Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Sakarya'da 451., Kocaeli'de 472., Ankara'da 430.,

Sakarya’da her cumartesi gerçekleştirilen adalet ve özgürlükler eyleminin 451. Hafta basın açıklamasını platform adına Diriliş Saati Dergisi yaptı. Muhammed Emin Duman tarafından okunan açıklamada son dönemde işlenen çocuk cinayetleriyle ilgili olarak “Yaşadığımız bu cinnet halinin temel nedeni kapitalist Batı kültürünün topluma egemen olmaya başlamasıdır. Ahiret inancının kökünden sarsıldığı, Allah’a kulluk yerine kula kulluğun öne çıktığı bir süreçten geçiyoruz. Şiddet adeta bir haz haline getirildi. Sanal alemdeki şiddeti gerçek alemde test eden bir sürü sapığın türeyebileceği göz ardı edildi. Kapitalizm, insanlık tarihinin en şeytani sistemidir. İnsanların nefsi zafiyetlerini değerlendirerek; sadece ve ne pahasına olursa olsun zevk almayı ana hedef edinen kapitalist kültür kitlelerin bu yolla uyuşturulmasını sağlamıştır. Kapitalizmin toplumu ifsat etme yönündeki bu çabalarını artık görmek ve ‘dur’ demek zorundayız. Kapitalist batı kültürüne karşı İslam’ın değerlerine sarılmak tek çözüm yoludur. İslami değerlerin yerine kapitalist değerlerin ikame edilmesine toplum olarak direnmek durumundayız.” dedi.

Basın açıklamasında son dönemde Sakarya’nın ana gündem maddelerinden biri olan Sapanca Gölü’ndeki kuraklığa da dikkat çekildi. Konuyla ilgili olarak açıklamada “Sapanca Gölü SOS vermeye devam ediyor. Sakarya’nın birincil içme suyu kaynağı, Kocaeli’nin de Yuvacık Barajı’ndan sonra ikincil içme suyu kaynağı olan Sapanca Gölü’nde su seviyesinde iki metreye varan çekilme olduğu ifade ediliyor. Göldeki bu endişe verici durumun nedenlerinden birisi yağışların yeterli olmaması… Diğer nedenler ise başta TÜPRAŞ olmak üzere sanayi tesislerinin gölden ciddi miktarda su çekmesi ve 29 su fabrikasının gölü besleyen derelerden yoğun su çekmesi sonucu gölün yeterince beslenememesi… Sakarya halkının tek vücut olarak Sapanca Gölü’ne sahip çıkma zamanı geldi, geçiyor. Sapanca Gölü’nü kurtarmak için tüm Sakarya halkını seferber olmaya davet ediyoruz. Bu konudaki hassasiyetimizi en üst seviyeye çıkararak kolektif bir duruş ortaya koymak zorundayız. İlgili tüm gayretlere ve girişimlere her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu platform olarak bir kez daha deklare ediyoruz.” çağrısı yapıldı. 

451.Hafta Basın Açıklamasının Tam Metni

KAPİTALİST BATI KÜLTÜRÜNE KARŞI DİRENMELİYİZ!

Türkiye bu günlerde hunharca işlenmiş çocuk cinayetlerini konuşuyor. Bu cinayetlerin nedenlerini doğru bir şekilde analiz etmek zorundayız.

Yaşadığımız bu cinnet halinin temel nedeni kapitalist Batı kültürünün topluma egemen olmaya başlamasıdır. Ahiret inancının kökünden sarsıldığı, Allah’a kulluk yerine kula kulluğun öne çıktığı bir süreçten geçiyoruz.

Kapitalist batı kültürü insanın her türlü heva ve hevesinin kışkırtıldığı ve bu konuda tüm sınırların yok sayıldığı bir mahiyete sahiptir.

Televizyon, internet gibi medya organları her fırsatta şiddeti özendirmiyorlar mı? Katiller ve sapıkların medya üzerinden karizmatik tasvirlerine sürekli tanık olmuyor muyuz?

Filmlerimiz, dizilerimiz, reality şovlarımız, hatta çizgi filmlerimiz bile şiddeti tetikleyecek bir sürü sahneyi içermiyor mu?

Şiddet adeta bir haz haline getirildi. Sanal alemdeki şiddeti gerçek alemde test eden bir sürü sapığın türeyebileceği göz ardı edildi.

Allah’tan korkmayan, ahiret inancı kalmamış insanların hayvanlara tecavüz etmesiyle başlayan sapık süreçler; her türlü cinsel sapıklığın denendiği, eşcinselliğin-travestiliğin meşrulaştırıldığı bir toplumsal cinnet haline dönüştü.

Cinsel şehvetin sanal alemde nasıl tahrik edildiğini hepimiz gözlemliyoruz. Kadınların nasıl bir cinsel nesne olarak kullanıldığına hep birlikte şahit oluyoruz. Fuhşun, zinanın nasıl normalleştirilmeye çalışıldığının farkındayız.

Kapitalizmin toplumu ifsat etme yönündeki bu çabalarını artık görmek ve ‘dur’ demek zorundayız. Kapitalist batı kültürüne karşı İslam’ın değerlerine sarılmak tek çözüm yoludur. İslami değerlerin yerine kapitalist değerlerin ikame edilmesine toplum olarak direnmek durumundayız.

Birey ve toplum olarak bize kapitalizmin/liberalizmin en iyi sistem olduğunu enjekte etmeye çalışanlara karşı uyanık olmalıyız. Kapitalizm, insanlık tarihinin en şeytani sistemidir. İnsanların nefsi zafiyetlerini değerlendirerek; sadece ve ne pahasına olursa olsun zevk almayı ana hedef edinen kapitalist kültür kitlelerin bu yolla uyuşturulmasını sağlamıştır.

Şayet çocuk cinayetlerine ve benzeri her türlü sapkınlığa ‘dur’ diyeceksek, İslami değerler bazında bir direnişin ortaya konulması kaçınılmazdır. Halkımızı kapitalist batı kültürüne karşı direnmeye, bu şeytani kültürün tüm araçlarını boykot etmeye ve İslami düzen için mücadele etmeye davet ediyoruz.

Sapanca Gölü SOS vermeye devam ediyor. Sakarya’nın birincil içme suyu kaynağı, Kocaeli’nin de Yuvacık Barajı’ndan sonra ikincil içme suyu kaynağı olan Sapanca Gölü’nde su seviyesinde iki metreye varan çekilme olduğu ifade ediliyor. Gölün sahilinde daha önce suyla kaplı olan yerlerden suyun çekildiği ve bu yerlerin piknik alanına dönüştüğü gözlemleniyor.

Göldeki bu endişe verici durumun nedenlerinden birisi yağışların yeterli olmaması… Diğer nedenler ise başta TÜPRAŞ olmak üzere sanayi tesislerinin gölden ciddi miktarda su çekmesi ve 29 su fabrikasının gölü besleyen derelerden yoğun su çekmesi sonucu gölün yeterince beslenememesi…

Gölün çevresindeki sanayi tesisleri ve su fabrikaları kaynaklı sorunlar yıllardan beri konuşulup yazılmasına rağmen hiçbir kalıcı çözüm geliştirilemedi. Yağmurların yeterince yağmamasının da etkisi ile bu yıl Sapanca Gölü’ndeki çekilme zirve yaparak tehlikeli sınıra gelindi.

Sakarya halkının tek vücut olarak Sapanca Gölü’ne sahip çıkma zamanı geldi, geçiyor. Sapanca Gölü’nü kurtarmak için tüm Sakarya halkını seferber olmaya davet ediyoruz. Bu konudaki hassasiyetimizi en üst seviyeye çıkararak kolektif bir duruş ortaya koymak zorundayız. İlgili tüm gayretlere ve girişimlere her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu platform olarak bir kez daha deklare ediyoruz. 

Adalet ve Özgürlükler Platformu Adına Diriliş Saati Dergisi

 

İNSANİ VE İSLAMİ İNSAN HAKLARI AKTİVİSTLERİ

KOCAELİ İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU 10.YIL 472. HAFTA BASIN AÇIKLAMASI

İZMİT ÖZGÜRLÜK MEYDANI / HİCRİ 03 RECEB 1435/ 02 MAYIS CUMA 2014

İDAM İPLERİNİN UCUNDA CENNETİ GÖRENLERİ ÖLÜMLE KORKUTAMAZSINIZ.683 İDAMI LANETLİYORUZ.472.hafta basın açıklaması

Başta Türkiye olmak üzere Mısır ve diğer İslam ülkelerinde yönetimi Müslüman halkın gevşekliğinden faydalanarak ele geçiren şer batı yanlısı güçler Müslümanlara ölüm ve zulüm getirmiştir. 90 sene önce Türkiyede yaşanan zulumle bu gün Mısır’da yaşanıyor. Türkiyede Amerika ve Siyonizmin kışkırtmasıyla çıkan olayları dünyaya tam gün naklen veren Amerikan CNN, Amerikancı Sisi yönetiminin idam karalarını sıradan haber gibi geçiştiriyor. Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu 10.yıl, 472.haftasında bu durumu, idam karalarını protesto etti. Basın açıklamasını İnsan Hakları Savunucuları Derneği genel başkanı Ali Akbaş yaptı. Vatandaşlar Amerikancı katil Sisi’yi protesto eden pankartlar taşıdılar.

İSLAMİ VE İNSANİ MÜCADELE KENDİLERİNİ ÂLEMLERİN RABBİ OLAN ALLAH’A ADAMIŞ İNSANLAR ELİ İLE YÜRÜTÜLÜR

İHSD GENEL BAŞKANI: ALİ AKBAŞ

İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARI DERNEĞİ GENEL MERKEZİ RESMİ BASIN AÇIKLAMASI

Mısırda firavunun zulmü devam etmektedir, mısırdaki kardeşlerimize verilen idam cezaları müslümanları derinden üzmekte ve yaralamaktadır, keza aynı katliamlar, Suriye’de, Arakan’ da, Çeçenya’ da, Afganistan’ da, Irak’ ta Filistin’ de, Patani’ de, Doğu Türkistan’ da’ Kırım’ da ve diğer mazlum ve işgal edilmiş islam topraklarında katliamlar devam etmektedir.Mısır'da, aralarında Müslüman Kardeşler Teşkilatı Rehberlik Konseyi Başkanı Muhammed Bedii'nin de bulunduğu darbe karşıtı 683 kişi hakkında idam kararı verildiğini ve mahkemenin dosyayı müftüye gönderdiğini öğrenmiş bulunuyoruz. Mısır Müslümanları üzerinde çağdaş firavun Sisi ve efendileri Büyük Şeytan Amerika ve İsrail’in yıldırmaya, göz kokutmaya yönelik bu tür idam kararlarını lanetliyoruz. Mısır’ın Müslüman halkını bu idam kararlarıyla susturabileceklerini sananlar yanılıyor. Bunu göz korkutmak için mi yoksa gerçekten uygulamak için mi verdiler bilemiyoruz ama şunu bilsinler ki, dar ağcının ipinde cennet bahçelerini gören Müslümanları bu tür korkutmalarla yıldıramazlar.

Mısır’daki bu insan hakları ihlallerine göz yuman batıyı ve satılmış Ameri(kan ) cı Arap rejimlerini de lanetliyoruz. Türkiye’de Apo asılacak diye kıyameti kopartıp insan haklarından dem vuran zalim ve terörist batı, zamanın hükümetine baskıyla aponun asılmasına engel olan batı Mısırdaki idam kararları karşısında 3 maymunu oynamaktadır. Ey alçak batı sizin insan haklarınız sadece Türkiye’ye mi? Mısırdaki zulmü görmüyormusunuz?, ne oldu size dilinizi mi yuttunuz ki susuyorsunuz.

Mısırdaki idamlara tepki veren hükümetide bu konuda sonuna kadar destekliyoruz. Ey zalimler ey alçaklar, Türkiye’ye bakın da insan hakları nasıl savunulurmuş görün. Sizin artık sahtekârca insan hakları söylemlerinize kimse inanmıyor. Mısırdaki kardeşlerimizin dualarımızla yanlarındayız. Elimizde imkân olsaydı fiilende yanlarında olurduk. Büyük devrimler büyük acılar sonucu gerçekleşir. Mısır kıyamıda başarıya ulaşacak ve zalim firavunlar zulümleriyle beraber yok olacaktır. Bizler Türkiye’ li müslümanlar olarak islam coğrafyasında müslümanlara karşı girişilen tüm katliamları lanetliyor ve islam beldelerinde Tağut’ i yönetimlere karşı topyekûn cihadın artık başlaması gerektiğini düşünüyoruz.

Şuan islam beldelerinde, Tağut’ i yönetimlerin müslüman halka karşı giriştiği katliamlar, Türkiye Cumhuriyeti kurulurken müslüman halka yapılan katliamların aynısıdır, Türkiye Cumhuriyeti kurulurken ve kurulduktan sonra batılı Tağut’ i yönetim, kendi firavun yönetimini meşrulaştırmak ve yerleştirmek için Anadolu topraklarında tam 500 bin müslümanı katletmiştir, şehirleri bombalamış ve kurduğu düzmece mahkemelerle binlerce müslümanı kadın erkek yaşlı genç demeden katliama tabi tutmuştur, bugün dünyanın çeşitli ülkelerinde müslümanların yaşadığı bölgelerdeki katliamlar dün Anadolu’da yapılan katliamların aynısıdır.

 

 

Firavun ve Tağut’i yönetimler, İslam dinini ve müslümanları ortadan kaldırmak istemektedirler, müslümanlar artık bir kenarda oturup kardeşlerinin şehid edilmesini beklemek yerine cihad’ı kuşanmak ve direniş ruhunu ortaya koymak zorundadırlar, günümüz müslümanı artık ne yapması gerektiğini çok iyi bilmektedir, bir kenarda oturup pineklemek ve banane demek, müslümana yakışmayan münafıklık görüntüsüdür, dünyanın çeşitli islam beldelerinde müslüman kardeşleri zulme maruz kalırken bana dokunmayan yılan bin yaşasın demek ve müslümanların dertleri ile dertlenmeyen ve müslümanlar adına yapılan etkinliğe, direnişe ve cihad’a katılmayan sözüm ona müslümanları tekrar düşünmeye ve onları harekete geçmeye çağırıyorum, zulüm sizin kapınıza dayanmadan aklınızı başınıza alın ve sizleri ALLAH’ a verdiğiniz sözde durmaya davet ediyorum

Kendisine müslümanım diyen tevhid’ i şahsiyetler islam beldelerindeki katliamlara karşı, kendi ülkelerinde Firavun ve Tağut’i yönetimlerden nasıl kurtuluruz ve neler yapılmalıdır planları ve projeleri tartışmalıdırlar, yeniden insani ve İslami birliğimizi nasıl kurarız tartışmaları yapılmalıdır ve uygulamaya konulmalıdır, işgal edilmiş islam beldelerinin kurtarılması ve yeniden islamın hâkimiyeti sağlanmalıdır.

Hiçbir olayı önemsemeyip yerlerinde oturan, hissiz, sorumsuz, bananeci, oturan boğalar konumuna düşen sözde müslümanlara sesleniyorum, nerdesiniz kardeşleriniz katledilirken hala boğacılık oyunumu oynayacaksınız, yüzleri kızarmazlar, ALLAH’ tan korkmaz, müslümandan utanmazlar, utanın, utanın, utanın, mahşer günü âlemlerin rabbi olan ALLAH’ ın huzuruna hangi yüzle çıkacaksınız, Ey kendisine müslümanım diyen zavallı oturan boğalar, ALLAH’ a, peygamber’ e, müslümanlara ve islam dinine salyalarını akıtarak saldıran, köpekleşen Firavun’ lara, Tağut’ lara, ne zaman haddini bildireceksin sen kardeşlerinin katledilmesine ses çıkarmazsan zalimler sana haddini bildirmeye devam edecekler.

Ey müslümanlar, sizleri Müslümanlara yapılan zulümlere katliamlara ses vermeye davet ediyoruz, unutma yapılan tüm katliamlar ve saldırılar, senin ırzına, namusuna, ailene, kardeşine, dinine, peygamberine ve seni yaratan rabbine karşı yapılmaktadır.

Buradan müslümanların başında yönetici olarak oturan, tavuk gibi korkak yöneticilere sesleniyorum, sizler ne zaman diğer beldelerdeki müslümanların katledilmesine ses çıkaracaksınız, yoksa sizlerde tağut’ i ve firavun yöneticilerdenmisiniz, kendilerine âlim, şeyh, derviş, ALLAH dostu, vs, diyen zatlar sizler neredesiniz, neden yerinizde oturmakta ısrar ediyorsunuz, neden hala bu millete gerçekleri, cihad’ ı, mücadeleyi, direniş ruhunu, dik durmayı, gerçek mücahid’i ve mücadeleyi anlatmıyorsunuz, neden sizin taraftarlarınız, öğrencileriniz, peşinizden gelenler, etkinliklerde, eylemlerde, basın açıklamalarında nerdesiniz, bir çapulcu sürüsü kadar dahi olamıyorsunuz, üç beş çapulcu kendi batıl davalarında şehirlerimizi, caddelerimizi, sokaklarımızı savaş alanına çevirip terör estiriyorlar, ya sizler ey müslümanlar.

Çıkın ortaya, ülkenize, davanıza sahip çıkın, müslümanlara ve onların namusuna arka çıkın, kimseye zarar vermeyin, bir çiçeği dahi koparmayın, çevreye ve insanlara zarar vermeye çalışan çapulculara engel olun, bu ülke biz müslümanlarındır, biz ülkemizde hiçbir ırk ayrımı yapmadan insanca ve müslümanca bir yaşam sürmek istiyoruz, şunu bilmenizi istiyorum’ki, müslümanların yaşadığı bölgelerde terör estirenler, zulüm yapanlar, müslümanların hayatlarını karartanların, karşılarında tevhid’ i müslümanları bulacaklardır.

Ey zalimler, ey firavunlar, ey tağutlar zamanınız geçti, sizin karanlık ve terörist devlet yapılanmanızın devri sona erdi bundan sonra aydınlanma, aydınlık ve insanca ve İslami hayat ülkemize hâkim olmaya başladı, 90 yıldır ALLAH’ ın nurunu söndürmeye çalıştınız, başaramadınız, zaten başarma şansınızda yoktu, âlemlerin rabbi olan ALLAH ipinizi biraz gevşetti diye her şeyi yapabileceğinizi zannettiniz, evet islam karşıtları ipinizin gevşekliği buraya kadardır, şimdi yeniden tasmalarınızın takınma zamanı geldi, bir daha hiç geri gelmemek üzere sizleri ve pislik düşüncelerinizi tarihin çöplüğüne geri gönderiyoruz, sakın unutmayın, istikbal islam’ındır ve istikbal köklerdedir.

< > Yoksa ALLAH içinizden cihad edenleri belli etmeden, sabredenleri ortaya çıkarmadan, cennete gireceğinizi’mi sandınız <> ( Al-i İmran suresi ayet 142 )İ

NSAN HAKLARI SAVUNUCULARI DERNEĞİ

Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu 430.

"Batının sözde demokratikleşme ve ifade özgürlüğü söylemlerinin içi boş bir balondan ibaret olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir."

Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu tarafından düzenlenen 430. hafta basın açıklamasına hoş geldiniz.

...Geçtiğimiz Perşembe günü 1 Mayıs işçi bayramı kutlandı. Yine bildik şiddet olayları, Taksim ısrarı ve ortamı germe politikaları ile bildik bir kesim işçi bayramının bayram havasında değil savaş havasında geçmesine sebep oldu. Kendilerine Taksim dayanışma platformu adını veren grup üyelerinin Taksim talebini “Taksim yerine başka bir yer gösterilmesi, inananların hac ibadetini başka yerde yerine getirmelerini istemek gibi bir şey” şeklinde nitelendirmesi trajikomik bir durumdur. Haklı olduklarını ispat için kurdukları bu cümle söz konusu platformun topluma ve toplumun değerlerine ne derece uzak olduğunu ve köklerinin nerelerden beslendiğini ortaya koymakta olan özet bir cümledir. Emek sömürücüsü vahşi kapitalist sistemin temsilcileri ile el ele programlar tertip eden bu tarz oluşumların işçiler ve emek adına meydanlara çıktıkları söylemi bizlere çokta gerçekçi gelmemektedir. 1 Mayıs’a işçi bayramı olmanın ötesinde bir mana atfedildiği açıktır. Bundan 35 yıl önce yaşanan elim bir olayın her sene yıkıp dökerek ve intikam naraları atarak yad edilmesi bayram ruhuna aykırı bir tutumdur. Taksim’e bu meyanda kutsiyet atfetmenin bir manası yoktur.

Mısır’da darbe karşıtı gösterilere katılan 529 ihvan mensubunun idam kararı gündemi meşgul etmeye devam ediyor. 529 kişiden 37’si hakkında verilen idam kararı sözde üst mahkemece onaylanırken, 491 kişinin cezası müebbede çevrilmişti. Bunun yanında aralarında Müslüman kardeşler teşkilatı rehberlik konseyi başkanı Muhammed Bedii’nin de bulunduğu darbe karşıtı 683 kişi hakkında daha idam kararı verildi. Zulüm giderek büyümekte ve Mısır’ın darbeci yönetimi ülkedeki İslami yapıların kökünü kazımaya niyetli görünmektedir.
Batılı ülkelerin kararın ardından geçen günler içinde konu ile ilgili kayda değer bir tepkisinin olmaması, sözde demokratikleşme ve ifade özgürlüğü söylemlerinin içi boş bir balondan ibaret olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Seçimle görev başına gelen Muhammed Mursi’nin bir askeri darbe ile alaşağı edilmesine “darbe” diyemeyen bu sözde gelişmiş(!) ülkelerden idam kararlarına karşı tepki ve yaptırım beklemek elbette aşırı iyi niyet olacaktır. Ancak kamu vicdanı mefhumunu unutmamak gerekmektedir. Dünya kamuoyundan idam kararının iptali için sivil vicdanların sesleri yükselmektedir. Eylemler ve protesto gösterileri düzenlenmekte yapılan hukuksuzluğa son verilmesi istenmektedir. Mısır’ın Diktatör rejimi vicdanlardan yükselen bu seslere kulak tıkamamalıdır. Aksi takdirde Allah’ın adaleti ile diktatörlerin hazin sonu onları da yakalayacaktır.
Bütün insanların akıl, nesil, can, mal ve din emniyetlerinin sağlandığı bir dünyada buluşmak temennisiyle.
ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU