Abdullah Büyük

Abdullah Büyük

Belalı günlerden kurtuluş formülü nedir?

 

Çok iddialı bir söz olsa bile, bu soruyu kısmen cevaplandırma sorumluluğunda olduğumuza inanıyorum. Herkes kendine göre elbette bir çare, bir formül söyleyebilir. Ancak, Kur’an’dan anladığımız kadarı ile konuşacak olursak, her şey Allah’ın kudret elinde cereyan eder.
Yeri göğü bir tarafa bırakalım, kâinatın her zerresinde Allah’ın hükmü geçerlidir. “Allah, gökten yere kadar her işi düzenleyip yönetir.” Secde Suresi/5

Sadece bu kadar mı? Daha neler var neler. İşte onlardan birkaç örnek:

• “Hani birbirinize düşman idiniz de, Allah kalplerinizi kaynaştırdı. Allah’ın ihsanı sayesinde kardeş oldunuz. Cehennem çukurunun tam kenarında idiniz, Allah sizi oradan kurtardı.” Al-i İmran/103

• Şimdi de iç dünyamıza inelim ve orada ilahi kudretin neyi, nasıl, ne şekilde düzen ve intizama koyduğuna bakalım. “Allah size imanı sevdirdi ve onu kalplerinizde süsledi. İnkârı, günahı ve isyanı da size çirkin gösterdi.” Hucurat/7

• Müminlerin birbirleriyle olan düşmanlıkları, kavgaları, hatta savaş sebebiyle birbirlerine mesafeli olmaları gibi hangi konu olursa olsun,  Rabbimiz her zaman devrededir: “Müminlerin kalplerini ısındıran da O’dur. Yeryüzündeki bütün imkânları harcamış olsaydın, sen onların kalplerini ısındıramazdın; ama Allah, onları birbirine sevdirdi. Çünkü O, karşı konulmaz bir güce sahiptir, her şeyi yerli yerinde yapandır.” Enfal Suresi/63

• Bu demek değildir ki, insanlar hiçbir şeyle ilgilenmesin, yapılacak ne var ne yok hepsini Allah yapsın… Böyle bir şey söyleme hakkına sahip değiliz. Şu kadarını söyleyebiliriz ki, İnsan çalışır, gayret eder, Allah ise yaratır ve çalışanların gayretlerini boşa çıkarmaz. Yağmuru bulutlar sebebiyle yağdıran Allah, kâinattaki her şeyi sebepler zinciri ile yaratır ve yönetir. Yerden 10 Km. yükseklikte uçan uçakları semada tutan ve yürüten de Allah’tır. Elbette uçağın ve pilotun da havada kalma şartlarını insanlar hazırlar: “Allah’ın koyduğu kanunlara uyarak havada uçan kuşlara bakıp hiç düşünmüyorlar mı? Onları havada tutan Allah’tan başkası değildir.” Nahl/ 79. Yine Mülk Suresinin 19 ayeti, aynı konuyu dile getirir: “Onları havada tutan Rahman’dan başkası değildir”.

Tüm gerçekleri tek tek ele alıp anlayarak ve iman ederek hayata ve olaylara bakacak olursak, her şeyin tekrar düzen ve intizama kavuştuğuna şahit oluruz. Burada Müslüman olan herkesten beklenen tavır, zor ve kolay dönemlerin insanı olmasıdır. Şu anda kolay değil, zor günlerin, ayların içerisinde bulunuyoruz. İki Müslüman taife yan yana değil, karşı karşıya gelmiş durumda. 17 Aralık tarihinin ve gelişen olayların tüm failleri belli olsa haklı olan Müslümanlar ne yapacaktır? İnancının gereği cezalarını verecektir.  Uçurumun kenarında olan bir insan düşünün, ayağı kayıp düşse parçası dahi bulunamaz bir halde olana ne yapılır? Elinden tutulur ve çıkarılır. İnandığımız Allah, böyle yapılmasını emrediyor.  Uçurumun kenarından kurtulmasına vesile olduğumuz adamı, yargılamak, idam etmek, ayrı bir konudur, aynı adama hakaret etmek ayrı bir konudur. Bu hassas noktada bugün dökülüyoruz.

Müslüman bir insanın kahrına yönelik bir beddua bilmiyorum. Ancak hidayete muhatap olan kâfirler için: Ya Rabbi bu kâfir insana hidayet nasip eyle. Eğer hidayete ermesi senin tarafından takdir edilmemişse, kahreyle.” duasını her Müslüman söyler.

Tüm bu ve buna benzer olaylar bizlere sanki şöyle bir mesaj veriyor:  Müslümanlar olarak, Müslümanlığımızı güncelleştirme ihtiyacını hissetme seviyesine gelemedik galiba…

ÖNEMLİ BİR NOTUMUZ VAR:

Sayın Başbakanımız, bazen kendisinin Türkiye değil dünya lideri olduğunu unutuyor ve muhatap olamayacağı kimselere muhatap oluyor. Bu tavrını kabul etmiyoruz. Kimin ne olduğunu feraset sahibi halkımız çok iyi biliyor. Biz Müslümanlar tüm başarıların Allah’tan geldiğine inanıyoruz. Galip de gelsek, mağlup da olsak, kaybımız olmaz. Bu ümmet Bedir Savaşını da Uhud Savaşını da yaşamıştır. Nice Peygamberler davet ve hizmetlerinde istenilen neticeyi alamamışlar ve hatta “Mağlup oldum Yarabbi. Bana yardım et” diye dua etmişlerdir. Müslüman gençliğimiz parti taassubunu bir tarafa bırakarak, davasını benimsemiştir. Balkanlarda, Kafkaslarda fikir ve ruh kanadı ile dolaşarak, ülkesindeki yaşanan sinsi oyunları çok iyi takip etmektedir. Köşesinde oturarak, gelişen olaylara sadece bakıp öğrendiği birkaç mesele ile yürüyenleri küfürle itham edenleri de halkımız takip etmektedir. Bu yürüyüşte temiz niyeti ile yürüyenler kazanacak ve diğerleri her iki dünyada da zorlanacaklardır.  Rabbimiz en hayırlı olanını, hayırlı ümmete nasip etsin. Amin.

yeniakit

Bu yazı toplam 892 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar