Başbakan Davutoğlu: Suriyeli Aylan’ın Resmi Dünyaya Son Uyarıdır

Başbakan Davutoğlu: Suriyeli Aylan’ın Resmi Dünyaya Son Uyarıdır

Başbakan Davutoğlu, “Hepimizin gözlerini yaşartan, dolduran, vicdan sahibi herkesin yüreğini burkan Aylan’ın o cansız bedeni aslında son uyarıdır. Bu insanlığın vicdanı anlamında bir kıyamettir” dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, ATO Congresium’da devam eden B20 Türkiye Konferansı’nda yaptığı konuşmada,  jeopolitik gerilimlerin ekonomik, siyasi ve daha çok insani sorunlar yarattığını dile getirdi.

Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eminim hepiniz Aylan’ın, 3 yaşındaki Suriyeli bebeğin cansız bedenini görmüşsünüzdür. O cansız beden hepimiz için bir uyarı sinyali. Eğer Suriyeli çocuklar evlerinde güvende değilse o zaman bizim çocuklarımız da Ankara, Paris, Londra ya da New York’ta güvende olmayacaklardır. Bu çocuklar, nerede doğacaklarına kendileri karar vermiyorlar. Bu kader, nerede doğdukları... Ancak bizim kararlarımız ya da verdiğimiz yanlış kararlar, onların geleceğini şekillendiriyor.    

Sesimizi yükseltme zamanı

Bugün dünya tek bir kaderi paylaşan insanlığın hayat alanıdır. Kimsenin kaderi birbirinden bağımsız değildir. Dün hepimizin gözlerini yaşartan, dolduran, vicdan sahibi herkesin yüreğini burkan Aylan’ın o cansız bedeni aslında son uyarıdır. Bu insanlığın vicdanı anlamında bir kıyamettir. Sesimizi yükseltmenin vakti gelmiştir.”

 Mülteciler için son 4 yılda 6 milyar dolar para harcadıklarını dile getiren Başbakan, buna karşın bazı Avrupalı liderlerin Avrupa’nın Hristiyan bir toplum olduğunu ve Müslümanların orada olmaması gerektiğini söylediklerine dikkati çekti.

Kapımız hep açık olacak

15. yüzyılda soykırımda kurtulan Musevilerin geldiğini hatırlatan Davutoğlu, Etrafımızda ne olursa olsun, ne  tür riskler olursa olsun, bu çocuklar bize geldiğinde, bu baskıcı rejimlerin mağdurları bizim sınırlarımıza dayandığında biz, sınırlarımızı her zaman onlara açacağız, kalplerimiz bu trajedilerin, bu dramın mağdurlarına her zaman açık olacak” ifadesini kullandı.

SADECE BİR DAKİKA DÜŞÜNÜN  

Başbakan Davutoğlu, cansız bedeni kıyıya vuran Aylan’ın babasıAbdullah Kurdi’yi telefonla arayarak başsağlığı dilediğini anlatarak, şunları kaydetti: “Eşini ve iki oğlunu kaybetti. Suriye’den aile olarak çıkmış ve şimdi Kobani’ye, kendi şehrine tek başına geri dönüyor. Bir dakikalığına düşünün. Tüm ailenizi kaybetmiş olsaydınız sizin ruhunuzda neler olurdu? Tüm dünya liderlerine bir çağrıda bulunmak istiyorum, tüm sorumlu aydınlara, iş dünyasına ve şu anda tatil yerlerinde çok  rahat bir şekilde tatil yapanlara sesleniyorum: Lütfen mültecileri düşünün. Sadece Suriyelileri değil Afrika’dan ve diğer ülkelerden gelen mültecileri düşünün. Entegre bir stratejimiz olması gerek, baskıya karşı mücadele etmeliyiz ve insanlığın haklarını nereden geliyorsa gelsinler savunmalıyız. Aynı zamanda omuz omuza hareket etmeliyiz insanlık için. Bu tarihi dönüm noktası, hepimiz için bir sınav olacak, sınanacağız.

VİCDANIN SESİ OLAMAZLAR

“Bizi, ‘Bu mültecilere niye kapınızı açtınız?’ diye suçlayanlar, şimdi bu tablo karşısında vicdanın sesi olamazlar” diyen Başbakan Davutoğlu, şöyle konuştu: “Ortadoğu’yu bir bataklık, Suriyelileri de bu bataklıkta yaşayan sivrisinekler gibi görüp kapılarımızı kapatmamızı teklif edenler, şimdi köşelerinde hayasızca yazılarla bunun sorumluluğunu da bizim üzerimize atmaya kalkıyorlar.  Bu sadece hükümetimize, Cumhurbaşkanımıza, bana değil, bir insanlık dersi vererek evlerini, yuvalarını, aşlarını, sofralarını, kalplerini Suriyelilere açan aziz milletimize de bir hakarettir.”    

KİMSE TEREDDÜT ETMESİN

Başbakan Ahmet Davutoğlu, gazetecilerin seçim güvenliğine ilişkin sorusu üzerine, şöyle konuştu: “Kimse tereddüt etmesin. Terörle mücadele etmeye de kararlıyız, seçimi de en güvenli şartlarda gerçekleştirmeye kararlıyız. CHP ya da MHP bir seçim hükümeti bağlamında bizimle iş birliği yapmış olsaydı, seçim güvenliğini teminat altına almak için Meclis’i birlikte çalıştırıp bazı yasal düzenlemeleri de yapma imkanı bulacaktık.” Bazı köylerde terör örgütünün seçmene baskı yaptığını vurgulayan Davutoğlu, bu  konuda YSK’ya başvurduklarını ancak yasal çerçevede başka yerlerde oy kullanmanın mümkün olmadığının kendilerine iletildiğini anımsattı.

KONGRE CESUR BİR KARARDI

Üç dönemlik bazı isimlerin adaylık başvurusunda bulunmadığının hatırlatılması üzerine Davutoğlu, “Parti içi demokrasiye ve partimizin özellikle de seçimlere yenilenmiş ve güçlenmiş bir şekilde gitmesine önem verdiğimiz için seçimler öncesinde kongre yapma kararı aldık. Bu aslında cesur bir karardı. Bu partimize, delegelerimize, milletvekillerimize, bakanlarımıza güvenin neticesidir” dedi. Kongreyi 12 Eylül’de gerçekleştireceklerini belirten Davutoğlu, “Üç dönem’ ile ilgili husus, oluşturduğumuz özel bir tüzük komisyonunda inceleniyor.  Üç dönem kuralı kalmakla birlikte bütün arkadaşlarımın aday olabilmesini temin edecek bir çerçeve hazırladık” dedi.