Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Kocaeli'de 495., Ankara'da 452., Sakarya'da 474.,

Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformunun 495.hafta basın açıklaması

Müslüman Kürt halkının mücadelesini verdiğini iddia etse de, "büyük İsrail için ümmeti böl, parçala, yönet" projesinin, Anadolu toprakları bölümünde görevini icra eden PKK adlı Siyonist terör örgütü Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformunun 495.hafta basın açıklamasında lanetlendi. PKK nın Kobaneyi bahane ederek katlettiği 25 kişi için İzmit merkezde kılınan gıyabi cenaze namazı ve açıklamadan sonra , İzmit İnsan Hakları Parkında 2. bir açıklama yapıldı. Basın açıklanmasınını İHSD genel başkan yardımcısı Orhangazi Ergin yaptı. Destek verenler, “PKK kurana uzanan elini kırarız”, “Cesaretin varsa git Kobanide savaş”, “Kobaniye git bilet paran benden”, Kobani bahane iç savaş asıl gaye” ve “Kobani deyip Kuranları, Kuran kurslarını yakan, Müslümanları katleden PKK yı lanetliyoruz” pankartları tuttular.

KOCAELİ İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU  10.YIL 495. HAFTA BASIN AÇIKLAMASI

Sayın basın mensupları ve halkımız, 10. Yıl 495. Hafta basın açıklamamıza hoş geldiniz    Kobani’ye IŞİD’in saldırısı bahane edilerek PKK’nın,     Kürdüye, Türküyle bu ülke halkına karşı yaptığı katliamların 25.gününe, 25 kayıpla girmiş bulunuyoruz. Amerika ve İsrail’in emri ile, “Dünya 5 ten büyük” deyip, dış güçlere eyvallah etmeyen, isyan bayrağını açan    hükumete    karşı düğmeye basılmıştır. Gezi, 17 Aralık, şimdi de Kobani , PKK ve    IŞİD.    Gaye hem    Türkiyeyi    savaş bataklığının içine çekmek, hem de Kobani'yi bahane ederek ülkede iç savaş    çıkartıp, drabe yparak hukümeti devirmektir.

Osmanlı bakiyesi topraklarda 100 yıldır kirli, insafsız, kural tanımayan bir savaş devam etmektedir, Mezopotamya topraklarında    Müslümanların, yer altı ve yer üstü kaynaklarını ele geçirmek isteyen canavar ruhlu batı,    Müslümanların    topraklarını işgal etmek için haçlı seferini, kurduğu İŞİD denilen     Yahudi    terör örgütü ile yeniden savaş    başlatmıştır.

    İŞİD denilen Yahudi terör örgütü, hiç bir savaş kuralı tanımadan, başındaki terörist Yahudi, takma adı EL BAĞDADİ olan SAYMIN ELYIT eli ile katliamlarına devam ederek, İslamı tüm dünyaya vahşet dini olarak tanıtmaktadır. KOBANİ saldırısı bizzat TÜRKİYE’ yi savaşın içine çekmek için, MOSSAD VE CİA’ nın emri ile gerçekleştiren İŞİD, bölgeyi kontrol altına alarak, BÜYÜK İSRAİL DEVLETİ’ nin kurulmasına zemin hazırlamaktadır.

    Büyük İSRAİL devletinin kurulması demek, TÜRKİYE’de dahil olmak üzere bir çok devletin ortadan kaldırılması demektir. Orta Doğu coğrafyasındaki Müslümanları birbirlerine    düşürerek    zayıflatmayı amaçlayan İsrail,    maşası PKK ve yandaşlarıyla        TÜRKİYE’ mizin bir çok vilayetinde İSYAN mahiyetli ayaklanmalar gerçekleştirilmektedir. Buradaki amaç huzur ve barış içinde yaşayan farklı ırklara ve kültürlere sahip Anadolu topraklarındaki vatandaşlarımız arasında iç savaş çıkarmaktır.

    Yahudi terör örgütü IŞİD, TERÖRİST MOSSAD VE CİA tarafından kurulduğu gibi, PKK denilen İSRAİL güdümlü terör örgütü’ de MOSSAD VE CİA tarafından kurulmuştur. Siyonizm’in piyonu PKK 25 günlük Kobani sürecinde katlettiklerinin çoğunluğu Kürt halkındandır. PKK’nın        ve yandaşlarının    Müslüman KÜRT kardeşlerimizle hiçbir ilgisi  yoktur. PKK terör örgütü kurulduğu günden itibaren en fazla zararı MÜSLÜMAN KÜRT halkına vermiştir.

    İŞİD ve PKK danışıklı dövüş ile İSRAİL’ e hizmet etmektedirler. IŞİD terör örgütünün KOBANİ saldırısı ve PKK terör örgütünün TÜRKİYE’ nin çeşitli vilayetlerinde eş zamanlı olarak başlattıkları terör saldırılarında çok büyük çapta maddi hasar ve ölümler meydana gelmiştir, bütün bu terör olayları MOSSAD VE CİA’nın emirleri ile yapılmaktadır ve TÜRKİYE HÜKÜMETİNİ iktidardan uzaklaştırmak için bütün çabalarını sürdürmektedirler.  

Hükumetin    ÇÖZÜM sürecini sekteye uğramasın diye olaylar karşısında tam gücünü    göstermemesini    bir zafiyet    olarak    değerlendiriyoruz. Çözüm süreci sona ermiştir !, bunu zorlamanın anlamı yoktur. Gereken yapılmış, uzanan barış eli havada kalmıştır. Bundan sonrasını PKK ve yandaşları    düşünmelidir. Devleti gücüne göstererek!, bu    işi vatandaşa bırakmadan !,olayları derhal bastırmaya davet ediyoruz. Sabrı taşan vatandaşların PKK yandaşlarına saldırmaya başlamıştır. Hükümet teröristlere müdahale etmezse çok daha vahim sonuçlar çıkacaktır….

    Gaye, İSLAM COĞRAFYASI ve TÜRKİYE halkını kamplara bölerek ve birbirleri ile savaştırarak bir kaos ortamı oluşturmak, kargaşa çıkararak doğu vilayetlerimizi BÜYÜK İSRAİL DEVLETİ’ nin haritasının içine alarak, Kürt kardeşlerimizi kandırarak veya silah zoruyla, KÜRDİSTAN düşüncesiyle İSRAİL DEVLETİ’ ne hizmet eder hale getirmektir. Buradaki amaç asla KÜRDİSTAN değildir, amaç KÜRT kardeşlerimizi kullanarak BÜYÜK İSRAİL DEVLETİ’ ni kurmaktır. Biz Müslümanlar olarak, İslam ümmetinin devleti, Osmanlının son bakiyesi Anadolu topraklarının bölünmesine        asla razı değiliz.

Biz Müslümanlar hangi ırk’tan, hangi mezhep’ ten, hangi siyasi düşünceden olursa olsun, bu topraklard, ümmet kardeşliği çerçevesinde, beraber, kardeşçe        yaşamak istiyoruz. Bu toprakları İsrail piyonlarına        asla terk etmeyeceğiz.    
İŞİD bahane edilerek, misilleme yapmak için, PKK yandaşların Kuranı Kerimleri yakmasını, Kuran Kurslarını yakmasını, halkın iş yerlerini ve resmi binaları yakıp yağmalamasını lanetliyoruz. Müslümanları katletmek, KURAN’ı KERİMLERİ yakmak asla kabul edilebilir bir durum değildir. Siyonizm güdümlü        PKK ve yandaşları, İsrail için tehlike gördükleri İSLAM’a        düşmanlıkta, diğer İSLAM karşıtlarıyla yarış etmektedir. Kuranı Kerimleri yakan, Müslüman Kürt halkını katleden, namazla alay eden, Kuran Kurslarına saldıran İsrail güdümlü PKK Müslüman Kürt halkı içinde asla yer edinemeyecektir.

BDP ve HDP’ li milletvekillerinin İŞİD’ in KOBANİ saldırısını bahane göstererek, PKK’ lı teröristleri sokağa çıkmaya çağırarak     gerçek yüzlerini göstermiştir. Hala da sahtekarca demokratik eylemden bahsediyorlar.  İnsanlıktan nasibini almamış, insan hakları ihlalcisi, kara bir örgüt olan İsrail piyonu        PKK, Müslüman Kürt halkına saldırarak İŞİD gibi kan içici bir vampir olduğunu cümle âleme göstermiştir. Ey sahtekarlar, Kobani için savaş naraları atıyor, sonra bu ülkedeki Kürt halkına, polise, askere saldırıyorsunuz.  Kobani'de savaş gerekiyorsa, Kobaniye Türkiye değil,  siz gidin savaşın, bilet paranızı biz vereceğiz. Sizin amacınız Kobani değil , CİA ve MOSSADIN emri ile bu ülkeyi karıştırmak olduğunu herkes gördü. Döktüğünüz kanda boğulmanız yakındır. Basın açıklamamıza katıldığınız için teşekkür ediyoruz.

( İHSD ) İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARI DERNEĞİ

"Barış Süreci’nde artık Kürt halkını temsil etmeyen PKK ve HDP Muhatap alınmamalı, bölgede saygınlığı olan âlimler ve halkın ileri gelenleri ile diyaloga önem verilmelidir."

ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU’NUN 11 EKİM 2014 TARİHLİ 452. HAFTA BASIN AÇIKLAMASI

Değerli basın mensupları ve sevgili misafirler! Basın açıklamamıza hoş geldiniz.

Fransız ihtilâli sonrasında dünyaya yayılan kavmiyetçilik akımı Osmanlı Devleti’nin sonunu getirmeye vesile olduğu gibi Cumhuriyet Dönemi politikalarının da ana eksenini oluşturmuştur. Bu durum iç barışı bozmuş Kürt halkının kendini ikinci sınıf vatandaş hissetmesine sebep olmuştur. Son otuz yıla damgasını vuran PKK hareketi bu sosyolojik zeminde taban bulmuştur. İdeolojik yapısı ve terörist yöntemleriyle de tepki çeken hareket halktan beklediği desteği bulamamış ancak kavmiyetçilik belasının Kürt halkı arasında da yayılmasına katkıda bulunmuştur. Bu otuz yıllık süre içerisinde PKK hareketi kontrolden çıkmış, içine sızan dünyanın çeşitli güçlerine ait istihbarat elemanları yoluyla bölgede etkili bir güç merkezi olurken, Kürt halkının haklarını koruma iddiası pratikte geçerliliğini yitirmiştir. Hükümetin Cumhuriyet tarihi boyunca yapılan hataları kabul ederek otuz yıldır akan kanı durdurmak için başlattığı “Barış süreci” Türk ve Kürt halkının kardeşliğini istemeyen istismarcı çevrelerce engellenmek istenmektedir. Irkçılık-kavmiyetçilik belası Türk halkına hayır getirmediği gibi Kürt halkına da hayır getirmemektedir. Irkçılık belasının tedavisi İslâm kardeşliğidir. PKK’nın kendi kavminden olan ancak İslâmî hassasiyete sahip Hüda-Par çevrelerine saldırması manidardır. Bilindiği gibi Kobani’nin İŞİD tarafından kuşatılması üzerine TC Hükümeti’nin Kobani’ye yardım etmediği iddiasıyla başlatılan olaylarda otuzdan fazla kişi ölmüş, şehirler yakılıp yıkılmaya devam etmektedir. Kobani sadece istismar edilmektedir. Bayramda Kobani’den Türkiye’ye gelen halka kucak açan; hastaları, çocukları ve eşyaları taşımaya yardım eden askerlere taş atan Bağımsız Van Milletvekili Aysel Tuğluk ne yapmak istiyor? TBMM’de görüşülen, Ak Parti ve MHP’nin oylarıyla kabul edilen tezkereye hayır HDP sözcülerinin Hükümete “niye Kobani’ye müdahale etmiyorsun?” demelerini akl-ı selimle izah etmek mümkün müdür?. Evinde yangın çıkan birileri komşusundan yardım isterken komşunun cam çerçevesini indirmesi, onun evini de yakmaya çalışması ve komşusuna silahla saldırması nasıl abes ise “Kobani Olayları”nın gerekçesi de o kadar abestir. Bazı çevreler “Gezi Olaylarına” Kürtleri katamadıkları için hayıflanıyorlardı. Artık ellerini ovuşturduklarını söyleyebiliriz.

ABD liderliğinde oluşturulan ve iki yüzbin masum insanın ölümüne sebeb olan Beşşar Esad’ın iktidarına razı olan uluslararası koalisyon, Kobani’de PKK/PYD’nin silahlı unsurlarına hava saldırıları ile yardım etmektedir. Senelerdir ABD emperyalizmine karşı mücadele ettiklerini iddia edenler, Türkiye’nin ‘ABD’nin emrine girmemesini’ savaş sebebi saymış ve 38 masum insanın ölümüne sebep olmuştur. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, Kobani olaylarını bahane ederek sokakları kan gölüne çeviren ve 38 kişinin ölümüne sebep olan çevrelerin silahlı isyan çağrısı içerikli tweetlerinin keyfiyetini ifade etmiştir. Bilindiği gibi Hükümet Gezi Olayları sonrası gerekli hallerde bazı sitelere internet üzerinden ulaşılmasını engelleme görevini TİB’e veren bir kanun çıkarmış, bu kanun da Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmişti. Son olayda Anayasa Mahkemesi’nin ne kadar isabetli (!) bir karar aldığı ortaya çıkmış oldu. Twitler’ı kullanan ve Türkiye’nin bazı şehirlerini yangın yerine çeviren kimseleri Anayasa Mahkemesi’ne şikâyet ediyoruz.

Bizler Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu olarak halkımızı sükûnete davet ediyoruz. Bu olaylardan uzak durulmalı, tahriklere kapılınmamalıdır. Hükümete de çağrımız; silahlı provokatörleri bir an önce açığa çıkararak gerekli cezaları vermesi, halkın can ve mal güvenliğini sağlamasıdır. Barış Süreci’nde artık Kürt halkını temsil etmeyen PKK ve HDP Muhatap alınmamalı, bölgede saygınlığı olan âlimler ve halkın ileri gelenleri ile diyaloga önem verilmelidir.

Bütün insanların akıl, nesil, can, mal ve din emniyetlerinin sağlandığı bir dünyada buluşmak temennisiyle katılımlarınız için teşekkür ederiz.

ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU
 

Sakarya’da her cumartesi yapılan adalet ve özgürlükler eyleminde 474. hafta basın açıklamasını Diriliş Saati Dergisi adına Muhammed Emin Duman okudu. Açıklamada IŞİD kuşatması alındaki Kobani’ hakkında gerçekleştirilen kanl eylemlere değinilirken, “Her şeye rağmen sağduyunun hakim olması gereken bir süreçten geçiyoruz. Provakasyonları ancak sağduyulu davranarak önleyebiliriz. Oyunu ancak sağduyulu hareket ederek bozabiliriz.” ifadelerine yer verildi.

Açıklamada 37 kişinin can verdiği olaylara ilişkin olarak PKK hareketini eleştiren Duman, “HDP yetkilileri sorumluluktan kaçamazlar. Elbette olayların arkasında PKK’yı da aşan provokatör güçler var. Ancak, PKK nasıl oluyor da bu güçlerin tahrikine kapılıyor ve bu denli vahşete imza atabiliyor?” şeklinde konuştu.

Açıklamada Irak ve Suriye’deki son duruma da değinen Duman, “Suriye’de Türkiye’nin Amerika ve müttefiklerinin oyununa geldiği açıktır. Amerika ve müttefiklerinin dolaylı veya direkt müdahale ettiği her yere kan ve gözyaşından başka hiçbir şey götürmediği de hepimizin malumu…” ifadelerini kullandı.

 

Açıklamanın tamamı şu şekilde:

SAĞDUYULU DAVRANMALIYIZ!

Türkiye üç gündür yeni bir kaos ortamına sokuldu. Dün itibarıyla 37 kişinin can verdiği olaylar kısmen devam ediyor.

Derin güçlerin PKK’yı kullanarak oluşturduğu vahşetin kelimelerle izahı çok zor… Yüzlerce mesken/iş yeri/parti binası/okul/resmi kurum yakıldı. Bazı yurttaşlarımız sırf uzun sakalları ile IŞİD militanlarına benzediği için katledildi. Hüda-Par mensubu altı kişi de hunharca katledilenler arasında…

Katledilen tüm yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet ve ailelerine sabır diliyoruz. Hüda-Par camiasının da acılarını paylaşıyor, olanlar karşısında yüreklerimizin parçalandığını, üzüntümüzün sonsuz olduğunu belirterek geçmiş olsun diyoruz.

Türkiye’de barış bir kez daha katledildi. Derin güçlerin güdümündeki provakatörler halkımızın çeşitli kesimlerini, özellikle de HDP’ye oy vermeyen dindar kesimleri hedefe koyarak büyük bir kaosun fitilini ateşlediler. Türk-Kürt, dindar-seküler kavgasını hortlatmak adına her türlü kışkırtma yapıldı.

PKK unsurlarının ne denli vicdansız ve vahşi bir halet-i ruhiye içinde eğitildikleri bir kez daha ortaya çıktı. Güneydoğu’nun birkaç yerindeki IŞİD’i haklı gösteren bireysel ifadelerin HDP tarafından bu olayların sebebi gibi gösterilmesinin hiçbir karşılığı yok…

HDP yetkilileri sorumluluktan kaçamazlar. Elbette olayların arkasında PKK’yı da aşan provokatör güçler var. Ancak, PKK nasıl oluyor da bu güçlerin tahrikine kapılıyor ve bu denli vahşete imza atabiliyor? Karşımızda insanları öldürürken ve binaları kundaklarken gözünü kırpmayan, Allah inancından tamamen yoksun, insan sevgisinden ve barıştan hiç nasibini almamış bir örgüt var. Bu örgüt yaptıkları ile adeta bizim de “IŞİD’den bir farkımız yok” mesajını verdi ve bu mesaj tüm halkımız tarafından alındı.

Her şeye rağmen sağduyunun hakim olması gereken bir süreçten geçiyoruz. Provakasyonları ancak sağduyulu davranarak önleyebiliriz. Oyunu ancak sağduyulu hareket ederek bozabiliriz. Başta Güneydoğu bölgesindeki dindar insanlarımız olmak üzere tüm halkımızı sağduyulu davranmaya davet ediyoruz. Hüda-Par’ın da bu çağrımıza kulak vereceğine inanıyoruz.

Hükümet Suriye konusunda ateşle oynamaya devam ediyor. Suriye’de dış müdahale ile iç savaşı başlatan tüm unsurlar Suriye’nin kuzeyindeki Kobani dramından mes’uldürler. Bu mesuliyetin bir kısmı da Ak Parti Hükümeti’ne aittir.

Suriye’de dış müdahale ile muhalefeti örgütlerken ve iç savaşı tetiklerken yanı başımızdaki Irak’ın hali hiç mi örneklik teşkil etmedi? Suriye’de Esed diktatörlüğünün yıkılması gerektiğini savunan hükümet avanesi niçin Suudi Arabistan ve Körfez emirlikleri başta olmak üzere bölgedeki çok daha tehlikeli ve acımasız diktatörlükler ile ilgili sesini hiç çıkarmadı?

Suriye’de Türkiye’nin Amerika ve müttefiklerinin oyununa geldiği açıktır. Amerika ve müttefiklerinin dolaylı veya direkt müdahale ettiği her yere kan ve gözyaşından başka hiçbir şey götürmediği de hepimizin malumu… Amerika Suriye’ye sadece ve sadece kıblesi Amerika’ya dönük bir yönetim getirmek için müdahaleyi öngördü. Hükümet de bu gerçekliği görecek basirete sahip olmadığı için Amerika’nın dolduruşuna geldi.

Şimdi yeniden düşünmek, tefekkür ve tevbe etmek zamanı… Suriye’nin kuzeyinde oluşan boşluğun sonucu bugün Kobani dramını yaşıyoruz. Dün de Irak’ta Türkmenlerin de içinde olduğu çeşitli halklar bu dramı yaşadı ve yaşamaya devam ediyor.

Türkiye tarafından gönderilen yüzlerce TIR’ın MİT kontrolünde sadece temel ihtiyaç maddelerini Suriye’nin kuzeyine taşımadığı artık açık bir gerçek… Gönderilen askeri teçhizatın IŞİD gibi bölgede güçlenen bir örgütün eline geçebileceği de tahmin edilmesi zor bir olasılık değil….

Amerika ve Batılı müttefikleri bu bölgedeki kaostan zerre kadar rahatsız değil. Onlar bu kaostan kendi çıkarları doğrultusunda elde edebilecekleri sonuçları tartışıyorlar. Onlar bu bölgenin daha küçük parçalara bölünmesinin hesaplarını yapıyorlar. Onlar bu bölgede sınırların değişeceğini çok önceden deklare bile ettiler. Kolay kontrol edilebilir devletçiklerden oluşan bir Ortadoğu Amerika ve İsrail’in en büyük hayali…

Bölge halklarının gerçek tehlikeyi görmesi zamanı geldi geçiyor. Parçalanmak değil bütünleşmek İslam coğrafyasındaki temel strateji olmalı. Bölge ülkeleri siyasal ve ekonomik ittifaklar oluşturmalı. Mezhebi ve etnik ayrışmaya karşı ümmetçe tavır almalıyız.Aramızdaki sorunları çatışarak değil, konuşarak çözmenin bir yolunu bulmalıyız.

Allah(c.c.)’tan ümmete oyunu bozacak basiret nasip etmesini diliyoruz.    

Adalet ve Özgürlükler Platformu Adına Diriliş Saati Dergisi