Selâhaddin Çakırgil

Selâhaddin Çakırgil

Dedikodu ve şayialara âlet olmak, kime hizmettir?

Mevcud hükûmetin destekçisi olan bir gazetede yayınlanan ve ‘ikinci dalga bir darbe teşebbüsünün yakında geleceği’ne dair bir iddialı röportajın toplumu nasıl zehirlediğine değinelim. 

Böyle bir zehirli iddianın yayınlanabilmiş olması, en başta o gazete açısından talihsizliğin ötesinde bir durum meydana getirmektedir..

Bu gibi iddiaların, toplumu paniklemeye sevk etmek ve efkâr-ı umûmiyeyi, kamuoyunu zehirlemekten başka bir hedefinin olup olmadığı ayrı, ama, sonucun başka bir şey olmadığı açık..

***

Binde 1’lik bir seçmen desteği bile olmayan ve bukalemun gibi bazen türkçü, bazen kürdçü, bazen kemalist ve katı laik, bazen marksist, maocu, bazen amerikancı olan ve 40 senedir bütün bu özelliklerini zaman zaman sergileyen D. P. isimli mâlum kişinin etrafında topladıkları da, hemen her birisi komplo teorileri geliştirmekte bayağı ihtisas sahibi oldukları kabul edilebilecek tipler.. Bir takım emekli askerler, generaller, amiraller, subaylar..  

Böylesine yanan-dönen ve bazen uçuk / kaçık fikirler ve senaryolar bile üreten birinin etrafında bu tipler nasıl bir araya gelirler, şaşılasıdır. Demek oluyor ki, Yeniçerilik Hastalığı’na, ihtilalciliğe müptelâ olan asker unsurların, her an bir yeni iktidar oyunu için komplo, teori ve projeler peşinde olmaktan başka bir işleri yok ki, tencere-kapak benzetmesi burada da tekrarlanıyor.

***

Dedikoduları kurnazlar hazırlar, safdiller inanır.

Ama hiç beklenmeyen bir anda, korkunç bir darbe hıyanetiyle karşılaşan halkımızın, şimdi üstelik Hükûmet destekçisi bir gazete kanalıyla, tam da entrikacıların istediği noktalara yönlendirilmesini nasıl izah etmeli..

Kaldı ki, iddia sahibi kişinin, 15 Temmuz öncesinde de gelip, kendilerine bir darbe yapılacağı ihbarında bulunduğu da bildiriliyor.

Bu gibi iddialar hele de o çevrelerce devamlı üretiliyor zaten.. İddiaları tutmadığı zaman ne de olsa kimsenin onları muaheze edeceği yok ve onların da utanacağı.. O gibi entrika üreticileri, söz konusu gazeteye 15 Temmuz’dan önce de gelip iddialarını dillendirmiş olabilir. Ama bu gibi entrika imalatçılarının laflarını manşetlere çekmek o entrikaya âlet olmak değil midir?

Son üç-dört gündür yüzlerce soruyla karşılaştım; ‘Bu iddia doğru mu?’ diye..

Siz olsanız ne diyebilirdiniz?

Kim, evet veya hayır diyebilir?

***

Ama şunu belirtilmeli ki, şanlı 15 Temmuz direnişini göstermiş olan halkımız, ikinci bir darbe hıyanetiyle karşılaşırsa, bu sefer bedeli çok daha ağır ödetir. Hele, Tayyip Erdoğan gibi bir lidere bir zarar verilmesi halinde, bu halk kitlelerinin, geçmişte, Abdülhamid’in düşürülüşünde ve Adnan Menderes’in asılarak öldürülmesinde olduğu gibi sessiz kalacağı sanılıyorsa; esaslı yanılıyorlar.. O korku tümseği aşıldı, halkımız oynanan uluslararası oyunların, bütün müslüman dünyasına nelere mal olduğunu, ağır bedeller ödeyerek de olsa, daha bir anladı, şuûrlandı. Artık, eskisi gibi sessiz kalamayacağını bilmeyenler varsa, bilmeliler..

Ama, bu gibi şayiaları yayanların bir takım sonuçlara vardıklarını da kabul etmeliyiz.. Çünkü, toplumun bazı kesimlerinde her iddiadan nem kapan karamsar kesimler de yok değil..

***

Diğer konu..

Pennsylvania Şeyhi F.G, Alman ZDF kanalına verdiği ve 24 Eylül akşamı yayınlanan röportajında, ‘ABD’de adalet olduğunu daha önce gördüğünü ve yine bunu göreceğini düşündüğü’  umudunu dile getirmiş ve ‘haya hissini kaybetmiş insanların yüzüne tükürdükten sonra idâm edilmeyi tercih edeceğini’ söylemiş ki; böylesi bir ‘şecaat’ gösterisi, kendisine bağlı olanları belki mest etmiştir. Ama ‘Beni bağrına basan bu koca millete saygısızlık etmemek için Amerika’dan ayrılmak istemiyorum..’ diyen ve USA emperyalizminin gölgesine sığınarak yiğitlik gösterisi yapan bu kişi, Birazcık utanması var ise, ihanet ettiğin halkının arasına gelsin de, öyle konuşsun!’ diyenlere ne karşılık verecektir?

stargazete

Bu yazı toplam 693 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar