Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Ankara'da 462 .,Sakarya'da 484.,

"Pakistan'da Yaşları 9-18 arasında olan çocukların bir intikam eylemine alet edilerek hunharca katledilmesini ŞİDDETLE kınıyoruz."

ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMUNUN
20 ARALIK 2014 TARİHLİ 462. HAFTA BASIN AÇIKLAMASI

Değerli misafirler! Basın açıklamamıza hoş geldiniz.

Dünya üzerindeki gelişen olaylara baktığımızda, şu manzara ile karşılaşıyoruz: halkın üzerine yağdırılan bombalar, intihar eylemleri, suçsuz ve masum insanlara yönelik yaşlı-genç, kadın-erkek, çoluk-çocuk demeden yapılan bombalı saldırlar, katliam, işkence, zulüm, yurdundan tehcir vb. olayların yaşandığı yerler hep halkı Müslüman olan ülkeler… Ve bu tür terör, baskı, zulüm olaylarının arkasında ise beynelmilel teröristlerden ya Amerika, ya Siyonist İsrail ya da kimi Batı ülkelerinin olduğu görülmektedir.

İşte bunlardan birisi de, arkasında Amerika’nın olduğu Pakistan kanlı terör saldırısıdır. Evet, maalesef kardeş ülke Pakistan büyük bir kanlı terör saldırısına sahne oldu. Tehrik-i Taliban adıyla da bilenen Pakistan Taliban’ı Peşaver kentindeki askeri okulu basarak 500 öğrenciyi rehin almış ve yaşanan silahlı çatışmada 135’i öğrenci, 9’u öğretmen 144 kişi hayatını kaybetmiş, 128 kişi de yaralanmıştır. ABD’nin Çin’i ve Rusya’yı kuşatmaya yönelik politikası ve bölgedeki müttefikleri ile olan ilişkisini kuvvetlendirmek için başlattığı iç çatışma, büyük bir katliama neden olmuştur.

Bu üzücü olay sonrası Afganistan’daki Taliban örgütü sözcüsü Mücahid, bu tür saldırıların, çocuk ve kadınların öldürülmesinin İslâm’a aykırı olduğunu beyan ederek, Pakistan Talibanı’nın okula düzenledikleri saldırıyı kınadıklarını ifade etmişlerdir. Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu olarak bizler de yaşları 9-18 arasında olan çocukların bir intikam eylemine alet edilerek hunharca katledilmesini şiddetle kınadığımızı belirtir, kardeş Pakistan halkına baş sağlığı, hayatını kaybedenlere yüce Rabbimizden rahmet, yakınlarına da sabr-ı cemil niyaz ederiz. Diğer yandan, Kızılderilileri yok eden, siyahî ırkı insan yerine koymayan ve oyuncak tabancalı çocuğu gözünü kırpmadan vuran; 6 çocuk sahibi, astım hastası bir siyahiyi, dünya kamuoyuna yansıyan görüntülerde de görüldüğü üzere boğarak öldüren katilleri cezalandırmayan siyahi ABD Başkanı Barack Obama Pakistan’daki saldırı olayı üzerine şöyle beyanatta bulunmuştur: “ABD olarak Pakistan halkının yanındayız. Bölgede barış ve istikrarı sağlamaya çalışan Pakistan Hükümeti’nin terörizm ve aşırılıkla olan mücadelesini sürdüreceğiz.” Evet, ABD İslâmâbât yönetiminden terörle mücadeleyi bahane ederek daha derin iş birliği bekleyecektir. ABD’nin girdiği ve demokrasiyi getireceğini vaat ettiği ülkelerin durumunu iyi tahlil ederek, kardeş ülkenin bu oyunlara düşmemeleri konusunda, kendilerini uyanık olmaya davet ediyoruz.

Basın açıklamamızda değinmek istediğimiz diğer bir konu da kumpas kurarak suçsuz insanları mağdur edenlerin mutlaka cezalandırılmaları; Ulusalcı, Tahşiyeci, Selam-Tevhitçi, İrancı, Taliban, El- Kaideci, Kitap yazdı vb. gibi ithamlarla çeşitli kesim ve şahıslara karşı operasyon yapıp, insanları mağdur edenler mutlaka karşılığını görmeli, yaptığının bedelini ödemelidir. Türkiye’nin sıcak gündemi haline gelen ve 22 Ocak 2010 tarihinde başlatılan sözde El- Kaide operasyonları kapsamında mütedeyyin insanlara yönelik yapılan operasyonla içlerinde yazar Mustafa Kaplan ile emekli imam Mehmet Doğan’ın da bulunduğu 13 kişi tutuklanmış haksız yere mağdur edilmiştir. Yaşlı ve MS hastası olduğuna bile bakılmaksızın bu insanlar mağdur edilmiştir. Bir çete gibi davrandığı, birçok kesime tuzaklar kurduğu, darbe hazırlıkları yaptığı gibi iddiaların muhatabı olan ve kamuoyunda Paralel Yapı olarak bilinen bu örgüt hakkında gerekli yasal işlemlerin bir an önce sonuçlandırılarak gerçekten toplumu tehdit ve tedirgin eden suçları işlemişler ise sorumlular hakkında gerekli yasal işlemler hemen yapılmalıdır. Paralel Yapıya bağlı olanların söyledikleri rivayet edilen, “Yargıya güvenin, eğer suçsuzsanız yargıda aklanırsınız” argümanı, onlara da hatırlatılarak kamuoyu bu konuda rahatlatılmalıdır.

Yine, Paralel Yapı’yla alakalı olarak gündeme gelen Yakup KÖSE’yle alakalı kumpas iddiaları da mutlaka gün yüzüne çıkarılmalıdır. 28 Şubat’ın 14 yaşında iken idam’a mahkûm edilen ve 6 yıl 8 ay hapse çarptırılan Köse’yi; bindiği İETT yolcu otobüsünün önünün kesilerek 10 kişiden fazla insanın üzerine çullanarak tutuklamasını da kınadığımızı belirtmek isteriz. İnsan onuru ayaklar altına alınmamalı, adaletin herkese lazım olduğu unutulmamalıdır.

Bütün insanların akıl, nesil, can, mal ve din emniyetlerinin sağlandığı bir dünyada buluşmak temennisiyle katılımlarınız için teşekkür ederiz.

ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU

 

İslam Adına İslam’ı Karalayanlardan Beriyiz

 

Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu, 484. hafta açıklamasında Gülen Hareketi’ne yönelik operasyon süreci değerlendirilirken, hem ülkede hem de dünyada İslam adına olduğu iddiasıyla örgütlenen birçok yapının İslam’a zarar verdiğine dikkat çekildi

 

Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu, 484. hafta açıklamasını Diriliş Saati Dergisi’nden Serdar Duman okudu. Gülen Hareketi’ne yönelik başlayan operasyonların değerlendirildiği açıklamada, hareketin küresel bir proje doğrultusunda hizmet verdiği iddia edilerek “Gülen Hareketi CIA ve Mossad’a çalışarak hizmet, cemaat gibi ulvi kavramları kirletti. Amerika’nın Ortadoğu’ya dönük planlarında rol aldı. Ortadoğu’daki direnişin kırılması ve özellikle de İran’ın ümmetin gözünden düşürülmesi için ortaya konulan tüm şeytanlaştırma senaryolarında başrolü oynadı. Son olarak da Türkiye operasyonunda organizatör pozisyonunda idi. Anti-Amerikancı kesimlerin susturulması ya da itibarsızlaştırılması için sayısız komplonun mimarlığını yaptı. Tevhid-Selam isimli sanal örgüt de Gülen Hareketi tarafından icat edildi. Binlerce insanın birtakım hayali senaryolarla gözaltına alınmasını, sorgulanmasını ve tutuklanmasını sağladılar” denildi ve hareketin, İslam’ın karalanmasına yol açacak birçok eyleme imza attığı ifade edildi.

 

Pakistan’da bir okula yapılan ve çoğu çocuk olmak üzere yüzden fazla insanın katledilmesiyle sonuçlanan baskının İslam adına hareket ettiklerini söyleyenlerin İslam’a ne denli zarar verebileceğinin en somut örneği olduğunu belirten Serdar Duman, “Vehhabi-Harici sentezi bakış açıları ile kendilerinden olmayan herkesi hedefe yerleştirebilen bu ve benzeri yapılar maalesef kendilerini İslam ile tarif ediyorlar. Irak ve Suriye’de IŞİD, Nijerya’da Boko Haram, Somali’de El-Şebab gibi örgütler de aynı mantalite ile katliam yapmaya devam ediyorlar. Bu örgütlerin hiçbiri haksız yere adam öldürüp öldürmediklerini sorgulamıyorlar. Tamamı kendi katliamlarını meşru olarak görüyorlar. Biz Adalet ve Özgürlükler Platformu olarak şunu açıkça deklare ediyoruz: İslam’ı kullanarak, İslam kisvesi altında İslam’a aykırı eylemler gerçekleştiren tüm örgütlerden, tüm sivil toplum kuruluşlarından, tüm siyasi organizasyonlardan beriyiz. Bu yapıların en büyük zararı İslam dinine ve İslam ümmetine verdiğine inanıyoruz.” dedi.

 

 

484. Hafta Basın Açıklaması

 

İSLAM ADINA İSLAM’I KARALAYANLARDAN BERİYİZ!

 

İslam adına İslam’ı lekelemek yaşadığımız son sürecin en önemli karakteristiği…

 

Gülen Hareketi CIA ve Mossad’a çalışarak hizmet, cemaat gibi ulvi kavramları kirletti. Amerika’nın Ortadoğu’ya dönük planlarında rol aldı. Ortadoğu’daki direnişin kırılması ve özellikle de İran’ın ümmetin gözünden düşürülmesi için ortaya konulan tüm şeytanlaştırma senaryolarında baş rolü oynadı. Son olarak da Türkiye operasyonunda organizatör pozisyonunda idi. Amerika’nın isteği doğrultusunda tüm anti-Amerikancı kesimlerin susturulması ya da itibarsızlaştırılması için sayısız komplonun/şantajın/projenin mimarlığını yaptı. Tevhid-Selam isimli sanal örgüt de Gülen Hareketi tarafından icat edildi ve kurgulandı. Binlerce insanın birtakım hayali senaryolarla gözaltına alınmasını, sorgulanmasını ve tutuklanmasını sağladılar. Binlerce insanın telefonlarını dinlediler. Kısacası; İslam adına çalıştığını iddia eden bu hareket İslam’ın karalanmasına yol açacak birçok eyleme imza attı.

 

Diğer taraftan iktidar partisi her ne kadar kendini muhafazakar- demokrat olarak tanımlasa da İslamcı bir kökten geldiği için daima ılımlı İslamcı olarak lanse edildi. Ak Parti iktidarında Türkiye uluslararası sermayenin cenneti haline geldi. Paradan para kazanmanın, faizin cazibe merkezi haline geldiği bir süreç normalleşti. Zina suç olmaktan çıktı. Emeğin sömürülmesi amacıyla oluşturulan taşeronluk sistemi bu dönemde yaygınlaştırıldı. Halkın ortak mülkü olan madenler, meralar, sular, ormanlar özelleştirmelerle yandaş firmalara peşkeş çekildi. Yolsuzluk, rüşvet gibi gayri ahlaki uygulamalar sıradanlaştı. Maddi ve manevi bağlamda sadece ve sınırsızca tüketen bir toplum yapısı oluştu. Kısacası; ılımlı İslam ideolojisi ile tanımlanan bu iktidar yaptıkları ile İslam’ı ihya etmek yerine İslam’ı lekelemek gibi bir görüntü arz ediyor.

 

Pakistan’da yaşanan son kanlı baskın İslam adına hareket ettiklerini söyleyenlerin İslam’a ne denli zarar verebileceğinin en somut örneği oldu. Pakistan Talibanı kendilerine dönük operasyonlara cevap olarak bir okulu bastı ve yaşları 9-16 arasındaki çocukların çoğunluğu oluşturduğu 148 kişiyi katletti. Vehhabi-Harici sentezi bakış açıları ile kendilerinden olmayan herkesi hedefe yerleştirebilen bu ve benzeri yapılar maalesef kendilerini İslam ile tarif ediyorlar.

 

Irak ve Suriye’de IŞİD, Nijerya’da Boko Haram, Somali’de El-Şebab gibi örgütler de aynı mantalite ile katliam yapmaya devam ediyorlar. Bu örgütlerin hiçbiri haksız yere adam öldürüp öldürmediklerini sorgulamıyorlar. Tamamı kendi katliamlarını meşru olarak görüyorlar.

 

Allah(c.c.) Kur’an-ı Kerim’de Maide Suresi’nde şöyle buyuruyor: “ Kim bir cana kıymamış veya yeryüzünde fesad çıkarmamış birisini öldürürse bütün insanları öldürmüş gibidir. Kim de birisinin hayatını kurtarırsa, bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur”. Bu ayet-i kerime bize İslam kisvesi altındaki söz konusu canilerin ne denli ağır bir suç işlediklerini ortaya koymaktadır.

 

Biz Adalet ve Özgürlükler Platformu olarak şunu açıkça deklare ediyoruz: İslam’ı kullanarak, İslam kisvesi altında İslam’a aykırı eylemler gerçekleştiren tüm örgütlerden, tüm sivil toplum kuruluşlarından, tüm siyasi organizasyonlardan beriyiz. Bu yapıların en büyük zararı İslam dinine ve İslam ümmetine verdiğine inanıyoruz. Tevhid-adalet çizgisindeki İslami mücadelemizi sadece ve sadece Kur’an ve sahih sünnet çerçevesinde yürütme azmimizi bir kez daha ilan ediyoruz.

 

Adalet ve Özgürlükler Platformu Adına Diriliş Saati Dergisi