"CHP İttifaka Katılınca Milli mi Olacak?"

"CHP İttifaka Katılınca Milli mi Olacak?"

Milli Gazete köşe yazarı Abdülkadir Özkan, bugünkü yazısında gündemdeki ''yerli ve milli'' tartışmasını ele aldı.

Milli Gazete köşe yazarı Abdülkadir Özkan, bugünkü yazısında gündemdeki ''yerli ve milli'' tartışmasını ele aldı.


"Öyle anlaşılıyor ki, milletin sinesinde yer bulabilmenin, yerli ve milli olabilmenin ve kalabilmenin ilk şartı MHP-AK Parti ittifakında yer almak" diyen Özkan, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım'ın konuyla ilgili açıklamalarını sert ve kutuplaştırıcı olarak değerlendirdi.


"CHP İttifaka Katılınca Milli mi Olacak?" başlığıyla yayımlanan yazının ilgili kısmı şu şekilde:


...


Son zamanlarda milli ve yerli olmanın tarifi adeta MHP ile iktidar partisinin oluşturduğu milli ittifaka katılmak olarak yapılıyor. Bu ittifaka katılan partiler otomatik olarak yerli ve milli kimliğine bürünüyor, katılmayanlar ise adeta peşin olarak suçlu ve hain ilan ediliyor. Bu yaklaşım sağlıklı ve birleştirici değildir. Hâlbuki içinden geçmekte olduğumuz şartlarda ayrışmaya değil birliğe ihtiyacımız var. Ama birlik demek iktidar partisinin kanatları altında yer almak anlamına gelmez, gelmemelidir.


İktidar partisinin çağrısına uyarak Yenikapı mitinginde bir araya gelindiğinde ‘Yenikapı ruhu’ oluşurken bugün MHP ve AK Parti ittifakında yer almayan partilerin gayr-i milli ilan edilmesi sağlıklı bir yaklaşım olmadı gibi iç politikada üslubun giderek sertleşmesine, bunun sonucu olarak toplumsal ayrışmaya zemin hazırlar. Eğer bugün MHP’nin yaptığı gibi iktidar partisi ile hareket etmek yerli ve millilik anlamına geliyorsa, geçmiş Cumhurbaşkanlığı seçiminde MHP’nin CHP ile ortak aday çıkarmış olmasını nasıl izah edecekler. Bugünkü yaklaşıma bakarak geçmişteki MHP-CHP ortak aday çıkarmasını gayr-i milli bir birliktelik olarak nitelendirmek gerekmez mi? Böyle nitelendirecek isek bugünkü birlikteliği izah zor olmaz mı?


Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Yıldırım’ın zaman zaman eleştirilerinde üslubun çok sertleştiğini, kırıcı hale geldiğini söylemek mümkün. Bunca kırıcı ve sert bir üslup ile özellikle Başbakan Yıldırım tarafından Kılıçdaroğlu’nu milli ittifaka katılmaya davet etmesinin mantıki bir izahı güçtür. Bu noktada Başbakan Yıldırım’ın partisinin Muğla İl Kongresi’ndeki şu sözlerini aktarmak istiyorum:


“Ey Kılıçdaroğlu, sen nerede yaşıyorsun. Ortaçağda mı kaldın? Uyan artık uyan. Milli ve yerli olmaktan söz ediyorsan, gel sen de milli mutabakata katıl da bu mezbelelikten kurtar kendini, bu milletin sinesinde sana da yer var.”


Öyle anlaşılıyor ki, milletin sinesinde yer bulabilmenin, yerli ve milli olabilmenin ve kalabilmenin ilk şartı MHP-AK Parti ittifakında yer almak. O zaman çok partili siyasi hayatın bir anlamı kalır mı? Daha şimdiden milli, gayr-i milli gibi yorumlar yaparak toplumu ayrıştırmak yerine en azından ilk turda partilerin bir yerde toplanmaya zorlanmaması gerekir. Zorlanıyorsa çok partili sistemden rahatsızlık duyuluyor demektir ki, o zaman da akla başkanlık sisteminin yönetimde istikrarı getirecek iddialarının fazla bir anlamı kalmaz. Çünkü yönetimde istikrar partilerin bir çatı altında toplanması anlamına gelmez, gelmemeli. Eğer öyle düşünülüyorsa getirilen sisteme başkanlık değil yeni bir ad bulmak gerekir.