Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Cemil Çiçek'in Gözüyle Siyaset...

Devlet Bakanlığı (ANAP dönemi) Adalet Bakanlığı, Hükümet Sözcülüğü, Meclis Başkanlığı gibi, Refah Partisi ve Ak Parti’nin Anayasa Mahkemelerinde savunulması gibi devlet-siyaset görevleriyle ‘Tecrübe birikimi’ deyince ilk akla gelen isimlerden olan ve Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyeliğine seçilen Cemil Çiçek’le telefonda uzun bir konuşma yaptık.

“Yeni partiler” üzerine medyaya bazı görüşleri yansımış, onlara yönelik değerlendirmeler de yapılmıştı. Konuşmamız, bir anlamda Cemil Çiçek’in “Herkese mesajı” niteliğinde oldu. Mevcut partilere, yeni yola çıkanlara ve herkese…

***

İşte o konuşmadan aldığım notlar:

“- Yeni bir partinin öncelikle şu başlıklara ilişkin kendine özgü bir değerlendirmesi olmalıdır.

1- Mevcut sistemle ilgili ne düşünüyor? Bu sistem mi revize edilmeli, yoksa parlamenter düzen mi gelmeli, parlamenter düzen isteniyorsa onun parametreleri ne olmalı? Bu sistem iyi de şoför mü kötü, yoksa bu sistemin problemli yanları ne? Bunlar ifade edilmeli.

 

2- Yargı sistemi. Yargıda önemli olan tarafsızlıktır. Tarafsızlığı sağlamayan bağımsızlık başka sorunlara yol açar. Türkiye onu da gördü. Onun için yeni parti yargıdaki öncelikle tarafsızlık sorununu nasıl çözeceğini ortaya koymalıdır.

3- Türkiye’de ekonomik bir sorun var, bu bir gerçek. Onun için yeni partinin bu ekonomik sorunları nasıl çözeceğine ilişkin çok net bir görüşü olmalı.

4- Dış politika. Şu anda Türkiye dış politikada da sıkıntılı bir dönem yaşıyor. Ancak bu sorunların bir kısmı çok derin köklere sahip. Diyelim PKK. Yeni parti genel geçer ifadelerle değil, açık ve net diyelim AB ile, ABD ile, Rusya ile, Çin ile, İslam dünyası ile ilişkileri nasıl sağlıklı hale getireceğine dair çerçeveler ortaya koymalı.

5- Eğitim. Eğitim de Türkiye’nin en hayati meselelerinden birisidir. Olay sadece İmam Hatip sorununun çözümünden ibaret değildir. Cumhurbaşkanı da müteaddit defalar eğitimde-kültürde başarılı olunamadığını ifade etti. Yeni parti eğitimde nasıl bir çerçeve oluşturmak gerektiğini ortaya koymalı.

6- Bütün bunlardan sonra yeni bir parti bir de doğru isimlerle kurulmalıdır. “Bagajı olanlar”la kurulacak bir parti yola sakat çıkar ve bagajlarla boğuşur.

“Bunları yapmazsanız, 81-82’inciyi kurmuşsunuz bir şey ifade etmez.” sözüm o niteliktedir. Kişilere bağlı bir değerlendirme yapmıyorum.

***

Cemil Çiçek bir de yeni partilerin doğum ortamında mevcutların katkısını analiz etti. Şunları söyledi: 

“- Yeni partileri eskiler doğurur. Yeni parti eskinin yapamadıklarını gerekçe göstererek devreye girmeye çalışır. Eski parti gerekçedir, ama yeni parti sadece bu gerekçeyle hayat bulmaz. Ancak kendi çerçevesi yeni bir şeyler söylüyorsa onun karşılığı olur.”

Çiçek “Toplum da aslında tanıdığı iyiyi kolay terk etmez.” dedikten sonra yaşadığı bir olayı anlattı. Şöyle:

“Kastamonu’da bir berbere gitmiştim 2004’te. Berber gençti, beni tanımadı. Ona oyunu kime verdiğini sordum. Genel seçimde Ak Parti’ye dedi. Yerel seçimlerde kime, dedim, Mevcut başkana, dedi. Mevcut başkan MHP’liydi. “Neden bu fark, dedim, Ak Parti’nin adayını mı beğenmedin? “Yok, dedi, o da iyi ama mevcut olan bildiğimiz insan” dedi. İşte böyle mevcut iyi ise, vatandaş bildiğini tercih eder.

Çiçek “Mevcut”la ilgili bir not daha düştü:

“- Mevcudun toplumla ilişkisinde problemler oluşmuşsa, o da “Demokratik bir tevbe yapmalı, hatalarını görmeli, kendini güncellemeli.”

Çiçek’in “Anavatan tecrübesi” vardı. Özal’ın yakınında bulunmuştu. Şunları söyledi:

“- Anavatan Partisi, hem kuruluş safhası hem de dağılma süreci açısından yeni parti girişimleri için de mevcut partiler için de iyi bir örnektir.

“Anavatan Partisi, Turgut Özal’ın Aydınlar Ocağında verdiği bir konferanstaki düşüncelerinin siyasi parti hüviyetine bürünmesidir. Sorunlar tespit edilmiş, çözüm yolları belirlenmiş, öyle yola çıkılmıştır. Dağılma sürecinde de sorunlar görülmemiş, yolsuzluk sanığı bir adam Milli Savunma Bakanı yapılmış, Papatya rezaleti ortaya çıkmış, içerde sancılar oluşmuş ve Anavatan tarihe gömülmüştür.”

Cemil Bey’in son sözleri “Demokrasinin ana çerçevesini hatırlatmak” ve “ibret almak” üzerine.

“Demokrasi kurallar rejimidir. Kurallar söz konusu olduğunda “Kahramanlar”a gerek yoktur. İsimlerden bahsetmiyorum, genel kuralları ifade etmeye çalışıyorum. “Tecrübe dükkan açsa iflas eder” bunu biliyorum ama, siyasetçi de yaşananlardan ibret almazsa tarih tekerrür eder. Osmanlı 400 sene bunu başaramadığı için tarih oldu.”

 

Bu yazı toplam 1001 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar