"Atatürk olsa Hayır mı Derdi, İnönü Ne Derdi?"

"Atatürk olsa Hayır mı Derdi, İnönü Ne Derdi?"

Yeni Akit yazarı Hacı Yakışıklı, anayasa değişikliği teklifinin referandumda onaylanmasının ardından Türkiye'nin bir anda yükselişe geçmeyeceğini savundu.

Yeni Akit yazarı Hacı Yakışıklı, anayasa değişikliği teklifinin referandumda onaylanmasının ardından Türkiye'nin bir anda yükselişe geçmeyeceğini savundu. Yakışıklı, "Sandıktan 'evet' çıkması durumunda Türkiye birdenbire yükselişe geçecek değil; ancak kısa vadede ekonomik göstergeler olumlu yönde yükselir" dedi.

Hacı Yakışıklı'nın Yeni Akit gazetesinin bugünkü (11 Şubat 2017) nüshasında yayımlanan 'Atatürk olsa hayır mı derdi, İnönü ne derdi?' başlıklı yazısı şöyle:

Şu saat olmuş, şayet hâlâ birileri çıkıp “Neye evet, neye hayır diyeceğimizi bilmiyoruz” diyorlarsa kaldırsınlar kendilerini 3. köprüden kamyon niyetine geçirsinler!

İşi “Cumhuriyet rejimi” boyutunda değerlendirip “hayır” diyeceğini söyleyenler Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ni ne zannediyor acaba? Recep Tayyip Erdoğan’dan sonra yerine Bilal Erdoğan’ın geçeceğini mi sanıyorlar?Ülkemizin “Başkanlık sistemine göre kurulmuş bir parlamenter sistem” olduğunu bilmeyen var mı? “Atatürk olsa hayır derdi” propagandası yapanlara da şaşırmamak elde değil! Neye “hayır” diyecek? Haydi diyelim ki Atatürk “hayır” dedi; onun vefatından sonra Türk Lirası’nın üzerinden Atatürk fotoğraflarını kaldırıp kendi fotoğraflarını koyan İsmet İnönü ne derdi? 

Ölmüş insanlar, diyeceğini vakt-i zamanında demiş zaten, biz onlardan ders çıkarıp şimdi yaşayanlara bakalım olmaz mı? Referandum sonrası sonuç ne çıkarsa çıksın “kısa vadede” Türkiye’de değişen çok şey olmayacak. Orta ve uzun vadede ise çok şey değişecek.

“Hayır” çıkarsa ne olur?

Nisan 2017’de yapılacak Anayasa Referandumu’nda sandıktan “hayır” çıktığını düşünelim. Sabah kalkacağız ve her zamanki gibi gündelik işlerimize gideceğiz. Biz gündelik işlerle meşgulken, dünyayı yönettiğini sananlar da bizimle meşgul olacak. 2019 seçimlerini öne almaya çalışacaklar. Bu seçimlerde “koalisyon hükümeti” kurulması için ellerinden geleni yapacaklar. Olası bir koalisyonda Türkiye 2002 öncesine dönüş yapacak. Yaşadığımız coğrafyaya “Ortadoğu bataklığı” demeye devam edeceğiz. Batı, her zamanki gibi kalifiye teröristlerini üzerimize salacak. 

“FETÖ, derin bir oh çeker mi?”

 

FETÖ derin bir oh çekecek! Yoksa siz FETÖ’nün bittiğini mi sanıyorsunuz? Pensilvanya daha geçtiğimiz gün “Gerekirse ceketlerinizi satın, üyelerimize yardımcı olun” mesajı gönderdi, duymadınız mı? Avrupa’nın dört bir yanında para basmaya devam ediyorlar. Dinler arası diyalog safsatasını vargüçleriyle sürdürmeye devam ediyorlar.

Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile beraber kökünün kazınacağını bilen FETÖ, referandumdan hayır çıkması durumunda tutunacak yepyeni dallar bulacaktır. PKK’nın da FETÖ’den farkı yok biliyorsunuz. O yüzden PKK yöneticileri de “hayır” propagandası yapıyor.

“CHP’liler hayır deyince terörist mi oluyor?”

Tabii ki olmuyorlar. CHP’nin “hayır” demesi ile FETÖ/PKK’nın hayır demesi aynı şeyler değil; ama aynı kapıya çıkıyor gibi! Yani CHP ülkedeki koalisyonda yer alma umudunu korumak istiyor; PKK/FETÖ ise yok olmaktan kurtulmak istiyor. Neticede “hayır” diyen herkes terörist değil; ama tüm teröristlerin “hayır” dediğini de bilmek lazım! Biz yine de CHP’li yöneticilere ve seçmenlerin tercihine saygı duymak zorundayız. Onlar da diğer seçmenlere saygı duymak zorunda!

“Evet, çıkarsa ne olur?”

Sandıktan “evet” çıkması durumunda Türkiye birdenbire yükselişe geçecek değil; ancak kısa vadede ekonomik göstergeler olumlu yönde yükselir. Uzun vadede ise “koalisyon” riski ortadan kalkacak. Tüm mesele aslında budur! “Evet” çıkması durumunda Türkiye daha sağlam bir yönetime kavuşacak, güçlenen Türkiye karşısında sömürgelerini tek tek kaybedecek olan Batı zayıflayacak.

Şu anda “evet oyları” % 55 civarı gözüküyor, en az % 10 kadar da “kararsızlar” var.

Evet veya hayır demeyi bir “çatışmaya” dönüştürmeden nisan referandumuna doğru yol almak gerekiyor. Siyasetçilerin tutumu gayet sükûnetli, çok dikkatli konuşuyorlar. Toplumumuz ise olgunlaşan istişare kültürü sayesinde “provokasyonlara” gelmiyor. Ah şu vesayetçiler, artık toplumu birbirine düşüremiyorlar.

Büyük ve güçlü bir ülke istiyoruz. Tırsak, korkak yönetimler istemiyoruz. Ülkemizde ecnebi çizmeleri istemiyoruz. Komşularımızın evleri yanarken seyretmek istemiyoruz. Bizim gidecek başka vatanımız yok… Ezanlar darbeleri her zaman sustursun diye, insanlarımız ölmesin, kirli planlar üzerimizden çekilsin diye “evet” diyeceğiz. Sandıktan ne çıkarsa çıksın, milletin kararına da saygı duyacağız. Türkiye’nin artık sadece “A Planı” yok; “B-C-D…” planları daima yanı başımızda durmalı ki düşmana galebe çalabilelim!