Dışişleri Bakanı Davutoğlu MİT TIR'larına yapılanoperasyonla, Başbakan'ı Brüksel'de kendisini de Cenevre'de 'suçlu ülkenin temsilcileri' gibi göstermek istediklerini söyledi. Star'dan Yaşar Taşkın Koç'un haberine göre; Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Ulusal güvenliği tehdit eden yapılanmalar ve faaliyetlerin" görüşüldüğü MGK toplantısının ardından Bulgaristan'ın başkenti Sofya'ya giderken, uçakta yaptığı açıklamada, dış politikaya yönelik 4 ayrı saldırı olduğunu söyledi.

140 ELÇİ İLE GÖRÜŞÜRKEN TIR BASKINI OLDU

Saldırıların ilkinin MİT Tırlarına yönelik olduğunu anlatan Davutoğlu, şöyle konuştu: "Cuma günü Suriyeli mültecilerle ilgili dünyanın takdirini kazanan bir toplantı yapıyoruz; Cumartesi günü 140 ülkeden büyükelçi ile Adana'da bir araya geliyoruz; Pazar günü toplantı sürerken TIR operasyonu yapılıyor. Ertesi gün Başbakan Brüksel'e, sonraki gün de ben Cenevre'ye gideceğim. Hedef, ikimizi de muhataplarımız karşısında 'teröre destek veren ülkenin temsilcileri' konumuna sokmak! Suriye yönetimi benzeri, hatta onun karşısında suçlu ülke gibi gösterilmek isteniyoruz.  Bu kadar net bir operasyon. Kimse bunun hukuki bir süreç olduğunu iddia edemez. Akıl alır bir şey değil..."

BEN BOSNA'DAYKEN SERVİS EDİLDİ

İkinci operasyonun Bosna'da kargaşa çıktığı günlerde uiygulamaya konduğunu anlatan Davutoğlu aynı süreçte kendisinin de yine Bosna'da olduğuna dikkat çekti. Türkiye'nin Balkanlar'daki en önemli ayakları olan Ziraat Bankası, TİKA, Diyanet gibi kurumların üzerinde bu operasyonla şüphe ouşturulmak istendiğini söyledi.

ULUSLARARASI MEDYA İLE BİRLİKTE HAREKET EDİYORLAR

Üçüncü operasyonunu Türkiye'nin yaptığı yardımlarla dünyada adından söz ettiği Somali'de yaşandığını anlatan Davutoğlu, "Orada banka olmadığı için anlaşmalı olarak kuryeyle gönderdiğimiz parayı 17 Aralık Halkbank operasyonu çağrışımıyla kutu içinde para fotoğrafıyla servis ettiler. Oradaki Cumhurbaşkanı, Başbakan üzerinde kuşku yaratmaya, Türkiye'nin kazandığı itibarı sarsmaya çalıştılar" dedi. Dördüncü ve son operasyonun Somali ile benzer şekilde Libya üzerinden yapıldığını anlatan Davutoğlu Türkiye'nin geldiği noktadaki itibarını yıkmaya çalışan saldırıların 'iki yıldır dünya medyasında belirli gazete ve gazeteciler eliyle savunulan görüşler olduğuna' da dikkat çekti.

"UNUTMAK İSTEDİĞİM SIRLARI O KRİPTOLU TELEFONLARLA YAPTIK"

Dışışleri Bakanı Davutoğlu 7 bin kişilik dinleme skandalında kendi danışmanının da, TİKA Başkanının da olduğunu söyledi. Davutoğlu, dinlemelerde gündeme gelen TÜBİTAK'ın kriptolu telefonları kendisinin de kritik görüşmelerde kullandığını, özellikle Başbakan Erdoğan'la Libya'daki tahliyeler, Suriye'de jetimizin düştüğü gün ve Akçakale patlamaları nedeniyle saatlerce bu telefonlarla konuştuklarını belirtti. Çok sayıda özel görüşmede, bazen söylediği an kendisinin bile unutmak istediği sırları konuştuğunu ifade eden Davutoğlu, "Biz bakanlar da, Başbakan da yabancı devlet adamlarıyla normal telefonla konuşuyoruz. Bu kadar kritik görüşmeleri örneğin genç bir iletişim memurunun dinlemesi, depolaması sonra zamanı geldiğinde birilerinin bunu servis etmesi kabul edilemez. Belki ileride bu uluslararası kritik görüşmeler de servis edilecek. Dünyanın her ülkesinde bu bir ulusal güvenlik sorunudur. Bu dinlemeleri yapanlar mutlaka hesap vermeli" diye konuştu.

"HALK GERÇEKLERİ GÖRÜYOR"

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, şöyle devam etti: "Bütün bu çalışmalara ve yaşanan son operasyonlara rağmen halk, hükümeti cezalandırılmak için bunların düzenlendiğine inanıyor. Bunu Antalya'da Yörük de, Çankırı'daki Yaren de Diyarbakır'daki Kürt de böyle görüyor. Derin sezgisiyle Menderes, Özal örneklerini hatırlıyor."