Mehmet GÖKTAŞ

Mehmet GÖKTAŞ

Ben Bir Gün Şemdinli'de...

Bir zamanlar birileri "Ben bir gün Paris"teyken" diye başlardı söze.

Onlar için bu bir ayrıcalıktı, hem de bambaşka bir ayrıcalıktı. Paris"e gitmiş olmak, orada eğitim görmüş olmak, Fransızca bilmek, Fransız felsefesini bilmek Osmanlının son zamanlarında aydınlar arasında bir övünç vesilesiydi.

Önceki kadar olmasa bile, aşağılık kompleksi içerisinde bulunanların kendi arasında hâlâ bir ayrıcalıktır "Ben bir gün Paris"te" diye söze başlamak, oralardan bir şeyler aktarmak. Belki dünden farkı şudur ki, bugün Paris"in yanına başka şehirleri, başka ülkelerde ekleniyordur, özellikle ABD ve onun bazı şehirleri"

İster bu anlamda, ister başka anlamda kabul edin, belki daha büyük bir övünç ve şeref vesilesi yaparak Şemdinli"den söz edeceğim bugün size.

Şemdinli"ye inerken ilçeyi yüksekten gören tepelerin birisinin üzerinde durduk ve o muhteşem manzarayı seyrettik kardeşlerle. Gözünüzün alabildiği her yer yemyeşil ormanlarla kaplı. Yamaçta bir köy, o köyün tam karşısına düşen bir yerde orman yok, fakat yine yemyeşil bir alan. Kardeşlerden birisi dedi ki:

"Bundan birkaç ay önce burada şöyle bir olay oldu: Arı kovanları yüklü iki kamyon gelmiş ve bu noktaya kovanları indirmeye başlamış, belli ki arılarını burada bir müddet otlatacaklar. Şu karşı köylüler de olup biteni izliyorlar. Bekliyorlar ki adamlar arılarını indirdikten sonra evlerine misafir olacaklar. Adetleri üzere yemeklerini, çaylarını hazırlıyorlar. Fakat bir de ne görsünler, arıcılar arılarını indirdikten sonra bir türlü köye doğru yönelmiyorlar, hatta yanlarında getirdikleri çadırlarını kurmaya başlıyorlar. Köyün erkekleri hemen arıcılara doğru yürüyüp varıyorlar.

-Siz ne yapıyorsunuz şimdi bu şekilde? Diyorlar. Arıcılar da:

-Arılarımızı otlatmaya geldik? Diyorlar. Köylüler:

-Tamam, anladık onu da, deminden beri bekliyoruz, bir türlü gelmediniz, şimdi de çadır kuruyorsunuz, bu ne demek oluyor böyle?

Arıcılar teşekkür ediyor, kendilerinin biraz uzun müddet kalacaklarını, onun için evlerde misafir olmanın uygun olmadığını, kendi çadırlarında kalmanın daha uygun olacağını söyleseler de, köylüleri asla ikna edemiyorlar. Köy halkı o kadar kızıyor ki arıcıların bu yaptığına, neredeyse aralarında kavga çıkacak bir noktaya geliyor.

-Ya buradan çeker gidersiniz yahut da evlerimize gelip misafir olursunuz. Asla köyümüzün şerefiyle oynayamazsınız! Köyümüze kadar gelip de çadırda kalmak bizim şerefimizle oynamaktır, bunu asla kabul edemeyiz"!"

Söyle ey batı, sen hiç böyle bir kavgaya şahid oldun mu, tanımadığınız insanların size misafir olmamasından dolayı kavga ettiniz mi hiç?

Elhamdülillah, işte bu Şemdinli"ye şimdi bir daha misafir oldum, bir daha ziyaret ettim.

Şemdinli"nin insanıyla bir araya gelmek, gerçekten benim için bir şereftir, bir mutluluktur. Gözlerinin içi alev alev yanan, yürekleri gözlerinden de sıcak olan Şemdinlili Müslümanlarla bir arada bulunmuşsanız asla üşümezsiniz.

Zaten ilk etapta görür görmez kıyafetleriyle size bir güven veriyorlar. Hiç kimseye benzemeyen, sadece Şemdinli"ye benzeyen o mükemmel takım ve kale gibi kuşandıkları bellerindeki kuşakları"

Çektikleri çileler, gördükleri acılar, edindikleri tecrübeler simalarına öyle yansımış ki, gerek İslam adına, gerek dava adına onlara bir şey söylemeye utanıyorsunuz, sizin söyleyeceğiniz her şey boşlukta kalıveriyor.

Şemdinli"deki imamların hepsi de, İslam"ın sadece söz ve teori üzerindeki sözcüleri değil, halkın çektiği bütün dertleri omuzlamış, piştikçe pişmiş, yüzlerine baktığınızda size müthiş bir güven veren güzel önderler. Son gelen müftüler de onların ufuklarını açmış, onlara gerçekten birer İslam önderliği yapmaktalar.

Elhamdülillah, Şemdinli"de sayısız hanım kızımız önceleri dışarıda, başka şehirlerde hafızlıklarını tamamlamışlar, Şemdinli"ye dönmüşler ve hafızlık seferberliği başlatmışlar, hafızlıkla birlikte şuurlu Müslüman bayanlar yetiştirmek için kendilerini adamışlar.

Esnaf da onlarla omuz omuza vermiş, İslam adına bir eğitim seferberliği başlatmış. Rabbim muvaffak eylesin!

Evet, "Ben Şemdinli"deyken, ben Yüksekova"dayken, ben Hoşap"tayken" diyerek aynı sevinç ve iftiharla sözümü bitiriyorum, batıdaki kardeşlerimizi Allah için Şemdinli"yi ziyarete davet ediyorum.

DOĞRUHABER

Bu yazı toplam 3529 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar