Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Ankara 424., Sakarya'da 445., Kocaeli'de 466., Konya'da 341.,

Zalimler istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır.

Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu tarafından düzenlenen 424. hafta (22.03.2014) basın açıklamasına hoş geldiniz. İnsanlık tarihi ile paralel bir şekilde devam eden hak ve batıl savaşının g...alibinin yılmadan mücadelelerine devam edenlerin olduğu bilinci ile zaman ve mekân farkı gözetmeksizin mücadelemize devam edeceğimizi bir kere daha dile getiriyoruz.

Filistin’den ve Mescid-i Aksa’dan bizlere son günlerde olumsuz pek çok haber ulaşmaktadır. Yahudi çetelerinin uluslar arası emperyalist destekçilerinin öncülüğünde 1900’lü yılların başında başlattığı işgal hareketi 1948 yılında İsrail işgal devletinin ilanı ile farklı bir boyut kazanmıştır. Bu tarihten itibaren işgal ve soykırım ivme kazanarak devam etmiş ve İslam adına ne varsa Siyonist İşgal çetelerinin hedefi haline gelmiştir. Bu gün uluslar arası medya baronlarının perdelemesi arkasında Filistin’deki zulüm günden güne büyümeye devam ediyor. Bölgeden her gün yeni bir saldırı ve Filistin halkına yönelik zalimane uygulamaların haberleri geliyor. Ancak maalesef bu haberleri uluslar arası ve ulusal kanallar yolu ile değil çoğu kez konuya duyarlı ancak halkımızın sadece az bir bölünün haberdar olduğu muhtelif haber kaynaklarından edinmek durumunda kalıyoruz. Böylelikle Filistin meselesi kamuoyunun gündeminde güçlü bir şekilde yer tutmuyor.

Özellikle son günlerde Kudüs’te ezan sesinin yasaklanmak istenmesi, Mescid-i Aksa’ya İşgalci Askerlerin eşliğinde Yahudi Yerleşimcilerin yoğun bir şekilde girmeleri ve Filistinlilerle çatışmaları, yine Mescid-i Aksa’yı iki kısma bölme ve bir kısmını Yahudilere açma girişimleri, Filistin’li siyasi liderlerin kaçırılması, Filistinli dini ve siyasi kişilerin adil olmayan bir şekilde yargılamaları ve hapis cezalarını çarptırılmaları, Filistinlilere ait evlerin yıkılması ve tarım arazilerinin zorla ellerinden alınması, Yargısız infazlar ve suikastlar son olarakta Gazze’ye düzenlenen hava saldırıları. Bu olaylar son bir iki ayda yoğun bir şekilde yaşanmakta ancak küresel emperyalistler ve yerli işbirlikçilerinin desteği ile kamu oyundan gizlenmektedir.

Filistin’de çocuk tutuklular konusu hala büyük bir problem olarak durmakta ve İsrail bunu Filistin halkını sindirme aracı olarak kullanmaktadır. Son iki yılda çocuklara yönelik tutuklamalarda %80 oranında bir artış olduğu gözleniyor. BM tarafından açıklanan rakamlara göre, Filistinlilere karşı saldırıların sayısı son 8 yılda 4 katına çıktı. Yaşanan bu saldırıların İsrail işgal devletinin engellemeleri, baskı ve yıldırma politikaları nedeniyle sadece %8'i mahkemeye taşındı.

Mısır başta olmak üzere Suudi Arabistan ve bir kısım körfez ülkeleri küresel efendilerini emri ile Filistin direniş hareketlerine yoğun bir şekilde baskıda bulunmakta ve Başta Hamas olmak üzere onları terörist olarak yaftalamaktadırlar. Bu koroya maalesef ülkemizden sözde muhafazakar bazı medya organlarıda katılmaktadır. Özellikle darbeci Mısır liderleri küresel ağababalarının darbe sürecinde vermiş oldukları desteğe karşın diyet borcu ödermişçesine Refah sınır kapısını kapatmakta Gazzenin hayat damarları olan tünelleri teker teker yıkmaktadır.

Buradan İsrail terör şebekesi ve koltuk sevdası için dinleri ve halklarına ihanet edenlere diyoruz ki; yaptıklarınız yanlarınıza kar kalmayacak. Hem bu dünyada hem ahirette yapmış olduklarınızın hesabını vereceksiniz. Zulmünüzü ve maskelediğiniz çirkin yüzlerinizi deşifre edene kadar mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz. Mazlum Filistin halkının yanında olmaya devam edeceğiz.

Kafkasya’daki Rus işgaline karşı sürdürülen direnişin lideri Dokko Umarov, Rus askerleri ve kuklaları Kadirov milisleriyle girdiği çatışmada şehit oldu. İmam Şamillerle, İmam Mansurlarla başlayan bu kutlu kavgada sayısız mazlumlar şahadete kavuştu. Dokko mücadelesi ve kanı ile safını seçti ve onurluların yanında yer aldı. Zalim Rus devleti ve kuklası Kadirov’a karşı direnişin bu şahadetle sekteye uğramayacağını bilakis direniş ruhunun daha da güçleneceğine olan inancımız sonsuzdur. Bizler biliyor ve iman ediyoruz ki; “zalimler istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır.”

Mahkeme kararlarına rağmen içeriği kaldırılmayan yayınlar dolayısıyla TİB tarafından kapatılan Twitter, mahremiyet, özel hayatın gizliliği ve kişilik haklarının ihlaline dair engelleme mekanizmalarını tesis etmemiş olması önemli bir problemdir. Bu nedenle ilgili sosyal medyanın kişilik hakları ihlali hususunda gerekli tedbirleri alması ve sonrasında ise engellemenin hükümet tarafından kaldırılması çağrısında bulunuyoruz. Sınırsız özgürlük adı altında insanların kişilik haklarına saldırıları doğru bulmadığımızı vurgulamak istiyoruz.

Bütün insanların akıl, nesil, can, mal ve din emniyetlerinin sağlandığı bir dünyada buluşmak temennisiyle katılımlarınız için teşekkür ederiz.

ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU
 
Sakarya’daki 445. hafta adalet ve özgürlükler eyleminde siyasal ve kültürel kaostan tek çıkışın İslami değerlere dayalı, tevhid ve adaletin temelini oluşturduğu bir düzen olduğu söylendi 

Sakarya’da her Cumartesi yapılan adalet ve özgürlükler eyleminde 445. hafta basın açıklamasını Diriliş Saati Dergisi’nden Muhammed Emin Duman okudu. Duman, son dönemde yaşanan siyasi krizi değerlendirirken, “Kapitalist ahlakın oluşturduğu dejenerasyonun bireyi ve toplumu ne hale getirdiğini ibretle izliyoruz. Bir tarafta cebini şişirmek için her yolu mübah görerek yolsuzluk, rüşvet, adam kayırma gibi bir dizi ahlaksızlığı adeta normalleştirmiş vatandaş tipi hızla yaygınlaşırken; diğer tarafta insanların gizlisini araştırmayı, dedikoduyu, şantajı, ispiyonculuğu birey için sıradan haslet olarak kabul eden anlayışın topluma hızla nüfuz ettiğini gözlemliyoruz. Bizi biz yapan ve dinimizden beslenen değerler sistemimiz ayaklar altında… İslami değerlerin yerine hiçbir ahlaki sınır ve ahiret endişesi tanımayan liberal değerlerin ikame edildiğini söylemek hiç abartılı olmaz.  “Fazilet, adalet, eşitlik, tevazu, kanaat, kardeşlik, dayanışma” gibi erdemlerin yerine “rekabet, güç, tüketim, enaniyet, kibir, mevki, para” gibi liberalizmin tanrılaştırdığı süfli hasletlerin ve kavramların ön plana çıktığını görüyoruz. “Ne yapmalıyız” sorusuna cevap ararken öncelikle hastalığın nedeninin uygulanan liberal politikalar olduğunu tespit etmek zorundayız.  Dini değerleri yok sayan, seküler değerler üzerine inşa edilen liberalizmin söz konusu sonuçları doğurması kaçınılmazdır.” denildi.

Ülkemizde dindar kesimlerden oy alan muhafazakar partilerin iktidarda olduğu dönemlerde de sekülerleşmenin devam ettiğine dikkat çekilen açıklamada “Müslüman halkımız artık batı medeniyetinin ürettiği siyasi formlar olan muhafazakarlık veya liberalizmin kendisine huzur getirmediğinin farkına varmalıdır. Son yaşanan tecrübeler batı menşeli siyasi düzenlerin ne denli sorun ürettiğini; sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasi planda toplumları nasıl bir kaosa sürüklediğini açık bir şekilde ortaya koymaktadır. İslami değerlere dayalı, tevhid ve adaletin temelini oluşturduğu İslami düzen halkımız için tek çıkış yoludur. Amerika ve diğer egemen güçlerden bağımsız, adaletin mülkün temeli olduğu bir İslam devleti yegane çözümdür. Tüm halkımızı bu ideal etrafında kenetlenmeye davet ediyoruz.” çağrısı yapıldı.

Suriye’de yaşanan krizin hem Suriye halkı hem de komşu halklar için derin yaralara yol açan bir risk olarak devam ettiğine dikkat çekilen basın açıklaması, Filistin İslami hareketlerinden HAMAS’ın kurucusu Şeyh Ahmed Yasin’in anılmasıyla son buldu. 2004 yılında Gazze’de İsrail’in suikastında hayatını kaybeden Ahmed Yasin için “Bugün onun şehit edilişinin 10. yıldönümü. Şeyh Ahmed Yasin’i rahmetle anarken, mücadelesinin tüm İslam ümmetine ışık tuttuğunu, örnekliğinin İslam coğrafyasında yeni Ahmed Yasinlerin zuhur etmesinin önünü açtığını hatırlatmak istiyoruz.” denilerek son buldu.

 

445. Hafta Basın Açıklaması

İSLAMİ DÜZEN HALKIMIZ İÇİN TEK ÇIKIŞ YOLUDUR!

Yerel seçimler öncesi siyasi ve toplumsal gerginlik zirve yapmış durumda…

Hükümet ile cemaat arasındaki düello son gaz devam ediyor.

Bu hengamede tüm ahlaki değerlerin yerlerde süründüğünü görüyoruz. Kapitalist ahlakın oluşturduğu dejenerasyonun bireyi ve toplumu ne hale getirdiğini ibretle izliyoruz.

Bir tarafta cebini şişirmek için her yolu mübah görerek yolsuzluk, rüşvet, adam kayırma gibi bir dizi ahlaksızlığı adeta normalleştirmiş vatandaş tipi hızla yaygınlaşırken; diğer tarafta insanların gizlisini araştırmayı, dedikoduyu, şantajı, ispiyonculuğu birey için sıradan haslet olarak kabul eden anlayışın topluma hızla nüfuz ettiğini gözlemliyoruz.

Evet, bizi biz yapan ve dinimizden beslenen değerler sistemimiz ayaklar altında… İslami değerlerin yerine hiçbir ahlaki sınır ve ahiret endişesi tanımayan liberal değerlerin ikame edildiğini söylemek hiç abartılı olmaz.

“Fazilet, adalet, eşitlik, tevazu, kanaat, kardeşlik, dayanışma” gibi erdemlerin yerine “rekabet, güç, tüketim, enaniyet, kibir, mevki, para” gibi liberalizmin tanrılaştırdığı süfli hasletlerin/kavramların ön plana çıktığını görüyoruz.

“Ne yapmalıyız” sorusuna cevap ararken öncelikle hastalığın nedeninin uygulanan liberal politikalar olduğunu tespit etmek zorundayız.

Dini değerleri yok sayan, seküler değerler üzerine inşa edilen liberalizmin söz konusu sonuçları doğurması kaçınılmazdır.

Ülkemizde son 60 yılda ağırlıklı olarak dindar kesimlerden oy alan muhafazakar partilerin iktidarda olması ve bu süreçte sekülerleşmenin hız kaybetmeden devam etmesi son derece dikkat çekicidir.

Müslüman halkımız artık batı medeniyetinin ürettiği siyasi formlar olan muhafazakarlık veya liberalizmin kendisine huzur getirmediğinin farkına varmalıdır. Son yaşanan tecrübeler batı menşeli siyasi düzenlerin ne denli sorun ürettiğini; sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasi planda toplumları nasıl bir kaosa sürüklediğini açık bir şekilde ortaya koymaktadır.

İslami değerlere dayalı, tevhid ve adaletin temelini oluşturduğu İslami düzen halkımız için tek çıkış yoludur.

Amerika ve diğer egemen güçlerden bağımsız, adaletin mülkün temeli olduğu bir İslam devleti yegane çözümdür.

Tüm halkımızı bu ideal etrafında kenetlenmeye davet ediyoruz.

 

Suriye’de iç savaş devam ediyor. Artık hiç kimse bu savaşın nasıl ve ne zaman sonlanacağı ile ilgili net bir yorumda bulunamıyor.

Kaosun tam anlamıyla hâkim olduğu bir ülke bugün Suriye… 200 bine yakın insanın katledildiği, milyonlarca insanın mülteci konumuna düştüğü, açlık ve hastalıkların kol gezdiği bir ülke bugün Suriye…

Suriye’de kazanan sadece Amerika ve İsrail oldu. Tüm İslam coğrafyasında Suriye üzerinden mezhebi tefrika zirveye taşındı. Suriye İsrail’in güvenliği için tehdit olmaktan çıktı.

Türkiye’de başta Dışişleri Bakanı Davutoğlu olmak üzere tüm iktidar yetkililerinin Suriye politikasındaki yanlışlığı hala görememeleri veya geldikleri noktadan geriye dönememeleri tüm vicdanları sızlatıyor.

İktidarın artık barışın öncüsü olma zamanı geldi geçiyor. Ahirette altından kalkılamayacak bir vebalin oluşmaması için barışın dilini konuşmak ve barışa katkıda bulunmak tek çözüm yoludur.

Bugün  Şeyh Ahmed Yasin’in 2004 yılında Gazze’de şehit edilişinin 10. yıldönümü.

Şeyh Ahmed Yasin’i rahmetle anarken, mücadelesinin tüm İslam ümmetine ışık tuttuğunu, örnekliğinin İslam coğrafyasında yeni Ahmed Yasinlerin zuhur etmesinin önünü açtığını hatırlatmak istiyoruz.

Basın açıklamamıza şehidimizin şu sözleri ile son veriyoruz:

“Allah için ve ümmetin namusu için sesini yükseltecek bir halk yok mu?

Bizleri katil teröristler olarak ilan edenlere karşı duracak şerefli direnişçiler hiç mi yok?”

Diriliş Saati Dergisi

Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformunun 466.hafta basın açıklamasının konusu Rusya'nın bir oldu bittiyle Kırımı işgal etmesiydi. Kocaeli İnanç özgürlüğü Platformu yaptığı Türkçe ve İngilizce açıklmayla  Kırım'ın işgalini protesto etti. Mizansen olarak Rusya2yı temsil eden bir canavar yer aldı. Açılan Türkçe ve İngilizce pankartlarda “Rusya Kırımdan defol” mesajı verildi. Basın açıklamsını İnsan hakları savunucuları Derneği genel başkan yardımcısı Behlül Metin yaptı.

BASIN AÇIKLAMASININ TAM METNİ

KOCAELİ İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU 466.HAFTA BASIN AÇIKLAMASI

Değerli halkımız ve basın mensupları, Müslüman Kırım halkı Ruslar tarafında 17.yy dan bu yana sürgün edilmekte ve zulme uğramaktadır. 1783-1800 yılları arasında 500 bine yakın Kırım'lı Müslüman, Ruslar tarafından topraklarından sürülmüş ve yerine Rus köylüleri yerleştirilmiştir. Kırımdan sürgün edilen Müslüman sayısının toplam 1.5 milyon olduğu tahmin ediliyor ve 1900 ler de Kırım'da kalan Müslüman sayısı 300 bindir. Tarih 18 Mayıs 1944, 423 bin Kırım'lı Müslüman Ruslar tarafından hayvan taşımakta kullanılan vagonlara doldurulup Sibirya'nın dondurucu soğuklarının olduğu bölgelere sürülüyor. Yolculuk sırasında kötü şartlardan dolayı 195 bin Kırım Müslümanı ölüyor.

Rusya sürekli bölgedeki Müslümanlara soykırım, kan, gözyaşı getirmiştir. Yayılmacı politika-larla Kırımı boşaltmış, Kafkaslardaki Müslüman halkı sürgün etmiştir. Bu gün Türkiye'de yaşayan milyonlarca Çerkez, Abaza, Gürcü nüfus, Rusya'nın bölgeden sürdüğü Müslü-man halklardır. Bölgeyi Müslümanlardan boşaltıp Ruslaştırmıştır. Tarihin hiç bir dönem-inde Slav halkının yaşamadığı,  verimli topraklar, sonradan göçlerle işgal edilmiştir. Bu günlerde tekrar Rusya'ya bağlanarak Ruslaştırılmaya çalışılmaktadır.

Kırım Ruslar tarafından işgal edilmiş bir Osmanlı toprağıdır ve bu topraklarda Müslüman Kırım halkı yaşamaktadır. Bölgenin jeopolitik açıdan ne kadar önemli olduğunun, Türkiye dışında herkes farkındadır. 19 y.y. da Kırım harbi diye bilinen savaşta, İngilizler bu topraklar için Ruslar'la savaşmıştır. Tüm dünya şu an Kırım'da, Rusya'nın yapmaya çalıştığı oldu bitti ye tepki vermekte fakat ne yazık ki tarihi bağlarımız olan Kırım konusunda Türkiye sessiz kalmaktadır. Biz Müslümanlar için, Filistin ne ise, Myammar ne ise, Karabağ ne ise, Kırım'da odur.

Yüz yılar boyu Müslümanları katleden, soykırım yapan kan emici Rusya'nın Kırım Müslüman-larına verdiği teminatlara inanmıyoruz ve Ruslara güvenmiyoruz. Emperyalist işgalci Rusya bölgede hakimiyeti tamamen sağladıktan sonra geçmişte olduğu gibi tekrar Kırım'da katliamlar başlayacaktır. Nitekim 1 Ukraynalı asker Ruslar tarafından katledilmiştir. Türkiye hükumetini, yetkilileri Rusya'nın Kırım'da oynadığı bu oyuna, oldu bittiye müdahale etmeye davet ediyoruz. Kırımdaki insanların, Türkiye'den başka güvenecekleri hiç bir devlet yoktur. Fakat Türkiye'nin sessiz kalması bölge Müslümanlarını hayal kırıklığına uğratmaktadır. Müslüman Filistin halkına, Müslüman Mısır halkına verilen destek Müslüman Kırım halkına da verilmelidir.

Türkiye hükumeti Emperyalist Rusya'ya müdahale etmeli ve Kırım topraklarından defolup gitmesini gerektiğini söylemelidir. Gerekirse Türkiye Kırım'a askeri müdahalede de bulun-malıdır. Yüzyıllardan beri Kafkaslar'da, Kırım'da Müslüman kanı akıyor. Zalimlerin mazlum halkları katletmesine, Müslümanlara yapılan zulme daha ne kadar seyirci kalacağız?. Daha  ne kadar göz yumup, sırtımızı çevireceğiz. Unutmamak gerekiyor ki, biz sustukça sıra bir gün Anadolu'ya gelecektir. İstanbul'dan Kars'a, Batum'a kadar Anadolu şehirleri geçmişte Ruslar trafından işgal edilmemeiş miydi?.

Sözün bittiği noktada, askeri önlemlerle gereken yapılmalıdır. Türkiye'nin bu askeri gücü vardır. Bu girişime Müslüman Anadolu halkı sonuna kadar destek olacaktır. Biz Kırım'lı Müslüman kardeşlerimizin Rus zulmü altında tekrar inim inim inlemesini istemiyoruz ve hükumeti son duruma derhal müdahale etmeye davet ediyoruz. Müslümanların yaşadığı, Kırımdaki insan hakları ihlallerinin daima takipçisi olacağız ve insan hakları derneği olarak bunları uluslar arası platformlara taşıyacağız. Türkiye uyuma Kırımdaki Müslüman kardeşine sahip çık. Basın açıklamasına katıldığınız için teşekkür ediyoruz.
BEHLÜL METİN
İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARI DERNEĞİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI

İNGİLİZCE BASIN AÇIKLAMASI

Hello everybody, now I am here to make pres conference for invasion in Crimea 
Turkish people are against Russian occupation in Crimea.Russian occupution in Crimea is watched by  Turkish people carefully. And we are absolutely against invasion in Crimea. Russian always wanted to occupy Crimea due to their geopolitic  situation. Recently Russia has occupied the Crimea  with the imperialist policy.

These days Russian government again has connected the Crimea by using  unlawful referendum. Crimeaian people and muslim living in Crimea are objected to Russian invasion. We are here to support Crimenian people and muslims so we make here press conference. Get out of  Crimea and stop occupying in Crimea. Take your bloody hands out in  Crimea.İndeed occupying Russian troops will massacre after unlawful referendum in Crimea. One Ukranian soldier has been killed by Russians troops. Muslims in Crimea are so anxious. All World know that if Crimea is occupied  by Russia, again will start new massacre. Muslims in Crimea will be tortured by Russians and will start the violation of human rights. 

Muslims in Crimea never forget the massacres which has been done throughout the history. Muslims in Crimea never forget massacre which was done After second World war. They destroyed and burned down mosques and houses. The occupying of Russia will be new start to massacre. Russia invaded the Caucasus and  took the Muslim population off this place. Russia made Armenian people occupy Karabag and took the muslims out of their own country.

 Russian invasion policy always bring  blood and tears. No doubt that invasion  in Afganistan terminated  former Soviet Union and inavasion in Crimea will termanite Russian government.We are here to invite all the World and Turkish government to stop occupying in Crimea. Russians dont take these notices seriously and keep on their imperialist policies. Turkish government must make Russian invasion stop by using their troops. Crimea was the part of the Ottaman for centuries. Russia, get out of Crimea, be sure that World muslims will never be quite  your invasion in Crimea  
             
Slogan: “  Russia get out from Crimea”                 
Here is the Kocaeli City of Turkey,We make this press conferance behalf on the people of Turkey and the Association of Human Rights Defender                      

TÜRKÇE TERCÜMESİ

TÜRKİYE HALKI KIRIMIN RUSLAR TARFINDAN İŞGALİNE KARŞI, 
KIRIM HALKININ YANINDA.

Kırımdaki Rus işgali Türkiye halkı tarafından dikkatle izleniyor. Kırım’ın oldu bittiye getirilip Rusya tarafından yeniden işgaline tepkiliyiz ve karşıyız. Öneminden dolayı Rusya’nın her dönem Kırım’da gözü olmuştur. Emperyalist politikalarla Rusya Kırım’ı işgal etmiştir. Bu gün sözde referandumla Kırım yeniden Rusya’ya kanunsuz bir şekilde bağlanıyor. Kırım halkı ve kırımda yaşayan Müslümanlar buna tepkili. 

Bizde Rus işgaline karşı çıkan Kırım halkına ve Kırım Müslümanlarına destek vermek için bu açıklamayı yapıyoruz. Rusya Kırım’dan defol git. Kırım topraklarının işgaline son ver. Kanlı ellerini Kırım’dan çek. Nitekim işgalci Rus askerleri kanunuz göstermelik referandumun ardından hemen katliamlarına başlıyor. Bir Ukraynalı askeri öldürüyor. Kırım Müslümanları endişeli bir bekleyiş içinde. Tüm dünya biliyor ki, Kırım Rusya tarafından işgal edilirse yine katliamlar başlayacak.

Kırım Müslümanları zulum görecek. İnsan  hakları ihlalleri başlayacak. Kırım Müslümanları tarih boyunca Rusların katliamlarını unutmadı. 2.Dünya savaşından sonra Kırım’da yaşanan Müslüman soy kırımını ve sürgünü unutmadı. Camileri yıkıldı, evleri, toprakları Ruslar tarafından gaspedildi.Rusya’nın Kırım’ı işgali burada yaşayan halklar için yeni bir zulum döneminin başlangıcı. Rusya Kafkasları işgal etmiş buranın Müslüman halkını sürmüştür. Rusya Karabağı Ermenilere işgal ettirmiş buranın Müslüman halkını sürmüştür. Rusya’nın işgalci politikaları Müslümanlara kan ve gözyaşı getirmiştir. 

Afganistan işgali nasıl Sovyetler birliğinin sonunu getirdiyse, Kırım işgali de Rusya’nın sonunu getirecektir. Tüm dünyayı ve Türkiye hükümetini bu Rus işgaline dur demeye davet ediyoruz. Ruslar sözden anlamıyor ve emperyalist politikalarını sürdürüyor. Türkiye askeri güç kullanarak Kırım işgaline son vermelidir. Kırım yüzyıllar boyu Osmanlı imparatorluğunun bir parçası olmuştur. Türkiye hükümeti ve dünya Rusya’ya askeri müdahalede bulunmalı ve Rus işgaline dur demelidir. 

Rusya’ya dur denilmezse işgalci politikalarını sürdürecektir. İnsan hakları ihlallerini sürdürecek ve geçmişte olduğu gibi bu günde katliamlarını sürdürecektir. Rusya’ya sesleniyoruz Kırım’dan defol. Afganistan işgali Sovyetlerin sonu oldu, Kırım işgali Rusya’nın sonu olacaktır. Türkiye halkı, dünya Müslümanları Rusya’nın işgaline sesiz kalmayacaktır.  

 BEHLÜL METİN  İ.H.S.D GEN. BŞK. YRD.
Burası Türkiye’nin Kocaeli Şehri, İnsan Hakları Parkındayız, Bu açıklamayı Türkiye halkı ve İnsan Hakları Savunucuları Derneği adına yapıyoruz.

SLOGAN: RUSYA KIRIMDAN DEFOL   PANKARTLAR: RUSYA KIRIMDAN DEFOL, KIRIMDA RUS İŞGALİNE HAYIR, KIRIM HALKININ YANINDAYIZ, RUS İŞGALİNE SESSİZ KALMAYACAĞIZ.

8

Konya'da 341. Eylem

Rahman, Rahim, Allah’ın adıyla, Ölçüyü tam yapın (değerleri) eksiltenlerden olmayın. Mustakim bir kıstas ile vezin edin. İnsanların eşyalarını kısmayın. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak fesat çıkartmayın. Sizi ve sizden önceki nesildekileri yaratandan korkun. (Şuara Suresi, 181-184.Ayetler)