Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Af Talep Ettiler

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Af Talep Ettiler

Diyarbakır'da 20 yıldır cezaevinde bulunan Fikri Boylu'nun ailesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan af yetkisini kullanmasını istiyor. Şüheda Boylu, "Eşim suçsuz, işkence dolayısıyla suçu kabul etmek zorunda kaldı" dedi.

Diyarbakır'da 20 yıldır cezaevinde bulunan Fikri Boylu'nun ailesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan af yetkisini kullanmasını istiyor.

Fikri Boylu'nun eşi Şuheda Boylu AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1995 yılında henüz iki aylık evliyken eşi Fikri'nin gözaltına alınıp tutuklandığını, bir süre sonra erken doğumda Hüseyin ve Yahya adını verdiği ikiz çocuklarının dünyaya geldiğini söyledi. Eşinin cezaevinde olması dolayısıyla çok zor günler geçirdiğini dile getiren Boylu, ikiz çocuklarından Yahya'nın engelli oluşunun yaşadığı sıkıntıyı daha da artırdığını vurguladı.

Eşinin üzerine atılı suçlamaları gördüğü işkence dolayısıyla zorla kabul ettiğini savunan Boylu, şöyle dedi:

"Başta zorlamaları kabul etmiyor. En son önüne bir dosya koyuyorlar 'Ya bu dosyayı imzalarsın ya da eşini senin önüne getiririz, o zaman görürsün neler yapıyoruz' diye tehdit ediyorlar. Gözü bağlı bir şekilde dosyayı hiç okutmadan imzalatıyorlar. Eşim suçsuz, işkence dolayısıyla suçu kabul etmek zorunda kaldı. O günler hep ağlamakla üzülerek geçiyordu. Çocuklarım yedi aylıkken doğdu. Yirmi yıldır hem maddi hem de manevi çok büyük zorluk çektik."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan eşini af etmesini talep eden Boylu, "Eşimde 28 Şubat mağdurları arasındadır. Benim tek isteğim af edilmesidir. Mümkün olmazsa bile yeniden yargılasınlar. Çünkü eşimin hiçbir suçu yok" diye konuştu.

"Her gün onun hayaliyle yaşıyorum"

Yüzde 99 oranında engelli olan Yahya Boylu ise babasını çok sevdiğini dile getirerek, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan babamı af etmesini istiyorum. Her gün onun hayaliyle yaşıyorum. Babam çıkıp beni tedavi ettirsin, yanımda olsun başka bir şey istemiyorum" ifadel

Boylu'nun avukatlığını yapan Mirhan Özbekli ise Türkiye'yi idare edenler tarafından kurulan komisyonların sonuç raporlarında o dönemde yoğun işkence olduğu görüşü yer aldığını hatırlatarak, müvekkilinin yeniden yargılanmasını ve o dönemdeki yapılan işkencelerin göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtti.

Özbekli, şunları söyledi:

"O günün şartlarında işkencenin yoğun olduğu ve herkesin kabullendiği süreçte bugünün şartlarında ele alınması lazım çünkü bugün Türkiye geçmişi ile hesaplaşıyor. Bu sadece birkaç grupla dosyayla veya Türkiye'nin batısıyla sınırlı kalmamalı . Müvekkilimin ve buna benzer dosyalarda hukuka bağlılık tartışılmadı. Ankara ve İstanbul'da buna benzer dosyalarda olumlu yönde karar çıktı ve sanıklar tahliye edildi. Müvekkilimde bunun üzerine müracaatta bulundu. Genel olarak mahkemenin verdiği cevap şu 'yeniden yargılanmayı gerektirecek koşullar mevcut değil' bu gerekçeyle taleplerimiz reddediliyor."

2002'den sonra Türkiye'de hukuki alandaki ilerlemelerin müvekkili açısından net bir şekilde yeniden yargılanması zorunluluk olarak ortaya koyduğunu iddia eden Özbekli, şunları ifade etti:

"Müvekkilimin gözaltında işkence gördüğü barizdir. Doktor raporları ile kanıtlanmıştır. Soruşturmayı yürüten savcının şüpheli davranışları ortada müvekkillerimiz savcıyı göstererek 'bu kişiyi bir komutan olarak polis şefi olarak tanıttı ve bizi hiç adliyeye getirmeden savcılık ifadelerimizi aldı' bu açılardan bakıldığı zaman müvekkilimin yeniden yargılanması gerektiğini düşünüyorum." (AA