Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Sakarya'da 503.,

Yemen Halkının Bağımsızlık Mücadelesini Destekliyoruz

 

Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu, 503. hafta eyleminde, 1 Mayıs eylemlerinde yasakçı ve baskıcı şiddet politikasını eleştirirken, Yemen halkının gerçek bir bağımsızlık için mücadele ettiğini belirtti

 

Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu, Taksim meydanının 1 Mayıs gösterilerine yasaklanmasını, muhafazakar kültürün dini bir gösteri ve gösteriş öğesine dönüştürmesini eleştirerek başladığı 503. hafta basın açıklamasında, bölgedeki gelişmeler ile Yemen’de devam eden mücadeleyi gündeme getirdi. Diriliş Saati Dergisi’nden Muhammed Emin Duman’ın okuduğu açıklamada “Hükümete geldiği ilk yıllarda toplantı ve gösterilere özgürlük penceresinden bakan Ak Parti, son süreçte gerek uygulamaları gerekse yeni çıkarılan İç Güvenlik Yasası ile ülkeyi totaliter bir yönetime doğru götürüyor. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı’nın Taksim’de kutlanmasına AK Parti iktidarı tarafından izin verildiğinde ortaya çıkan tablo hiç kimseyi rahatsız etmedi ve 1 Mayıs barışçıl bir şekilde kutlandı. Sonra ne oldu ise bu meydan yasaklı ilan edildi. Bu tür yasaklar her zaman gerginlikleri, düşmanlıkları, çatışmaları körükler. İktidarın gerginliklerden, kamplaşmalardan besleniyor imajını ortadan kaldırması gerekiyor. Toplumun kamplara bölünmediği, insani erdemlerin fıtratımıza uygun bir şekilde yeniden diriltilmeye çalışıldığı bir Türkiye’yi özlüyoruz ve bekliyoruz.” dedi.

 

Muhafazakarlığın, dini bir gösteriş kültürüne dönüştürme çabalarını eleştiren Muhammed Emin Duman, “Müslüman halkımızın “nereye gidiyoruz” sorusunu fert ve toplum bazında sorması gerektiği bir süreçteyiz. Bizim mülkiyet anlayışımızın, emek anlayışımızın, tüketim anlayışımızın, özgürlük anlayışımızın, siyaset anlayışımızın ne ölçüde İslami, ne ölçüde Kur’ani olduğunu sorgulamamız bir zorunluluktur. Müslüman olmamız “neyi gerektirir” sorusunu birincil soru kılmalıyız. Özel konaklarda, lale bahçelerinde ya da şatafatlı salonlarda Müslüman kadınlara yönelik yaptıkları kıyafet / takı defileleri ile kapitalist düzenin ifsad araçlarından olan moda olgusuna selama duran, tesettür kavramının içini boşaltan muhafazakar geçinen iki yüzlü fasıkları sorgulamak ve deşifre etmek zorundayız.” İfadelerini kullandı.

 

Açıklamada son olarak Yemen gündemi değerlendirildi.  “Amerika-Suud şer ekseninin Yemen müdahalesi devam ediyor. Suudi Arabistan uçakları sürekli Yemen’i bombalıyor. Ölü sayısı 3500 kişiyi aştı. Ölenlerin büyük çoğunluğu sivil halk… Çok sayıda çocuk ve kadının da ölenler arasında olduğu belirtiliyor.” diyen Muhammed Emin Duman, açıklamaya “Yıllardır Amerika ve Suudi Arabistan’ın tahakkümünde yaşamış bir Yemen’den söz ediyoruz. Yemen’de yürütülen mezhep savaşı değil, emperyalizme karşı mücadeledir. Yemen halkı emperyalizme karşı ayağa kalkmıştır ve Amerika-Suud hegemonyasını kırma savaşı yürütmektedir. Yemen’de kurulan ulusal uzlaşı hükümeti çeşitli görüşlerdeki siyasi grupların katılımıyla oluşturulmuş çoğulcu bir yapıdır. Kısacası Yemen bağımsızlık mücadelesi vermektedir. Bu izzetli mücadeleyi karartmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Yemen’de Türkiye ve İran’a düşen uzlaşı müzakerelerine katkı sağlamaktır. Amerika-Suud şer ekseninin İslam coğrafyasına dönük planlarını ve stratejilerini fark edebilen bir basireti bize nasip etmesini Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyoruz.” sözleriyle son verdi.

 

503. Hafta Basın Açıklaması

 

YEMEN HALKININ EMPERYALİZME KARŞI İZZETLİ DİRENİŞİNİ DESTEKLİYORUZ!

 

Dün 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü olarak çeşitli illerimizde kutlandı. Bayram olarak kutlanılan günlere dahi anlamsız yasa ve kurallar hakim kılınmaya çalışılınca kaçınılmaz gerginlikler ortaya çıkıyor.

 

Hükümete geldiği ilk yıllarda toplantı ve gösterilere özgürlük penceresinden bakan Ak Parti, son süreçte gerek uygulamaları gerekse yeni çıkarılan İç Güvenlik Yasası ile ülkeyi totaliter bir yönetime doğru götürüyor.

 

Kendisine yönelen her eleştiriyi küfür ya da hakaret kapsamında gören ve buna bağlı olarak sürekli yasaklar icat eden bir iktidar anlayışı ile karşı karşıyayız.

 

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı’nın Taksim’de kutlanmasına AK Parti iktidarı tarafından izin verildiğinde ortaya çıkan tablo hiç kimseyi rahatsız etmedi ve 1 Mayıs barışçıl bir şekilde kutlandı. Sonra ne oldu ise bu meydan yasaklı ilan edildi.

 

Bu tür yasaklar her zaman gerginlikleri, düşmanlıkları, çatışmaları körükler. İktidarın gerginliklerden, kamplaşmalardan besleniyor imajını ortadan kaldırması gerekiyor.

 

Toplumun kamplara bölünmediği, insani erdemlerin fıtratımıza uygun bir şekilde yeniden diriltilmeye çalışıldığı bir Türkiye’yi özlüyoruz ve bekliyoruz.

 

Kötülüklerin yerini iyiliklerin aldığı, fesadın her türlüsünün engellendiği bir Türkiye düşlerimizi süslüyor.

 

Müslüman halkımızın “nereye gidiyoruz” sorusunu fert ve toplum bazında sorması gerektiği bir süreçteyiz. Bizim mülkiyet anlayışımızın, emek anlayışımızın, tüketim anlayışımızın, özgürlük anlayışımızın, siyaset anlayışımızın ne ölçüde İslami, ne ölçüde Kur’ani olduğunu sorgulamamız bir zorunluluktur. Müslüman olmamız “neyi gerektirir” sorusunu birincil soru kılmalıyız.

 

Özel konaklarda, lale bahçelerinde ya da şatafatlı salonlarda Müslüman kadınlara yönelik yaptıkları kıyafet / takı defileleri ile kapitalist düzenin ifsad araçlarından olan moda olgusuna selama duran, tesettür kavramının içini boşaltan muhafazakar geçinen iki yüzlü fasıkları sorgulamak ve deşifre etmek zorundayız.

 

Rüşveti, yolsuzluğu, riyayı, yalanı, emanete hıyaneti, her türlü adaletsizliği meşrulaştıran anlayışları hangi kılığa girerlerse girsinler reddetmek ve mahkum etmek zorundayız.

 

Kan ve gözyaşının hakim olduğu, milyonlarca mazlumun baskı altında inim inim inlediği bu dünyayı değiştirmek için mücadele etmek her Müslüman’a farzdır. Statükolara teslim olmayan, para ve mevki ile satın alınamayan, adaletin tesis edilmesi için canını ve malını ortaya koyan Müslüman şahsiyet ve Müslüman toplum olabilmek ancak bizi bu dünyada ve ahirette kurtuluşa götürecektir.

 

Amerika-Suud şer ekseninin Yemen müdahalesi devam ediyor. Suudi Arabistan uçakları sürekli Yemen’i bombalıyor. Ölü sayısı 3500 kişiyi aştı. Ölenlerin büyük çoğunluğu sivil halk… Çok sayıda çocuk ve kadının da ölenler arasında olduğu belirtiliyor.

 

Yemen halkı saldırılara karşı tüm gücüyle direniyor. Ensarullah Hareketi bu direnişin öncülüğünü yürütüyor.

 

Türk medyası büyük ölçüde Yemen’e yapılan saldırılara karşı ya sessiz kaldı ya da emperyalist Amerika-Suud ekseninin yanında yer alarak tam bir bilgi kirliliği oluşturdu.

 

Yemen gerçeği gözlerden ve zihinlerden kaçırılmaya çalışılıyor.

 

Yıllardır Amerika ve Suudi Arabistan’ın tahakkümünde yaşamış bir Yemen’den söz ediyoruz. Yemen’de yürütülen mezhep savaşı değil, emperyalizme karşı mücadeledir. Yemen halkı emperyalizme karşı ayağa kalkmıştır ve Amerika-Suud hegemonyasını kırma savaşı yürütmektedir.

 

Yemen’de kurulan ulusal uzlaşı hükümeti çeşitli görüşlerdeki siyasi grupların katılımıyla oluşturulmuş çoğulcu bir yapıdır.

 

Kısacası Yemen bağımsızlık mücadelesi vermektedir. Bu izzetli mücadeleyi karartmaya kimsenin gücü yetmeyecektir.

 

Yemen’de Türkiye ve İran’a düşen uzlaşı müzakerelerine katkı sağlamaktır.

 

Amerika-Suud şer ekseninin İslam coğrafyasına dönük planlarını ve stratejilerini fark edebilen bir basireti bize nasip etmesini Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyoruz.

Adalet ve Özgürlükler Platformu Adına Diriliş Saati Dergisi