Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Sakarya'da 488., Ankara'da 466., Konya'da 384.,

Sakarya 488. Hafta Charlie Hedbo ve Cumhuriyet Gazetesi’ne Tepki

 

Sakarya Adalet ve Özg"ürlükler Platformu 488. hafta eyleminde Hz. Peygamber’e yönelik karikatürlerine devam eden Charlie Hedbo ile dergiyi ülke gündemine taşıyan Cumhuriyet Gazetesi’ne tepki gösterdi

 

Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu 488. hafta basın açıklamasını Diriliş Saati Dergisi’nden  Muhammed Emin Duman okudu. Açıklamada ilk olarak Paris’teki dergi baskını sonrası tüm dünya Müslümanlarının günah keçisi ilan edilmesine tepki gösterilerek, “Avrupa’da camilere yönelik saldırılar yapıldı. Medyada çıkan haberler, yorumlar, karikatürler ve yapılan mitingler üzerinden Müslümanlar taciz edildi. Batının ve İslam coğrafyasındaki batıcıların ağzındaki temel söylem ise Müslümanların kendileri ile yüzleşmesi gereği üzerine  kurgulandı. Batı öncelikle kendisi ile yüzleşmek zorunda olduğunu bir kez daha gözlerden kaçırdığı gibi yapılan eylemin arka planını da sorgulama ihtiyacı hissetmedi. Özellikle 11 Eylül 2001 sonrası Afganistan ile başlayan, Irak ile devam eden işgal ve katliam sürecinin Müslüman halklarda oluşturduğu fiziksel ve psikolojik tahribat batının umurunda olmadı.” denildi.  

 

Açıklamanın devamında Hz. Muhammed ile ilgili karikatürlerine devam eden Charlie Hedbo ile destek amacıyla bu yayın organını dağıtarak Türkiye gündemine taşıyan Cumhuriyet Gazetesi’ne tepki gösterildi. Duman, bu konuyla ilgili olarak “Peygamberimize sadakat tüm Müslümanların temel şiarıdır. Peygamberimizin manevi şahsiyetine dönük hakaret içeren Charlie Hebdo provokasyonunu lanetliyoruz. İfade özgürlüğü kılıfı altında bu provokasyonu meşrulaştırmaya çalışan tüm girişimleri de lanetliyoruz. Bu provokasyonun arka planındaki olası emperyal tuzakların da farkında olduğumuzu, bu tuzaklara düşmeyeceğimizi ve emperyalizm ile mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi bu meydandan bir kez daha deklare ediyoruz.” denildi.

 

Açıklamada ayrıca “Paris’teki eylemi gerçekleştiren zihniyete gelince.. Bu zihniyet İslam adına İslam’ı karalamaya devam ediyor. Nijerya’da gerçekleştirilen ve binlerce kişinin ölümüyle sonuçlanan geçen haftaki katliam bu zihniyetin ne denli tehlikeli olduğunu ortaya koyuyor. Vehhabi-Harici sentezi bir kafa yapısına sahip olan bu zihniyetin temsilcileri tekfir etmeyi ve öldürmeyi kendilerine şiar biliyorlar. Şiiler, Aleviler, Sufiler külliyen sapık addediliyor ve öldürülmeleri caiz görülüyor. Diğer mezheplerden olanlar ve gayr-i Müslimleri de muhalif gördükleri anda ölüm fetvasını rahatlıkla verebiliyorlar.” eleştirisi yapıldı.

 

488. Hafta Basın Açıklamasının Tam Metni

 

CHARLİE HEBDO’YU VE CUMHURİYET GAZETESİNİ LANETLİYORUZ!

 

Geçen haftanın gündemine Fransa’daki dergi baskını oturdu.

 

12 kişinin ölümü ile sonuçlanan bu baskının ardından tüm dünya Müslümanları günah keçisi ilan edildi. Avrupa’da camilere yönelik saldırılar yapıldı. Medyada çıkan haberler, yorumlar, karikatürler ve yapılan mitingler üzerinden Müslümanlar taciz edildi.

 

Batının ve İslam coğrafyasındaki batıcıların ağzındaki temel söylem ise Müslümanların kendileri ile yüzleşmesi gereği üzerine  kurgulandı.

 

Batı öncelikle kendisi ile yüzleşmek zorunda olduğunu bir kez daha gözlerden kaçırdığı gibi yapılan eylemin arka planını da sorgulama ihtiyacı hissetmedi.

 

Özellikle 11 Eylül 2001 sonrası Afganistan ile başlayan, Irak ile devam eden işgal ve katliam sürecinin Müslüman halklarda oluşturduğu fiziksel ve psikolojik tahribat batının umurunda olmadı.  Ölen milyonlarca insan, Ebu Gureyb’de ve Guantanamo’da akla hayale gelmedik işkencelere maruz kalan binlerce masum da batının vicdanını harekete geçiremedi.

 

Ya batının şımarık çocuğu İsrail’in yaptıkları.. 2006’da Lübnan’ı, 2008, 2012 ve 2014’de Gazze’yi yakıp yıkmasına ve binlerce insanı katletmesine seyirci kalan, hatta destek veren batı bugün hangi hakla bize yüzleşme dersi veriyor acaba?

 

2010’daki Mavi Marmara baskınını unutmadık. Siyonistler Gazze’ye yardım götüren kardeşlerimizden dokuzunu şehit ettiklerinde Batı’nın infial gösterdiğine, İsrail’e tavır koyduğuna şahit olan var mı? Mavi Marmara katliamı Paris’teki katliamdan daha mı az acı vermişti?

 

Arap Baharı sürecinde demokrasi ve insan hakları söyleminin arkasına sığınan Batı’nın Mısır’daki darbeyi ve binlerce insanın katledilmesini desteklemesi ne denli iki yüzlü ve vicdansız olduğunun işareti değil midir? Arap Baharı sürecinde Libya ve Suriye’deki çıkarları için bu ülkeleri iç savaş sarmalına sokan Batı, ölen yüz binlerce insan ve mülteci konumuna düşen milyonlarca insan için ne denli yas tutuyor acaba?

 

İslam coğrafyasındaki, özellikle de Türkiye’deki laik zihniyetli yazar/çizer/siyasetçi/aydınların da büyük ölçüde Avrupa’daki hezeyana ortak olarak öncelikle Batı’yı sorgulayacaklarına İslam’ı ve Müslümanları sorgulama ile işe başladıklarını ve sözü dönüp dolaşıp laikliğin faziletlerine getirdiklerini gözlemliyoruz. Avrupa aydınlanmasının etkisindeki bu zevat Aydınlanma sürecindeki Hıristiyan ruhban sınıfının konumunu ve burjuva sınıfının Hıristiyanlığı kapitalizme entegre edebilmek için Protestanlığı nasıl ürettiğini tahlil etmeden İslam’ın nasıl Protestanlaştırılacağını tartışıyor. Bu tartışmaya yönünü Amerika’ya çevirenler kadar yönünü Avrasya’ya çevirenlerin de dahil olduğunu görüyoruz. Laik çevrelerin gerçek İslam’ın bir hayat nizamı olarak sadece bireysel tezlerle sınırlandırılamayacağını, toplumsal tezlerin İslam’ın özünü oluşturduğunu unutmamaları gerekiyor. Tevhid ve adalet eksenli İslam dininin insanlığın içinde bulunduğu kaostan çıkışının yegane yolu olduğuna tüm kalbimizle iman ediyoruz. Laiklerin de Batı Aydınlanması’nın etkisinden kurtularak hakikat arayışına girmelerinin zorunlu olduğuna inanıyoruz.

 

Militan laiklik heveslisi Cumhuriyet Gazetesi’nin ve bu gazetedeki bazı köşe yazarlarının Charlie Hebdo Dergisi’nden alarak yayınladığı karikatürlerden dolayı bu gazeteyi ve ilgili köşe yazarlarını lanetliyoruz.

 

Paris’teki eylemi gerçekleştiren zihniyete gelince.. Bu zihniyet İslam adına İslam’ı karalamaya devam ediyor. Nijerya’da gerçekleştirilen ve binlerce kişinin ölümüyle sonuçlanan geçen haftaki katliam bu zihniyetin ne denli tehlikeli olduğunu ortaya koyuyor.

 

Vehhabi-Harici sentezi bir kafa yapısına sahip olan bu zihniyetin temsilcileri tekfir etmeyi ve öldürmeyi kendilerine şiar biliyorlar. Şiiler, Aleviler, Sufiler külliyen sapık addediliyor ve öldürülmeleri caiz görülüyor. Diğer mezheplerden olanlar ve gayr-i Müslimleri de muhalif gördükleri anda ölüm fetvasını rahatlıkla verebiliyorlar.

 

İslam’ın ana kaynakları olan Kur’an ve Sünnet’i kendi hevalarına göre yorumlayan bu zihniyeti telin ediyoruz . IŞİD, Boko Haram, El-Şebab, Yemen El-Kaidesi gibi isimler altında önümüze çıkan ilgili zihniyetin mensuplarına karşı ümmetin birlikte mücadele etmesi gerektiğini ve bu zihniyetin Müslümanlar tarafından dışlanmasının elzem olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.

 

Peygamberimize sadakat tüm Müslümanların temel şiarıdır. Peygamberimizin manevi şahsiyetine dönük hakaret içeren Charlie Hebdo provokasyonunu lanetliyoruz. İfade özgürlüğü kılıfı altında bu provokasyonu meşrulaştırmaya çalışan tüm girişimleri de lanetliyoruz. Bu provokasyonun arka planındaki olası emperyal tuzakların da farkında olduğumuzu, bu tuzaklara düşmeyeceğimizi ve emperyalizm ile mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi bu meydandan bir kez daha deklare ediyoruz.

             

              Adalet ve Özgürlükler Platformu Adına Diriliş Saati Dergisi

Sakarya 488. Hafta

Charlie Hedbo ve Cumhuriyet Gazetesi’ne Tepki

 

Sakarya Adalet ve Özg"ürlükler Platformu 488. hafta eyleminde Hz. Peygamber’e yönelik karikatürlerine devam eden Charlie Hedbo ile dergiyi ülke gündemine taşıyan Cumhuriyet Gazetesi’ne tepki gösterdi

 

Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu 488. hafta basın açıklamasını Diriliş Saati Dergisi’nden  Muhammed Emin Duman okudu. Açıklamada ilk olarak Paris’teki dergi baskını sonrası tüm dünya Müslümanlarının günah keçisi ilan edilmesine tepki gösterilerek, “Avrupa’da camilere yönelik saldırılar yapıldı. Medyada çıkan haberler, yorumlar, karikatürler ve yapılan mitingler üzerinden Müslümanlar taciz edildi. Batının ve İslam coğrafyasındaki batıcıların ağzındaki temel söylem ise Müslümanların kendileri ile yüzleşmesi gereği üzerine  kurgulandı. Batı öncelikle kendisi ile yüzleşmek zorunda olduğunu bir kez daha gözlerden kaçırdığı gibi yapılan eylemin arka planını da sorgulama ihtiyacı hissetmedi. Özellikle 11 Eylül 2001 sonrası Afganistan ile başlayan, Irak ile devam eden işgal ve katliam sürecinin Müslüman halklarda oluşturduğu fiziksel ve psikolojik tahribat batının umurunda olmadı.” denildi.  

 

Açıklamanın devamında Hz. Muhammed ile ilgili karikatürlerine devam eden Charlie Hedbo ile destek amacıyla bu yayın organını dağıtarak Türkiye gündemine taşıyan Cumhuriyet Gazetesi’ne tepki gösterildi. Duman, bu konuyla ilgili olarak “Peygamberimize sadakat tüm Müslümanların temel şiarıdır. Peygamberimizin manevi şahsiyetine dönük hakaret içeren Charlie Hebdo provokasyonunu lanetliyoruz. İfade özgürlüğü kılıfı altında bu provokasyonu meşrulaştırmaya çalışan tüm girişimleri de lanetliyoruz. Bu provokasyonun arka planındaki olası emperyal tuzakların da farkında olduğumuzu, bu tuzaklara düşmeyeceğimizi ve emperyalizm ile mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi bu meydandan bir kez daha deklare ediyoruz.” denildi.

 

Açıklamada ayrıca “Paris’teki eylemi gerçekleştiren zihniyete gelince.. Bu zihniyet İslam adına İslam’ı karalamaya devam ediyor. Nijerya’da gerçekleştirilen ve binlerce kişinin ölümüyle sonuçlanan geçen haftaki katliam bu zihniyetin ne denli tehlikeli olduğunu ortaya koyuyor. Vehhabi-Harici sentezi bir kafa yapısına sahip olan bu zihniyetin temsilcileri tekfir etmeyi ve öldürmeyi kendilerine şiar biliyorlar. Şiiler, Aleviler, Sufiler külliyen sapık addediliyor ve öldürülmeleri caiz görülüyor. Diğer mezheplerden olanlar ve gayr-i Müslimleri de muhalif gördükleri anda ölüm fetvasını rahatlıkla verebiliyorlar.” eleştirisi yapıldı.

 

488. Hafta Basın Açıklamasının Tam Metni

 

CHARLİE HEBDO’YU VE CUMHURİYET GAZETESİNİ LANETLİYORUZ!

 

Geçen haftanın gündemine Fransa’daki dergi baskını oturdu.

 

12 kişinin ölümü ile sonuçlanan bu baskının ardından tüm dünya Müslümanları günah keçisi ilan edildi. Avrupa’da camilere yönelik saldırılar yapıldı. Medyada çıkan haberler, yorumlar, karikatürler ve yapılan mitingler üzerinden Müslümanlar taciz edildi.

 

Batının ve İslam coğrafyasındaki batıcıların ağzındaki temel söylem ise Müslümanların kendileri ile yüzleşmesi gereği üzerine  kurgulandı.

 

Batı öncelikle kendisi ile yüzleşmek zorunda olduğunu bir kez daha gözlerden kaçırdığı gibi yapılan eylemin arka planını da sorgulama ihtiyacı hissetmedi.

 

Özellikle 11 Eylül 2001 sonrası Afganistan ile başlayan, Irak ile devam eden işgal ve katliam sürecinin Müslüman halklarda oluşturduğu fiziksel ve psikolojik tahribat batının umurunda olmadı.  Ölen milyonlarca insan, Ebu Gureyb’de ve Guantanamo’da akla hayale gelmedik işkencelere maruz kalan binlerce masum da batının vicdanını harekete geçiremedi.

 

Ya batının şımarık çocuğu İsrail’in yaptıkları.. 2006’da Lübnan’ı, 2008, 2012 ve 2014’de Gazze’yi yakıp yıkmasına ve binlerce insanı katletmesine seyirci kalan, hatta destek veren batı bugün hangi hakla bize yüzleşme dersi veriyor acaba?

 

2010’daki Mavi Marmara baskınını unutmadık. Siyonistler Gazze’ye yardım götüren kardeşlerimizden dokuzunu şehit ettiklerinde Batı’nın infial gösterdiğine, İsrail’e tavır koyduğuna şahit olan var mı? Mavi Marmara katliamı Paris’teki katliamdan daha mı az acı vermişti?

 

Arap Baharı sürecinde demokrasi ve insan hakları söyleminin arkasına sığınan Batı’nın Mısır’daki darbeyi ve binlerce insanın katledilmesini desteklemesi ne denli iki yüzlü ve vicdansız olduğunun işareti değil midir? Arap Baharı sürecinde Libya ve Suriye’deki çıkarları için bu ülkeleri iç savaş sarmalına sokan Batı, ölen yüz binlerce insan ve mülteci konumuna düşen milyonlarca insan için ne denli yas tutuyor acaba?

 

İslam coğrafyasındaki, özellikle de Türkiye’deki laik zihniyetli yazar/çizer/siyasetçi/aydınların da büyük ölçüde Avrupa’daki hezeyana ortak olarak öncelikle Batı’yı sorgulayacaklarına İslam’ı ve Müslümanları sorgulama ile işe başladıklarını ve sözü dönüp dolaşıp laikliğin faziletlerine getirdiklerini gözlemliyoruz. Avrupa aydınlanmasının etkisindeki bu zevat Aydınlanma sürecindeki Hıristiyan ruhban sınıfının konumunu ve burjuva sınıfının Hıristiyanlığı kapitalizme entegre edebilmek için Protestanlığı nasıl ürettiğini tahlil etmeden İslam’ın nasıl Protestanlaştırılacağını tartışıyor. Bu tartışmaya yönünü Amerika’ya çevirenler kadar yönünü Avrasya’ya çevirenlerin de dahil olduğunu görüyoruz. Laik çevrelerin gerçek İslam’ın bir hayat nizamı olarak sadece bireysel tezlerle sınırlandırılamayacağını, toplumsal tezlerin İslam’ın özünü oluşturduğunu unutmamaları gerekiyor. Tevhid ve adalet eksenli İslam dininin insanlığın içinde bulunduğu kaostan çıkışının yegane yolu olduğuna tüm kalbimizle iman ediyoruz. Laiklerin de Batı Aydınlanması’nın etkisinden kurtularak hakikat arayışına girmelerinin zorunlu olduğuna inanıyoruz.

 

Militan laiklik heveslisi Cumhuriyet Gazetesi’nin ve bu gazetedeki bazı köşe yazarlarının Charlie Hebdo Dergisi’nden alarak yayınladığı karikatürlerden dolayı bu gazeteyi ve ilgili köşe yazarlarını lanetliyoruz.

 

Paris’teki eylemi gerçekleştiren zihniyete gelince.. Bu zihniyet İslam adına İslam’ı karalamaya devam ediyor. Nijerya’da gerçekleştirilen ve binlerce kişinin ölümüyle sonuçlanan geçen haftaki katliam bu zihniyetin ne denli tehlikeli olduğunu ortaya koyuyor.

 

Vehhabi-Harici sentezi bir kafa yapısına sahip olan bu zihniyetin temsilcileri tekfir etmeyi ve öldürmeyi kendilerine şiar biliyorlar. Şiiler, Aleviler, Sufiler külliyen sapık addediliyor ve öldürülmeleri caiz görülüyor. Diğer mezheplerden olanlar ve gayr-i Müslimleri de muhalif gördükleri anda ölüm fetvasını rahatlıkla verebiliyorlar.

 

İslam’ın ana kaynakları olan Kur’an ve Sünnet’i kendi hevalarına göre yorumlayan bu zihniyeti telin ediyoruz . IŞİD, Boko Haram, El-Şebab, Yemen El-Kaidesi gibi isimler altında önümüze çıkan ilgili zihniyetin mensuplarına karşı ümmetin birlikte mücadele etmesi gerektiğini ve bu zihniyetin Müslümanlar tarafından dışlanmasının elzem olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.

 

Peygamberimize sadakat tüm Müslümanların temel şiarıdır. Peygamberimizin manevi şahsiyetine dönük hakaret içeren Charlie Hebdo provokasyonunu lanetliyoruz. İfade özgürlüğü kılıfı altında bu provokasyonu meşrulaştırmaya çalışan tüm girişimleri de lanetliyoruz. Bu provokasyonun arka planındaki olası emperyal tuzakların da farkında olduğumuzu, bu tuzaklara düşmeyeceğimizi ve emperyalizm ile mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi bu meydandan bir kez daha deklare ediyoruz.

Adalet ve Özgürlükler Platformu Adına Diriliş Saati Dergisi

"Müslümanların bu değerlerine sahip çıkan Akit Gazetesine’ne düzenlenen taşlı sopalı saldırıyı da şiddetle kınadığımızı ve “Basın Susturulamaz”, “Basına Özgürlük” diyenlerin de Akit’in yanında aynı hassasiyetle yer almalarını bekliyoruz. Akit çalışanlarına ve yaralanan personeline ‘Ankara İnanç özgürlüğü platformu’ olarak geçmiş olsun diyoruz."

ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU’NUN
17 OCAK 2015 TARİHLİ 466. HAFTA BASIN AÇIKLAMASI

Değerli basın mensupları ve kıymetli misafirler! Basın açıklamamıza hoş geldiniz.

Son günlerde dünya kamuoyu, Fransa’daki Charlie Hebdo Dergisi’ne yapılan saldırı sebebiyle, Müslümanlara karşı kışkırtılmaya karşı çalışılıyor. Dergiye yönelik plan saldırıları bahane eden ırkçı İslam düşmanları, özellikle şu günlerde, Fransa’daki Müslümanlara yönelik saldırılarını arttırmışlardır. Suikast olayının hemen öncesinde, derin güçlerinin organize edip yönlendirdiği, “Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Yurtsever Avrupalılar” oluşumu (PEGİDA HAREKETİ), sokaklara yüz binleri dökerek İslam karşıtı eylemleri yönlendirmiş ve Paris’teki saldırının hemen akabinde; “İslamcılar Fransa’da demokrasiye uygun olmadıklarını gösterdiler” diye mesaj yayınlamışlardır. Dergiye yapılan saldırıdan önce, “Özgürlüklerin Beşiği” diye lanse edilen Avrupa’da başta İsveç olmak üzere, son dönemlerde kundaklanan camii sayısı 13’tür. Bu, Batı’nın sistematik bir İslam düşmanlığını başlattığının bir göstergesidir.

Charlie Hebdo Dergisi’ne yapılan saldırı sonu, tüm dünyanın kalbi Paris’te atmış, bir çok ülkeden gelen üst düzey devlet erkânı ile bu olay kınanmış, teröre ve katliamlara tepkiler ortaya konmuştu böyle bir duyarlılık elbette takdire şayandır. Ancak, bu tür eylem birlikteliği ve protestolarda niçin ikiyüzlülük yapılmaktadır? Bu olayın vuku bulduğu saatlerde Nijerya’da Boko Haram örgütü 2000’i aşkın Müslüman’ı katletmiş, kasabalarını haritadan silmiştir. Dünya, 12 kişi için ayağa kalkarken, bu olayı görmezden gelmiştir. Yine, 3 yıldır Suriye’de kimyasal silahlarla, varil bombalarıyla katledilen 30 bin çocuk, 250 bin Suriye’li Müslüman için; Mısır’da bir günde katledilen 5 bin insan için; Siyonist İsrail’in Gazze’li çocukların üzerine her türlü silahla ölüm yağdırırken kendi çocuklarına da havai fişeklerle bu katliamı bayram sevinci içinde izlettirirken; Pakistan’da okul baskını öldürülen 146 öğrenci için; Bush’un, “Haçlı Seferi” olarak ilan ettiği gayr-i meşru savaş soncu Afganistan’da öldürülen 3,5 milyon, Irak’ta 1 milyon 200 bin insanı, hem de buralara demokrasi getirileceği yalanıyla çoluk-çocuk, kadın-erkek, yaşlı-genç demeden katledilen bunca Müslüman için bu duyarlı insanlar niçin sokaklara dökülüp, masumların hakkını korumak adına sokaklara dökülmediler? Bunun adına ikiyüzlülük denmeyecek de ne denilecektir? Elbette, katliamları kınıyoruz, ama biz tüm katliam işleyen terör devletlerinin de aynı şekilde lânetlenmesini istiyoruz.

Diğer yandan, Müslümanların kutsallarına saldırmayı ve hakaret etmeyi adet haline getirenlerin bu küstahlığının, basın ve fikir özgürlüğü diye hoşgörü ile karşılanması istenirken, söz konusu İslam’ın dışındaki inanç ve fikirler olunca hemen cezalandırılıverdiğini görüyoruz. 2008 yılında Charlie Hebdo Dergisi’nin ünlü çizerlerinden Maurice Sinet’in Yahudilikle ilgili karikatürü yüzünden işinden kovulduğunu görüyoruz. Aynı derginin 3 milyon trajlı son sayısında, yine Hz. Muhammed (s.a.v.)’in tasvir edileceği karikatürün yer alabileceği iddialarına ilişkin, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Marie Harf; “Kişisel görüşlere bakılmaksızın,Charlie Hebdo’nun bu tür bir şey yayınlaması hakkını kesinlikle destekliyoruz. Demokraside olan budur” diyerek, en az Hz. Muhammed (s.a.v.)’in tasvirini yayınlayanlar kadar o da iki yüzlülük yaparak bu küstahlığın altına imzasını atmıştır.

Bu olayın Türkiye cephesine bakacak olursak, bu küstahlığı aynı gerekçelerle ülkemizde yayınlama küstahlığında bulunan Cumhuriyet Gazetesi ile ona, “bir gazetenin neyi basıp neyi basmayacağına, toplumsal dini hassasiyetlere gazetenin editoryal kadrosu karar verir. Polis veya Hükümet değil… Cemaatçiler görüşlerime katılıyor, benimle birlikte Cumhuriyet’in o karikatürlerini basma özgürlüğünü savunuyorsa, bundan sadece memnun olurum” diyen Today’s zaman yazarı Emre Uslu’yu ve Gazetesini şiddetle protesto ediyoruz. Cumhuriyet Gazetesi yazarlarından Hikmet Çetinkaya ve Ceyda Karan’ın Müslümanların inançlarına tecavüz eden Fransız Charlie Hebdo Dergisi’ne olan bağlılıklarını kınıyoruz. Hiçbir Şahıs, kurum ve kuruluşunun ‘basın özgürlüğü, fikir özgürlüğü gibi masûm kavramların arkasına saklanmasını, dinimize, kitabımıza, Peygamber Efendimize hakaret etmesine tahammül edemiyeceğimizi ilân ediyoruz. Diğer yandan, insanların inancına ve kutsal değerlerine saldıranlara ses çıkartmayıp, Müslümanların bu değerlerine sahip çıkan Akit Gazetesi’ne düzenlenen taşlı sopalı saldırıyı da şiddetle kınadığımızı ve “Basın Susturulamaz”, “Basına Özgürlük” diyenlerin de Akit’in yanında aynı hassasiyetle yer almalarını bekliyoruz. Akit çalışanlarına ve yaralanan personeline ‘Ankara İnanç özgürlüğü platformu’ olarak geçmiş olsun diyoruz.

Basın açıklamamıza, Ahzab Suresi’nin 56 ve 57’nci Ayet mealleriyle son veriyorum:

“Allah cc ve Melekleri, Nebi’ye salâvât getirirler. Ey iman edenler! Siz de O’na çokça Salâvât getirin ve selam verin. Allah’ı ve Rasûlü’nü incitenleri Allah, dünyada da âhirette de lânetlemiştir ve onlar için aşağılayıcı bir azap hazırlamıştır.”

Bütün insanların akıl, nesil, can, mal ve din emniyetlerinin sağlandığı bir dünyada buluşmak temennisiyle katılımlarınız için teşekkür ederiz.

ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU

KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU 384. HAFTA BASIN AÇIKLAMASI
 

Rahman, Rahim, Allah’ın adıyla,

 

“İzzet; Allah’ın,Rasulü’nün ve Mü’minlerindir.”

(Münafikun Suresi:6.Ayet)

“Peygamber mü’minlere canlarından evladır.Peygamberin eşleri de mü’minlerin anneleridir.”

(Ahzab Suresi:6. Ayet)

“Sizden önceki nesillerden akıllı kimselerin yeryüzünde bozgunculuktan menetmeleri gerekmez miydi? Fakat onlar arasından kendilerini kurtardığımız pek az kişi böyle yaptı.Zalimler şımarık liderlerinin peşine takıldılar da şımardılar ve mücrimlerden oldular.”

                                               (Hud Suresi:116. Ayet)

“İnanmayanlara de ki:Olduğunuz yerde yapacağınızı yapın.Biz de yapıyoruz.Bekleyin.Biz de beklemekteyiz.”                                                                                                                                                                         (Hud Suresi:122. Ayet)

Sevgili dostlar değerli basın mensupları

Azgınlar ve sapkınlar güruhundan bir furyadır devam ediyor. Kimisi azgınlığını yeni karikatürlerle pekiştirirken, kimisi şaşkınlığını Türkçesini yayınlayarak gösteriyor,kimisi de bu sapkınlardan olduğunu göğsünü gere gere ilan ediyor. “Ben de Çarliyim” afişleri taşıyor.

Biz diyoruz ki:

Evet hiçbir şey affedilmedi ve “Siz Çarlisiniz”

Hiçbir şey affedilmedi ve “Siz Çarlisiniz”

“Siz Çarlisiniz”

“Siz Çarlisiniz”

“Siz Çarlisiniz”

 “Siz Çarlisiniz”

“Siz Çarlisiniz”

…!

 Tarihin bir ibret levhası olduğu, sonu kan ve zulümle bitecek heyecanların bulunmadığı, tevhid ve adalet üzere kurulu bir dünyada yaşama umudu ile hepinizi 385. Haftada aynı yer ve saatte buluşmak üzere Allah’a emanet ederiz.

KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU 26 REBİULEVVEL 1436 17.01.2015