Beyazıt Meydanını Asla Terk Etmeyeceğiz…

Beyazıt Meydanını Asla Terk Etmeyeceğiz…

Beyazıt Meydanı’nın ruhu…

Mehmet Ali Tekin

Beyazıt’ın ruhu…

Daha doğrusu Beyazıt Meydanı’nın ruhu…

Türkiye toplumuna ‘Direniş’ ruhunu kazandıran meydan…

Kemalist, totaliter sisteme karşı çıkışın meydanı…

Emperyalist Batı sistemine ‘hayır’ diye haykırmanın adı…

Komünist zalimlere ‘Kahrolsun’ feryatlarının yankılandığı alan…

Velhasılı kelam, Mustazafların Müstekbirlere karşı çıkış meydanı…

İlhamını Hz Resül ve Hz. Ömer’den alan Meydan…

Hz. Ömer, Müslüman olduktan sonra, Hz. Muhammed (SAV) Efendimiz’e ““Müslüman olmaya geldim ya Rasûlallah!” deyince…

Allah Rasülü ‘Allahü Ekber!’ dierek, tekbir getirdi…

Bunu duyan Müminler de ‘Allahü Ekber!’ diyerek tekbir getiriyorlardı…

Mekke sokakları ‘Allahü Ekber!’ nidalanıyla çınlıyordu…

Müstekbirlerin uşaklığına aday olduğu günlerde…

80’li yılların sonunda, Beyazıt Meydanında yüzbinler,

‘Başörtüsüne özgürlük!’ diye haykırırken…

Başörtüsü ‘teferruattır’…

Sokaklarda bağırıp çağırmak, çapulculuktur…

Diye fetvalar vererek…

Laik Kemalistlere ve Emperyalistlerin uşaklarına ‘Direnen Müslümanlar’ın direncini kırmak’ için çabalıyordu…

Beyazıt ruhunu besleyenler kimlerdi…?

Şehid Metin Yüksel ve takipçisi Akıncılar…

1970’li yıllarda MTTB sevdalıları…

MTTB yetmişli yıllarda…

Yunan’a İhtar…

İmam Hatip Liseleri’ne Üniversite hakkı…

Veto’yu Veto…

Mitinglerini Beyazıt Meydanı’nda,

Onbinlerin katılımıyla gerçekleştiriyordu…

Metin Yüksel önderliğindeki Fatih Akıncıları…

50-100 Kişilik gruplarla…

Filistin, Filipin Müslümanlarıyla dayanışmak için…

Şişli’de, Taksim’de, Galatasaray Lisesi önünde…

Fatih Malta’da, Eminönü’nde, Karaköy’de…

Korsan mitingler yaparak…

Müstekbirler ve Laik Kemalistlerin Müslümanlara yaptığı zulmü, protesto ediyorlardı…

Beyazıt ruhu…

15 Temmuz ruhunu doğurdu…

15 Temmuz ruhu demek, Beyazıt demek…

Beyazıt Ruhu demek, 15 Temmuz demek…

Beyazıt Ruhu demek…

Diğer bir anlamıyla…

Müslümanlar Kardeştir…

Müslüman’ın derdiyle dertlenmektir…

Mazlumlarla dayanışmaktır…

Mustazaflarla kucaklaşmaktır…

Dünyanın herhangi bir yerindeki Müslüman’ın acısına, ortak olmaktır…

Meydanlarda boşu boşuna nefesinizi tüketiyorsunuz…

Bağırmakla işler hâllolmaz…

Sokaklara çıkmakla bir şey hâlledemezsiniz…

Diyenlere bir gerçekle cevap vereyim:

Hatırlayınız…

Gorajne’de Kimyasal Silah kullanılacak…

Diye 9 Nisan 1994 günü bir haber düştü medyaya…

İstanbul’daki bir gurup Müslüman genç hemen…

TGRT… SHOW… STAR televizyonların önünde…

Gösteriler yaparak…

Katil Sırplar…

Sırplar’ı durdurun…

Birleşmiş Milletler Terör Örgütü…

Sloganları atarak…

Bosna Müslümanlarına destek…

Sırp teröristlerine de karşı çıkıyordu…

Hemen ertesi günü de Taksimde…

Bir Milyon Müslüman haykırıyordu:

İstanbul’dan Bosna’ya bin Selam…

Yaşasın Bosna Direnişimiz…

Kahrolsun Sırplar…

Ve aradan aylar geçer…

Selam Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Aydın Koral…

Boşnak Müslümanların Generali Rasim Deliç’le bir helikopterle,

Saraybosna’dan Zenica şehrine uçmaktadırlar…

Rasim Deliç: ‘Elimizde telsiz konuşmaları var…

Siz Taksim’de gösteri yapmasaydınız…

Sırplar Gorazde’de kimyasal silah kullanacaklardı…

Taksimde gösteri yapılınca, kullanmaktan vazgeçtiler…

Elimizde telsiz konuşmaları var…

Meydanlarda boşu boşuna nefesinizi tüketiyorsunuz…

Bağırmakla işler hâllolmaz…

Sokaklara çıkmakla bir şey hâlledemezsiniz…

Diyenlere en güzel ve en anlamlı cevap:

15 Temmuz Direnişi’dir…

Müslüman Halkımız…

Müstekbirlere ve uşaklarına…

Unutamayacakları bir ders vermiştir, 15 Temmuzda…

Evet…

Bizler…

Türkiyeli Müslümanlar olarak…

Müstekbirlere… Emperyalistlere karşı…

Direneceğiz…

Ve… Beyazıt Meydanını, asla terk etmeyeceğiz…

yeniakit