Yazıktır. İnsan kaybıdır, yazıktır. Silahlar susmalı, görüşmeler yeniden başlamalı.

"BU SAVAŞ YÜZ YIL DA SÜRSE KAZANAN OLMAYACAK"

Yüz yıl daha bu savaş sürse PKK orada PKK olarak kalacak, Türkiye Cumhuriyet, orduorada kalacak. Yenme, yenilgi yok, kazanan olmayacak. Olan tabutlarda taşıdığımız gencecik bedenlere olacak. 100 yıl sürse de yine müzakere süreci başlayacak. Masadan kaçmak, masayı devirmek erdem değildir.

"AKP İNSANLARA DAĞIN YOLUNU GÖSTERİYOR"

AKP, HDP'yi işlevsizleştirerek demokratik siyasete olan inancı sarsıyor. İnsanlara dağın yolunu gösteriyor. Yanlıştır. Hatadır. Yarın sosyologlar yazacak, Cizre'den şu kadar kişi dağa çıktı diye. Biz insanları HDP'ye çekmek istiyoruz, AKP dağa.

"BEN SAVCI OLSAM ÖZEL HAREKATÇILARI PKK'YA YARDIM VE YATAKLIKTAN İÇERİ ALIRDIM"

Özel timlerin 30 gündür Cizre'de yaptıkları PKK propagandasını 30 yıldır PKK Cizre'de yapmayı başaramamıştır. Özel harekatçılar sanıyorlar ki halkı yıldırıyorlar. Ben savcı olsam hepsini PKK'ya yardım ve yataklıktan içeri alırdım.

"SOKAĞA ÇIKMANIN CEZASI 100 TL, CİZRE'DE CEZASI ÖLÜM"

Yasada sokağa çıkmanın cezası 100 TL. Cizre'de sokağa çıkmanın cezası ölüm. Normalde sokağa çıkmayı ihlal etmenin cezası 100 TL'dir. Cizre'de sokağa çıkmanın cezası idam, infaz… Sokağa çıkanı keskin nişancılar öldürüyor. Cezası 100 TL olan şeyi kürtlere ölüm olarak ödetiyorlar.

"ÖLENLERİN PKK'LI OLDUĞUNU İSPATLA İSTİFA EDECEĞİZ"

Ölen sivil yok diyorlar. Listesi var ölenlerden birinin PKK militanı olduğunu ispatla istifa edeceğiz. (Ölen sivillerin ismini okudu) Şırnak Valisi telefonlarımıza bile çıkmıyor. Biz barıştan vazgeçmeyeceğiz. Yarından itibaren büyük bir bölge gezimiz olacak.

"ŞIRNAK VALİSİ'NDEN HESAP SORACAĞIZ"

Sokağa çıkanı öldürerek sonuç alacağını düşünüyorsan en başa döneceksin demektir.Cizre'de silahlı militan var mı, yok mu onu da bilmiyoruz, içeri de giremiyoruz, çatışma olmadan engel olalım diyoruz izin vermiyorlar. Su gönderelim diyoruz izin vermiyorlar.
Bugün kendini güçlü hissedenler dönüp geçmişe baksınlar. Başta Şırnak Valisi olmak üzere hepsinden hesap soracağız. 1 Kasım'a kadar inşallah sen yerinde olursun.
Cizre'ye nasıl ölüm emri verdiğini mahkemede anlatırsın.

DEMİRTAŞ'TAN İÇİŞLERİ BAKANI'NA: AKLI KIT

Hele içişleri bakanlığı koltuğunda oturan memur, 'sizi Cizre'ye sokmayacağım' diyor. İnsanın aklı bu kadar kıt olabilir mi? Biz Cizre'ye giremedik diye, halkın hepsi AKP'li oldu. Siz böyle yapa yapa kendinizi bitiriyorsunuz. AKP'nin kendi içinde bulunan akillerinin şapkalarını önüne koyup düşünmesi lazım.

"KEPENKLERİNİZİ AÇIN, CUMA'YA GİDECEĞİZ"

İdil esnafından rica ediyorum, kepenklerinizi açın. Öğleden sonra Cuma namazına birlikte gideceğiz. Tüm halkımıza teşekkür ediyorum."