Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Ankara'da 439., Sakarya'da 460., Kocaeli'de 481.,

 

"Sivas ve Başbağlar davalarının yeniden görülmesi yönünde atılmış her hangi bir adım yok. Bu iki davanın yeniden görülmesini istiyoruz."

ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU’NUN

05 TEMMUZ 2014 TARİHLİ 439. HAFTA BASIN AÇIKLAMASI
...
Değerli misafirler! Basın açıklamamıza hoş geldiniz.

Tarihi, önemli olaylarla dolu bir Temmuz ayına daha girdik. 2 Temmuz tarihi sol çevrelerin bildik Sivas Katliamı söylemleri, Müslümanlara atılan iftiralar ve “Aydınları Sivas’ta diri diri yaktılar” masallarıyla geçti. Bu yalan propaganda o kadar etkili olmuş ki; Cumhurbaşkanı adayı İhsanoğlu bile “mahkemelerin hala devam ettiğinden, ancak suçluların cezalandırılmadığından” dem vuruyor. Oysa olayların derin bir provokasyon eseri olduğu ortada. Sivas mağdurlarının anneleri 21 yıldır feryat ediyorlar. “Benim oğlum olaylar sırasında orada değildi, sekiz tane şahit gösterdik dinlemediler” diye. Olay anında otobüs şoförü olarak seferde olan da var, noterde işlem yaptıran da. Ama hiç biri idam kararından kurtulamıyor. “İsmi Aydınlık Gazetesi’nde yazılanların hepsine idam kararı verildi” söylemleri bu güne kadar hiç araştırılmadı. Tabanca kurşunu ile ölenleri kim vurmuştu?

Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu raporuna göre, Sivas Davası boyunca yargının etkilendiği tespit edilmiş ve delilleriyle kayıt altına alınmıştır. Aynı komisyon Başbağlar Katliamı Davası’na da müdahale edildiği, sanıkların kaçmalarına göz yumulduğu ve 17 yaşındaki bir çocuğun mahkum edilerek davanın kapatıldığı anlatılıyor. Zamanın Erzincan Valisi merhum Recep Yazıcıoğlu da İnegöl’de verdiği bir konferansta; “Biz suçluları yakalattırdık, hepsini adalete teslim ettik ama onları oradan bir el uçurdu” diyor. Bütün bunlara rağmen Sivas ve Başbağlar davalarının yeniden görülmesi yönünde atılmış her hangi bir adım yok. Bu iki davanın yeniden görülmesini istiyoruz.

İsrail kaybolan üç İsrailli gencin cesetlerinin bulunması üzerine adeta çıldırdı. Hamas’ın olayı üstlenmemesine rağmen olaydan Hamas’ı sorumlu tutan ve Hamas-Abbas görüşmelerine karşı olan İsrail, Gazze’yi bomba yağmuruna tuttu. Yüzlerce Filistinliyi tutuklayan İsrail bölgede tam bir terör estiriyor. Son bir yılda yaşları 12-17 arası üçbin Filistinli gencin İsrail zindanlarında işkence gördüğü insan hakları örgütleri tarafından ifade ediliyor. Bu terörü kınamak için İsrail’in Ankara Büyükelçiliği önüne protestoya giden öğrenci gençler ise İsraillilerin isteği üzerine Türk polisi tarafından göz altına alındı. Polisin bu davranışını kınıyoruz.

Mısır’da ise halkın oylarıyla seçilen meşru Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin bir darbe ile görevinden el çektirilmesi üzerinden bir yıl geçti. Mısır’ın yeni firavunu Abdulfettah El Sisi bu süre zarfında darbeyi protesto eden kitlelere yaylım ateşi açtırarak binlerce Müslüman’ı şehit etti. Müslüman Kardeşler teşkilatını kapatarak terörist ilan etti. Mahkemeleri vasıtasıyla yüzlerce göstericiye idam cezaları verdirdi. Darbenin birinci yıl dönümünde protesto gösterilerinden yine ölüm haberleri geliyor. Darbe güçleri İhvan ileri gelenlerinin evlerine baskınlar yaparak tutuklamalarını sürdürüyor. İngiltere eski Başbakanı Tony Blair’in Sisi’ye danışman olması darbecilerin kimlerle beraber iş yaptıklarının en yeni delili. Mısır’da darbeci güçlerin tüm baskılarına rağmen Müslüman Mısır halkı darbeye karşı gösterilerine devam ediyor. Mısır’da zulmün ilelebet payidar olamayacağına inanıyoruz.

Bütün insanların akıl, nesil, can, mal ve din emniyetlerinin sağlandığı bir dünyada buluşmak temennisiyle katılımlarınız için teşekkür ederiz.


ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU
 
 

460. hafta adalet ve özgürlükler eyleminde İsrail'in Kudüs ve Gazze'de son günlerde hız kazanan saldırıları protesto edildi. SAGİR (Sakarya Adalet Girişimi) adına Muharrem Demircan'ın okuduğu basın açıklamasında "Mübarek Ramazan ayına kavuşmuş olmanın sevinci, bir kez daha hüzne bulandı. Siyonist işgal altındaki Kudüs ve abluka altındaki Gazze, İsrail'in son terörist saldırılarıyla zor günler yaşıyor. 20 gün önce kaçırıldığı iddia edilen üç Yahudi yerleşimcinin öldürülmüş olarak bulunmasıyla birlikte işgal ordusu, geleneksel zorbalığına hız verdi. Son üç haftada 600'den fazla Filistinli sebepsiz yere gözaltına alındı. Daha acısı ise Kudüs'te 15 yaşındaki Muhammed Ebu Hudayr'ın üç Siyonist yerleşimci tarafından kaçırılıp, öldürülmesi oldu. Sabah namazına giderken Şa'fat Camisi'nin önünden kaçırılan Muhammed'in öldürülmeden önce çok fena şekilde işkenceye uğradığı ve daha sonra yakıldığı anlaşıldı." dedi.

Filistinlilere yönelik uygulamalar karşısındaki kayıtsızlığı eleştiren SAGİR, "İşgalci askerlerin kaçırılması karşısında dünyayı ayağa kaldıran uluslararası güçler, Filistinli gencin kaçırılıp hunharca yakılması karşısında ise sessizliği ve geçiştirmeyi tercih etti. Böylece "uluslar arası toplum" denilen uydurmanın, zalimlerin dayanışmasından başka bir şey olmadığı yeniden anlaşıldı. Şunu iyi görmeliyiz ki; her şeyi İsrail'in güvenliğine endekslemiş "uluslar arası toplum" için, bu coğrafyada birbirine düşürdüğü halklardan kaç milyonun insanın öldüğünün hiçbir önemi yok! Yeter ki, küresel emperyalizmin bu ileri karakolu ayakta kalsın! Buna karşı Filistin halkının direniş etrafında kenetlenerek hepimize verdiği mesaj ise açık ve net: Bir olursak, hiç kimsenin gücü bizi korkutmaya yetmez! Sakarya Adalet Girişimi olarak, Filistin halkının bu mesajını selamlıyoruz! Dünyanın direnen tüm halklarının yanında olduğumuzu bir kez daha paylaşıyoruz." dedi. Türkiye-İsrail arasındaki ekonomik ilişkilerin rekora gitmesinin eleştirildiği açıklamada, İsrail'le her türlü siyasi, askeri ve ekonomik ilişkinin kesilmesi, ülkemizdeki NATO üslerinin kapatılması ve füze kalkanının kapatılması çağrısı yapıldı.

Suriye, Irak, Mısır, Afrika ve Doğu Türkistan'daki Müslümanların durumuna değinilen basın açıklamasında, Mısır'daki darbe yönetiminin idam kararları ile Çin yönetiminin oruç ve teravih namazını yasaklaması protesto edildi. Türkiye'deki İslamcılığın öncü isimlerinden kabul edilen Sedat Yenigün'ün de anıldığı açıklama, Başbağlar Katliamı'nın 21. yıldönümü sebebiyle verilen şu mesajla son buldu: "Başbağlar katliamında hayatını kaybedenleri rahmetle anıyoruz. Faillerin hâlâ bulunup, cezalandırılmadığı bu hadise, Sivas'ta Madımak Oteli'nde yaşananlarla birlikte düşünüldüğünde; halkın arasına nasıl bir fitne tohumu atılmak istendiği daha iyi anlaşılmaktadır. Temennimiz, geçmişin bu acı tecrübelerinden ortak dersler çıkarılması ve bugün de aynı tezgahı kurmak isteyenlere geçit verilmemesidir. Bunun için birbirimizin acısını paylaşmak, anlamlı bir başlangıç olacaktır. Sakarya Adalet Girişimi olarak, Rabb'imizden herkesin adil, özgür ve haklarıyla birlikte barış ve kardeşlik içinde yaşadığı günleri görebilmeyi niyaz ediyoruz."

Açıklamanın ardından İsrail bayrağı yakılarak "Özgür Kudüs, İsrailsiz bir dünya", "Katil İsrail, Ortadoğu'dan defol" sloganları atıldı.

460. hafta basın açıklaması

Barışın ve Esenliğin Yolu Kudüs'ün Özgürlüğünden Geçer

Değerli basın mensupları, duyarlı Sakarya halkı;

Mübarek Ramazan ayına kavuşmuş olmanın sevinci, bir kez daha hüzne bulandı. Siyonist işgal altındaki Kudüs ve abluka altındaki Gazze, İsrail'in son terörist saldırılarıyla zor günler yaşıyor.

20 gün önce kaçırıldığı iddia edilen üç Yahudi yerleşimcinin öldürülmüş olarak bulunmasıyla birlikte işgal ordusu, geleneksel zorbalığına hız verdi. Yerleşimcilerin kimler tarafından kaçırıldığı ve öldürüldüğü bilinmiyor. Lakin işgal güçleri, ilk andan itibaren bunu bir bahaneye çevirerek Filistin halkına yönelik zulüm politikalarını peş peşe uygulamaya başladı.

Son üç haftada 600'den fazla Filistinli sebepsiz yere gözaltına alındı. Şüpheli diye aranan evler yakıldı, yıkıldı. Tarım arazileri talan edildi. Gazze'ye düzenlenen yoğun hava saldırısında onlarca insan yaralandı, bir o kadarı da evsiz kaldı.

Daha acısı ise Kudüs'te 15 yaşındaki Muhammed Ebu Hudayr'ın üç Siyonist yerleşimci tarafından kaçırılıp, öldürülmesi oldu. Sabah namazına giderken Şa'fat Camisi'nin önünden kaçırılan Muhammed'in öldürülmeden önce çok fena şekilde işkenceye uğradığı ve daha sonra yakıldığı anlaşıldı.

İşgalci askerlerin kaçırılması karşısında dünyayı ayağa kaldıran uluslararası güçler, Filistinli gencin kaçırılıp hunharca yakılması karşısında ise sessizliği ve geçiştirmeyi tercih etti. Böylece "uluslar arası toplum" denilen uydurmanın, zalimlerin dayanışmasından başka bir şey olmadığı yeniden anlaşıldı.

Şunu iyi görmeliyiz ki; her şeyi İsrail'in güvenliğine endekslemiş "uluslar arası toplum" için, bu coğrafyada birbirine düşürdüğü halklardan kaç milyonun insanın öldüğünün hiçbir önemi yok! Yeter ki, küresel emperyalizmin bu ileri karakolu ayakta kalsın! Yeter ki, bölgeyi ateşe veren politikaların taşeronluğunu yapan siyonist rejim yıkılmasın! Bunun için her yanımızda savaş var, kargaşa var, mezhepçilik fitnesi var!

Siyonist düşman her ne yaparsa yapsın, Filistin halkının direniş etrafında kenetlenerek hepimize verdiği mesaj ise açık ve net: Bir olursak, hiç kimsenin gücü bizi korkutmaya yetmez! Tek bir yumruk gibi olursak, ne tehditler ne de bombalar bizi yıldırabilir! Birlikte direnirsek, kurtuluş elbet yakındır!

Sakarya Adalet Girişimi olarak, Filistin halkının bu mesajını selamlıyoruz! Dünyanın direnen tüm halklarının yanında olduğumuzu bir kez daha paylaşıyoruz. Ve bir kez daha vurgulamak istiyoruz ki; Kudüs'ün özgürlüğü, ümmetin özgürlüğüdür! Siyonist işgal sürdükçe bölgemizden acının, fitnenin ve gözyaşının eksik kalmayacaktır. Mescid-i Aksa'da yedisinden yetmişine her etnik gruptan, her mezhepten Müslümanlar, kardeşçe ve özgürce secdeye gitmeden, ne Ortadoğu'ya ne de dünyaya barış ve esenlik gelebilir!

Ne yazık ki bu gerçek, hâlâ yeterince idrak edilebilmiş değil! Yoksa, Mavi Marmara'nın hesabı sorulmamışken, siyonist saldırganlık sürerken, Türkiye-İsrail arasındaki ekonomik ilişkiler rekora doğru koşar mıydı?

Sakarya Adalet Girişimi olarak siyonist rejimle her türlü siyasi, askeri ve ekonomik ilişkinin kesilmesi gerektiğini hatırlatıyoruz. Siyonist konsoloslukların, elçiliklerin kapatılmasını; bu korsan rejimi korumak üzere ülkemize konuşlandırılan NATO üslerinin ve füze kalkanının kaldırılmasını talep ediyoruz.

Halkımızdan ise her türlü siyonist firmaya ve markaya karşı duyarlı davranmasını bekliyoruz. Unutulmasın ki, boykot etmeden aldığınız her ürün, Kudüs'te kardeşlerimize sıkılmış bir kurşunun, Gazze'ye atılan bir bombanın faturasını ödemektedir! Gelin, bu vebale ortak olmayın!

Değerli dostlar,

İsterdik ki, on bir ayın ardından kavuştuğumuz şu mübarek günlerin sevincini doyasıya yaşayabilelim! Lakin dünyanın farklı coğrafyalarından peş peşe gelen kara haberler alırken bu ne kadar mümkün olabilir ki?

Suriye'de yanan ateş Irak'a sıçramış vaziyette... Mısır'da ise birinci yılını geride bırakan darbe rejimi yüzlerce insanı idama mahkûm etti. Darbe karşıtı gösterilerde iki günde 5 kişi daha hayatını kaybetti.

26 Afrika ülkesinde açlık ciddi bir sorun olmaya devam ediyor. Çin yönetimi ise Doğu Türkistan'da kamu çalışanlarına, öğretmenlere ve öğrencilere oruç tutmayı, teravih namazı kılması yasaklıyor!

O halde soralım: Dünyanın tüm zalimleri, zorbaları zulüm politikalarında birleşirken, yeryüzünün mazlumlarının ayrışması kime hizmet etmektedir? Dini, etnik ya da mezhebi çatışmaları körükleyenlerin tuzağına düşmek, özlemini duyduğumuz barış ve esenliğe bizi nasıl ulaştırabilir?

Sakarya Adalet Girişimi olarak, herkesi hak, adalet ve özgürlükler konusunda birleşmeye, dayanışmaya ve direnişe davet ediyoruz. Kur'an ayı Ramazan vesilesiyle, Allah'ın ayetlerine kulak vermeye çağırıyoruz. Ancak o zaman kurtuluşa erebiliriz.

Basın açıklamamıza, bundan tam 21 yıl önce Başbağlar katliamında hayatını kaybedenleri rahmetle anarak son vermek istiyoruz. Faillerin hâlâ bulunup, cezalandırılmadığı bu hadise, Sivas'ta Madımak Oteli'nde yaşananlarla birlikte düşünüldüğünde; halkın arasına nasıl bir fitne tohumu atılmak istendiği daha iyi anlaşılmaktadır. Temennimiz, geçmişin bu acı tecrübelerinden ortak dersler çıkarılması ve bugün de aynı tezgahı kurmak isteyenlere geçit verilmemesidir. Bunun için birbirimizin acısını paylaşmak, anlamlı bir başlangıç olacaktır.

Bugün ayrıca, Türkiye'deki İslami mücadele geleneğinin öncü isimlerinden, gönlünü bütün genişliğiyle açarak insanları kazanmaya çalışan Sedat Yenigün'ün şehadet yıldönümü. Kendisini rahmetle anıyoruz.

Sakarya Adalet Girişimi olarak, Rabb'imizden herkesin adil, özgür ve haklarıyla birlikte barış ve kardeşlik içinde yaşadığı günleri görebilmeyi niyaz ediyoruz.

 

Çin'li Hui Müslümanların ve Uygurların oruç tutmasını yasaklayan Çin, sahurda Gazze'ye saldıran israil Kocaeli İnanç özgürlüğü Platformu tarafından protesto edildi. 10.yıl, 481.hafta basın açıklamasını İHSD, İnsan hakları savunucuları Derneği genel başkanı Ali Akbaş yaptı. Vatandaşlar ellerinde “Namazı, orucu yasaklayan zalim Çine, sahurda saldıran vampir terörist İsraile lanet olsun” , “Çin mallarına boykot” pankartları tuttular ve açıklama sonunda Çin malları yakılarak, İslam ümmetine, Müslümanlara zulmeden Çin'in mallarının kullanılmaması çağrısı yapıldı.

KOCAELİ İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU 10. YIL 481. HAFTA BASIN AÇIKLAMASI 

 BASIN AÇIKLAMASININ TAEM METNİ:

Değerli halkımız ve basın mensupları Ramazan ayını terör devleti katil İsrail'in Filistinli Müslüman kardeşlerimize sahurda dahi saldırdığını öğrenerek açtık. Batı Şeria’da 12 Haziran’da kaçırılan 3 İsrailli gencin ölü olarak bulunmasının ardından, bunu bahane eden terör devleti İsrail hukuk tanımaz bir şekilde tüm Filistin halkını cezalandırmak için Gazze'ye, Müslüman Filistin halkı sahur yaptığı esnada saldırmıştır.

 Terör devleti İsrail ramazan ayında dahi saldırılarına devam etmekte, öldürülen 3 İsrail vatandaşına karşılık misilleme yapıp, Filistin halkından intikam almaya kalkmaktadır. İsraillin 3 vatandaşı öldürüldüyse bu olayın sorumlusu, olayı gerçekleştirenlerdir, top yekun Filistin halkı değildir. Fakat İsrail savaş uçaklarının, Gazze Şeridi'nin değişik bölgelerine yönelik gerçekleştirdiği 8 değişik hava saldırısında yaralananların sayısı 10'a yükselmiştir.

 İsrail Müslümanlarca kutsal Ramazan ayında da terör eylemlerine devam etmekte ve Müslümanlara saldırmaktadır. İnsan Hakları Savunucuları Derneği olarak, İsrail'in bu terörist saldırıları lanetliyoruz. Ortada bir savaş yoktur, İsrail hedef gözetmeksizin, çoluk çocuğa ve sivil hedeflere saldırmaktadır. Müslümanlarca kutsal Ramazan ayında cereyan eden bu olayı tüm dünya görmekte ve başta Arap devletleri olmak üzere batı ve dünya sesiz kalmaktadır.

 Soruyoruz?, Türkiye'de en ufak bir olay olsa “insan hakları ihlalleri oluyor” diye, kıyameti kopartan Avrupa ve Amerika, gezi isyanında polisin müdahalesini ayyuka çıkartalar nerede?.Gezi isyanında polisin müdahalesini bahane edip saldıran Batılı insan hakları aktivistleri nerede?. Saldırılan Müslüman, saldıran İsrail olunca, herkes susuyor.

 İnsan Hakları Savunucuları Derneği olarak, hükümetin, bu insan hakları ihlallerine karşı, Mavi Marmara ve van munit olayındaki duyarlılığını, İsrail'in Ramazan ayında sahurda Gazze'ye yaptığı saldırılarda da görmek istiyoruz. İsrail sert bir dille sivilere karşı katliam yaptığı saldırları ve insan hakları ihlallerinden dolayı uyarılmalıdır.Sonunda Gezi olayları ve 17 Aralık benzeri faturaları ödemek olsa da.

 Ramazanda ümmetin diğer kanayan bir yarası da, Doğu Türkistan müslümanlarına yapılan zulümdür. Doğu Türkistan'daki  Uygur ve Çin kökenli Hui Müslümanlardan olan memurlar, öğrenciler ve öğretmenlerin oruç tutması resmen yasaklanmıştır. Çin hükümeti geçen yıl da aynı şekilde uygulanan yasağı, yasayla resmiyet kazandırmıştır. Oruç tutmamasına izin verilmeyen Müslümanların resmi dairelerde namaz kılması da yasaktır. Çin'in Uygur bölgesinde yaşayan Müslüman Uygur ve Müslüman Hui'lere karşı yaptığı bu insan hakları ihlali karşısında tüm İslam âlemini tepki vermeye davet ediyoruz. Çin mallarına boykot başlatılmalı, Çin mallarının ülkelere girişi ağır gümrük vergileri ile engellenmelidir. Bu mübarek Ramazan aynıda tüm İslam âlemini Müslüman kardeşlerimizin namazına orucuna engel olan Çin mallarına karşı boykot yapmaya davet ediyoruz. Basın açıklamamıza katıldığınız için teşekkür ediyoruz.

İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARI DERNEĞİ