Bacakları Olmadan Rablerine Yürüyenler!

Bacakları Olmadan Rablerine Yürüyenler!

Bacakları Olmadan Rablerine Yürüyen Yiğitler

Mustafa Karakaş / Doğruhaber

Filistin direnişi Şeyh Ahmed Yasin'den sonra İbrahim Ebu Süreyya'nın şehadeti ile bir kez daha güçsüzlüğüne, zayıflığına, parçalanmışlığına ağladı.

14 yaşındaki çocukları ağzını, burnunu dağıtarak gözaltına aldılar. Bize yani İslam dünyasına verdikleri mesaj net: Sizde onur varsa müdahale edersiniz.

Down sendromlu genci gözaltına aldılar. İslam dünyasının sinir uçlarına bastılar resmen. Lakin parçalanmışlığımızın verdiği zillet koca devin(ümmet) tepki göstermesini engelledi.

Tüm yöntemlerle koca devin(ümmet) uyuşmuşluğunun düzeyini ölçüyorlar.

Son olarak İbrahim Ebu Süreyya'yı kalleşçe katlettiler.

2 bacağını Filistin davasına kurban vermiş,tıpkı Şeyh Ahmed Yasin gibi tekerlekli sandalyede özgürlük mücadelerini sürdürüyordu İbrahim.

Gözlerimizin içine soktular bu vahşeti. Vicdanımıza tırnaklarını batırdılar… ama ne çare, hissiz yığınlara dönüştü ümmet.

İbrahim'in cismani bacakları yoktu ama o kutlu davası için yürümekten vazgeçmedi.

Onun bacakları özgürlüğe olan aşkıydı.

Onun bacakları Mescidi Aksa'ydı. Vurulan çocuklar,bombalanmalar,yok sayılmaları idi bacakları…

Onun bacakları imanı idi.

Bu nedenle zahiren yürümüyor sanılan İbrahim aslında o kadar hızlı yürüyordu ki…

O kadar netti ki attığı adımlar… Nerede duracağını,nereye yürüyeceğini Şehid Ahmed Yasin'in manevi mektebinden öğrenmişti.

Suriye'de işbirliği

İbrahim Ebu Süreyya Rabbine yürüdü…

Bacaklarındaki yürüme takatini Filistinlilere bırakarak yürüdü.. Oysa o takata en çok bizlerin ihtiyacı var.

İbrahimin maddi bacakları yoktu, tıpkı ümmetin manevi bacaklarının olmayışı gibi… İbrahim'in tekerlekli sandalyede olmasına acıyan bizler kendi maneviyatımızın bitkisel hayatta olduğunu maalesef farkedemiyoruz.

İbrahim bacakları olmadığı halde Kudüs için yürüdü; Oysa Kudüs işgal altında iken bacakları olduğunu iddia eden bizler sürünüyoruz.

Suriye'de işbirliği

Şehit Fadi Ebu Salah

Şeyh Ahmed Yasin'in tekerlekli sandalyesini ve direnişini kendisine miras bıraktığı İbrahim Ebu Süreyya layıkı ile onu taşıdı ve şehid düştü. Tekerlekli sandalyede direnişi sürdürmek Fadi Ebu Salah'a kaldı. 2008 yılında bacaklarını bedeninden önce cennete gönderen Ebu Salah dün bacaklarına kavuştu. O öncüleri Şehid Ahmed Yasin gibi İbrahim Ebu Süreyya gibi ümmete "ayağa nasıl kalkılır"ın dersini verdi. Şüphesiz  hem İbrahim Ebu Süreyya'yı hem de Fadi Ebu Salah'ı en iyi Şehid Şeyh Ahmed Yasin özetler;çünkü İbrahim ve Fadi Şeyh Ahmed Yasin'in mektubunun beden kazanmış hali gibiydiler.

Suriye'de işbirliği

Ne diyorsu Şehid Ahmet Yasin;

"Bırakın savaşçı onuruyla ölelim!

Allah'ım! Ümmetin suskunluğunu sana şikâyet ediyorum!

Ben ki kocamış bir yaşlıyım. Kurumuş iki elim, ne kalem tutuyor ne de silah!

Sesimle yeri inletecek güçte bir hatip de değilim!

Ben ki saçları ağarmış, ömrünün son demlerinde, türlü hastalıkların yıktığı ve üzerinde zamanın belâlarının estiği biriyim!
Tek isteğim, benim gibi Müslümanların zaaf ve aczinden müteessir olanların yazmasıdır!
….
Allah'ım! Akıtılan kanlar, dokunulan ırzlar, çiğnenen hürmetler, yetim bırakılan çocuklar, oğlunu yitirmiş anneler, dul kalmış kadınlar, yıkılmış evler ve ifsad edilmiş ekinler aşkına Sana şikâyette bulunuyorum.

Sana şikâyette bulunuyorum! Gücümüz dağıldı... Birliğimiz bozuldu... Yollarımız ayrıldı...

Halkımızın zaafını ve ümmetimizin bize yardım edip, düşmanı yenmedeki aczini Sana şikâyet ediyoruz..."

Geçen yıl İbrahim bizi şikayete gitmişti bu yıl ise Fadi Ebu Salah...

Suriye'de işbirliği