Bahçeli'nin “Büyük Kürdistan” korkusu

Bir MHP'li, Devlet Bahçeli için "Türk Dünyası'nın lideri" demiş. Gerçekten öyle ise, Türk Dünyası'nın vay haline! Küresel emperyalizm çağında bu kadar dar bir ufuk, bırakın koca Türk Dünyası'nı, ufacık bir Türk oymağını bile selamete çıkaramaz.

Başbakan yahut Dışişleri Bakanı, Türkiye'nin manevra sahasını genişletmek için Ortadoğu'dan Kafkasya'ya, Balkanlar'dan Afrika'ya sefer üstüne sefer mi düzenliyor? Devlet Bahçeli'ye göre bunun adı sorumsuzluk; çünkü devlet adamı dediğin, devletinin başından ayrılmaz! Hükümet, Türkiye'nin kanını emen Kürt meselesini çözmek için MHP'den katkı mı bekliyor? Devlet Bahçeli'ye göre bundan daha büyük saçmalık olamaz, çünkü Kürt meselesi diye bir şey yok! Özetle şöyle diyor Devlet Bahçeli: Türkiye eski hamamda eski tasla yıkanmaya devam etsin, kan akacaksa yine aksın, milli servet mundar olacaksa yine olsun, yeter ki Türkiye payidar kalsın.

İyi de, Türkiye bu kafayla nasıl payidar kalacak? MHP Antalya İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada "Sevr'den bu yana batı emperyalizminin Türkiye'yi bölmek, yok etmek amacıyla ortaya koyduğu oyunları, senaryoları biliyoruz. Bundan vazgeçmiş değiller" Şark meselesi hala devam etmektedir" diyen, Bahçeli'nin kendisi değil mi? Türkiye'nin kaşınmaya müsait yaralarını kapatmadan, komşularımızla safları sıklaştırmadan, bölgesel ittifaklar ve hatta ittihatlar kurmadan, küresel çapta bayrak göstermeden, bütün bunlar için gerekli olan 'paradigma' değişikliğine gitmeden, emperyalist kuşatmayı nasıl yaracağız?

MHP lideri, yukarıda mezkûr konuşmasında, Kürt açılımının "Büyük Kürdistan" projesine hizmet edeceğini de ileri sürdü. Norşin'e Norşin dersek Türkiye, Irak, Suriye ve İran parçalanır, "Büyük Kürdistan" kurulurmuş! Daima korku içinde, savunma psikolojisi içinde, edilgenlik içinde yaşamamızı istiyor Devlet Bahçeli. Üstelik böyle yaşarken bir de Türklük gurur ve şuuruyla kasım kasım kasılmamızı bekliyor. Demiyor ki: "Ey Türkler, Kürtler, Araplar, Farslar"! Gerçekçi olalım, hiçbirimiz kendi başımızın çaresine bakacak durumda değiliz. Küresel meydan okumalara karşı safları sıklaştırmaktan, tarihî birliğimizi günümüz şartlarına uygun olarak yeniden kurmaktan ve bunun için de önce aramızdaki psikolojik duvarları yıkmaktan başka çaremiz yok. İşte; Kürdistan Bölge Yönetimi'ni adıyla sanıyla Kürdistan Bölge Yönetimi olarak selamlayarak, o duvarları yıkmaya başlıyorum. Aynı ocaktan ısınıyoruz, ileri!"

Sınırların kalktığı ve Kürt'ün Kürt'e, Türk'ün Türk'e, Arap'ın Arap'a, bunların hepsinin birbirine ve Farslara katıldığı, aynı anda hem 'Büyük Kürdistan' hem 'Büyük Türkiye' hem 'Büyük Arabistan' hem 'Büyük İran'ın kurulduğu, komşularıyla federatif bir çatı altında birleşerek büyüyen halkların/devletlerin emperyalizme gönül rahatlığıyla meydan okuduğu bir Ortadoğu için milleti seferber etmek dururken, 'Statükoyu korumazsak PKK ve Mesut Barzani hepimizin canına okur' diye milletin yüreğine korku salmak, bana göre, siyasi cüceliktir.

Çok mu yüksekten uçtum gene? İyi, siz o kadar yüksekten uçmayın, ama Türkiye'nin canına okuyan statükoyu mukaddesat gibi savunacak kadar da irtifa kaybetmeyin.

Yeni Şafak

Bu yazı toplam 1462 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar