"Bizi Bilen Bilir. Biz Şehidin Tabutuna Sandık Demeyiz"

"Bizi Bilen Bilir. Biz Şehidin Tabutuna Sandık Demeyiz"

Karar Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Kiras, gazetenin dünkü (22 Ocak 2017) birinci sayfa mizanpajına gelen tepkilerle ilgili olarak açıklama yaptı.

Karar Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Kiras, gazetenin dünkü (22 Ocak 2017) birinci sayfa mizanpajına gelen tepkilerle ilgili olarak açıklama yaptı. "Bizi tanıyanlar şunu da bilir ki biz şehidin tabutuna 'sandık' demeyiz" ifadesini kullanan Kiras, "Bu kadro 'kim var orada' diye sorulmadan 'ben varım' diyerek ortaya atılmış kişilerden oluşuyor. Ekmek peşinde sonradan bu mahalleye gelmiş profesyonellerden değil, o mahalle kurulurken sırtlarında kerpiç taşımış olan 'mahallenin kendi çocuklarından' oluşuyor" diye yazdı.

"En kritik sandık" başlığıyla yayımlanan manşet haberi ile Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım'ın El Bab şehidi Selim Topal'ın cenazesini omuzladığı fotoğrafın alt alta kullanılması tepki çekmişti.

Gazete tarafından dün yapılan açıklamada "İçinden geçmekte olduğumuz hassas dönemde, istemeyerek de olsa bir yanlış anlaşılmaya sebebiyet vermekten dolayı okurlarımızdan ve kamuoyundan özür dileriz" denmişti.

İbrahim Kiras'ın "Bizi bilen bilir. Biz şehidin tabutuna sandık demeyiz" başlığıyla yayımlanan (23 Ocak 2017) yazısı şöyle:

Karar gazetesi olarak bundan 10 ay önce büyük bir heyecan ve ağır bir sorumluluk duygusu içinde yola çıkarken bu köşede şunu yazmıştım: “Türkiye’nin içinden geçtiği şartlarda gazete çıkarmanın, medyada var olmanın, fikirlerimizin sözle, yazıyla ifade bulmasının ne demek olduğunu biliyoruz. İyi ve adil bir ülke ancak daha çok fikrin özgürce ifade edilmesiyle mümkündür. Buna inanıyoruz, bunun için yola çıkıyoruz.”

Bu yol boyunca bir kısmını beklediğimiz bir kısmını ise ummadığımız engellemelerle karşılaştık. Ama ilk gün çizdiğimiz temel prensiplerin dışına çıkmadan Türkiye’nin ihtiyacı olduğuna inandığımız kaliteli ve seviyeli bir gazete üretmeyi başardık. Meyvalı ağacın taşlanacağını bilenlerdeniz. Ama atılan taşlar, daha doğrusu çamurlar çoğu zaman “bu kadarı da olmaz” dedirten türden oldu.

Yine o ilk günkü yazıda şunu da söylemiştim: “KARAR’ı meydana getiren kadronun basın ve yayın alemine bugün adım atmış kişiler olmadığını bilenler biliyor.” Bu kadro 28 Şubatların, 17-25 Aralıkların ve en son 15 Temmuz’un karanlığında milli iradenin yanında durmuş, bütün o zor sınavlardan yüzünün akıyla çıkmış bir kadro.

Bu kadro bir fikrin, bir duruşun etrafında toplanmış kalemlerden oluşuyor.

Bu kadro “kim var orada” diye sorulmadan “ben varım” diyerek ortaya atılmış kişilerden oluşuyor.

Ekmek peşinde sonradan bu mahalleye gelmiş profesyonellerden değil, o mahalle kurulurken sırtlarında kerpiç taşımış olan “mahallenin kendi çocuklarından” oluşuyor.

Mahallenin, yani milletin değerlerini esas alarak, bu değerlere uygun bir meslekî kalitenin ve toplumsal seviyenin korunup geliştirilmesini gözeten bir kadro bu. Bu kadronun, bu gazetenin başkaca bir amacı, başkaca bir hesabı yok. Mahalle ahalisi bunu iyi biliyor, çünkü kendi içinden çıkan bu kadroyu iyi tanıyor.

Bizi tanıyanlar şunu da bilir ki biz şehidin tabutuna “sandık” demeyiz!

***

İşte bu kadroyu kendi mahallesinde hedef tahtasına oturtmak için gayret eden belirli bir kesim veya grup var. Bunlar kendi akıllarınca siyasetin veya toplumun geniş çoğunluğunun benimsediği siyasi aktörlerin adı arkasına sığınmış görünerek ve milletin bu noktadaki hassasiyetlerini istismar ederek “meslek”lerini icra ediyorlar. Bu yolda hiçbir ahlaki sınır ve kural da tanımıyorlar.

Dün KARAR’ın birinci sayfasında yer alan bir haber ve fotoğrafla ilgili, başlatılan algı operasyonu ve karalama kampanyası işte bu tutumun en yeni numunesi oldu. Sayın Cumhurbaşkanı ile sayın Başbakan’ın katıldıkları şehit cenazesi fotoğrafı ile manşet haberimizin başlığı ikisi tek bir habermiş gibi algılanacak şekilde sayfa görüntüsü kadrajlanarak servis edildi. Bizim bu yolla örtük bir mesaj verdiğimiz iddia edilecek kadar ileri gidildi.

KARAR’ın yayın çizgisine ve mesleki sorumluluk anlayışına yakışmayacak basitlikteki bu iftiradan ne yazık ki az sayıda da olsa bazı iyi niyetli, samimi okurlarımızın da etkilendiğini gördüğüm için bazı gerçekleri hatırlatma gereği duyuyorum:

***

Öncelikle KARAR söz konusu fotoğrafa ve habere birinci sayfasında benzer mizanpaj içerisinde yer veren tek gazete değildir. İki ayrı haberin başlık ve fotoğraflarının birbiriyle ilişkilendirilerek buradan asla kastetmediğimiz anlamlar çıkarılması kabul edilemez. İkincisi, gazetenin birinci sayfasına mizanpaj bütünlüğü içinde bakılırsa söz konusu başlık ve fotoğrafın ileri sürülen maksatla kullanılmış olamayacağı rahatlıkla görülecektir.

Öte yandan, yine de aynı sayfada alt alta kullanılan başlık ve fotoğrafın kötü niyetli yorumlara mesnet yapılabileceğini tahmin edememek bizim hatamızdı. Ancak bunun dışında haberlerin içeriğinde bir ima veya dolaylı anlatım veyahut gizli mesaj gayet tabii ki söz konusu bile değildir, olamaz. Böyle bir amacın bize yakıştırılması önce kişiliğimize, sonra meslekî kalitemize hakarettir.

Hiç kimsenin kuşkusu olmasın, KARAR ilk günkü çizgisinden sapmadan, bu millete karşı sorumluluğunu yerine getirmek üzere yoluna devam edecek. İlk günden beri devam eden karalama ve engelleme çabalarına aldırmadan…