Başörtülü Olsan ne olur Dımdızlak Dolaşsan Ne Olur!

Başörtülü Olsan ne olur Dımdızlak Dolaşsan Ne Olur!

"Meczupluk bünyeye zarardır ama kimi zaman da "çocuktan al haberi" mesabesinde işe yarar"

/Salih Tuna Sabah Gazetesi

Meczupluk bünyeye zarardır ama kimi zaman da "çocuktan al haberi" mesabesinde işe yarar.
Mesela... Yalçın Küçük bir defasında (PKK'nın malum siyasi partisini söz konusu ederken) şöyle demişti: "Kürtlerin milletvekillerinin kızları mini etekli. ...Bunu göreceksiniz. Onlar bu cumhuriyetin çocuklarıdır...
Bizle savaşıyorlar.
Bizimle sorunları var. Ama Kemalist'tirler (...) Hiçbirinde türban yok... Hiçbirinin kafasına ilkel şeyler koyamazsınız..." 
Bir projenin 'safiyane' itirafıdır bu!
PKK'nın hangi "ihtiyaca" binaen hangi ana rahminde yeşertilip hangi kuvözlerde yaşatıldığının da dışavurumudur.
Daha kestirmeden söyleyecek olursak...
Türk Kemalizm'inin Batı'da yaptığını veya yapmak istediğini Kürt Kemalizm'i Doğu'da yapacaktı.
Hedef buydu. CIA'nın arka bahçesi hüviyetindeki dönemin MİT'i Güneydoğu'daki diğer Kürt örgütlerini yok ederken PKK'nın önünü açmıştı.
Efendim? Evet, MİT eskiden böyleydi.
İsterseniz şuracığa minik bir parantez açalım. Dönemin MİT Müsteşarı Korgeneral Fuat Doğu, "Ben MİT müsteşarlığı yapmadım, CIA'nın şube müdürlüğünü yaptım. Bir CIA yetkilisi gelse, beni Sinop'a götür dese onu oraya götürmekle memurum..." demişti.
MİT'in CIA'nın bölge istasyonu olmaktan kurtulduğu daha yenidir.
Bunun en bariz göstergesi de FETÖ'nün MİT TIR'ları "operasyonudur."
Şayet MİT CIA'ya hizmet vermeye devam etseydi FETÖ operasyon yerine nezaret ederdi.
Parantezi kapattık.

***
Türk Kemalizm'inin Batı'da "irtica/ mürteci" dediğini, Kürt Kemalizm'i Doğu'da "feodalite" diyerek hedefe koyacaktı.
Farklı kodlansa da Batı'da ve Doğu'da yapılmak istenen aynı şeydi:
Milleti (etnisitelerden ve mezheplerden maada) millet yapan "mana iklimini" çözmekti. Hülasa, Doğu ve Batı'yı İslamsızlaştırmaktı.
Mesele entegristlere veya "ham yobaz kaba softaya" veya "kula kulluk düzenine" isyan etmek değildi.
Bambaşka bir proje devredeydi.
Yalçın Küçük'ün mezkûr sözlerinden hareketle şöyle vülgarize edebiliriz bunu: "Mini etek söz konusuysa vatan teferruattır..."
Bu kafa CHP'de toplanıyor şimdi.
Yoksa... Bir oturuşta çeyrek domuzu midesine indiren eşiyle övünen o il başkanları, ezandan rahatsız olan, "şehitler ölmez vatan bölünmez" sloganından gıcık kapan o parti meclis üyeleri, Türkiye kimi ülkelerle savaşa girerse Türkiye'den yana değil o ülkelerden yana olacağını söyleyen o milletvekilleri CHP'de karşılık bulamazdı.
***
Şükür ki şükür, gladyonun toplumun arasına koyduğu tüm fitne setleri bir bir yıkıldı.
Yurtsever Kemalistler, PKK'ya "terör örgütü" diyemeyen Yalçın Küçük'e, "senin zihniyetin de PKK'nın kazdığı hendeklere gömüldü" demeye başladı.
Vatanımız bölünecek, paramparça edilecek ama biz bakacağız kızları mini etekli mi başörtülü mü, he mi?
Vatanımız işgal edilecek biz "yaşam tarzı" derdine düşeceğiz, öyle mi?
Hayır, asla...
Yaşayacak bir vatanın yoksa, işgalcilerine kuyruk sallayarak dolaşacaksan, yani köpekleşeceksen, saçından topuğuna kapansan ne olur dımdızlak çıplak gezsen ne olur.