Bu nasıl sivil itaatsizlik?

37 kişinin yanarak can verdiği Madımak Katliamı'yla ilgili çok gizli bir soruşturma yürüten Özel Yetkili Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı, olayla ilgisi bulunan 4 PKK'lının adlarını tesbit etmiş...

Sabah gazetesinin verdiği bu haber doğru mu değil mi bilmiyorum, ama böyle giderse PKK'lılar her an Madımak türü bir katliama imza atabilirler.

Geçen hafta Şırnak'ta bir öğrenci yurdunu az kalsın Madımak'a çeviriyorlardı.

Yurda molotof kokteylleri attılar.

Bir öğrenci cayır cayır yanarken son anda kurtarıldı.

İki öğrenci daha yaralandı.

Ölebilirlerdi de.

Bütün öğrenci yurdu yanabilirdi, onlarca gencimiz kül olabilirdi.

PKK'nın İstanbul'daki son bombalı saldırısında da büyük bir katliamın eşiğinden dönüldü.

Bugün dönülebildi, yarın dönülemeyebilir.

Geçmişte yapılan katliamlar gelecekte yapılan katliamların 'teminatı' olabilir.

'Kötü şeyler olacak' diyen Aysel Tuğluk'un kulakları çınlasın; kötü şeyler hep oldu.

Fakat geçmişte devletin kötülükleri PKK'nın kötülüklerini bastırıyordu, zaten PKK'nın kötülüklerini devletin kötülükleri tetikliyordu; şimdi ise kötülüğün önde gideni PKK.

Ve devlet onun kötülüğüne yetişemiyor!

Yetişmeye de çalışmıyor, çok şükür.

'PKK şöyle yaptı böyle etti, öyleyse biz de gidip köy yakalım, sokakta birkaç Kürt kanaat önderi vuralım ' demiyor artık.

Mükemmel bir hukuk devleti olmaktan henüz çok uzak; ama hiçbir hukuka uymayan, hiçbir etik değere itibar etmeyen, tamamen kör bir şiddet sergileyen, 'Devlet şöyle yaptı böyle etti, öyleyse biz de gidip çarşıya bomba koyalım' diyen PKK'nın karşısında hukuk, etik ve insaf abidesi gibi duruyor!

Kürtleri de tatmin edecek yeni bir anayasanın gündemde olduğu bir dönemde polise savaş açan ve sivillere acımasızca saldıran PKK'lıların bu kan-kin-intikam kampanyasını hiçbir şey ama hiçbir şey mazur gösteremez.

KCK yöneticilerinin zindana atılması da mazur gösteremez.

Ha, sivil itaatsizliği mazur gösterebilir belki...

Fakat sivil itaatsizlik denilen şey gerilla savaşı, çarşıya bomba, öğrenci yurduna Molotof kokteyli ile beraber olmaz ki.

Sivil itaatsizlik zaten bunlar olmasın diye var.

BDP de zaten PKK olmasın diye olmalıydı.

Şiddet konusunda kararlarını versinler artık; tamam mı devam mı?

Abdullah Öcalan'ın "15 Ağustos'tan sonra silah bırakma sürecine girilebilir" dediği ileri sürülüyor...

İnşaallah öyle olur.

yenişafak

Bu yazı toplam 2171 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar